1903 – 1964 yılları arasında yetimhane olarak hizmet veren; Avrupa’daki en büyük, Dünya’daki ikinci en büyük ahşap yapı olan Büyükada Rum Yetimhanesi, Alexandre Vallaury tarafından tasarlandı. 19. yüzyılın sonunda bir Fransız şirketi tarafından otel olmak için inşa ettirilen yapı, gerekli izinlerin sağlanmaması nedeniyle sonradan bir yetimhane olarak işlevlendirildi. Yetimhanenin Heybeliada’ya taşınması ardından kullanıma kapatılan yapı bugün hala bakımsız ve kullanılmaz bir halde bulunuyor.

Ada silüetinin en önemli parçalarından biri olan, mimari niteliği ile dikkat çeken ve toplumsal hafızada önemli bir yere sahip Rum Yetimhanesi 2020 yılında başlayan restorasyon çalışmalarına rağmen bugün yıkım tehlikesi altında bulunuyor. Patrikhane tarafından yapılan açıklama kapsamında turizm amaçlı olarak kullanılması planlanan alanda ekolojik değerlerin karşı karşıya kalacağı tahribata ve turizm işlevinin yaratacağı baskıya dikkat çeken meslek uzmanları, aynı zamanda yapının korunmasının önemi hakkında da açıklamalarda bulundular. 2025 yılı Haziran ayından beri, Ada sakinlerinin, koruma ve planlama uzmanlarının da dahil olduğu bir ekiple birlikte kararın yeniden ele alınması hakkında tartışmalar devam ediyor. 2012’de Dünya Anıtlar Fonu’nun izleme listesine, 2018’de ise Europa Nostra tarafından “Tehlike Altındaki Yedi Kültürel Miras” listesine dahil edilen Büyükada Rum Yetimhanesi’nin korunması ülkemizde yerleşik hale gelmiş olan, mimari ve kültürel miraslara karşı sürdürülen finansal kar odaklı, sorumluluk ve bilinç yoksunu anlayışın değişmesi için büyük önem taşıyor.