Kullanıcıların yalnızca özel alanlarını değil, günlük ritüellerini de yeniden tanımlayan Onur Karadeniz Architects tasarımı Bukhari Evi, “farm house” konseptiyle geliştirilen ve dört dönümden oluşan bir konut projesi.

Şehrin eteklerine yakın bir çiftlik evi olarak tasarlanan Bukhari Evi İstanbul’da yer alıyor. Evin ismi, içinde yaşayan ailenin soyadından geliyor. Başlangıçta, arsada ayrık nizam iki eski köy evi bulunuyormuş. Müşteriden gelen talep doğrultusunda, iki katlı kagir yapı ana yaşam alanı olarak, diğeri ise misafirhane olarak kullanılacak şekilde projelendirilmiş. Bu bağlamda, mevcut iki katlı evin çatısı ve ikinci katı tamamen yıkılmış ve mevcut olanın hemen yanına üç katlı bir yapı inşa edilmiş. İki yapıyı aynı çatı altında birleştiren ancak kırıklı formu ile yapıları birbirinden görsel olarak ayrıştıran çelik çatı sistemi tasarlanmış. 

Ev, yamaçlı bir topoğrafyanın en üst kotunda konumlanırken yeni yapılan ek bina alt katları üst katlarla birleştiriyor. Bu nedenle, yeni ek kütle eski yapı ile birleştiği giriş kotunda ana yaşam alanı olarak tasarlanmış. Alt kat tavanı cam vernikle cilalanarak brüt beton olacak şekilde çıplak bırakılmış. Bu katta bulunan iki yatak odası çocuk odası olarak işlev görüyor. 

12 metrelik pergola/balkon, bir sınır tanımlamak amacı ile ana kütleye dik olarak saplanarak yapının girişinde bir teras oluşturuyor. Bu balkon, çiftlik arazilerini kontrol etmek için bir gözlem güvertesi görevi görüyor ve binanın ana girişini dışarıdaki bir kapı ile vurguluyor. 

Ev, arazinin en yüksek noktasında yer alıyor ve arsa içindeki boşlukları birbirine bağlamak üzere üç yeni beton rampa tasarlanmış. Birinci rampa, giriş ile ana ön avlu arasında doğrusal bir araç yolu sağlarken, diğer iki rampa sırasıyla tarım arazisine yaya ve kamyon yolu sağlamak üzere tasarlanmış. Yaya rampası, alt seviyeye doğrudan bir geçiş sağlıyor ve kamyon rampası, tarım arazileriyle birleşmek için çapı açılarak aşağı iniyor. Ayrıca arsanın giriş ile yapı kütleleri arasında taş duvarlı bir dizi teras bahçesi tasarlanmış. Bahçe ve tarla sulamasında kullanılmak üzere teras bahçesinde gizli yağmur suyu depolama haznesi bulunuyor. 

Ev genelinde farklı malzemeler kullanılarak bu malzemeler arasında bir uyum sağlanmaya çalışılmış. Kullanılan malzemeler arasında en belirgin olanları granit, beton, tuğla, paslı korten metal, alüminyum, tik, meşe, metal, cam, mermer ve seramik. 

Kullanıcıların yalnızca özel alanlarını değil, günlük ritüellerini de yeniden tanımlayan Bukhari Evi, “farm house” konseptiyle geliştirilen ve dört dönümden oluşan bir konut projesi. 

Kullanıcıların teras bahçelerini sosyal olarak kullanma isteğini, arazinin verimli tarla topraklarıyla paralel çalıştıran konut, iki farklı işlev tipinin ortasında tampon görevi gören bir tipoloji oluşturmaya çalışıyor. Kullanıcıların doğrudan isteğiyle şekillenen tuğla cephe; eskimeye açık, yaşanmışlık hissinin zamanla işleyeceği çıplak beton peyzajla giydirilmiş. Projenin temelini şekillendiren, iki farklı işlevdeki arazi tipini bir araya getiren bu peyzaj, konuttan uzaklaştıkça iki paralel rampayla araziye doğru çözünerek kayboluyor. 

Geniş açıklıklı cepheleriyle geçirgen bir çekim noktası haline gelmeyi hedefleyen Bukhari Evi, bu iki işlev arasında da görsel olarak geçirgen bir arayüz haline geliyor. Betonarme pergola ve üst kotta yer alan derin balkon, rampaların toplanarak buluştuğu, konuta yönelimi kuvvetlendiren meydanı yaratıyor. Projenin tümüne hakim olan sert tasarım çizgisini iç mekanda da devam ettiren yaklaşımla modern ve geleneksel bir araya getirilmiş. Az, ancak keskinlikten arındırılan mimari detaylar, mekanların nesiller boyu kullanıldığı hissini çağrıştırıyor. Salonda şömine etrafına giydirilen geleneksel motiflerden oluşan el yapımı özel seramikler, bu çağdaş ve modern mirasın en görünen ifadesi.