Bir Hipergerçeklik Araştırması: İstanbul Galleria Örneği

Doç. Dr. Ece Ceylan Baba*

Giriş

Alışveriş, modern ya da modern öncesi dönemler ile sınırlı kalmaksızın, belli bir sosyalleşme ve kamusal bir mekân gerektiren bir eylem olmuştur. Daha çok kentlerde güçlenme eğilimi taşır ve kentsel mekânda gerçekleşir. Bu mekânlardaki ortak amaç; alışverişin yanısıra, insanların bir araya gelme, iletişim kurma gibi sosyal gereksinimlerinin de karşılanmasıdır (Redstone, 1973). Kentsel altyapı, alışverişin var oluşunun niteliklerini belirlemektedir.

Modern dönemde alışveriş, kompakt ve kapalı sistemlere sahip alışveriş merkezlerine yığılmaktadır. Bu merkezler, alışveriş mekânını kentten ayıran ve kamusal mekânı kent merkezinin dışında yeniden yaratan bir yapıya sahiptir. Söz konusu yapılar içinde alışveriş etkinliği, gereksinimlerin satın alınmasından, gereksinim gözetmeyen bir tüketime dönüşmektedir (Birol; 2005). Tüketim başlı başına bir amaç haline gelmektedir.

20. yy’a kadar, kentlerdeki alışveriş mekânlarının en temel karakteristiği kent dokusu ile bütünleşmiş olmalarıdır. Antik dönem kentlerindeki agoralar ile Ortaçağ kentlerindeki meydanlar, alışveriş etkinliğinin çeşitli amaçlar için toplanma, öteki kentliler ile sosyal iletişim kurma gibi kentsel işlevlerle birlikte yer aldığı mekânlar olarak, kentlerin en önemli alışveriş yerlerini oluşturmuşlardır.

Alışveriş Merkezlerinin Evrimi 

Sanayi Devrimi Sonrası Alışveriş Mekânları: Yapısında kamusal alanlar içeren alışveriş mekânları, Sanayi Devrimi ile birlikte 19. yy’da görülmeye başlamıştır. Sanayi Devrimi ile, üretimde miktar ve çeşitliliğin artması, bu ürünlerin birlikte sunulabileceği ve dönem kentlerinin elverişsiz koşullarından yalıtılmış çevrelerde sergilenme isteğini doğurmuştur. Bu dürtünün ardında, dönemin üst gelire sahip kesiminin, daha düşük gelir seviyesindekiler ile birlikte alışveriş yapmaktan bilinçli olarak kaçınma dürtüsü de bulunmaktadır. Böylece, büyük yapılar sayesinde kent içinde, kentin olumsuzluklarından sıyrılmış büyük mekânlar oluşmuş ve üst gelir grubu kentlileri için birer çekim alanına dönüşmüşlerdir.

Öncelikle İngiltere’de, “Department Store” adı verilen çok katlı mağaza sistemine geçilmiştir (Mackeith; 1986). Department Store tanımı zamanla içinde rekreasyon, gıda ürünleri ve farklı firma şubelerini de içine alarak 10.000-20.000 metrekarelik kapalı alanları kapsamaya başlamıştır (Zengel; 2002). Çok katlı bu yapılar 19. yy’ın ilk kapalı alışveriş mekânlarını oluşturmaktadır (Özcan; 2007). Bu dönemde gelişen çelik ve cam teknolojisinin de etkisiyle, ortak mekânında geniş açıklıklara sahip aydınlık yapılar inşa edilmiştir (Önbilgin-Uzun; 2002).

19. yy Sonu-20. yy Alışveriş Mekânları: Böylece, 19. yy sonlarında ortaya pasajlar ve büyük mağazalar çıkmaya başlamıştır (White-Sutton; 2001). Pasajlar, alışveriş yapılarının kentten yalıtılmasının ilk sinyallerini vermiştir. Bu yapılarda salt gereksinim alışveriş yapmak değil, boş zamanları değerlendirmek için bir günlük etkinlik halini almıştır (Backes; 1997).

20. yy Sonu ve 21. yy’da Alışveriş Mekânları: Zamanla kent dışı alışveriş merkezleri ortaya çıkmıştır. İlk örnekler, birkaç büyük mağaza ve süpermarketten ibaret bir kompleksten oluşan ve birbirinden bağımsız açık dolaşım alanları içeren bir merkez anlayışındadırlar (Gosling-Maitland; 1976) Zamanla alışveriş merkezleri, tek bir çatı altına toplanmış, tamamıyla kapalı yapıya evrilmişlerdir. Alışveriş merkezinin bütünüyle kapalı hale gelmesi, merkez içinde iklim kontrolü yapılmasını da olanaklı hale getirmiştir (Şahin; 2010). Bu bağlamda, alışveriş merkezleri kendi başlarına birer dünyadır ve kendi evrenlerini yaratmışlardır.

1980’lerden başlayarak yerleşen liberal ekonomi ve küresel etkenler, alışveriş merkezlerini kentsel kimliğin bir parçası haline getirmede etkili olmuştur. 1990 ve 2000’li yıllar boyunca da dünyanın farklı kentlerinde alışveriş merkezlerinin hızla yaygınlaşması ve kent merkezlerinin giderek daha az tercih edilir olması durumu devam etmiştir.

Alışveriş Merkezlerinin Özellikleri

Günümüz Kentlerindeki Alışveriş Mekânları Deneyimleri: Alışveriş merkezleri, günümüz küresel kent yaşamının “paketlenmiş” halde kentlilere sunulduğu, tüketim anlayışı ve kültürünün geçirdiği dönüşümün mekâna yansımasıdır. Salt alışveriş faaliyetinin hedeflendiği merkezlerden öte, kapalı ve iklim kontrollü fiziksel ortamı ve güvenli sosyal çevresiyle birçok farklı faaliyetin gerçekleşebildiği buluşma mekânları olarak tasarlanmışlardır (Akıncı; 2013). Bu mekânları deneyimleyenler, olumsuz hava koşullarının yanısıra, kent sokaklarında onları rahatsız edebilen suç eylemlerinin öngörülmezliklerinden de görece uzaktırlar (Ritzer; 2014).

Alışveriş merkezleri, çevrelerinden ve bağlamlarından kopuktur, içe dönüktür. Yapı içerisinde, bir kamusal alan, yapay bir kent mekânı yer almaktadır. İklimlendirilmiş ve aydınlatılmış ortamı, işlevleri ve biçimsel özellikleri ile kent merkezi özelliklerine sahiptir (Birol; 2005).

Serbestçe gezinilen, satın alma zorunluluğunun bulunmadığı, vitrin seyri şeklindeki alışveriş türünü mümkün kılan bu mekânlarda, karnavalımsı bir atmosferle tüketiciye farklı deneyimler sunulmaktadır (Fiske; 2000). Bu mekân kurgusu kişiye farklı bir dünya sunmakta ve bu dünya ile doğrudan irtibat kurmasına izin vermektedir.

Alışveriş Mekânlarındaki Kullanıcılar: Kullanıcılar, alışveriş merkezlerinde satın alma eylemi haricinde başka deneyimlere de katılmaktadırlar. Örneğin; kişi, satın alma ve tüketmeyi kısa bir sürede ya da alışveriş merkezindeki bir olayda birleştirmektedir. Böylesi satın almalar ve tüketimler, maddi ya da maddi olmayan ürünleri içermelerine karşın, tüketim eylemi yine de deneyimsel kalmaktadır. Bu anlamda alışveriş merkezi, metalaşma dışında kalan deneyimlere ilişkin kaynakları içermekte ve nesneler dünyası ise, burada ikincil bir önem taşımaktadır (Falk-Campbell; 1997).

Pasif Meşguliyet: Alışveriş merkezlerinin önemli özelliklerinden birisi de, pasif meşguliyet alanlarına sahip olmalarıdır. Pasif meşguliyet, alışveriş merkezinin sağladığı sahnede aktör olmanın yanısıra, izleyici olmanın kavramsal adıdır. Pasif meşguliyet durumunda birşeyler yapmak ya da iletişim kurmaktan çok seyretme eylemi ağırlık kazanmaktadır ve birey bu şekilde kendisini içinde bulunduğu toplum ve çevrenin bir parçası olarak algılayabilmektedir (Carr-Francis-Rivlin-Stone; 1992). Öteki insanların varlığı, görsel nitelik ve çeşitlilik, sanat, manzara ya da doğa pasif meşguliyet için insanları çeken etkenlerdir.

Kent Merkezinin, Alışveriş Merkezinde Bir Taklit/Simülasyon Olarak Yeniden Kurulması

Hipergerçeklik, Simülasyon ve Simülakr Kavramları ve Baudrillard: Postsanayi toplumunda kavram üretimi belirlenmiş bir modele göre yapılmaktadır. Bu toplum biçiminde model, “gerçeğe” bakılarak değil, “gerçeklik” modele bakılarak kurgulanmaktadır (Saylan; 2009). Baudrillard bu durumu, yani bir köken ya da bir gerçeklikten yoksun gerçeğin modeller aracılığıyla türetilmesini hipergerçeklik ya da simülasyon olarak adlandırmaktadır (Baudrillard; 2014).

Baudrillard’a göre simülasyon, gerçeğe ait bütün göstergeleri ele geçirmiş ve gerçeğin yerine geçmiş olan “sahte”dir. Bu bağlamda simülasyon, nasıl ve ne zaman olduğu bilinmeyen bir şekilde “gerçeği” yok edip, onun yerine geçmiş olan hipergerçekliktir. Baudrillard düşüncesinde simülasyon, simülakr yani bir gerçeklik olarak algılanmak isteyen görünümler aracılığı ile sağlanmaktadır. Simülakr, gerçeği gizleyen değil, gerçeğin yokluğunu gizleyendir (Baudrillard; 2005). Bu anlamda simülakr, nesnelerin ya da olayların, herhangi bir “gerçekliğe” bağlı kalınmaksızın yeniden üretilmesidir.

Baudrillard ve Simülakr Aşamaları: Dünyada dört farklı simülakr aşaması olduğunu savlayan Baudrillard’a göre (Gane; 2008), postsanayi dönemi, üçüncü simülakr aşamasına denk gelmektedir.

Rönesans ile Sanayi Devrimi arasındaki dönemi kapsayan birinci simülakr ile Sanayi Devrimi ile postsanayi dönemi arasını kapsayan ikinci simülakr aşamalarındaki imajlar, gerçeklikle bağlantı kurmaya çalışmakta ve gerçeği temsil etmeye çalışmaktadır.

Oysa üçüncü simülakr aşamasında bu durum değişmektedir. Artık gerçek nesne de tıpkı sahte olan bir simülasyon olarak anlaşılır (Grace; 2000). Bu koşullar altında imajlar “gerçek dünyadaki” herhangi bir nesneyle somut bağlantı olmaksızın serbestçe dolaşır, dolayısıyla yalnızca birbirleriyle ilişki içinde anlam üretebilirler (Toffoletti; 2014). Yani Baudrillard’ın ilk iki simülakrında gerçek ile temsil arasında bir ayırım vardır; fakat, üçüncü simülakrda artık temsiller, gerçeğin değil, başka temsillerin temsili haline gelmiştir.

Üçüncü Simülakr Aşaması ve Alışveriş Mekânları İlişkisi: Baudrillard’ın üçüncü simülakr aşaması olarak betimlediği olgu, alışverişin mimari mekânını da doğrudan etkilemektedir. Alışveriş merkezi kavramı postsanayi döneminde ortaya çıkmış ve başlangıçta kentten görsel, fiziksel ve sosyal olarak uzak, fakat mimari işlevsellik açısından kent merkezine benzeyen bir konseptle yeniden kurulmuştur. Bu bağlamda, kent mekânı alışveriş merkezi içerisinde yeniden yapılaşmış, alışveriş merkezi, kente yaptığı göndermeler aracılığı ile kendisini kent merkezine bir alternatif olarak sunmuştur (Jewel; 2001). Ancak bu göndermeler, mekânsal değil, biçimseldir, öze ilişkin olmayıp yüzeysel ve yapaydır.

Baudrillard’a göre alışveriş merkezleri birer meta panayırını andırırlar ve kullanıcılarına küçük bir kent simülasyonu sergilerler (Tuncer; 2009). Alışveriş merkezi, kent merkezi gibi davranmakta fakat aslında başka bir mimari yapılanma ile inşa edilmektedir. “Gerçek” kent merkezini değil, bir temsili temsil etmektedir, bu nedenle Baudrillard’ın deyimiyle bu mekânlar bir hipergerçekliktir. Gerçekten yola çıkan kurgu, kurgunun yeni bir gerçeklik dayatmasına dönüşmüştür.

Baudrillard’ın Alışveriş Mekânları Çözümlemesi: Alışveriş merkezi içinde yeniden kurgulanan kent mekânı, kendi kendini yenileyebilme niteliğini yitirir ve “kapalı kutu” içerisinde “bir defada yaratılan bir boşluk” haline gelir. Yapıda, gerçek kent mekânına ait özellikler yüzeysel bir biçimde simüle edilir ve kentin karmaşık ve çok boyutlu ortamı steril bir ortamda yeniden yaratılır (Birol; 2005). Baudrillard’ın deyimiyle alışveriş merkezinde “her şey gerginliklerin giderilmesiyle tanımlanmış soyut bir mutluluğun kolaylığı, yarı saydamlığı içinde eritilmiş ve aşılmıştır” (Baudrillard; 2013). Bu bağlamda, ticari başarıya odaklanarak tasarlanmış alışveriş merkezleri, kullanıcıyı kolay yönlendirebilen, kontrol edebilen yapay bir kentsel mekân deneyimine sürüklemektedir. Bu mekânlar içinde kurulan kamusal ilişki de aynen yapay ve hızlı tüketilen bir yapıya sahiptir.

Günümüz alışveriş merkezlerinde, alışveriş mekanik bir etkinliğe dönüşürken, yaratılmak istenen kent merkezi görüntüsü, yerini yapay ve tümüyle ticarileşmiş bir mekân organizasyonuna terk eder.

Taklidin Taklidi / Hipersimülasyon: İstanbul-Galleria Örneği

Türkiye’de Alışveriş Merkezlerinin Ortaya Çıkışı-İlk Örnek Galleria: Alışveriş Merkezleri Türkiye’de liberal ekonomik ortamı takiben 1980 sonrasında inşa edilmeye başlanmıştır (Akıncı; 2013). Galleria, 1988 yılında İstanbul Ataköy sahilinde açılmış ve Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi olmuştur. Houston’daki “The Galleria” alışveriş merkezinden esinlenerek yapılmış ve adını da buradan almıştır (Kuyumcu; 2010). Bu anlamda Galleria, İstanbul’a ABD’de kent merkezlerinin birer taklidi olarak üretilen ilk nesil alışveriş merkezlerinin bir modellemesi olarak getirilmiştir. Farklı bir bakış ile Galleria, kent merkezini taklit ederken, gerçeklikten kopmuş bir mimari temsilin modellemesi olarak bir hipersimülasyona dönüşmüştür. Amacı kent merkezini modellemek değil, doğrudan kent merkezini modellemiş olan temsili kopyalamaktır.

Galleria ve İlk Deneyimler: Galleria’nın ilk açıldığı yıllarda, Anadolu’dan ve İstanbul’dan pek çok insanın yoğun ilgisi ile karşılaşılmıştır. Galleria’dan alışveriş yapmak, özellikli bir deneyim olarak addedilmiştir (Bayhan; 2011). Bu da, mimari simülasyonun getirdiği kültürel bir simülasyondur. Galleria, İstanbul ve Türkiye bağlamında küresel kentleşmenin bir belirtisi olarak, kentsel yapılaşmanın değişimine ilişkin kilit bir mimari yapıdır ve küresel kentleşme sürecinde, ekonomik ve sosyal ilişkilerin temel alınarak, yaşam biçimlerindeki değişimde mimarinin etkisi bağlamında özgün ve birincil bir örnektir.

Tüketim kültürünün eğlence ve alışveriş olgusunu desteklemesiyle, Türk kentlilerin özelde Galleria’ya, genelde ise alışveriş merkezlerine adaptasyonu kolay olmuştur (Erkip; 2003). Galleria temsilinin ticari ve sosyal olarak olumlu karşılanması, İstanbul ve Türkiye için Galleria benzeri yeni alışveriş merkezlerinin modellenmeleri için gerekli güdülenmeyi sağlamıştır.

Galleria ve Sonrasındaki Alışveriş Merkezi Girişimleri: Alışveriş merkezlerinde, tüketim eyleminin, boş zaman deneyimleriyle birleşmesi, kent merkezlerinde ve tüketicilikte yeni bir evreye işaret etmektedir. Artık gündelik yaşama ilişkin alışveriş eylemleri, alışverişin yanısıra, alışveriş yapan kullanıcının görünürlüğü anlamına da gelmektedir. Kullanıcının alışveriş sırasında kamuya açık bir mekânda performansı söz konusudur (Ritzer; 2014). Bu performans bir sahne sanatını andırmaktadır ve zorunlu bir harcamaya katılmaksızın, tüketimin canlı ve yaşayan deneyimine izleyici olarak eklemlenmeye olanak vermektedir.

Bu bağlamda, alışveriş merkezi de, söz konusu performansın ve kültürel değişimin, sosyal deneyimlerin ve gündelik yaşamın sahnesi haline gelmektedir (Shields; 1992). Galleria bu anlamda İstanbul’un kentsel alanlardaki alışveriş caddelerindeki görünülürlük performansını kendi kapalı sınırları içindeki steril ortama aktarmayı başarmış ve Türkiye’deki öteki alışveriş merkezleri için bir model oluşturmuştur.

Galleria’nın Mimari Özellikleri ve Mekânsal Deneyimleri: Galleria, mimari olarak altı kütleden oluşan bir komplekstir. Ortasında atriyum bulunan beş katlı bloğa batı kısmından üç katlı, galerili uzun bir blok bağlanmıştır. Bu bloğun batısında büyük mağazalar bulunmaktadır. Atriyumun doğusunda onu saran üçer katlı iki blok ve bu iki bloğun kavradığı dört katlı bir sosyal-eğlence merkezi yer almaktadır.

Sahil kotundan sağlanan yaya girişleri atriyum ve ana galerilere doğrudan açılmakta, merdivenlerle ulaşılan bir kat aşağıdan kompleksin güneyinde yer alan katlı otoparklara bağlantılar sağlamaktadır.

Bütün alışveriş birimleri, iki katlı galeri ve atriyum çevresinde, görsel bir bütünlük içinde yer almaktadır. Atriyum çevresinde alt katta yeme-içme işlevleri ile bin kişilik oturma olanakları bulunmaktadır. Orta alanda ise, sosyal etkinlikler için bir meydan konumlanmıştır.

Sistematik bir modülasyonla düzenlenen yapı, betonarme bir taşıyıcı sisteme sahiptir. Döşemeler, çoğunluğu 6,5 metre açıklıkla hazır betonarme döşeme elemanlarıyla oluşturulmuştur. Atriyum çatısı ise uzay kafes konstrüksiyondur (Sayar-Süer; 2002). Atriyum üzerindeki piramidal ve galeri üzerindeki sekizgen formlu ışıklıklar alüminyum konstrüksiyon ile donatılmıştır.

Tasarımcısı Dr. Hayati Tabanlıoğlu tarafından geleneksel “Kapalıçarşı” modelinin çağdaş bir yorumu olarak nitelendirilmektedir.

Günümüzde Galleria: İstanbul’da ve Türkiye’de inşa edilen alışveriş merkezleri için önemli bir model olan Galleria, bugün ilk yıllarındaki popülaritesinden uzaktır. Söz konusu durum küresel kent merkezinin Maslak hattına doğru uzanması ve yeni yapılan çok sayıda alışveriş merkezinin Maslak hattına ve çok daha büyük ölçeklerle inşa edilmesi olduğu kadar, İstanbul’daki her bir mahalleye birden çok alışveriş merkezinin inşa edilmesinden de kaynaklanmaktadır. Hattâ günümüzde, kentsel rantlar nedeni ile yıkımına ilişkin kararlar gündeme alınmaktadır.

Sonuç

Galleria, Baudrillard’ın tanımlamasında temsilin temsili şeklinde kurgulanan ve gerçeklikle ilişkisini, gerçeklikten yola çıkmak şeklinde değil, gerçekliğe biçim vermek çerçevesinde inşa eden postsanayi toplumu dönemini anlatan üçüncü simülakr aşamasının bir ürünüdür. Kent merkezinin bir simülasyonu olarak icat ve inşa edilen alışveriş merkezi kavramının Batı’dan ithali olarak, temsilin temsilini modelleyen bir örnektir.

Galleria, mimari bir yapının, kentin alışveriş, boş zaman değerlendirme ve sosyalleşme alışkanlıklarının keskin bir biçimde değiştirebilme potansiyeli taşıdığı üzerine güçlü bir örnek sunmaktadır. İstanbul gibi kalabalık nüfuslu bir kentte, postmodern dönüşümün tetikleyicilerinden birisinin bir mimari yapıt olabileceğini göstermiştir.

Bir simülasyon olarak Galleria, İstanbul’da kent merkezini alışveriş merkezi mekânında yeniden modellemiş ve kent merkezinin yerini almaya aday bir yapı örneği sunmuştur. Bu girişim o kadar çok ilgi görmüştür ki, inşaatının sonrasında İstanbul’daki alışveriş merkezi sayısı ikiyüz adet gibi bir seviyeye ulaşmıştır. Küreselleşme sonrasındaki süreç sırasında kent merkezleri sosyal yaşamın kalbi olma özelliklerini alışveriş merkezlerine bırakmaya başlamıştır.

Bu sonuç, Galleria gibi küresel destekli yeni bir yaşam deneyimi sunan bir yapının, kentsel yapıyı ve kentli yaşamındaki bir işlevi köklü bir şekilde dönüştürebileceğini göstermektedir.

Kaynaklar

  • Akıncı, G. M.; “Gençler ve Alışveriş Merkezleri (AVM’ler): AVM Kullanım Tercihleri Hakkında Bir Alan Çalışması”, Megaron, Vol.8 (2), 2013.
  • Anonim; “Galleria, 15 Milyon Dolar’a Yenilendi”, Sabah, 4 Haziran, 2011.
  • Backes, N.; “Reading the Shopping Mall City”, Journal of Popular Culture, Vol.31 (3), 1997.
  • Baudrillard, J.; “Tüketim Toplumu”, (Çev. Deliceçaylı, H. & Keskin, F.) Ayrıntı, İstanbul, 2013.
  • Baudrillard, J.; “Simülakrlar ve Simülasyon”, (Çev. Adanır, O.), Doğu Batı, Ankara, 2014.
  • Baudrillard, J.; “The Inteligence of Evil or the Lucidity Pact”, Berg, New York, 2005.
  • Bayhan, V.; “Tüketim Toplumunda Bireyin Ontolojik Mottosu: ‘Tüketiyorum, Öyleyse Varım’”, Sosyoloji Konferansları, S.43, 2011.
  • Birol, G.; “Çağdaş Alışveriş Merkezlerinde Kent Dokusunun Yeniden Yorumlanması”, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, Vol. 20 (4), 2005.
  • Carr, S.; Francis, M.; Rivlin, L.; Stone, A.; “Public Space”, Cambridge University Press, Cambridge, 1992.
  • Dinçer, B.; Dinçer, C.; “Tüketicilerin Alışveriş Merkezi Ziyareti ve Davranışı: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma”, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Vol. 15 (11), 2011.
  • Erkip, F.; “The Shopping Mall as an Emergent Public Space in Turkey”, Environment and Planning A, S.35, 2003.
  • Erkip, F.; “Alışveriş Merkezleri (AVM’ler) Üzerinden Serbest Çağrışımlar”, Dosya, S.22, 2010.
  • Falk, P.; Campbell, C.; “Introduction”, The Shopping Experience, (ed. Falk, P.; Campbell, C.;), Sage Publications, Thousands Oaks, New Delhi, 1997.
  • Featherstone, M.; “Consumer Culture”, International Encyclopedia of the Social & Behavioral Sciences, Elsevier, 2001.
  • Featherstone, M.; “Postmodernizm ve Tüketim Kültürü”, (Çev. Küçük, M.), Ayrıntı, İstanbul, 2013.
  • Fiske, J.; “Shopping for Pleasure Malls, Power and Resistance”, The Consumer Society Reader, (ed. Schor, J. B. & Holt, D. B.) The New Press, New York, 2000.
  • Gane, M.; “Jean Baudrillard: Radikal Belirsizlik”, (Çev. Utku, A. & Toker, S.), De Ki, Ankara, 2008.
  • Gosling, D.; Maitland, B.; “Desing and Planning of Retail Systems”, The Architectural Press, London, 1976.
  • Grace, V.; “Baudrillard’s Challenge: A Feminist Reading”, Routledge, New York, 2000.
  • Gruen, V.; “Shopping Towns USA”, Van Nostrand Reinhold, New York, 1960.
  • Jameson, F.; “Regarding Postmodernism: A Conversation”, Social Text, No:17, 1987.
  • Jewel, N.; “The Fall and Rise of the British Mall”, The Journal of Architecture, Vol.6, 2001.
  • Kahraman, H. B.; “Modernden Modern Sonrasına Kültürel Kimlik Oluşumu ve Türkiye”, Postmodernite ile Modernite Arasında Türkiye, Agora, İstanbul, 2007.
  • Kahraman, H. B.; “Moderniteden Çıkış ve Bir Bütüncül İdeoloji Tasarımı: Toplumsal, Siyasal, Estetik Bağlam Olarak Postmodernite”, Postmodernite ile Modernite Arasında Türkiye, Agora, İstanbul, 2007.
  • Komisyon; “Alışveriş Merkezi Piyasası Raporu 2012”, İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık, İstanbul, 2012.
  • Kowinski, W. S.; “The Malling of America: An Inside Look at the Great Consumer Paradise”, Morrow, New York, 1985.
  • Kuyumcu, A.; “The Development of Shopping Centers in Turkey”, The Graduate School of Engineering and Sciences of İzmir Institute of Technology, İzmir, Master Thesis, 2010.
  • Mackeith, M.; “The History and Construction of Shopping Arcades”, Mansell, London, 1986.
  • Önbilgin, T.; Uzun, İ.; “Alışveriş Merkezleri ve Atriumlar”, Ege Mimarlık, S.40-41, 2002.
  • Özcan, B.; “’Rasyonel Satın Alma’ ve ‘Boş Zaman Sürecine Ait Alışveriş’ Eylemlerinin Birlikte Sergilendikleri Mekanlar: Alışveriş Merkezleri”, İÜ Sosyal Bilimler Dergisi Vol.9 (2), 2007.
  • Özpınar, Ş.; Aldemir, N. C.; Özpınar, Ö.; “Consumption Perception in Turkey within the Context of Globalisation”, 2010. http://baumaninstitute.leeds.ac.uk/blog/files/2010/08/Ozpinar-consumption-perception-in-Turkey.pdf (Erişim 02.01.2015)
  • Redstone, L.; “New Dimensions in Shopping Centres and Stores”, McGraw Hill, New York, 1973.
  • Ritzer, G.; “Toplumun McDonaldlaştırılması”, (Çev. Kaya, Ş. S.), Ayrıntı, İstanbul, 2014.
  • Sayar, Y.; Süer, D.; “Alışveriş Merkezleri Türkiye Örneği”, Ege Mimarlık, S.40-41, 2002.
  • Shields, R.; “Spaces for the Subject of Consumption”, Lifestyle Shopping, (ed. Shields, R.) Routledge, London, 1992.
  • Şahin, Z. S.; “Alışveriş Merkezlerinin Evrimi ve Geleceği Sürdürülebilir Bir Geleceğe Doğru”, s.5, 2010. http://kurumsal.data.atilim.edu.tr/pdfs/100326.pdf (Erişim: 03.01.2015)
  • Şaylan, G.; “Postmodernizm”, İmge, Ankara, 2009.
  • Şekerkaya, A.; Cengiz, E.; “Kadın Tüketicilerin Alışveriş Merkezi Tercihlerinin Belirlenmesi ve Bir Pilot Araştırma” 42, 2010.
  • Tekeli, İ.; “Türkiye’de Cumhuriyet Döneminde Kentsel Gelişme ve Kent Planlaması”, Modernizm, Modernite ve Türkiye’nin Kent Planlama Tarihi, Tarih Vakfı Yurt, İstanbul, 2013.
  • Tekeli, İ.; “Türkiye’de Son Yıllarda Yaşanan Gelişmeler, Kent Planlamasından Ne Bekleyebileceğimiz ve Ne Beklememiz Gerektiği Konusunda Düşüncelerimizi Berraklaştırma Gereksinmesini Artırıyor”, Modernizm, Modernite ve Türkiye’nin Kent Planlama Tarihi, Tarih Vakfı Yurt, İstanbul, 2013.
  • Toffoletti, K.; “Yeni Bir Bakışla Baudrillard”, Kolektif, İstanbul, 2014.
  • Tuncer, E.; “İktidarın Mekansal Fantazmagorisi AVM’ler”, Birgün, 9 Temmuz, 2009.
  • White, R.; Sutton, A.; “Social Planning for Mall Redevelopment: an Australian Case Study”, Local Environment, Vol.6, (1), 2001.
  • Zengel, R.; “Tarih İçinde Değişen Tüketim Mekanları” Ege Mimarlık, S.40-41, 2002.

*Ece Ceylan Baba, Doç. Dr.

Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi