Başarıya Ulaşmak için Onu Hedeflemek Gerekir
Doğan Hasol, Dr. Y. Müh. (Mimar)
Yeni öğretim yılı başlarken gençlere bazı tavsiyelerin yararlı olduğunu düşünüyorum.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin benim için düzenlediği Onursal Doktorluk Töreni’nde Yaptığım Konuşma:
“Sayın Rektör, Sayın Öğretim Üyeleri, Değerli Dostlarım, Sevgili Öğrenciler,
Yıldız Teknik Üniversitesi’nce bana “onursal doktor” unvanı verilmesinden dolayı büyük onur ve mutluluk duydum. Bu mutluluğu burada benimle paylaşmanızdan dolayı sizlere en içten teşekkürlerimi sunarım.
Bu, bana verilen ikinci onursal doktorluk payesi… Daha önce, yetiştiğim eğitim kurumu İstanbul Teknik Üniversitesi bana bu unvanı vermişti. Aslında, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin girişimi daha önceydi. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin, kendi eski öğrencisinin ödüllendirilmesinde öncelik isteğini olumlu karşılama konusunda Yıldız Teknik Üniversitesi’nin gösterdiği anlayışı minnet ve şükranla anıyorum. Bu kez, inanın ki daha heyecanlıyım, çünkü alınan ödüller daha büyük sorumluluklar yüklüyor. Ödülü alanlar, buna layık olmayı sürdürebilmek için kendilerini daha büyük bir çabanın içinde buluyorlar. Bu bakımdan şimdi, yükümlülüğümün daha çok arttığının bilincindeyim.
Ayrıca, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Mimarlık dalında verdiği ilk onursal doktoranın sahibi olmak benim için bir ayrıcalık, müstesna bir gurur vesilesi.
Şimdi, gençlerin burada bulunmalarından yararlanarak kendilerine 60 yıllık bir deneyimin verdiği hakla, başarı konusunda öğüt kırıntıları olabilecek bazı düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Başarıya ulaşmak için onu hedeflemek gerekir. Yaşam, yararlı bir şeyler yapmak için hiç de kısa değildir. Yaşamı verimli kullanabilmek, yaşamın süresinden çok daha önemlidir. Schubert’in 31, Mozart’ın 35, Orhan Veli’nin 36, Rimbaud’nun 37, Chopin’in 39 yaşında büyük yapıtlar verdikten sonra bu dünyadan ayrıldıklarını anımsatabilirim. “Yaş otuzbeş yolun yarısı eder” diyen Cahit Sıtkı Tarancı’nın 46 yaşında, bu eğitim kurumunun en önemli adlarından Prof. Emin Onat’ın 53’ünde bu dünyaya veda ettiklerini de ekleyebilirim. Hepsinin yetenekleriyle ortaya koydukları yapıtlar kendilerinden çok daha uzun ömürlü olarak etkilerini sürdürecekler. Kısacası, eser veren insanlar doğal ömürlerinden daha uzun yaşıyorlar.
Hedeflenen her şeyi yapmak için zaman yeterlidir. Önemli olan zamanı iyi kullanmaktır. İşlerinin çokluğundan yakınıp hiçbir işe yetişemediklerini söyleyenler, gerçekte, zamanı planlayamayanlardır.
Gençlere önerim, yeteneklerinizi keşfedin, geliştirin. Yeteneklere uygun işler daha kolay ve daha kısa sürede yapılır. Size kolay gelen ciddi işlere öncelik tanıyın. Biten her iş bir başarı göstergesidir. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. İçten heyecan duyun; programlayın; başladığınız işleri zamanında bitirin; kesinlikle bitirin… Hiçbir iş yarıda bırakılmamalıdır. Ne yazık ki, başlayıp bitirmemek toplumumuzun en ciddi hastalığıdır.
İşinizi iyi yapın. İyi yapılan işin maddi karşılığı kendiliğinden gelecektir. “Para”, amaç değildir, ama – bize öğretilenlerin aksine – önemsiz de değildir. İşlerin daha iyi olanaklarla, daha iyi yapılması, kurumlarda daha iyi eleman çalıştırılması, onlara daha iyi ücret ödenmesi, ekipmanın ve çalışma mekânlarının geliştirilmesi, tanıtımda yararlanılması için para iyi bir araçtır.
Araştırın, sorgulayın. Okuyun, anlayarak okuyun, notlar alın. Her şeye bakın, görerek bakın. Öğrendiğinizi tam öğrenin, fırsat yaratıp anlatın, okuyucuya dönük olarak yazın. Öğretin. Öğrenmenin ve bilgiyi korumanın en iyi yolları anlatmak ve yazmaktır. Bütün bunları yaparken bilginizi pekiştirdiğinizi göreceksiniz.
Her girişiminizi, her işinizi kurallara uygun olarak yapın. Kural dışı yapılan her eylem bir duvara çarpmaya mahkumdur.
Taklit etmeyin; edilirseniz de kızmayın. Taklit edilmek, beğenilmenin bir göstergesidir, ama beğenilmekle de yetinmeyin. Taklit edilmek, bir adım daha atmanıza, daha farklısını, daha iyisini yapmanıza vesile olmalı.
Sağlığınıza dikkat edin. İnsanların en isteksiz, en verimsiz, en az üretici oldukları dönemler sağlıklarının bozuk olduğu dönemlerdir.
Ben pek beceremedim, ama siz güler yüzlü olun. Gülmekle ciddiyetsizliğin, somurtmakla ciddiyetin hiçbir örtüşmesi yoktur. Aynı anda hem ciddi, hem güler yüzlü olunabilir. Güler yüz mutluluk getirir; mutluluk başarıyı destekler. Mutluluktan kaçmayın; aksine mutlu olmak için kendinizi eğitin, gerekirse özel çaba harcayın. Sevecenlik mutluluğu artırır. İnsanları sevin. Unutmayın ki, sevilmek sevmeyi bilenlerin hakkıdır. Ayrıca, vermekle azalıp tükenmeyen tek şey sevgidir. Alçakgönüllü olun. Alçakgönüllülük, başarılı insanların olgunluğuna daha çok yakışır.
Son bir söz: “Her sıkıştığınızda akıl şablonuna başvurun, çözümü “akıl’la arayın. Kendinizi aldatmayın. Unutmayın ki insanlar en kolay kendilerini aldatırlar. Akla aykırı gelen her şey, gerçeğe de aykırıdır. Buna karşılık hayal etmekten, düş kurmaktan hiç çekinmeyin. Büyük başarıların temelinde büyük düşlerin, büyük düşüncelerin yattığını göz ardı etmeyin. Bazen büyük düşler, küçüklerinden daha kolay gerçekleşirler.
Başarılar genelde tam kişisel değildir. Başaran kişinin yanında, çoğu kez görünmeyen destekleri, başarıda payı olan kişiler ya da kurumlar vardır. Yetişmemde büyük rolü olan babamın aziz hatırasını burada anmak isterim; yetiştiğim kurumları, Galatasaray Lisesini ve İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesini de.
Çalışmalarıma gösterdiği sabır ve katkılarından dolayı eşim, meslektaşım Hayzuran Hasol’a ve çoğu kez yükümü paylaşan, YEM’deki çalışma arkadaşlarıma teşekkür borçluyum.
Bu onurlandırmaya beni layık görüp aralarına almak lütfunu gösterenlere, başta Sayın Rektör olmak üzere, Üniversite Senatosuna, Mimarlık Fakültesi yetkililerine, Yıldız Teknik Üniversitesi topluluğuna ve ilk önerinin sahibi Nevzat İlhan dostuma en içten şükranlarımı sunarım. Ben de artık sizlerden biriyim. Bunu unutmayacağım.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu mutluluğu benimle paylaştığınız için sonsuz teşekkürler…”