Baruthane

Mimari Tasarım
Per Se Mimarlık

Proje Yeri
Bakırköy, İstanbul

Tasarım Ekibi
Ali Derya Dostoğlu, Uğur Özer

Mimari Proje Ekibi
Berrin Sezer, Canberk Özcan, Gizem Kaygusuz

İşveren
İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı

Statik Proje
Veritas Mühendislik

Mekanik Proje
Ki-em Mekanik

Elektrik Projesi
HCY Mühendislik

İç Mekan Tasarımı ve Uygulaması
Per Se Mimarlık + İBB Miras

Grafik Tasarım
İBB Miras

Belgeleme
Bimtaş

Ana Yüklenici
Teknik Restorasyon

Tamamlanma Tarihi
2023

Toplam İnşaat Alanı
2085 m²

Fotoğraflar
Egemen Karakaya

Per Se Mimarlık, Bakırköy’de Osmanlı Dönemi’nden kalma bir yapı kompleksi olan Baruthane-i Amire içerisinde günümüze kadar ayakta kalan yapıları yeniden işlevlendirirken; avluya eklenen ve eski ile yeni arasındaki zıtlıktan yararlanan pavilyon yapısı ile bir odak oluşturuyor.

Baruthane-i Amire olarak bilinen Ataköy Baruthanesi, Osmanlı Dönemi İstanbul’unun beşinci, aynı zamanda en büyük ve modern barut fabrikası olarak 1700 senesinde faaliyete alınmış. Tesis III. Selim döneminde yenilenmiş, Hünkar Köşkü gibi eklemelerle genişletilmiş. Cumhuriyet Dönemi’nde Askeri Fabrikalar İdaresine geçen Baruthane, 1955 senesinde ise Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna devredilmiş. Devirden iki sene sonra çevresinde Ataköy blokları yükselmeye başlamış olan yerleşke, 1972 senesinde bölgenin değişen ihtiyaçlarına uygun şekilde işletilmesi için Ataköy Turistik Tesislerine verilmiş.

Günümüzde Baruthane yerleşkesinden dört adet dikdörtgen planlı yapı, çeşme ve III. Selim tarafından seyir ve dinlenme köşkü olarak yaptırılmış olan Hünkar Köşkü bulunuyor. Halihazırda Millet Bahçesi’nin kuzeydoğu köşesinde yer alan ve dört adet yapıyı barındıran 324 yaşındaki endüstri tesisi, restore edilerek yeniden işlevlendirildi ve kentin kullanımına açıldı.

Restorasyon projesi kapsamında dört adet yapının çevrelediği avlunun geometrik merkezine bir pavyon yapısı önerilmiş. Söz konusu pavyon gerek otopark, gerekse Millet Bahçesi tarafından avluya giren kullanıcıları kendine çekecek, ardından da bir tür merkezkaç kuvveti ile yeniden işlevlendirilmiş tarihi yapılara dağıtacak bir odak noktası olarak tasarlanmış. Bahsi geçen merkezkaç kuvveti, yapının çevresini dönerek çatıya ulaşan bir rampa vasıtasıyla cisimleşiyor. Bu çatıdan Hünkar Köşkü ve Marmara Denizi seyredilebiliyor; bu da ziyaretçilerin içinde bulundukları bağlama dair algılarını kuvvetlendiriyor. Kafe olarak düşünülmüş yapıda farklı açık, yarı açık ve kapalı mekan kullanımlarına imkan verilmiş olması, pavyonun değişken iklim koşullarında kullanılabilmesini de olanaklı kılıyor.

Yerleşkenin güneydoğu köşesinde yer alan 1 numaralı yapı kütüphane olarak işlevlendirilmiş. Yapıda zemin kat ortak çalışma alanı olarak değerlendirilmiş; bir köprü vasıtasıyla birbirine bağlanan iki özelleştirilmiş çalışma alanından oluşan bir de asma kat ilave edilmiş. Güneybatı köşesindeki 2 numaralı yapı sergi alanı olarak tasarlanmış. Diğer yapılardan farklı olarak bu yapı özgün bir ahşap döşemeye sahip. Söz konusu döşeme muhafaza edilmiş; altında, taşıyıcı ayakların çevresini turlayan bir yürüyüş güzergahı oluşturulmuş. Kuzeybatı köşesindeki 3 numaralı yapı ise sahne olarak işlevlendirilmiş. Teleskopik tribünler sayesinde istenildiği zaman amfi düzeninde, istenildiği zaman düzayak bir kullanım mümkün oluyor. Son olarak, kuzeydoğu köşesindeki yapı çok amaçlı salon olarak değerlendirilmiş. Rauf Orbay Caddesi tarafından işleyen kapı, sonradan eklenmiş olmasına karşın korunmuş, mekanın üst ve alt kotları bir merdiven vasıtasıyla birbirine bağlanmış. 4 numaralı yapıda, diğer üç yapıdan farklı olarak hacmi örten tuğla tonoz günümüze ulaşmamış, yerini demir konstrüksiyon bir çatı strüktürüne bırakmış. Yapıya yeni bir tonoz örülmesi yerine, strüktürün yenilenmesi önerilmiş.

Baruthane yerleşkesinde yapılar kadar avlu da önem taşıyor. Merkezdeki pavyonun alt bölümlere ayırdığı avlu, yapıların girişleriyle bahçe kapılarını birbirine bağlayan yürüyüş yollarından oluşan bir dolaşım ağı ile sarmalanıyor. Pavyon girişini karşılayan bölüm bir meydan olarak düşünülmüş, kalabalık ziyaretçi gruplarının toplanabileceği bir açıklık işlevi kazanmış. Yerleşkenin kuzeyinde kalan bölüm ise açık etkinlik alanı olarak düzenlenmiş. Avluya serpiştirilmiş heykeller, açık alan deneyimini daha da zenginleştiriyor.

Baruthane restorasyonunda eskiyle yeninin ayrışmasına özellikle dikkat edilmiş. Bu doğrultuda gerek merkezdeki pavyonda, gerek yapılara eklenen giriş saçaklarında, gerek Millet Bahçesi tarafındaki avlu kapısının tamamlamasında, gerekse iç mekanlardaki asma katlarda çelik strüktür kullanımı tercih edilmiş. Söz konusu strüktür, istenildiği durumlarda, aralıklı şekilde monte edilmiş ahşap lataların oluşturduğu yüzeylerle sarmalanmış; yarı geçirgen mahiyetteki bu yüzeyler, Baruthane’nin geçirimsiz taş duvarlarından farklılaşan, belli belirsiz bir sınır çizse de mekanı bölmeyen düzlemler oluşturuyor.