Balili Mimarlık Ustasından “Yer”e Göre Mimarlık Dersleri

Prof. Dr. Derya Oktay

Yer”e göre ya da “yer”den esinlenen tasarım deyince anlaşılması gereken, o yere ait kültür, iklim ve kaynakların oluşturduğu belirleyicilere dayanan bir tasarım yaklaşımıdır. Yerel bağlamı, çevreyi ve kaynaklarını gözeten böyle bir tasarlama eylemi, yalnızca biçimsel, teknik, işlevsel ve estetik boyutların değil, ekolojik boyutların da dikkate alındığı, kültürel çevrenin yansıtıldığı ve biçimlendirildiği bir rotayı izler (Oktay, 2009; Oktay 2010). Bu nedenle, türlü sorunları beraberinde getiren “biçim” ya da “estetik” odaklı tasarım yaklaşımı yerine, yerel değerleri doğru çözümleyip, onlardan esinlenerek yeni bir çizgi oluşturulmasını sağlayabilecek entelektüel birikime sahip çıkılması gerekir.

Bandung-Endonezya’daki konferansım sonrasında dört gün geçirdiğim Bali’de, Uzak Doğulu yönetici dostlarımın sürdürülebilir kentsellik/mimarlık ile ilgili davetli konuşmam nedeniyle mutlaka görüşmemi istedikleri “yer”e göre mimarlık ustası ve söz konusu entelektüel birikime fazlasıyla sahip olan Popo Danes’i ve mimarlığını yakından tanımak bir şans oldu. Burada kendisinin ve birlikte çalıştığı genç mimarların ilgi ve kılavuzluğuyla, Bali’nin yerel mimarlık gelenek ve kültürünün çağdaş uygulamalara nasıl yansıdığını gördükten sonra, yerel mimariye bir kez daha gönderme yapmanın ve bu öncü mimarın ve uygulamalarının daha geniş kesimlerce bilinmesinin yararlı olacağını düşündüm.

Kısaca Bali…
Bali’yi görmeden önce bendeki imajı, egzotik bir doğa, mimari ve – bir sörfçü olarak hep merak uyandıran – dev boyutlu dalgalarla sörflerin dans ettiği bir turizm adasıydı. Oysa ada bunların çok ötesinde, sıra dışı özelliklere sahip; turizm ile iç içe olmasına karşın bundan pek etkilenmiş gözükmeyen, geleneklerine ve ziyaretçilerine saygılı halkı, insanı çok etkileyen bir kültürel doku ve sosyal yaşamı ve bunların yansıdığı mekanlar ile tanıştığınız anda insanı etkisi altına alıyor. Adadaki yerleşimlerin (Seminyak, Ubud, Legian, vb.) çeperlerinde bazı yeni çok katlı yapılara rastlansa da merkez bölge ve çevresinde insan ölçeğinde, yerel kimliği yansıtan tarihi çevre ve eklentileri Bali kimliğini biçimlendiriyor. Buna -yalnızca özel sanatsal gösteriler değil- günlük yaşamın döngüsü içinde çeşitli ortamlarda rastlanan yerel dini ritüeller ve törenler de eklenince, Bali çok güçlü bir kimlikle zihinlerde iz bırakıyor.

Bali’nin Mimarlık Gurusu: Popo Danes
Popo Danes, Bali geleneksel mimarlığının ekolojiyi destekleyen özelliklerini projelerine uyarlamayı kendisine misyon edinmiş, uluslararası ödülleri olan bir mimar, sanat insanı ve çevreci. Hollanda’daki mimari araştırmaları ve müzelerle ilgili çalışmaları sonrasında 1993’te kurduğu bürosunda gerçekleştirdiği pek çok proje kapsamında prestijli turistik yerleşmeler, sıra dışı butik oteller ve lüks konutlar tasarlarken, inşa edilen yapının/yapıların araziye, bitkilere, ağaçlara ve öteki doğal öğelere en az zararı vermesi yönündeki hedef ve duyarlılığından taviz vermiyor. Bugüne kadar yerel ve uluslararası platformlarda pek çok ödül alan üretken tasarımcı, çağdaş tasarımda geleneksel mimarlığı, kültürü ve toplumsal mirası kullanmadaki özgün yaklaşımı ve ustalığı ile özellikle Güney Asya ve Uzak Doğu ülkelerinde adından söz ettiriyor.

Çok yönlü bir entelektüel kişilik sergileyen Popo Danes çeşitli platformlarda yönlendirici rol oynuyor. Öncelikle, bürosu/stüdyosu kapsamında yer verdiği, herhangi bir ticari amaç gütmeyen sanat merkezinde (Danes Art Veranda) Bali’nin genç, yenilikçi ve avangart sanatçılarına yaptığı güçlü katkılar ve sağladığı mekansal destek ile çağdaş sanat çevresinde takdir topluyor. İkinci olarak, Bali’deki insan hakları savunucusu aktivistler arasında modern ve demokratik bir sivil toplumun oluşturulması için öncü rol oynuyor. Üçüncü olarak, çevreciler arasında yerel yönetimleri daha demokratik ve ekoloji dostu politikalar geliştirmeleri için sürekli sorgulamaktan vazgeçmeyen güvenilir ve etkili bir ses olarak biliniyor. Danes’e kendisini tanımlamasını istediğimde ise, kendini “her bireyin dünyada küçük ya da büyük bir etki yapabileceğine inanan bir mimar” olarak tanımlıyor ve bu değişimi bir mimar olarak yaptığı işler yoluyla gerçekleştirmeyi misyon edindiğini söylüyor. Danes bu doğrultuda, bir Balili ve çevreci olarak kendisini Bali’nin modern mimarlığın hala erişmeye çalıştığı çevre ve doğal kaynakların korunumu ilkeleriyle uyumlu geleneksel mimarisinin karakteristiklerini binalarında değerlendirmeye ve uyarlamaya adadığını vurguluyor.

Danes’e göre, bütün dünya halklarını ve tasarımcılarını benzer örüntüler kullanmaya zorlayan günümüz küreselleşme ortamında kimliğimizi korumak bir zorunluluk. Ne var ki o Endonezya’yı kendi kültürel öğeleriyle biçimlendirme çabasında. Adada çoğu kez (devlet yapılarında, otellerde, alışveriş merkezlerinde, dükkanlarda, okullarda, vb.) rastlanan ve yapı yönetmeliklerince de desteklenen şekilde, iyi bilinen karakteristik ikonların yeni yapılara eklenmesiyle elde edilen, biçim ve imaja dayalı bir gelenekselcilikten yana değil.  O, bugünün modern yaşamına en uygun olduğuna inandığı geleneksel öğeleri seçiyor ve yapılarında Bali imajını süsleme ve oymalarla oluşturmaktan kaçınarak, bu gizemli adaya özgü görünür ve görünmez ifadeleri yansıtmayı başarıyor.

Popo Danes’in Bürosu
Popo Danes mimarlık ve danışmanlık firmasının stüdyosu adeta “yaşamı soluyan bir çalışma yeri” özelliğinde. Kompleks, doğayı içine çeken, geleneksel Bali evlerine komşu eski bir tek katlı bina ile buna eklenen yeni iki katlı binanın bir yeşil bahçeye L biçiminde sarılarak oluşturduğu bir yapı özelliğinde. Girişin de yer aldığı eski bina etkin bir sanat galerisini, yeni eklenen bina ise büro birimlerini barındırıyor. İki büyük yarı-açık terasın yer aldığı komplekste, katlar birbirine dar rampalarla bağlanıyor. Yarı-açık teraslar, çok işlevli odalar olarak, hem çalışma/toplantı, hem sosyalleşme, hem de yemek ve dinlenme gereksinmelerine yanıt veriyor. Bunların baktığı büyük yeşil bahçe ise yerel egzotik meyve ağaçları ve yabani bitkilerle adeta ekolojik bir vaha özelliğinde. Danes burada Bali kültürel kimliğinin en belirgin öğelerinden olan, refah ve bereket talebiyle yapılan tütsü töreni geleneğini sürdürüyor.

Yapı içinde, eski geleneksel bir geminin parçalarından geri dönüştürülen kapı, basamak ve korkuluklar, raflar ve kanepeler, büroyu doğal çevre ile bütünleştirirken sıra dışı bir mekanın oluşmasına katkıda bulunuyor. Açık sistemde düzenlenen büro çalışma mekanı, çalışana Bali ruhunu ve doğasını hissettiriyor, ekip çalışmasını destekliyor, ve çalışanların söylediklerine göre, kendilerini evlerinde gibi hissettiriyor.

Mimarın en üst kottaki çalışma odası da benzer özellikler taşıyor. Buradan, yerel bitkilerle donatılmış, yeşil bahçeye bakışı olan büyük bir terasa çıkılıyor. Danes, burada da doğaya yakınlığını, bitkilerini mutlaka kendisinin suladığını söyleyerek gösteriyor, bir yandan öykülerini anlatırken, bir yandan da bu görevini yerine getiriyor.

Projeleri
Danes’in çevreci yaklaşımını sergilediği mimari uygulamaları Endonezya’dan öteki Asya ve Pasifik ülkelerindeki uygulamalara uzanmış ve ilk büyük mimari uygulaması Natura Eco-Resort ve Spa 2004’te Asya Enerji Ödülü (the ASEAN Energy Award) almış. Danes Ubud Hanging Gardens Hotel tasarımı ile ise yakın geçmişte aynı ödüle bir kez daha değer görülmüş. Danes gerçek bir “ekoloji dostu mimarlık” örneği olan bu projeyi tesisin yapım ve işletmesi araziye, bitkilere ve öteki doğal öğelere zarar vermeden dikkatle tasarlamış. Bu coğrafyada ve çeşitli yörelerde çalışıyor olmanın her yörenin geleneksel mimarisini öğrenmek için değerli fırsatlar oluşturduğunu söyleyen Danes, bunların tümündeki tek ortak noktanın, bina ile çevreleyen doğa arasında kurulan iç içe ilişki olduğunu söylüyor.

Danes, başlangıçta pek çok kişinin mimarlığını “idealist ve biraz da masum” bir yaklaşım olarak değerlendirdiğini, ancak aldığı ödüllerin (1), bu yaklaşımın çalıştığını kanıtladığını söylüyor.

Danes, pek çok Endonezyalı mimarın modern tasarımlarında ülkenin geleneksel mimari mirasını değerlendirecek cesarete sahip olmadığını, öteki ülkelerdeki binaları taklit eden ya da onlara öykünen binalar tasarladıklarını vurguluyor; bu binaları da “tümüyle kapalı bir şekilde mühürlenen, lambalarını, klimalarını ve öteki elektrikli cihazlarını çalıştırabilmek için inanılmaz miktarda enerji harcayan gökdelenler” olarak adlandırarak, çağdaş mimarlık örneklerine göndermelerde bulunuyor.

Sonlandırırken…
Popo Danes’i tanımak, mimarlıkta yerellik ve ekoloji kavramını içselleştirmenin ne demek olduğunu bir kez daha kavramak demek. Bir Balili olarak Danes, geleneksel ikon ve oymalar kullanarak geçmiştekine benzetme kolaylığından kaçınarak, yerel mimariyi görülen ve görülmeyen ifadelerle hissettirerek ve tasarlanan binayı bulunduğu peyzajın bütünleyici bir parçası haline getirerek, yapısal, kültürel ve ekolojik bağlamın nasıl sürdürüleceğine ilişkin dersler veriyor.

Fotoğraflar ve Kaynakları

Resim 1-2-3-5-6-7-8-9-10-11: Derya Oktay Arşivi (2011)

Resim 4-12-13-14-15: I. Akmal (2011).

Not

1. Popo Danes, Asya Enerji Ödülü dışında, Bina Koruma alanında Endonezya Mimarlık Ödülü, Ticaret Mimarlığı alanında Endonezya Mimarlık Atfı ve Endonezya Mimarlık Enstitüsü Ödülleri’ne değer görülmüş.

Kaynaklar

  • Oktay, D.; “İyi mimarda yerel değerlere sahip çıkacak bir entellektüel birikim ve beceri aranmalı”, Kentte, Yaşamda, Mimaride Ekolojik Yaklaşımlar (Ed: A. Ciravoğlu), TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, 175-186, 2010.
  • Oktay, D.; “Yerel Mimari ve Ekoloji”, Yaşamın Mimarisinde ve Mimarın Yaşamında Ekolojik Perspektifler Panel/Seminerler Dizisi, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul, 14 Ekim 2009.
  • Akmal, I.; “New Regionalism in Bali Architecture by Popo Danes”, Gramedia Printing, Jakarta, Indonesia, 2011.