Bağdat Caddesi Özelinde Deprem Toplanma Alanlarının İncelenmesi

Burcu Kısmet, Arş. Gör., Y. Mimar

Dünya’daki en yıkıcı doğa kaynaklı afetlerden olan deprem, üç farklı fay hattının kesiştiği Türkiye’de, en çok ölüme neden olmuş bir doğa kaynaklı afettir. Türkiye, Dünya’nın en etkin deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya Kuşağı’nda; üç fay sisteminin kesiştiği alanda konumlanmaktadır (Karagöz, 2012). Tarih boyunca yıkıcı depremlere neden olan Kuzey Anadolu fay hattının batısı, ülkenin nüfus ve yapılaşma olarak en yoğun bölgesi Marmara’dan ve İstanbul şehrinden geçmektedir (Kubat ve diğ., 2008). Bu durum İstanbul’da yüksek depremsellik riski bulunmasına, fay hattındaki hareketlilik de yıkıcı depremlerin İstanbul’u etkilenmesine sebep olmuştur. Özellikle 1999 depremlerinde meydana gelen yüksek can ve mal kayıpları, çarpık kentleşme, zemine uygun yapılaşmama, taşıyıcı sistem ve malzemedeki hatalı uygulamalar nedenleri ile deprem konusunun ivedilikle gündeme gelmesini ve depreme karşı planlama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Olası bir depremde; deprem sonrasında hasarın minimum olabilmesi için deprem toplanma alanlarına ihtiyaç vardır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) göre deprem toplanma alanları, deprem sonrasında geçici barınma ve acil ilk yardım gibi temel yaşamsal fonksiyonların gerçekleşeceği; insanların güvenliğini korumak, tedarik zincirindeki aksamaları önlemek, bilgi akışını sağlamak amacıyla tehlikeden uzak olarak planlanmış toplanma alanlarıdır. AFAD’a göre deprem toplanma alanları, ulaşılabilirlik ve tahliye kolaylığının mümkün olduğu, konut alanlarına yakın ancak hasarlardan etkilenmeyen; temel ihtiyaçların karşılanacağı mümkün olduğunca engebesiz açık alanlardır. Merkezi ve yerel yönetimler ve diğer yetkililerce, deprem öncesi bu alanların doğru tespit edilmesi ile deprem sonrası oluşabilecek kaosun önüne geçilecek, yapılardaki hasar tespiti sonuçlanana kadar insanların geçici barınma ihtiyacını karşıladığından can kayıplarının artması engellenecektir.  Depremin yıkıcı bir afete dönüşmesini engellemek için deprem toplanma alanları, mahalleler özelinde incelenmelidir.

Bu çalışma kapsamında İstanbul’da Kadıköy’de 1. derece deprem bölgesinde yer alan yüz binden fazla insanın yaşadığı Bağdat Caddesi ve çevresindeki mevcut deprem toplanma alanlarının durumu incelenmektedir. Çalışma esnasında mahalleler bazında nüfus, mevcut toplanma alanları, bu alanların nicelik ve nitelik olarak yeterliliği ve ulaşılabilirlik konuları irdelenmektedir. İstatistiki verileri değerlendirmenin yanı sıra, mekan dizim analizi ve hesaplamalı tasarım yöntemlerinden olan etmen tabanlı modellemeden faydalanılmaktadır. Mekan dizim ile DepthmapX kullanılarak bağlantısallık, entegrasyon, yoğunluk, görünürlük analizleri oluşturulmuştur. En yakında bulunan deprem toplanma alanı belirlenmesi ve rota oluşturulması etmen tabanlı modellemeyle Anylogic ile gerçekleşmiştir. Çalışmanın bu aşamasını daha kapsamlı ele almak için, Bağdat Caddesi aksında belli bir alan belirlenmiş, bu alan üzerinden örnek bir değerlendirme modeli oluşturulması amaçlanmıştır.  

Yöntem
Çalışmanın metodolojisi istatistiki verilerin değerlendirilerek mevcut durum tespitiyle başlamaktadır. Deprem toplanma alanlarının sadece sayısal verilerle nicelik olarak değerlendirmek yetersizdir. Daha doğru tespitlere ulaşmak için nitelik olarak da bu alanlar sorgulanmalıdır. Bu amaçla detaylı çalışılmak üzere Caddebostan, Göztepe ve Fenerbahçe mahallelerinin belli kısmını içeren pilot bölge seçilmiştir.  

Araştırma kapsamında statik ve dinamik olarak iki tip analiz yapılmıştır (Şekil 1). Araştırma kapsamında statik analiz, analizin yapıldığı zamanda verilerin sabit olarak işlendiği; seçilen alanın yol, yapılaşma, deprem toplanma alanları, yol genişlik ve yol uzunlukları ile mevcut deprem toplanma alanlarının etki ettiği alan tespit analizleri yapılmıştır. Statik analizin, ikinci aşaması olan ve mekan dizimi yöntemi ile DepthmapX yazılımı üzerinden alanın bağlantısallık, bütünsellik, yoğunluk, görünülürlük ve eş görüş alanı analizleri yapılmıştır. Dinamik analiz ise etmen tabanlı modelleme ve simülasyon oluşturulmasını kapsamaktadır. Dinamik analizde Anylogic yazılımı kullanılmış; belirli bir konumdan en yakın deprem toplanma alanının hangisi olduğu ve buraya ulaşım modellenmesi durumudur. 

Araştırmanın sonuç kısmında kullanılan farklı analiz tipleri, kıyaslanması, avantajları ve kısıtları yorumlandığı gibi gelecek çalışmalarda kullanılabilecek nicelik ve nitelik bakımından aynı anda deprem toplanma alanlarının durumunu inceleyen bir model önerilmiştir.

Şekil 1. Araştırmanın yöntemi ve iş akış şeması.

1. Mevcut Durum Analizi
Bağdat Caddesi, Kadıköy’de Kızıltoprak’tan Bostancı’ya kadar uzanan sekiz mahalleden oluşan bir caddedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2019 yılında hazırladığı bina hasar tahmini raporunca; Bostancı’da 8 çok ağır hasarlı, 20 ağır hasarlı, 96 orta hasarlı; Caddebostan’da 6 çok ağır, 15 ağır, 74 orta hasarlı; Erenköy’de 5 çok ağır, 12 ağır, 53 orta hasarlı; Fenerbahçe’de 5 çok ağır, 15 ağır, 81 orta; Feneryolu’nda 4 çok ağır, 10 ağır, 49 orta; Göztepe’de 6 çok ağır, 14 ağır, 66 orta; Suadiye’de 5 çok ağır, 12 ağır, 68 orta; Zühtüpaşa’da 11 çok ağır, 20 ağır, 78 orta hasarlı bina beklenmektedir. Aynı raporda bu mahallelerde 56 can kaybı ve 21 ağır yaralı sayısı insan sayısı beklenmektedir. 

Olası İstanbul depremine karşı yapılacak ilk çalışmalardan biri, çalışmada seçilen alanın nüfusunun belirlenmesi ve bu bölgedeki mevcut deprem toplanma alanlarının tespit edilmesidir (Şekil 2). 

Şekil 2. Çalışma alanı haritası, sınırları ve deprem toplanma alanlarının gösterilmesi (Yazar tarafından open street map’ten alınan harita üzerine bilgiler işlenmiştir) (URL-1).

Bağdat Caddesi çevresinde dokuz adet deprem toplanma alanı mevcuttur. Bostancı’da bulunan iki toplanma alanı seçilen alan içerisinde değildir; Erenköy’de ise deprem toplanma alanı yoktur. Caddebostan’da bulunan Göztepe 60. Yıl Parkı 90.000 m2; Fenerbahçe’de Ihlamur Parkı 5.125 m2 ve Behice Yazgan Parkı 1.600 m2’dir; Feneryolu’nda bulunan 26 Mart Parkı 2.020 m2, Muhtarlık Parkı ise 650 m2’dir. Göztepe’deki Özgürlük Parkı 120.000 m2, Çetin Emeç Demokrasi Parkı 10.650 m2, Karanfil Sokak Parkı 660 m2 ve Nadirağa Parkı 435 m2’dir. Bağdat Caddesi’nde mahalleler ölçeğindeki toplam nüfusu, mahallelerdeki mevcut toplam deprem toplanma alanları, gereken deprem toplanma alanı metrekaresi, her mahallenin kaç metrekare deprem toplanma açığı olduğu, kişi başına kaç metrekare toplanma alanı düştüğü analiz edilmiştir (Tablo 1). İBB ve JICA kurumlarınca, minimum brüt toplanma alanı 2m2/kişi belirlenmiş; analizler yapılırken gereken toplanma alanı o mahallenin nüfusunun 2m2 ile çarpılmasıyla elde edilmiştir (JICA, 2002).

Tablo 1. Bağdat Caddesi çevresindeki mahallelerin nüfus ve deprem toplanma alanının sayısal değerlendirilmesi (Veriler URL-2 ve URL-3’ten elde edilmiş olup, yazar tarafından derlenmiştir).

Bu araştırma sonuçlarına göre; 4.4 m2 ile Caddebostan en yüksek kişi başına düşen deprem toplanma alanına sahipken; Erenköy ve Suadiye’de hiç deprem toplanma alanı yoktur. Kızıltoprak’tan Bostancı’ya kadar sahil yolu dolgu alanı olduğu için ve Kadıköy Belediyesi 2014 yılı raporuna göre tsunami oluşma riski olduğundan deprem toplanma alanları olarak görülmemektedir.  

Mevcut durum analizinin ikinci aşamasında; Caddebostan, Göztepe ve Fenerbahçe mahallelerinin belli kısmını içeren pilot bölge seçilmiştir. Bu pilot bölgede toplam 56.283 kişi ikamet etmekte ve Göztepe 60. Yıl, Özgürlük, Çetin Emeç Demokrasi, Çamlık ve Nadirağa Parkları deprem toplanma alanları bulunmaktadır. “Endeksa” veri tabanına göre mahallelerdeki yaş grup oranları dikkate alınarak; 65 yaş altı ve üstü iki farklı grubun nüfus analizi yapılmıştır (Tablo 2).

Tablo 2. Seçilen alandaki sayısal veriler (Yazar tarafından derlenmiştir).

1. Statik Analizler
Bu çalışmada statik analiz olarak isimlendirilen, analiz yapıldığında verilerin sabit değerler olarak işlendiği inceleme yöntemi olup harita odaklı analiz ve mekân dizim analizi olarak iki aşamada araştırma kapsamına alınmıştır.  

a. Harita Odaklı Analizler
Bu aşamada Şekil 3’te görüldüğü üzere; alanın iki boyutlu dijital haritaları üzerinden “sehirharitasi.ibb.gov.tr” web adresindeki bilgilere göre sırasıyla yol ağı (1) ile bağlantısallık; yapılaşma (2) ile dolu-boş alan yoğunluğu; deprem toplanma alanlarının haritalanması (3); yol uzunluğu (4) ve yol genişliği (5) analizleri yapılmıştır. Yol uzunluğu ve yol genişliği doğrudan yaya ulaşılabilirliği, yürünebilirlik ve deprem anındaki kaos ile beraber sokakların insanları güvenli bir şekilde sirküle edip edemeyeceğine yönelik analizler silsilesidir. Yol genişliğinin çoğunluğu 3-6 m arasında olup, günlük kullanımda “tek yön – tek şerit yol” olarak adlandırılmaktadır. Ana arterler 12 m’den geniş; ara sokaklar ile ana arterleri bağlayan yollar ise 6-12 m arasında değişmektedir. 6.analiz ise deprem toplanma alanlarının 200 m ve 500 metrelik yarıçaplarda ulaşılabilirliğinin olduğu alanları göstermektedir. Bazı araştırmalarda yapı adalarından toplanma alanlarına gidiş mesafesi olarak her bireyin kolaylıkla erişebileceği maksimum yürüme mesafesi 500 m/15 dakika olması tavsiye edilirken (JICA, 2002); Tarabanis ve Tsiona’nın çalışmalarında maksimum yürüme mesafesinin 200 m olması ve 8-10 dakikada ulaşılması önerilmiştir (Tarabanis ve Tsionus, 1999). Bu konuda kesin bir doğru sonucun olmaması sebebiyle, 200 ve 500 metrelik etki alanlarının ikisi araştırmaya dahil edilmiştir. Bunun sonucunda bazı bölgeler iki ve üç tane deprem toplanma alanı kesişim dairesinde yer alırken, bazı bölgelere etki alanları dahil olamamakta ve 20 – 25 dakika aralığında toplanma alanlarına ulaşılması ön görülmektedir. Bu sürenin deprem sonucunda olası kaos ve beklenmedik durumların (yol kapanması, apartman giriş çıkışlarının bloke olması gibi) oluşması da düşünüldüğünde uzaması muhtemeldir.

Şekil 3. Seçilen pilot bölgenin yol, yapılaşma, deprem toplanma alanı, yol uzunluğu, yol genişliği ve deprem toplanma alanları etkisi analizleri.

b. Mekan Dizim Analizi
Mekan dizimi, mekanı deneyimleyen insanların mekanı parça parça algılamaları ve o parçaları beyinde birleştirmelerini irdeleyerek, parçaları temsile aktarmakta ve kavranabilir, ölçülebilir ifadeler olarak ortaya koymaktadır (Şalgamcıoğlu, 2013). Mekan dizim analizi, bu çalışma kapsamında seçilen bölgedeki çok katmanlı örüntünün yeniden temsil edilmesiyle, bu dokuyu oluşturan ve harekete bağlı olarak fiziksel mekanın deprem gibi bir doğa kaynaklı afet anında insanları bir araya getirme ve insan hareketini kaldırma potansiyelini okumak için kullanılmış bir analiz yöntemidir.

Bağdat Caddesi’nde detaylı inceleme için seçilen bölgenin mekan dizimi yöntemi ile incelenmesinde; Caddebostan, Göztepe ve Fenerbahçe mahallelerinin seçilen alanları bütünsellik, yoğunluk, görünülürlük ve eş görüş alanı analizleri yapılmıştır. 

DepthmapX programında analizler yapılırken hesaplama birimi sabit tutulmuştur. Benedikt’in (1979) küçük ölçekli çevrelerin ve mekânlarının mekânsal analizinde kullanılan ve belirlenebilen en temel eleman olarak adlandırdığı isovistleri değerlendirme yapılmasında önermektedir (Şalgamcıoğlu, 2013). Analizler boyunca isovist temelli hesaplamalara dayanan programda 10.000 piksel grid parçası “en küçük ızgara parçası” olarak standartlaştırılmıştır (Şekil 4). 

Şekil 4. DepthmapX programında yapılan mekan dizimi analizleri.

Bağlantısallık, her bir gridin, diğeri ve tüm gridlerle ilişkisini ortaya koyan; sokak uzunluğuna, genişliğine, birbiriyle ve yapı adalarıyla durumlarına göre nasıl şekillendiğini gösteren analizdir. Sokakların dizimi üzerinden yapılır. Bütünsellik, etki alanı içerisinde hangi mekanların, alanların ilişkiler bütününde giderek daha dışarıda kaldığını veya mekanlar arası ilişkilerde hangi mekanların, alanların bu ilişkiler bütününde mekanlar arası geçiş, eş görüş alanı ilişkileri içerisine daha çok katıldığını yorumlamaya yöneliktir. Bütünsellik bölgenin grid biçimine dönüşen yapı adası sistemindeki en küçük ve en büyük potansiyel hareket doğrularının üst üste getirilmesiyle oluşmuş yöntemdir. Her doğrunun yerel sisteme ve bütün sisteme entegrasyonu hesaplanarak, bir grid sistemi analizi, hareketlilik modellemesi; potansiyel düğüm noktaları tahmini oluşmaktadır. Bağlantısallık, bütünsellik, yoğunluk ve eş görüş alanı anlamsal olarak paralellik gösterdiklerinden, analiz sonuçlarında da paralellik söz konusudur. Özellikle sürekliliği sağlanmış ana arterlerde bu parametrelerin göreceli olarak yeterliliğe sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bağlantısallık, özellikle dört şeritli olan en geniş ve sürekli arterde üst düzeydedir. Ancak; çıkmaz sokakların olduğu çok fazla kısa ve kopuk sokak parçalarına ayrılan kısımlarda aynı oranda bütünsellik ve dolayısıyla bağlantısallık sağlanamamaktadır. Bütünsellik ve yoğunluğun bağlantısallığa göre daha düşük olmasının sebebi kısa, dar ve süreksiz sokak parçaları ile bağlantısallığın sağlanmış olmasıdır Tren yolu ve bundan kaynaklı alanda bulunan alt geçit ve üst geçitler insan akışını aksatacak veya yavaşlatacak unsurlardan olup, deprem toplanma alanlarına ulaşılabilirliği negatif etkilemekte; bu noktalarda bağlantısallık, bütünsellik ve yoğunluk azalmaktadır. Görünürlük analizinde, kuş bakışı olarak 360 derece ile yollara ve yapı adalarına göre yani bölgenin oluşum şemasına göre deprem toplanma alanlarının görünürlük analizi yapılmıştır. Bu noktadaki en önemli konu insanın görüş alanının 360 derece olmadığıdır; bunun yanında Penn’in (2003) de ifade ettiği gibi ileri, geri ve yana çevrilerek oluşturulan görüş açılarında da farklılıklar vardır. Bu durumlar göz önünde bulunarak yapılan diğer bir görünürlük analizi ise insanın görüş açısı olan 120 dereceyi baz alarak yapılan ve deprem toplanma alanlarının en kısa yoldan görünürlüğünü ortaya koyan analizdir. Kuş bakışı olan görünürlük analizinde deprem toplanma alanlarının her noktası aynı görünürlüğe sahip olarak analiz edilmişken; 120 dereceyi baz alan görünürlük analizinde toplanma alanlarının farklı noktalarının farklı görünürlük değerine sahip olduğu ortaya çıkmış ve daha gerçekçi bir sonuca varılmıştır. Isovist analizi bir noktadan görülebilecek en geniş bakış açısını ortaya koyan yöntem olarak çalışmaya dahil edilmiştir, özellikle depremden sonraki panik sırasında insanların toplanma alanlarını fark etmesini ölçen bir analizdir. Göztepe 60. Yıl Parkı’na girişlerin 120 derece ile görünürlük analizi incelendiğinde; deprem toplanma alanının, girişlerin algısının ve görünürlüğünün özellikle yakın mesafeden daha okunabilir olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

c. Dinamik Analiz
Araştırma kapsamında dinamik analiz olarak nitelendirilen, analizin yapıldığı zamanda verilerin etmenlere göre değişken olması durumunun incelendiği yöntemdir. Değişken olan etmenler; insan etmeni, insanın bulunduğu konum ve konumdaki koşullardır. Deprem gibi afet anlarında; insanların tahliye süresinin büyük bir bölümü harekete geçme öncesi süreçte yaşanmaktadır. Özellikle deprem gibi insanlarda psikolojik ve davranışsal olarak paniğe sebep olan durumlarda bina tahliye süresi uzar ve bununla birlikte kaos ve korku durumlarının oluşması insanların deprem toplanma alanlarına ulaşım konusu hakkında düşünmelerini kısıtlar. Bu simülasyon modelinin oluşturulmasının temel sebebi; insanların bulundukları konumdan deprem sonrasında en kısa yoldan deprem toplanma alanlarına ulaşımını sağlamaktır.  Dinamik analiz aşamasında Anylogic adlı simülasyon ve modelleme programı kullanılmıştır. Belirli bir konumdan en yakın deprem toplanma alanının hangisi olduğu ve buraya hangi rotadan ulaşım sağlandığının modellenmesini GIS haritası kullanılarak yapılmıştır ve Şekil 5’teki fonksiyon iş akış şemasında görülmektedir. İş akış şeması fonksiyonu ile beraber adım adım Anylogic programında adım adım model elde etme aşamalarına yer verilmiştir.  Qr kod ile Anylogic isimli etmen tabanlı modelleme programında elde edilen etmenin bulunduğu konumdan en hızlı ulaşabileceği deprem toplanma alanına ulaşım simülasyon videosu Şekil 5’te ifade edilmiştir. Bina kullanıcısı olarak insan modelde, fiziksel, davranışsal ve hareket karakteristiklerine göre temsil edilebilmektedir. Kullanıcının fiziksel özellikleri etmenlerin simülasyon ortamda kaplayacağı boyutu belirlemektedir. Çalışma kapsamında fiziksel özellik olarak yaş belirleyici bir öğe olarak dahil edilmiştir. “personAdult” olarak isimlendirilen insan etmeni, yaşlı ve genç olarak iki gruba ayrılmış; bu iki grubun hızı ve yoğunluğu farklı olarak düşünülmüştür. Yoğunluk bilgisi, 65 yaş altı ve 65 yaş üstü olmak üzere mahallelerdeki nüfus yoğunluğu oranınca tespit edilmiştir. Caddebostan, Göztepe ve Fenerbahçe mahallelerinde 65 yaş üstü nüfus orası sırasıyla %32.92, %29.41 ve %31.73’tür. Bu veriler doğrultusunda 65 yaş üstü insan etmeni yoğunluğu bir; 65 yaş altı insan etmeni yoğunluğu ise üç oranında çalışmaya dahil edilmiştir.  İnsanların hızlarına yönelik değerler ise Shi’nin (2009) ve Çakıcı Alp’in (2011) çalışmalarına göre 65 yaş üstü kullanıcılar için 1.30 m/s, 65 yaş altı kullanıcılar için ise 1.04 m/s raporlanmış ve simülasyon oluşumunda bu değerler ile doğru orantılı olacak hız değerleri çalışmaya dahil edilmiştir. Şekil 5’te ifade edilen simülasyon 65 yaş altı bir birey düşünülerek oluşturulmuştur.

Şekil 5. En yakın deprem toplanma alanı modellemesi ve fonksiyon şeması.

Sonuç ve Değerlendirme

Bağdat Caddesi bölgesindeki seçilen pilot alandaki deprem toplanma alanlarının durumu farklı perspektiflerden farklı yöntemlerle sorgulanmıştır. Mevcut durumu farklı değişkenler ile bütüncül olarak ortaya koyan bir araştırma hazırlanmıştır.

1. Numerik Verilere İlişkin Sonuçlar
Yapılan literatür taraması ve verilere dayanarak deprem sonrası toplanma alanları için 2 m2/kişi standardından yola çıkılarak mahallelere göre mevcut toplanma alanları ve toplanma açıkları belirlenmiş; incelenen mahallelerdeki deprem toplanma alanlarının eşit dağılmadığına ulaşılmıştır. Erenköy ve Suadiye’de deprem toplanma alanı yokken; Bostancı, Fenerbahçe, Feneryolu ve Zühtüpaşa mahallelerinde kişi başı 1 m2’nin altında olduğundan mevcut durum yetersizdir. Caddebostan ve Göztepe mahallelerinde deprem toplanma alanı sırasıyla 4.4 m2 ve 3.3 m2 olup, bu mahallelerde toplanma alanı fazlalığı vardır. Seçilen pilot bölgeye yapılan analizde; 2 m2/kişi standardını sağlansa bile toplanma alanlarına 200 m’lik ve 500 m’lik mesafelerde ulaşımın pilot bölgenin tamamında sağlanamadığı ortaya çıkmaktadır. Bu durum, deprem toplanma alanına ulaşımın önerilen en fazla süre olan 15 dakikayı aşmasıdır. Bu analizler, deprem toplanma alanlarının homojen dağılmadığını, vatandaşların bu alanlara eşit oran ve sürede ulaşamayacağını göstermektedir.

2. Mekan Dizimine İlişkin Sonuçlar
Mekan dizimine dair sonuçların başında süreklilik içinde olan ana arterlerde bağlantısallık ve bütünsellik belli bir eşik değerinin üstündeyken; çıkmaz sokakların olduğu kısa ve kopuk sokak parçalarından oluşan alanlarda aynı oranda bütünsellik ve bağlantısallık sağlanamamaktadır. Deprem toplanma alanına girişlerinin görünürlüğünün sorgulandığı 120 derece ve 360 derece görünürlük analizlerinde özellikle yakın mesafeden daha okunabilir olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

3. Etmen Tabanlı Modellemeye İlişkin Sonuçlar
Modelde kullanıcının bağımsız etmenler ile temsil edilmesi, Anylogic’te hız ve yoğunluk parametrelerinde değişiklik yapılarak farklı kullanıcı gruplarına ve farklı konumlara ait en kısa mesafede ulaşımın mümkün olduğu deprem toplanma alanını belirlemek mümkündür. Etmenlerin sahip olduğu özellikler geliştirilerek doğal insan davranışlarına yakın simülasyonlar sağlanabilmektedir.

4. Genel Sonuçlar
Mekan dizimi ve etmen tabanlı modelleme kullanılarak incelenen özellikler bazı temel farkları barındırmaktadır. Bunlardan ilki: DepthmapX ile mekân dizimi yöntemi şehir dokusu ve sokakların geometrisi ile ilgiliyken, Anylogic ile etmen tabanlı modelleme kullanıcı ve kullanıcı davranışı odaklıdır. İki yöntem de dijital çizim programları ve ve coğrafi bilgi sistemleri (GIS) ile uyumludur. Ancak DepthmapX’de sadece iki boyut üzerinden analiz yapmak mümkündür. Anylogic, 3 boyutlu video ve görüntü üretme, arka plandaki kodu değiştirme, farklı etmenler ve engeller ekleme gibi seçeneklere olanak tanıdığından daha serbest analizler yapmaya, daha geniş senaryolar oluşturmaya elverişlidir. İki yöntemin kıyası Tablo 3’te görülmektedir.

Öneriler
Çalışmada belirlenen eksikler dikkate alınarak geliştirilen öneriler -kurumlara ve halkı bilinçlendirmeye yönelik- iki gruba ayrılmaktadır.

Kurumlara Yönelik Öneriler:

  • Mevcut deprem toplanma alanları korunmalı, yapılaşmasını engellemek için yetkili mercilerce gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Bağdat Caddesi çevresinde deprem toplanma alanlarının homojen ve yeterli seviyede dağılım göstermesi için yeni açık-yeşil alan tasarımının yetkili merciler tarafından dikkate alınması gerekmektedir.
  • Deprem toplanma alanlarının yetersiz olduğu mahallelerde ilk olarak imar planlarında önerilip uygulanmayan kentsel açık ve yeşil alanların tespiti ve uygulaması yapılmalıdır. İmar planları yetersiz olduğunda ise; revizyon imar planları, deprem önlemleri kapsamında hazırlanmalıdır.
  • Deprem toplanma alanlarına 200m ve 500m’lik mesafeler baz alınarak bir ısı haritalaması yapılması; maksimum 500m mesafede ulaşımın sağlanamaması durumunda olası açık-yeşil alanların tespit edilerek yeni ve ulaşılabilir deprem toplanma alanları oluşturulması gerekmektedir.
  • Engel teşkil eden bir durum yoksa çıkmaz sokakların ve kopuk sokak parçalarının sürekliliği sağlanarak deprem sonrasında insanların tahliye güvenliği ve deprem toplanma alanına ulaşımı sağlanacaktır.
  • Deprem tahliye yönlendirme sistemleri ve tahliye planları sürekli geliştirilmeli ve her türlü güncelleme halk ile paylaşılmalı, bu alanların önemi vurgulanmalıdır. 

Halkı Bilinçlendirme ve Bilgilendirmeye Yönelik Öneriler:

  • Önerilen ısı haritasının halk arasında kullanımının yaygınlaşması için yetkili mercilerin kitapçık, kılavuz, akıllı cihaz uygulamalarında yer bulması gerekmektedir.
  • Yakın mesafeden görünürlüğü yüksek olan deprem toplanma alanlarının insan ölçeğinde algısını arttırmak için belli aralıklarla sokaklara bu alanları gösteren kroki-haritalar konulmalı; basit anlatım teknikleriyle her kesim ve yaştan vatandaşın bu görselleri fark etmesi sağlanmalıdır.
  • Etmen tabanlı modellemeyle önerilen simülasyon; her apartman bloğunun içine ve dışına basılı bir şekilde yerleştirilmeli; sokaklara belli aralıklarla hangi rota ile en kısa sürede hangi deprem toplanma alanına ulaşılacağı gösterilen şema ve tahliye planları yerleştirilmelidir.
  • Önerilen simülasyonun akıllı cihaz uygulamasına dönüşümü sağlanmalı ve kullanımı teşvik edilmelidir.
  • Toplanma alanlarına hızlı ulaşım için gerekli yönlendirme tabelaları ve akıllı sistemler seçilen pilot bölgenin tamamına entegre edilmelidir. 
  • Mahalle ölçeğinde farklı tatbikat senaryoları yapılarak olası deprem anında meydana gelecek paniğin önüne geçilerek insanların deprem anı ve sonrasında nasıl davranması gerektiği ve tahliye planına sahip olmaları sağlanmalıdır.
  • Yazılı, sözlü, dijital her türlü mecrada yetkililerce deprem anı ve deprem sonrası davranışlar hakkında bilgilendirmeler yapılmalıdır.

Alınacak bütün bu önlemlerle doğa olayı olan depremlerin, yıkıcı bir afete dönüşmesi engellenerek can kayıplarının önüne geçilecektir. 

Kaynaklar

  1. Açıklamalı Afet Yönetimi Terimleri Sözlüğü (2014). T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı, Ankara.
  2. Benedikt, M. L. (1979). To take hold of space: isovists and isovist fields. Environment and Planning B, 6, 47 – 65. 
  3. Çakıcı Alp, N. (2011). Binalarda kullanıcıların acil durum davranışının ve hareketinin etmen tabanlı bir model ile temsili ve benzetimi İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimari Tasarım (Dr), İstanbul.
  4. Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA), (2002). Türkiye Cumhuriyeti İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dâhil Afet Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması, Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul, Türkiye.
  5. Kadıköy İlçesi Olası Deprem Kayıp Tahminleri Kitapçığı, (2020). İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü (DEZİM). İstanbul.
  6. Karagöz, Ö. (2012). Türkiye’de depremsellik. Deprem İzleme ve Veri İşlem Laboratuvarı,Ondokuz Mayıs University. Retrieved from http://deivil.comu.edu.tr/deprem_bilgisi/bolum_10.pdf (21.02.2021)
  7. Kubat, A. S., Eyüboğlu E., Ertekin Ö., Sarı, F. (2008). Earthquake as A Fact Of Istanbul: Rısk Based Strategy & An Actıon Plan For Vulnerable Zeytinburnu Area, 275-299, Tokyo.
  8. Penn, A. (2003). Space syntax and spatial cognition, or why the axial line? Environment and behavior, 35(1), 30-65.
  9. Şalgamcıoğlu, M.E. (2013). İstanbul’da Çoklu Konut Gelişiminin Semantik ve Sentaktik Olarak İrdelenmesi: 1930-1980 Dönemi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  10. Shi L., Xie Q., Cheng X., Chen L., Zhou Y., Zhang R. (2009). Developing a database for emergency evacuation model, Building and Environment,44, 1724–1729.
  11. Tarabanis, K. & Tsionas, I. (1999). Using Network analyses for emergency planning in case of earthquake, transactions in Gıs, Blackwell Scientific Publications, Oxford, 187-197.
  12. TÜBİTAK, (2013). Türkiye Afet Yönetimi Karar Destek Sistemi (İZGE) AR-GE Projesi Mevcut Durum Analiz Raporu, Kocaeli.
  13. https://www.afad.gov.tr/ (09.02.2021).
  14. https://www.endeksa.com/tr/analiz/istanbul/ (09.02.2021).
  15. https://afet.kadikoy.bel.tr/ (09.02.2021).
  16. https://sehirharitasi.ibb.gov.tr/ (09.02.2021).
  17. https://www.tuik.gov.tr/ (09.02.2021).

URL-1. https://depremzemin.ibb.istanbul/guncelcalismalarimiz/#next

URL-2. https://www.endeksa.com/tr

URL-3. https://sehirharitasi.ibb.gov.tr/