Architecture Research Practice tarafından tasarlanan Avlakia Evi’nin taş duvarlardan oluşan zemin hacmi bulunduğu arsanın uzantısı gibi algılanırken onun üzerinde konumlandırılan beyaz kütlesi bir tapınağı andırıyor.

Kiklad adası Antiparos’ta iki vadinin (Yunanca avlákia) arasında yer alan Avlakia Evi, Ege takımadalarına ve komşu Sifnos ve Serifos adalarına doğru bir manzaraya sahip. Batıya bakan proje arsası, aynı zamanda güçlü kuzey rüzgarlarına maruz kalıyor.

Yapının formu, tasarımcıların Kiklad takımadalarının topoğrafyasını ve peyzajını koruma niyeti ile belirlenmiş. Bir bölümü doğada gizlenmiş halde olan Avlakia Evi; insan deneyimi ile çevresel, kültürel sürdürülebilirlik arasında dengeleyici bir rolde.

Yapının bir tapınağı andıran, anıtsal beyaz kütlesi, arsanın uzantısı izlenimi veren taş duvarlarla çevrili kütlesinin üzerinde konumlandırılmış. Üst kütlenin anıtsallığı; içe doğru eğim, ölçek, oran, simetri ve açıklıkların tekrarı gibi birtakım müdahalelerle sağlanmış. Taş duvarlardan oluşan zemin kütlesi ise yatak odalarını içeriyor ve avluyu tanımlıyor.

Yapıda yerel malzemeler, yerel ustalar tarafından uygulanmış. Çağdaş mekanlar, yerel yapı teknikleriyle üretilmiş. Derin gölgelik alanlar tasarlanmış; çapraz havalandırma yöntemleri uygulanmış. Isı köprülerinden kaçınılmış ve güneş enerjisi sistemleri kullanılmış.