Atatürk Kültür Merkezi Heykel Yarışması
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen ve İstanbul Atatürk Kültür Merkezi‘nin tarihi, kültürel ve mimari dokusunu öne çıkarmaya yönelik düzenlenen heykel yarışmasına tasarımlar 25 Temmuz’a kadar teslim edilebilir.
Türü, Şekli ve Dili
Serbest, ulusal, güzel sanat eserleri yarışmasıdır.
Yeri ve Konusu
Heykel, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi ile Mete Caddesi’nin kesişiminde konumlandırılacaktır. Yarışmaya katılan tasarımlar İstanbul Atatürk Kültür Merkezinin tarihi, kültürel ve mimari dokusunu öne çıkarmaya yönelik, ekli krokide bulunan alana uygun olarak ve aşağıda belirtilen çevresel faktörler göz önünde bulundurularak tasarlanacaktır.
Yarışmayı Açan Kurum:
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü
Yarışma Hakkında
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kültür ve sanat alanındaki simgesel modernleşme projelerinden biridir. Toplumsal değerlerin, kabullerin bir mekanda karşılık bulması kendini orada ifade etmesi, Atatürk Kültür Merkezini devletin kültür ve sanat anlayışının mimari bir bedende hayat bulması biçiminde var etmiştir denebilir. Fiziksel çevredeki tüm düzenlemeler ve yapısal unsurlar arasındaki hiyerarşik ilişkiler düzeni, doğrusal biçimde toplumun değer yargılarına ilişkindir. Soyut değerlerin maddesellikle buluşup biçime, bedene bürünmesi bağlamında Atatürk Kültür Merkezi’nin ilk inşasından bugüne kesintilere rağmen sürdürdüğü devamlılık, özel bir simgesel anlam taşımaktadır.
Atatürk Kültür Merkezinin kendi tarihçesi, mimari mekan ile sanat eserleri arasındaki ilişkilerin yoğun ve verimli olduğu bir geçmişe sahiptir. Yapının tamamlanmasından sonra 1968 yılında, çeşitli sanat kategorilerinde açılmış olan ulusal yarışmanın bu bağlamda önemi büyüktür. Yarışma heykel, resim, seramik, fresk kategorilerinde açılmış, yarışma sürecinin üretimsel çıktıları olarak elde edilen iki kıymetli tablo, resim dalının birincileri Oya Katoğlu’nun ve Mustafa Pilevneli’nin eserleri bugün hala AKM opera fuayesinde heykel dalının birincisi Cevdet Bilgin’in bronz heykeli ise AKM’nin girişindeki havuzun kenarında konumlandırılmıştır. Yine bu yarışmada ödül alan Sadi Diren tarafından tasarlanıp üretilen seramik panolar, ülkemizin önemli bir kültür mirası olmuştur. Bugün yenilenen yüzüyle sanatseverleri karşılayan AKM, inşa edildiği günden bugüne üstlenmiş olduğu sanat misyonunu bugüne ve yarınlara taşımaya öncülük ediyor. Bu eşsiz mimari mekanı, kalıcı sanat eserleri ile zenginleştirmek de bu yaklaşımın önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Bu bağlamda, Atatürk Kültür Merkezinin Taksim Meydanı’na bakan cephesinde, meydandan da algılanacak ve yapı ile bütünleşecek bir heykelin yapılması planlanmaktadır. Yapılacak heykelin, AKM’nin sanatsal kimliğinin kent mekânında ifade edilmesinin bir parçası olması, AKM ile simgesel anlamda bütünleşmesi ve sanat serüvenimizde mekânla, yerel birikimle kurulacak ilişkinin uluslararası seviyede çağdaş biçimde ifade edilmesine katkıda bulunması beklenmektedir.
Bir sanat eserini elde etmek için katılımcı ve şeffaf yöntem olduğunu ispatlamış olan yarışma usulü ise sanatsal açıdan da şüphesiz en heyecan verici olanı. Atatürk Kültür Merkezi’ne kazandırılması düşünülen sanat eserinin, ulusal bir yarışma ile elde edilmesi kararı, sanat camiası adına önemlidir. Düzenlenen bu yarışmanın, 1968 tarihinde yapılmış ve somut çıktıları günümüze kadar ulaşmış olan yarışma ile bir devamlılık arz edecek olması, AKM’nin misyonlarından biri olan kültürel devamlılık bağlamında da anlamlıdır.
Uluslararası seviyede kendini ifade edecek sanat eserlerine, çok katmanlı ve zengin yerel birikimin, adeta zamansızlaşan değerlerin ilhamının çağdaş yaklaşımla ele alınıp yorumlanmasının katkısı yadsınamaz. Abidin Dino, Abidin Elderoğlu gibi ressamların, Ulvi Cemal Erkin, Yalçın Tura gibi bestecilerin, Sadi Diren, Füreya Koral gibi seramikçilerin, Turgut Cansever, Sedad Hakkı Eldem gibi mimarların yapmaya çalıştıkları bir bakıma budur.
Çağdaş sanat dünyasına içerik üretmenin, yerel olan ile nitelikli bir ilişki kurmaktan beslenerek zenginleşmesi ve yeni, özgün ufuklara kavuşma potansiyeli, Atatürk Kültür Merkezinin simgesi olacak bu sanat eseri için de heyecan vericidir. Bu eserin doğrudan simgesel, biçimci yaklaşımlar yerine, soyutlamalarla, tarihî tecrübenin ve birikimin nitelikli çağdaş yorumlarının artmasına olan ihtiyacımıza, dikkate değer bir cevap vermesi beklenmektedir.
Tasarlanacak bu sanat eserinin mekândan bağımsız, herhangi bir mekânda var olabilecek bir heykel olmak yerine, bulunduğu yer ile sıkı bir ilişki kuran, mekânsal bütünlüğe katkıda bulunan bir tavır içinde olması ve şehrin en önemli meydanlarından birinin doğu yönündeki hâkim siluetini oluşturan Atatürk Kültür Merkezi cephesinin bir parçası olma, onunla bütünleşme ve meydanla güçlü bir diyalog kurma potansiyeline sahiptir.
Plastik sanatların günümüzde sıkça karşılaşılan popüler ara yüzlerinin basit simgecilikler, “kitsch” yaklaşımlarla kuşatılması gerçekliğinin karşısında, sanatsal ifadenin kent mekânı ile nitelikli biçimde buluşturulduğu, iyi bir örnek oluşturmak ana hedeflerimizdendir.
Yarışma takvimi ve detaylı bilgi için tıklayınız.