Ahlak Pahalıdır!

Şengül Öymen Gür*, Prof. Dr.
Beykent Üniversitesi

“Eleştiri, geçmişin ya da ötekinin gerçeğine bir saygı sunmak değil, çağımızın anlaşılırının kurulmasıdır.”
Roland Barthes

Etik ve Ahlak Üzerine

Mimari töz çok karmaşık bir gösterenler ve gösterilenler bütünüdür. Onun için bugüne dek mimari eleştiride en sık başvurulan yol, mimari görsel araçların (plan, kesit, cephe, silüet, maket vb.) tanıtılması şeklinde, deskriptif ve parçasal kalmıştır. Eleştiride dil bütünlüğü sağlanamamış ve bir üst-dil oluşturulamamıştır (Gür, 1998a, 1998b). Mimari eleştirinin yol, yöntem ve dil sorunları, mimarlık kuramının aslında çetrefilli doğası ve hiçbir zaman bütünlüğünün tanımlanamamış ve kuramı etrafında ciddi bir uzlaşının sağlanamamış olmasından kaynaklıymış gibi gösterilmektedir. Böylece, her tür eleştirelliği ve direnişi ortadan kaldıran içten pazarlıklı küreselleşme söylemlerine mimarlık alet edilmek istenmektedir. İşin aslı budur (Gür, 2004).

Oysa mimarlık da tıpkı diller gibi gelenek ve konvansiyonlara dayalı sağlam ve bütünleşik bir gövdeye sahiptir (Gür, 2024a). Bunu göz ardı etmek kapsamlı eleştiride ciddi bir falso oluşturur. Zorluklarından dolayı bu özden kaçarak yapılan eleştiriler tıpkı Wittgenstein’ın (1953) bir zamanlar ilgilendiği gibi, dil oyunlarıdır; bütünün bir parçasının sorgulanması yoluyla anlamın çoğaltılmasıdır. Bu sorgulamada Heidegger’den (1951) birçok kavram ödünç alınmaktadır. Heidegger, eleştiri “Ontolojik varlığı, dününden kalkan ve bugününü içeren bir geleceğe aktarma etkinliğidir.” der. Bu “akış” olgusu başlı başına bir serüven olup yepyeni düşünceler, hayal gücü ve yaratıcılık gerektirir. İşte mimarinin bugün içinde bulunduğu koşullarda akıldışı yollara, şiirselliğe sapması bundandır. Gerçeklikle düş gücünün koyduğu sınır arasındaki araştırmalar şiirsellik barındırır. Bu bağlamda bazı kapsamlı ve numenal ilkeler mimarlık eleştirisinde olgunlaşmaya başlamıştır. Ancak fenomenoloji ağırlıklı eleştiriler her zaman bireyi ikna etmeye yetmeyebilmekte ve ilerideki kararlara yönelik elle tutulur bilgiler ortaya koyamamakta, dolayısıyla bu kıymetli analizler açık uçlu eleştiri olarak kalmaktadır. 

Ben, Hece (2004) kitabındaki bölümümde Colenbrander (1996) ve van Dijk (1996) gibi isimleri de yanıma alarak yedi madde yazmışım. Bunlardan üçüncü ve dördüncüsünde özetle: “İyi mimarlık da kötü mimarlık da kültürlere göre tanımlanmalı, evrensel ölçütlerden sakınılmalıdır… Eleştiri, görecelik, taraflılık korkusu, seçkincilik/karşı-seçkincilik, bilgi-kuramsal şüphecilik veya bilimsel veri eksikliği gibi gerekçelere sığınarak yargı oluşturma görevinden kaçmamalıdır.” demiştim. Burada bu görevi yerine getireceğim.

Son zamanlardaki mimari eleştirilerim geniş kapsamlı oluyor. Etik ve ahlaktan söz ediyorum. Nedeni şudur: Ahlak anlayışı küresel olarak çökmüştür. Artık gelişmekte olan ülke kavramı bile dolaşımdan kalkmıştır. Küremiz, Küresel Kuzey ve Küresel Güney olarak ikiye ayrılmış olup Güney siyaseten ikirciklidir. Güney, biz dahil, kararlarını siyasi ahlak kapsamında alamamakta, Küresel Kuzey’in kararlarına karşı taktiksel kalıplardan birini seçmektedir (Gür, 2024b). İçerde bu durum halka biyopolitikalar yoluyla benimsetilmektedir.

Bu kolaylığı halklar düzeyinde tasarlanmış ve uygulanmakta olan “biyopolitikalar” hazırlamaktadır. Biyopolitika yaşamı ve halkları düzene sokmak şiarlarıyla halka benimsetilen tarif edilmiş yaşam tarzıdır. Yönetenler lehine çalışan bir güç mekanizmasıdır (Foucault, 2003). Karşılığında halkların yerini “gözden çıkarılabilir nüfuslar” (disposable populations) almaktadır.

Yönetsel ahlakın çöküşü, halka benimsetilen (ya da halkın doğasında var olan) etik ve ahlak dışı yaşam biçimini ortaya çıkarmakta, tutum ve davranışlarda çökmeye neden olmakta, tüm bilim, sanat ve mimari alanlarından örneklenebilmektedir (Gür & Kaymak, 2023; Gür, 2023, 2024c). Mimarlıkta etik, uymamız gereken yazılı metinlerden ibaretken ahlak bir toplumsal ve kültürel duyarlılıklar bütünüdür. Ahlaki değerlerden kökünü almayan etik kodlar her an delinmeye mahkumdur. Delindiği için, son deprem, yazılı olarak ifade edilenden çok fazla can almıştır

Yeğlemeleri tartışmak saçma olabilir ama yargıları “tartışmamak” saçmadır. Bir mimari ahlak örneği üzerinden ahlakı tartışacağım. 70’li ve hatta 80’li yıllarda bunlardan çok vardı. 

Mimari Ahlak: Mimar Erdoğan Elmas ve Çalışma Arkadaşları

Mimar Erdoğan Elmas 1962 yılında İTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuş bir mimarımız. Çoklukla serbest mimar olarak çalışmış ve “O” kuşağı temsil ediyor. “Mesleki çalışmalarını 1982-2005 YEG Mimarlık Müşavirlik Ticaret Ltd. Şti.’de ve bunun yanı sıra 1992-2005 Zafer Gülçur’la Elmas-Gülçur Mimarlık ve Şehircilik Ltd. Şti.’de sürdürdü. 2005 yılından beri kendi başına, YEG ile çalışmaya devam etmektedir. 1996 Ulusal Mimarlık Ödülü’nü “Urfa Toplu Konut Projesi” ile kazanmış olup, katıldığı proje yarışmalarında 16’sı birincilik ödülü olmak üzere 50’den fazla ödül ve mansiyon kazanmış, ayrıca jüri üyelikleri yapmıştır (URL-1). Anılarını okurken içim buruldu (Elmas, 2012, 2023). O kadar birincilik, o kadar derece! Frank Gehry bile ancak 25 adet ödül almış, ama Kaliforniya’nın yarısı kadar mal varlığı var.

Her türlü direnişini her aşamada göstermiş; Bayındırlık Bakanlığı’nın koyduğu saçma sapan yarışma şartnamelerine itiraz etmiş, arsasını bakanlığın bile bilmediği, odaların despotça durdurduğu yarışmalara, boykotlu yarışmalara karşı mücadele vermiş. Elmas, bakanlığın kararlarının sık sık değişmesi nedeniyle birçok projesini bıkmadan usanmadan tadil etmiş, diğer yandan “onur kırıcı” yarışmalardan çekilmeyi tercih etmiştir. Avrupa’da yeni üretilen malzemeleri yerinde tanıyıp uygulamak için bizzat kendi desteği ile üretim alanına gitmiş, ama STFA Ankara binası tasarımı için yapılan talebi ve benzerlerini “Süre az, tam istediğim gibi çalışamam.” diyerek reddetmiş! 

Kötü bir dersten her mimar için genellenebilir bir sonuç çıkarmış. Projenin sadece çizimle değil, ancak iyi bir uygulama ile mimarı mutlu edeceğini (Elmas 2012, s. 47) söyleyen mimarı keşke Şubat 2023 deprem bölgesinin imar müdürleri, kent plancıları, yapı denetim mimarları, mesleki kontrollük mimarları, sürveyanlar, üstleniciler ve en önemlisi “imar affı” getirenler duysaydı!

Sürekli hükümet değişikliklerinden ve bu değişiklikle gelen ve mutlaka gelen yeni yürütme yönetmeliklerinden, kısacası uygulamadaki süreksizliklerden çok yakınan Elmas (2012, s.83): 

“Yapının toplam maliyetinde önemli bir yer tutmayan proje ve mesleki kontrollük hizmetleri ücretinin kısılması, bu hizmetlerin niteliğini önemli ölçüde düşüreceğinden sonuçta yapının nihai maliyetinin artmasına neden olacak, bu da kamu yararını olumsuz yönde etkileyecektir. Kamu yararı mesleki teknik çalışma ücretini düşürerek değil, aksine nitelikli proje elde etmekle, ciddi bir mesleki kontrollük kurumunun uygulanması ile yapı sektöründe en büyük savurganlığı yapan müteahhitlik kurumunun denetlenmesi ile yapı malzemelerinin düzgün üretilmesi ile ve nihayet fiyat artışlarının kontrol altına alınması ile sağlanır.” diyorKuçuradi’ye yeniden ve yeniden sormamıza hiç gerek yok. Ne kadar erken bir tarihte, 2023 büyük deprem yıkımının en önemli nedenini ta o zaman vurguluyor büyük mimar!

Ahlaka dayalı etik budur! Ahlak pahalıdır!

Bu dönem mimarlarından söz ederken Sayın Elmas gibi en az 40 adet isim sayabilirdim. Onlar sadece yarışmadılar, benim de aralarında olduğum akademiklere tasarım derslerinde yol gösterici oldular, örnek oldular… Eskiden mimarlar odası ne güzel ne şık yayınlar yapardı, alır yararlanırdık… Neyse, şimdi burada onlarla tartışmayayım. Ama neden Sayın Elmas’ı örnek olarak seçtim?

Bir önceki yazımda anmak ve anılmaktan söz edince bir mimarımızın binasına işaret bıraktığını öğrendim. Bir mütevazı çay saatine davet ettim tanıştık… Çok mutlu oldum. Keşke ekibiyle gelseydi, gelebilseydi! (Resim 1). Yakın tarihli sayılabilecek bir binasında epigraf talep etmiş ve Zafer Gülçur ile birlikte anılara kazınmışlar. Nasıl sevindim bilemezsiniz! Toplum belleğinin zayıf olduğunu biliyorlar (Resim 2).

Ankara’da bir mimarlık derneği bu binanın açılışının 25. yılında, Çağdaş Sanatlar Merkezi için bir anma etkinliği düzenlemiş. Her şey var, herkes var da sadece mimarların adı yok… Kadının adı yok gibi bir şey. Biz kendimizi önemsemezsek, kim önemseyecek?

Resim 1. Mimar Erdoğan Elmas ile sohbet çok keyifliydi!

Resim 1. Mimar Erdoğan Elmas ile sohbet çok keyifliydi!

Resim 2.  Epigraf-Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi, Ankara, açılışı 19 Haziran 1998, Mimarlar Erdoğan Elmas ve Zafer Gülçur.

Resim 2.  Epigraf-Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi, Ankara, açılışı 19 Haziran 1998, Mimarlar Erdoğan Elmas ve Zafer Gülçur.

Resim 3. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 3. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 4. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 4. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 5. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 5. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 6. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 6. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 7. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 7. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 8. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Resim 8. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi.

Not

*CICA International Committee of Architectural Critics Üyesi, 2010’dan günümüze.

Kaynaklar

  • Elmas, E. Mimarlık Anıları 1962-2012. 2012. Mimarlık Vakfı İktisadi İşletmesi.
  • Elmas, E. Mimarlık Anıları 2012-2022. 2023. Pınar Matbaacılık.
  • Foucault, M. 2003. “Society Must be Defended”, Lecture Series at the Collège de France, 1975-76, çev. D. Macey.
  • Gür, Ş. Ö. 1998a. Mimariyi Eleştirmek (1). Yapı (194). Ocak. 56-67.
  • Gür, Ş. Ö. 1998b. Mimariyi Eleştirmek (2). Yapı (195). Şubat. 49-56.
  • Gür, Ş. Ö. 2004. Mimaride Eleştirinin Konstrüksiyonu:
  • Perspektif, Gerçeklik, Yöntem ve İlke, içinde Teori ve Eleştiri, Hüseyin Su (der.), Ankara: Hece, Aralık 2004, ss:211-262. (9789758274987).
  • Gür, Ş. Ö. 2023. Time for a New Ethics in Architecture, Space Design International Conference, 24 Kasım 2023; Londra, Saat: 14. Time for a New Ethics-Conference at Space/Design-London; October 23, 2023. https://youtu.be/110b6IIOcRY.
  • Gür, Ş. Ö. 2024a. Architecture as Spatial Organization, Livenarch+, 29.01.2024, Volume 1, No.1, pp: 5-13.
  • Gür, Ş. Ö. 2024b. Küresel Güneyin Dayanılmaz Hafifliği! Mimarca, Tema, ISSN: 3063138, Mart 24, Sayı 36, ss: 57-67.  Gür, Ş. Ö. 2024c. Ethical Dimensions of Architectural
  • Quality, CICA Book on the Second International Congress, Park Books, Zurich (basılmak üzere).
  • Gür, Ş.Ö. & Kaymak-Heinz, G. 2023a. Politics, Ethics, and Architecture: The Earthquake Disaster in Turkey, ISRG Journal of Arts, Humanities and Social Sciences (ISRGJAHSS), Volume-1 Issue-V (September – October) 2023, | Received: 24.09.2023 | Accepted: 27.09.2023, Published: 29.09.2023.
  • Heidegger, M. (1979) (1951), “Building, Dwelling, Thinking”, içinde Martin Heidegger, Basic Writings, Londra: Routledge, ss. 319-340.
  • Wittgenstein, Ludwig (2009), Philosophical Investigations, 4. Baskı, Hoboken, NJ: Wiley Blackwell (ori. Philosophische Untersuchungen, Almanya 1953).
  • URL-1: https://emlakkulisi.com.tr/erdogan-elmas-kimdir/229686#google_vignette.