My Two Cars Garage

Mimari Tasarım
Marc Fornes

Proje Yeri
Garden by the Bay, Singapur

Tamamlanma Tarihi
2024

Fotoğraflar
THEVERYMANY, DoubleSpace

Michael Mauer ve Marc Fornes tarafından Singapur’da tasarlanan “My Two Cars Garage” Performans Odaklı Tasarım, yapısal bütünlük ve estetik akışkanlıkla ziyaretçilerine dinamik bir keşif alanı sunuyor.

Marc Fornes/THEVERYMANY tarafından tasarlanan “My Two Cars Garage”, Singapur Sanat Haftası kapsamında Porsche’nin yepyeni elektrikli Macan modelinin dünya prömiyeri için hazırlanmış. Porsche’nin kendine özgü performans odaklı tasarımından ve hassas mühendisliğinden ilham alan pavyon, markanın yenilik, hız ve zarafet gibi temel değerlerini somutlaştırıyor. Açık, akıcı iç mekanı dramatik bir sahne görevi görerek otomobili mekanın merkezine yerleştiriyor; ziyaretçileri sürükleyici ve ilgi çekici bir ortamda aracın tasarım özelliklerini keşfetmeye davet ediyor.

Proje, Michael Mauer (Style Porsche) ve Marc Fornes (THEVERYMANY) arasındaki bir iş birliğinden oluşuyor. Her iki tasarımcı da Performans Odaklı Tasarım için güçlü bir vizyonu paylaşıyor. Mauer’in süreci “Odak, Amaç ve Gerilim” ile tanımlanırken, Fornes tasarıma “essentialism” (özcülük; gördüğünüz her şey var, ancak görünenden çok daha fazlası), “specificity” (özgüllük; her parçanın benzersiz bir konumu ve amacı olduğu) ve “frozen tension” (donuk gerilim; gücün malzemeden değil geometriden türetildiği) ile yaklaşıyor. Bu kavramlarla birlikte, sadece işlevsel bir yapı değil, hayaller için bir makine yaratmak amaçlanıyor.

Pavyonun yapısal bütünlüğü, iç desteklere veya geleneksel bir çerçeveye olan ihtiyacı ortadan kaldırarak yükü kabuğun kendisinin taşıdığı monokok (takviyesiz) kabuğundan geliyor. Gelişmiş hesaplama araçlarıyla eğrilik, yapısal performans ve malzeme verimliliği arasındaki ilişkiyi araştırılmış ve sonuçta ultra ince alüminyum şeritlerden oluşan karmaşık, çift kavisli bir yüzey elde edilmiş. 6.380 şeridin her biri, genel geometriye uyum sağlayan bir formda şekillendirilerek hem estetik akışkanlığına hem de rüzgar ve yük gibi dış kuvvetlere dayanmak için gereken esnekliğe katkıda bulunuyor.

Alüminyum kaplamadaki delikler, Porsche Macan’ın karoserinin, özellikle de plastik kaplamalarının karmaşık detaylarından esinlenerek tasarlanmış. Bu açıklıklar ışığın süzülmesine izin vererek gün boyunca güneşin hareketiyle değişen dinamik desenler yaratıyor. Geceleri, içlerinden ışık yayarak zaman ve hareket algısı yaratıyor. Işık ve gölgenin karşılıklı etkileşimi tasarımın merkezi unsurunu oluşturuyor; ziyaretçiler mekanda ilerlerken keşif duygusunu güçlendiriyor.

Pavyon modüler bir yaklaşımla inşa edilmiş, her bir bileşen saha dışında prefabrik olarak üretilmiş ve modüller halinde bir araya getirilmiş. Bu modüllerin bir yapbozun parçaları gibi sonradan yerinde bir araya getirilmesiyle inşaat süresi ve işçilik süresi önemli ölçüde azaltılmış. Bu entegrasyon, pavyonun hem görsel hem de mekansal sürekliliğini artırıyor; pürüzsüz, kesintisiz yüzeyi bozacak görünür hiçbir ek yeri bulunmuyor ve Porsche markasının ayırt edici özellikleri olan “hassasiyet” ve “zarafeti” yansıtıyor.

Pavyon, özünde sürükleyici bir ortam olarak tasarlanmış. Proje, yapının çift kavisli yüzeyi ve aracı çerçeveleyen boru şeklindeki profillerden oluşan karmaşık ağı ile Porsche Macan’ı merkez odak noktası olarak konumlandırıyor. Alan iki arabayı barındırabiliyor ve hatta aracın yapının içinden geçebildiği dinamik gösterimlere izin vererek etkinliğin dramatikliğine katkıda bulunuyor. Otomobil için bir sahneden daha fazlası olan pavyon, tıpkı sergilediği aracın yenilikçiliği ve performansı gibi ziyaretçilerde merak ve hayal gücü uyandırmak üzere tasarlanan bir deneyim mekanı sunuyor.