Gıda üretimi ve depolama alanları üzerine mimari üretimler yapan Bergen Kolpa Architects imzalı Agrotopia çatı serası, geleceğin kentli çiftçilerinin yetiştirildiği, Avrupa’nın kentsel gıda üretimi için yapılmış en büyük kamu binası olarak hizmet veriyor.

Cam cepheleri, anıtsal giriş merdiveni ve çeşitli işlevleri bir arada bulundurmasıyla Agrotopia, kent çatılarında yapılan bahçecilik için çarpıcı bir mimari örnek sunuyor. Suyun geri kazanımına dair yenilikçi yöntemler ve kentsel atıklardan meydana gelen ısının yeniden kullanılması sayesinde Agrotopia, kentle ortak bir yaşam alanı kuruyor.

Agrotopia, Batı Flandre’nin meyveli ve yapraklı sebzeler için lojistik bir merkezi olan REO Veiling genel merkezinin çatısında yer alıyor. Endüstriyel çatılarda yapılan kentsel bahçecilik, geniş peyzajlara ve muhteşem bir şehir manzarasına sahip olan Roeselare’nin siluetinde önemli bir yer tutuyor. Bergen Kolpa Architects açıklamasında yapıyı sürdürülebilir ve ekonomik alan kullanımına sahip, şehirdeki sebze ve meyveler üzerine araştırmalar yapılan ve farklı iklim koşulları oluşturulmuş tek bir bina olarak tanımlıyor.

9.500 m²‘’lik alana sahip, meyve ve yapraklı sebzelerin yetiştirilmesine yönelik yüksek teknoloji donanımlı araştırma tesisi, halka açık bir eğitim parkuru ile çevreleniyor. Dört farklı iklim bölgesinde domates, marul, biber ve çilek yetiştiriciliği yakından izlenebiliyor. META architectuurbureau’ dan Niklaas Deboutte: “Bir test örneği olarak Agrotopia: zaten mevcut olan bir binanın üzerine sera inşa etmek daha önce bu ölçekte hiç yapılmadı, bu yüzden birçok fırsat ve zorluk ortaya çıktı. Çelik seranın beton altyapı ve karmaşık tesisatlarla entegrasyonunu sağlanmaya çalışılarak gerçek bir seranın ortaya çıkması sağlandı. Bu proje, Roeselare şehri için olağanüstü mimari kaliteye sahip bir kamu binası.”

Karşılaşılan zorluklardan biri serada bulunan araştırma tesislerindeki sıcak ve nemli ortamın koşulları ile ziyaretçi tesisi konfor koşullarına yönelik ihtiyaçların aynı olması olmuş. Agrotopia sera ikliminde gelişmesi gereken bitkilerin yetiştiği ve aynı zamanda da insanların öğrenmek ve çalışmak için geldiği bir mekan olarak hizmet veriyor. Bu yüzden bitkilerin bulunduğu iklim koşulları ile insanların bulunduğu alanların ayrışabilmesi için farklı hacimler oluşturulmuş.

Mekanların mümkün olduğunca sürdürülebilir ve verimli bir şekilde kullanılmasına yönelik artan acil ihtiyaç, kentteki artık alanları hayata geçirmenin bir yolu olarak kentsel tarıma eğilimi arttırıyor. Agrotopia’da, daha önce birbirinden bağımsız olan iki farklı alan, mimarlık ve tarım, kentsel tarıma adanmış tek bir binada birleşiyor. Bitkiler sulanırken akan su geri dönüştürülüyor ve yeniden kullanılıyor. Aynı şey enerji için de geçerli: Sera, Mirom atık yakma tesisinden gelen fazla ısı ile ısıtılıyor. Kısacası, Agrotopia şehirle döngüsel ve ortak bir yaşam içinde var oluyor; geleceğin kentli çiftçisinin yetiştirildiği yer olarak biliniyor. Yeni nesil kent çiftçisi sadece meyve ve sebzelerin nasıl yetiştirileceğini öğrenmekle kalmıyor; aynı zamanda yeni teknolojiler ve iş modelleriyle nasıl çalışacağını da öğreniyor.