Casa 1736

Mimari Tasarım
Harquitectes

Proje Yeri
Barselona, İspanya

Tamamlanma Tarihi
2023

Toplam İnşaat Alanı
631 m²

Fotoğraflar
Adrià Goula

Barcelona’nın yoğun kent dokusu içerisinde yer alan, Harquitectes tasarımı Casa 1736, tipolojik ve inşai özellikleri üzerinden geleneksel Akdeniz mimarisi ile yeni bir ilişki kuruyor; biyoklimatik tasarım özellikleri sayesinde ev içerisindeki termal konforun ve aydınlatmanın optimum koşullara ulaşması mümkün hale geliyor.

Barselona’nın yoğun kent dokusunun ortasında yer alan, çok programlı bir aile evi olan Casa 1736, üzerinde yer aldığı parselin boyutları elverişli olmasına rağmen büyük şehirde yer almanın tüm baskıları ile yüz yüze geliyor. Var olan bir yapının dönüşümünden meydana gelen projede yalnızca yapının sokağa bakan cephesi korunuyor. Bu sıkı dokunun içinde yer alan yapının etrafı şehirdeki diğer binalar ile çevrili.

Yerel imar kurallarına göre, inşaatına izin verilen yapı yüksekliği zemin kata ek olarak iki kat daha içeriyor. Parsel, müşterinin talep ettiği programa göre yeterli bir genişlikte olmasına rağmen sahip olduğu derinlik evin iç mekanı için kötü aydınlatma ve havalandırma koşullarına neden oluyor. Proje, bu alana bir merkez belirleme hedefiyle başlamış; bu merkezin önceliklendirilerek evin içerisindeki en önemli ve en nitelikli mekan olarak tasarlanması planlanmış.

Evin konumlandığı parselin genişliği, iç avlu ve galeri benzeri mekanlar içeren geleneksel tipolojilerin denenmesine izin veriyor. Bu tipolojilerde, evin merkezi konumundaki mekanlar, hem temsili olarak hem de nitelik olarak evin en gözde alanı olurken onu saran mekanların da iyileşmesini sağlıyor. Merkezi alanın, dış mekan ile olan bağlantısı yüksek, bol ışık alan, tamamen açılabilecek ve diğer tüm mekanları havalandıracak şekilde tasarlanması amaçlanmış. Bu ara mekan, iklim özelliklerinin evin içerisine de yansımasını sağlıyor, iç mekanı iki yarıma bölerek daha ferah bir atmosfer oluşmasını mümkün hale getiriyor. Konut için düşük nitelik göstergesi olan mekan genişliği, ışık alımı ve havalandırma koşullarının iyi yönetilmesi, evin iç mekanının dışarı ile olan bağlantısının güçlendirilmesini ve geleneksel Akdeniz mimarisi ile ilişki kurmasını sağlıyor. Düşey karakteri ve tepede oluşturduğu odak noktası ile bu mekan; görünmez olanı görünür kılıyor, gün ışığının atriyumun zeminine vurması, iç mekanda biriken sıcak havanın yükselerek tepeden dışarıya çıkışı ile benzeşiyor.

Merkezi mekanın etrafında konumlanan diğer alanların yerleşimi çok parçalı bir düzene sahip. Mimarlar, her katta yer alan odaları kendi içerisinde bir önem sırasına göre ayırarak daha yüksek kat yüksekliği ve daha geniş mahaller getiren programları, daha az ışık ve daha az alana ihtiyaç duyan ikincil mekanlarla tamamlıyor. Odaların arasındaki bu boyutsal hiyerarşi yapının üstünde yer aldığı parselin düzensiz şekline rağmen mahallerin dik kenarlar ile birleşmesini ve düzenli şekillerde bir araya gelmesini mümkün hale getiriyor. Kazılarak oluşturulmuş mekanlarda olduğu gibi, alanların farklı gereksinimleri ve yönlenmeleri duvarların kalınlıkları ile örtülüyor. Ana mekanlar olarak nitelendirilen alanlar, her katta aynı konumda ve büyüklükte yer alırken tamamlayıcı nitelikte olan ikincil alanlar mekanın düzensizliğine göre değişken konumlarda yer alıyor.

Büyük taşıyıcı duvarların kalınlığı ve ağırlığı eve termal istikrar sağlarken, aralarındaki tasarlanmış boşluklar içerisine evin en hassas ve küçük mahalleri yerleştiriliyor. Büyük duvarlar, yerinde dökme beton yöntemi ile inşa edilmiş. Az miktarda çimento, kum ve çakıldan oluşan karışım, sıkıştırılmış toprağa benzer bir yöntemle, baskı uygulanarak üretiliyor. Bu sağlam ve monolit çözüm, ısıl ataleti sağlarken gözenekli yapısı ile sıcaklığın, nemin ve akustiğin regülasyonunu da sağlıyor.

Ana mekanların olabildiğince yüksekte yer alan çatıları ahşaptan üretilmiş. Böylece tamamlayıcı mekanların “kazınmış mineral” yüzeylerinden ayrışıyorlar. Mahallerin arasındaki en kolektif mekanı merkezi alan oluşturuyor; evin en ilkel ve özel bölümü burası. Zemin kat ve birinci kat ile ikinci katta yer alan üst üste bindirilmiş bir dehliz boyunca devam eden atriyum evin en yüksek mekanını oluşturuyor. 4 ayak üzerinde yükselirken arasındaki boşlukta yer alan merkezi avlu, evin ortasında görsel bir mekanın sınırlarını tanımlıyor ve yaşam alanı olarak belirlenecek alanı işaret ediyor.