Terra Cotta Workshop

Mimari Tasarım
Tropical Space

Proje Yeri
Quang Nam, Vietnam

Tamamlanma Tarihi
2023

Toplam İnşaat Alanı
682 m²

Fotoğraflar
Trieu Chien

Vietnam’da yer alan, Tropical Space imzalı Terra Cotta Workshop, çevresiyle organik bir bağlantı kurarak eski fırını merkezine alıyor, ziyaretçilerin toprağı ve üretim süreçlerini deneyimlemesini mümkün kılıyor.

Terra Cotta Workshop, tuğla duvarlarla şekillendirilmiş bir mekan kompleksi oluşturuyor. İki uzun katlanmış duvar ve orijinal tuğla fırını çevreleyen dairesel duvarla, yirmi yılı aşkın bir süredir var olan mimari korunmuş ve yeni atölyenin çekirdeği oluşturulmuş. Zanaatkarların günlük faaliyetleri, eski atölyenin varlığından bu yana bir alışkanlık gibi sürdürülmüş. Işık, rüzgar yönü, ayak sesleri, oturma, yürüme gibi hareketler gözlemlenmiş ve sonradan yapılan yeni mimaride form olarak karşılık bulmuş. Tüm bu hareketler yoğunlaştırılmış ve düzenlenmiş basit geometrilere dönüştürülmüş.

5,4 metre yüksekliğindeki iki tuğla duvar, faaliyetleri üç ana alana ayırıyor. Ziyaretçiler için deneyimsel alan dış tarafta uzun tuğla duvar boyunca yer alıyor. Bu alan Terra Cotta Stüdyosuna bir açık hava yürüyüş yolu ile bağlanıyor. İnsanlar burada “kile dokunmayı” deneyimleyebiliyor, kendi hediyelik eşyalarını üretebiliyor ve zanaatkarların anlattığı hikayeleri dinleyebiliyor. Zanaatkarların günlük çalışma alanı nehir kıyısında, katlanmış duvar boyunca uzanıyor. Vietnam’ın geleneksel zeminlerinin yapımında ve bitirilmesinde kullanılan bir teknik olan sıkıştırılmış toprak zemin, dış ortam ile çalışma alanı arasında bir bağlantı oluşturan içi boş tuğla duvarlarla birlikte doğal nem yaratmak için kullanılıyor. Bu iki alan arasında uzun bir koridor ve ana fırın alanı bulunuyor. Tuğla cürufu, başarısız ürünler ve yanma işleminden arta kalanlar, kırılarak avlu yüzeyini kaplamak için özel bir kaplama malzemesi olarak yeniden kullanılıyor. Burada insanlar her adımda pişmiş toprağın sesini duyabiliyor. Bu deneyim, tüm atölye kompleksinde pişmiş toprağın varlığını hissetmek için ilk adım ve aynı zamanda ürün yapım sürecini tam olarak görmek için turun son adımı olabiliyor. Raflarda özenle sergilenen iyi işlenmiş eserler olduğu gibi henüz son aşamasına gelmemiş bazı dekoratif heykel parçaları da yerde duruyor.

Tuğla duvarlar gölge sağlıyor ve hava akışını yönlendiriyor, ayrıca bir dizi alçak pencere güneş ışığı açılarını sınırlar. Bu duvarlar sadece mekanları bölmek için değil, aynı zamanda kütleyi birbirine bağlamak için de kullanılıyor. Tuğla duvarın alçak açıklıkları, insanlar oturduğunda göz hizasındaki görüşü toprak atölyesinin farklı köşelerine doğru genişletiyor. Bu görsel bağlantı projenin kapsamının ötesine geçerek çevredeki peyzaja, bahçeye, Terra Cotta Stüdyosu’na ve nehrin yanındaki bambu çalılarına kadar uzanıyor.

Yuvarlak duvar eski fırını kucaklıyor, basit bir blok oluşturuyor ve düz duvarların içine düzgün bir şekilde oturuyor. İçeride kurgulanan alan daha önce hiç tam olarak görülmemiş faaliyetleri vurgulamak için fırsatlar sunuyor. Kütle, kil işlerinin fırına taşınması ve yerleştirilmesi, odun ve kömür eklenmesi, fırın çalışırken tavan penceresinden çıkan beyaz dumanın görülmesi ve nihai ürünlerin oluşumu gibi ilk adımdan itibaren bir pişmiş toprak yığınının tamamlanma sürecinin hikayesini anlatıyor. Yapı, atölyenin günlük faaliyetlerinin ve çevresindeki ortamın “organik” bir parçası haline geliyor.