Mardin’de Bir Meydan
Serdar Aydın, Dr. Öğr. Üyesi
Mimarlık Bölümü, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mardin Artuklu Üniversitesi
İzzettin Kutlu, Arş. Gör.
Mimarlık Bölümü, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mardin Artuklu Üniversitesi
Lale Karataş, Öğr. Gör.
Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü, Mardin Meslek Yüksekokulu, Mardin Artuklu Üniversitesi
Tarihi Bir Meydan: Mardin Cumhuriyet Meydanı
Topoğrafik bağlamı üzerinden özgünlüğünü kurmuş olan Mardin geleneksel kent dokusu içerisinde sıkı morfolojik ilişkiler bulunmaktadır. Kente yukarıdan bakıldığında geleneksel sıkı kent dokusunun içinde kendini belli eden sadece birkaç noktada geniş alanlar görülmekte ve bu boşlukların birçoğu Mardin tarihinde suni bir müdahaleyi temsil etmektedir. 1915’te Birinci Dünya Savaşı sırasında kenti karargah olarak kullanmak isteyen Almanların, geniş bir ulaşım aksı açması sonucu Birinci Cadde denilen kentin ana arteri oluşmuş ve bu yıkımlar sırasında Patriye Kilisesi’nin de ciddi zararlar görüp parça parça ortadan kalkması ile kentin tam ortasında kendini belli eden bir boşluk açılmıştır. Burası için resmiyette ilk olarak 1939’da meydan tanımı yapılmış ve yıllar içerisinde büyük değişimlere sahne olmuştur (1).
Günümüze gelindiğinde Cumhuriyet Meydanı, sosyalleşmenin sağlanabildiği, şehir içi ulaşım olanaklarının yer aldığı, ticari aksların birleştiği, sanatsal faaliyetlerin gerçekleştiği, arkeoloji, teknoloji ve daha birçok konuda eğitim programlarının yapıldığı ve zaman-mekan birlikteliğinin sınırsızlığını zorlayan medeniyetler-arası bir kentsel bellek deposu görevi görmektedir. Resim 1’deki fotogrametrik modelde görüldüğü üzere çalışma kapsamında bahse konu uygulama projesi öncesindeki Cumhuriyet Meydanı, Mardin Kentsel Sit Alanı’nın silüetini bozan yapıları ve otopark görünümü nedenleri başta olmak üzere, sit alanıyla bir bütün oluşturma noktasında çözülmesi gereken bir kentsel tasarım problemine dönüşmüştür. Oluşan problemin aksine tarihiyle barışık ve geleceği zihinlerde tasavvur ettirebilecek duyguları besleyen, özel olarak tasarlanmış mekanlar sunması gereken böyle bir meydan, kendi tarihselliğinden yola çıkılarak farklı kesimlerden vatandaşları, kültürleri ve inançları bir araya getirebilmelidir.
Mardin Cumhuriyet Meydanı düzenlemesi son 15 yıldır projelerle tartışılmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi için hazırlanan bütün proje çalışmalarında sit alanı silüetini bozan yapıların yıkımının ve otoparkın yer altına alınmasının öncelikli olarak ele alındığı görülmektedir. İlk olarak İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Yüksel Demir’in başında olduğu İTÜ-MardINT Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi danışmanlığında bazı tasarım çalışmaları yapılmıştır (2). Daha sonraki yıllarda başka tasarım ofislerinden benzer kentsel tasarım kaygılarıyla farklı projeler istendiği anlaşılmaktadır. Son olarak da, Mardin Valiliği ve DİKA ortaklığında hazırlatılan ve 4M Salalı Mimarlık’a ait bir kentsel tasarım projesi uygulamaya konmuştur. Bu kapsamda bir yer altı otoparkı ile zemini doğal taş malzeme ile kaplı büyük bir boşluk üretilmiştir (3).
Süreç içerisinde nitelikli bir tarihi kent meydanının hak ettiği yaratıcı mekansal çözümlerin üretilmesine engel olan sorunlarla karşılaşılmıştır ve bunların arasından en önemlileri: Projenin katılımcı süreçlerin süzgecinden geçmemiş olması; kurul onayının meydana ait mekansal bağlamın karmaşıklığını gösteren temsillerin üretimini zorunlu kılmıyor oluşu; proje ile ilgisi olan idari yönetimlerin ve yöneticilerin değişmesi; projede ön görülememiş olan sorunların sahada oluşturduğu problemler; bu problemlere reaksiyon gösterebilecek teknik ekip ve ekipman eksikliği; uygulamada fark edilen sorun ve hataları yerinde inceleyerek projeyi yeniden gözden geçirebilecek hatta köklü değişiklikleri tavsiye edebilecek bir kurul veya komisyon mekanizmasının işletilemiyor olmasıdır. Bu sorunların, yazının başında belirtildiği gibi hem temsil üretimi hem de süreç yönetimi bakımlarından yeterli seviyede olunmaması ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu çalışmanın ilerleyen kısımlarında yapılan analizler, simülasyonlar ve testler ile detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, 2020 yılında bitirilmesi öngörülen projede bütüncül bir tasarım-uygulama sürecinin oluşturulamamasından başlanarak tüm süreç boyunca yapılan yanlışlardan ortaya çıkan zararın geniş ve kapsayıcı bir şekilde araştırılması, bu değerlendirmenin ana hedefidir. Yazı kapsamında da değinildiği üzere sadece uygulama ile proje arasındaki farklılıklardan doğan sorunlar ele alındığında dahi, ortaya çıkan tablo hakkında geniş bir değerlendirme yapma imkanı doğduğu görülebilir. Çalışmada verilerin toplanması için; görüş alanı analizi, yağmur suyu akış analizi, günlük gölge izdüşüm analiz teknikleri simüle edilmiştir.
Bulgular ve Tartışma
Cumhuriyet Meydanı’nın konum özellikleri tarihi dokuyla uyumlu, kolay erişilebilir, dışadönük ve modern bir odak noktası oluşturacak bir tasarım sürecinin yaşanmasını ve proje sürecinin analizler ile desteklenerek oluşturulmasını gerekli kılmaktadır; ancak meydanın bugünkü durumu incelendiğinde önemli olduğunu düşünebileceğimiz birçok hususun göz ardı edildiği görülmektedir. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen saha çalışmaları ve hesaplamalı sayısal analizler sonucunda, yaklaşık 3 yıldır uygulamaya konmakta olan proje ile sahadaki uygulama arasında hatalı kotlar, sınır ihlalleri ve kötü malzeme kullanımı ve niteliksiz işçilik olmak üzere üç temel sorun göze çarpmaktadır.
Hatalı kotlar: Mardin’i özel kılan en önemli bağlamsal özelliklerden biri kotlardır. Cumhuriyet Meydanı gibi eski kent ölçeği içerisinde çok büyük alana sahip projelerde kotların hassasiyetle işlenmesi beklenmektedir. Kotların, Tarihi Sit Alanı’nın silüetini belirleyen başlıca unsur olması nedeniyle, dikkatli incelemelerin ve analizlerin ürünü olarak uygulanması çok önemlidir. Bu denli zor bir bağlamda üretilen çözümlerin nitelikli silüet arayışı ve bu arayışın esnek, hata ile karşılaşıldığında kolay ve hızlı bir şekilde dönüştürülerek ilerlemesi doğal kabul edilmelidir. Örneğin Barcelona kentinin silüetini ilgilendiren Sagrada Familia projesi, büyük bir özen ve arayış ile kamusal bir nitelik üretmek üzere yıllardır verilmeye devam etmektedir. Aynı şekilde Japonya’nın Osaka, İngiltere’nin Liverpool liman kentlerinde kıyı silüeti örnek teşkil eder nitelikte katılımcılığı yüksek uygulamaların gerçekleştirildiği yerleridir. Mardin’de de kotların etki edeceği fakat projelendirilmemiş her türlü senaryo için sürecin esnek bir şekilde yönetilmemesi projeyi dezavantajlı hale getirmiştir.
Bu çalışmada, çıplak gözle dahi fark edilen 3 hatalı kot uygulamasına değinilmiştir. Hatalı kotların en göze çarpanlarının birincisi projede “Çınar Altı” olarak isimlendirilen oturma alanı, ikincisi güney kenarında yer alan fakat projede gösterilmemiş olsa da uygulama aşamasında revize edilen projede isimlendirilmeden üç sıra halinde yerleştirilen 10-12 basamaklı merdivenler, üçüncüsü de müze resmi otopark alanındaki projeden farklı kot uygulamalarıdır. Resim 2’de bu üç alanın 20 Şubat 2021 tarihinde çekilmiş olan fotoğraflarına göre son hali üç boyutlu izometrik kesitlerle birlikte planda belirtilerek gösterilmektedir.
Kot farklılıkları proje detaylarına göre tasarımda niyet edilmediği düşünülen kötü görsel engellere sebep olmuştur ve meydanın çevresiyle ilişkisini zayıflatmıştır. Meydanın görüş mesafesi ana yolda ilerleyen birisi için ancak doğu yönünde Ziraat Bankası binası geçildikten sonra açılmaktadır. Görüş mesafesi analizinde de gösterildiği üzere meydan ile çevresi arasında görsel ilişki aşırı derecede zayıflamıştır (Resim 3). Bu kot hatalarının tekrar projelendirilmesi gerekirken, hatanın düzeltilmediği ve buradaki zararın ekonomik boyutunun da ölçülmediği tespit edilmiştir. Yeni bir projelendirme ile en azından kot farkı nedeniyle ortaya çıkan yükseklikte meydanın 1. caddeye bakan tarafında ticari mekanlar yerleştirilebilirdi. Bu kot farkının değerlendirildiği revize proje çalışmaları olsaydı, silüet ve kotlarda meydana verilen zararın ticari bir faydaya dönüşerek canlılık anlamında tanzim edilmesi her ne kadar her şeyi düzeltmeyecek olsa da buradaki kaybın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bütün bu görsel, silüet ve ekonomik zararın yanında proye uygun olmayan uygulamadaki kot farkları sonucu ortaya çıkan yağmur suyu akış gösteriyor ki, suyun toplandığı yerlerde alt yapıya destek olabilecek tasarımsal pasif çözümler yer almamaktadır (Resim 4). Aşırı yağış olan mevsimlerde eski Mardin’de kaleden itibaren boşalan yağmur suyu, sokaklarda ve merdivenlerde afet riski taşıyan su baskınlarına neden olmaktadır. Kotların yanlış uygulandığı bu projenin güncel kotları üzerinden yapılan analize göre projenin batı kısmında köprü altında, orta havuz çevresinde ve güneydoğu kenarında su baskını riski bulunmaktadır. Bu durumda yaya ve araç trafiği olumsuz yönde etkilenecektir. Kentin tek ulaşım aksının tıkanmasına neden olarak acil durum müdahale etme kabiliyetini düşürecektir.
Bu yazıda analiz edilen üç bölgedeki uygulamada görülen temel kot hatalarının dışında geriye kalan bütün kot farklılıklarının harita mühendislerince incelenmesi ve rapor edilmesi büyük önem taşımaktadır. Çıkarılacak yeni kot planları ile bu analizler daha kesin hale getirilerek zararın boyutu daha detaylı bir şekilde ortaya konulabilir.
Meydan, kompleks topografik yapısı ve arkeolojik ve kentsel sit alanlarını tanımlayan değişken kotları nedeniyle karmaşık bir tasarım problemidir. Güncelleme ihtiyacını yönetebilen bir tasarım-uygulama süreci ile Mardin’in kültürel mirasına değer katacak nitelikte bir meydan tasarımı gerçekleştirilebilirdi. Gelinen noktada kotlarda yapılan hataların fark edilmesine rağmen projenin uygulanmasına devam edilmiş olunması sorunları çözmekten ziyade yeni problemler doğurmuştur.
Sınır ihlalleri: Mardin Cumhuriyet Meydanı Kentsel Tasarım Projesi kapsamında proje sınırına dahil alanlar ile uygulama arasında çok büyük farklar vardır ve sınır ihlallerine sebep olduğu görülmektedir. Projenin içine dahil edilen alanlar arasında, batı yönünden başlayarak, kapalı otopark girişinin sınırında kalan yapı adaları üzerinde (Resim 5’te A alanı), 1. Cadde’ye uzanan zemin kaplamalarında (Resiml 5’te B alanı) ve doğu sınırındaki Ziraat Bankası çevresinde ve özellikle de buranın kuzeyindeki sokakta (Resim 5’te C alanı) sınır ihlalleri olduğu tespit edilmiştir.
Proje alanının daralmasına bağlı olarak nitelikli bir meydan mekanı oluşumunda sıkıntılar göze çarpmaktadır. Hem tasarımsal hem de uygulamaya dayalı bu ihlaller, kot farklarının özenle çalışılmamasına paralel bir şekilde meydanın fiziki ve görsel erişilebilirliğini engelleyen sonuçlar doğurmuştur. Projede güneybatı yönündeki kapalı otoparkın batısında meydan ile ilişki kurulması için caddeye paralel basamakların düşünüldüğü görülmektedir. Fakat bu merdivenler, kamulaştırma bedelinin yüksekliği ve mülkiyet hakları nedeniyle uygulanmamıştır. Koruma Kurulu’ndan geçen projeyi incelediğimizde, bu merdivenlerin silüet çizimlerinde meydanın batısına yerleştirilmiş olan kalıcı bir enstalasyon alanı, rampa ve Mardin Müzesi’ne uzanan bir köprü ile birlikte düşünüldüğü görülmektedir. Silüeti kendine mesele edinerek tanımlanmış bir tasarım problemi için bağlamı bu denli etkileyen ihlallerle karşılaşıldığında proje sürecinin esnek bir şekilde ele alınması önemlidir. Batı yönünden doğuya doğru hareket eden 1. Cadde trafiğine paralel ilerleyen bir yaya, sınır ihlaline konu olan yapıların belirlediği fiziki sınır nedeniyle meydan ile etkileşime giremeden yoluna devam edecektir. Bu durum hem günlük izlenimlerden hem de görüş alanı analizinden kolaylıkla anlaşılmaktadır (Resim 6’da 1 nolu sekans). Meydan zemininin altında tasarlanan yeni kapalı otoparkın giriş-çıkışını geçen yayanın, 2 metreden yüksek olan meydan kotu zeminine erişim sağlayan merdivenleri ve yeşil bantı geçtikten sonra meydan ile etkileşimi halen sınırlı kalmaktadır (Resim 6’da 2-5 nolu sekans aralığı). Yaya hareketi kot farkının sıfırlandığı güneydoğu köşesinde, bir diğer sınır ihlalinin olduğu yerde, görsel etkileşime ve silüete entegre bir görüş alanı derinliğine ulaşmaktadır (Resim 6’da 6 nolu sekans). Dolayısıyla meydan ile fiziki temasın kalmadığı noktada kısmi bir görsel temas seviyesine çıkıldığı ve alan ile kapsayıcı olmayan bir tasarım ortaya çıkmıştır (Resim 6’da 7-9 nolu sekans aralığı). Bu da yeniden tasarım yapılmasını gerektirecek boyutta ciddi bir etkiye sahiptir.
Yukarıda bahsedildiği gibi meydanı böldüğü gerekçesiyle kamulaştırılması düşünülen alanlardaki mülkiyetlerin birçoğuna müdahale edilememiştir. Silüete dayalı çalışılması gereken kentsel tasarımın bütünlüğünü doğrudan etkileyerek yeni meydanın mekansal konforunu azaltmıştır. Bu kısımda yapılan incelemelerden, oluşturulan gölge izdüşüm analizinden ve gün ışığı süresi simülasyonlarından bahsedilmektedir. Sınır ihlalleri ile meydanın fiziksel çevre konforunu doğrudan etkilediği belirlenen uygulama farklılıklarının sonuçları gösterilmektedir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Mardin’in yıllık ortalama güneşlenme süresi 8.1 saattir. Dolayısı ile Cumhuriyet Meydanı için yapılan bir kentsel tasarım çalışması için doğrudan güneşlenme süresini azaltıp mekansal ısıl konforu arttırmak gibi bir proje kısıtlaması bulunmaktadır. Oysa ki yoğun kamulaştırmayı içeren bu tasarım, özellikle batı sınırına doğru meydanı genişleterek açık alana düşen gölge oranını azaltmıştır. Sınır ihlalleri ve mülkiyet anlaşmazlıkları nedeniyle tam anlamıyla uygulanamayan kamulaştırmalarla bütünlüğü bozulmuş olan bir tasarım müdahalesinin mekansal konfora verdiği zararın şiddeti artmıştır. Bütün yıla nispeten daha kısa gün süresinin olduğu 18 Şubat 2021 gününün baz alındığı gölge analizinde meydanın ovadan gelen rüzgarının kesilmesi nedeniyle ısıl performansını olumsuz yönde etkileneceği görülmektedir. Mardin’in geleneksel kent dokusunun bir sonucu olarak dar sokaklarındaki pasif yöntemlerle arttırılmış olan ısıl konfor düzeyi, uygulanan proje ile Cumhuriyet Meydanı’na uzanmamaktadır (Resim 7).
Yıllık çok uzun gün ışığı alma süresine sahip olan Mardin’de, doğal unsurların düşünülmeden ve çözüme kavuşturulmadan uygulanmış olması bir tezat oluşturmuştur (Resim 8). Projenin en fazla gölge alan kısmı olan kuzeybatı köşesinde uygulanması düşünülen zemindeki süs havuzları yapılan sınır ihlalleri nedeniyle yanlış bir konuma sahip fiziki elemanlar durumuna düşmektedir. Meydandaki iklimi dengeleyici unsur olarak düşünüldüğünde bu havuzların zaten en fazla gölgenin düştüğü alanda değil, ısıl konforun en fazla düştüğü kısımlarda uygulanması gerekmektedir. Sınır ihlalleri nedeniyle ortaya çıkan bu yeni meydan konfigürasyonunun ve yapılı çevre koşullarının yeniden tasarlanarak meydandaki konfor düzeyini artırıcı yönde düzenlemeler yapılması gerekirdi. Raporun bir sonraki kısmında, güncelliğini kaybetmiş verilere bağlı kalınarak uygulanan projenin, meydandaki mimari niteliği düşüren bir başka unsuru olan kötü malzeme kullanımı ve işçiliğine değinilmiştir.
Kötü malzeme kullanımı ve işçilik: Projede belirtilen detayların uygulamada en fazla göz ardı edildiği alanlardan biri olarak da malzeme ve işçilikteki niteliksiz detay ve sonuçlardan bahsetmek çok zor değildir. Projede belirtilen brüt beton detayı, uygulamada kötü bir işçiliğe sahip beton dökümü olarak bırakıldığı ve ortaya niteliksiz bir görüntü çıktığı görülmektedir. Brüt beton tarihi çevrelerde ve sit alanlarında sıklıkla rastlanılan bir uygulamadır ve bunun için özel işçilik ve detaylar üretilmelidir. Mardin Cumhuriyet Meydanı kentsel tasarım projesi, yukarıda işaret edildiği üzere tasarlayan ve onaylayan dışında uygulayıcı aktörlerin de süreç yönetiminde başarılı olamadıklarının ispatıdır. Malzeme ve işçilik niteliğinin göz ardı edildiği bu projede, Mardin’in kültürel ve mimari mirasının değerini düşürdüğü söylenebilir. Projede brüt beton olarak bırakılan kısımların uygulamada yapılmaması veya yapılamaması sonucu, sıva ile brüt betona benzetilen yapı elemanlarının fotoğrafları çekilmiştir (Resim 9).
Malzeme seçiminin ve işçiliğinin niteliksizliği brüt beton dışındaki uygulamalarda da mevcuttur. Mardin ikliminin nemsiz koşullarına dayanıksız ve uzun bir ömre sahip olamayan ahşap malzemeler seçilmiştir (Resim 10, sol). Zemin kaplamasında kotlardaki hatalara bağlı olarak geçiştirilen veya özensiz bir şekilde uygulanan bölgeler mevcuttur (Resim 10, sağ). Sonuç olarak yerli ve yabancı turistin birinci gözden deneyimleyeceği bir kültürel miras, niteliksiz malzeme ve işçilik detaylarıyla ülke prestijine zarar veren bir görüntüye sahip olduğu gibi katma değeri olmayan işlevlerle birleşerek milli servetin boşa harcanmasına sebebiyet vermiştir.
Sonuç ve Öneriler
Tarihi bir kent meydanı, ilişki kurduğu her türlü canlı ve cansız nesneyi zaman mekan düzlemlerinin farklı katmanlarında var eden bir zemindir. İnsanların geçmişe uzanırken geleceği de hayal edebildikleri yerdir. Değişen kent dinamikleri ile birlikte doğabilecek yeni mekansal ihtiyaçlara, müdahalelere ve düzenlemelere açıktır. Yapılan çalışmalarda yukarıdaki uygulama farklılıklarının yanı sıra tasarımsal ve proje yönetim süreci ile alakalı olduğu düşünülen sorunlar tespit edilmiştir. Sürece bundan sonra dahil edilebilecek öneriler aşağıda sıralanmıştır: Mardin’e ait iklim verilerinin temel alındığı ve özellikle konforsuz ısı adalarının oluşmasına engel olabilecek malzemelerin seçildiği, zemin döşemesi, cephe kaplaması planlarının ve kent mobilyası planlarının yapılması, meydana dair atık yönetim ve geri dönüşüm uygulamalarına dair ekolojik ve sürdürülebilir kent modeli planlarının oluşturulması, yaklaşık 2 km’yi bulan 1. Cadde’nin başından sonuna kadar uzanan bir kentsel mobilite ve yeni ulaşım plan ve stratejilerinin belirlenmesi, sadece turizm odaklı değil, kültürel anlamda sosyo-ekonomik analizlere dayalı planların geliştirilmesi, gürültü ve ışık kirliliğini önlemeye yönelik planların yanı sıra alınabilecek profesyonel aydınlatma danışmanlığının oluşturabileceği nitelikli kentsel mekan düzenlemelerinin yapılması, sit alanı içinde yaşayan kent sakinlerini önceleyen turizm planlarının tartışılabileceği bir kent konseyinin kurulması.
Sonuç olarak, herhangi bir kent için bir meydan, kamusal bir alan olarak bugünün kullanıcılarına geçmişe dair aidiyetlikler kurdururken, geleceği hayal ettiren duygularını beslemek gibi iki temel amacı taşımaktadır. Bunların yanında: İçerisinde kullanıcılar, doğal ögeler ve yapay unsurlar gibi fiziki elemanları barındıran; sürdürülebilir çevreye dair ekolojik bir etkisi olan; sosyal refah düzeyini yükseltebilecek değerlere sahip; herkes için erişilebilirlik kriterini sağlamak üzere kendi içinde kurallara sahip olabilecek; canlı, otantik, yere özgü atmosferi ifade eden her şeyi ihtiva edebilen; teknolojik ve yenilikçi sistem ve uygulamaların deneyimlenebildiği bir yerdir. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda yapılan hataların daha büyük yanlışlara neden olmasından önce bir an evvel hatalı uygulamaların düzeltilip, bundan sonrası için Mardin Cumhuriyet Meydanı’nı ilgilendiren kararların hassasiyetle incelenip etraflıca değerlendirilmeyi hak ettiği görülmektedir. Bu bakımdan geriye dönük olarak bütüncül bir yaklaşım kurabilecek nitelikli tasarım-onaylama-uygulama süreçlerinin geliştirilmesi, Türkiye’deki mimarlık ve kentsel tasarım pratiği için büyük önem arz etmektedir.
Kaynaklar
- Aydın, M. (2019). Kentsel Planlamada Ekonomi̇k Rant Poli̇ti̇kalari Üzeri̇ne Bi̇r Deneme: Mardi̇n Örneği̇. Yüksek Lisans Tezi, Mardi̇n Artuklu Üni̇versi̇tesi̇.
- Cengiz, C. E. (2017). Mardint: İTÜ’nün Mardin’deki Araştırma Üssü. Erişim Linki: https://www.arkitera.com/soylesi/mardint-itunun-mardindeki-arastirma-ussu/
- Mardin Cumhuriyet Meydanı Projesi. Erişim Linki: https://www.mimarizm.com/mimari-projeler/kentsel-tasarim/mardin-cumhuriyet-meydani-projesi_130035
- Dicle Kalkınma Ajansı. (2019). Mardin Cumhuriyet Meydanı Projesi Animasyon Filmi. https://www.youtube.com/watch?v=Z2iLk-RinpM
- Düzenli, H.İ. ve E. Düzenli. (2019). 100 Yıl Önce-100 Yıl Sonra Mardin: Birinci Cadde ve Halkevi Binası Üzerinden Bir Modern Kent Okuması. MEGARON 14(1):103-121. DOI: 10.5505/MEGARON.2018.46704