Hawthorn Evi
Künye
Mimari Tasarım
Edition Office
Proje Yeri
Hawthorn, Viktorya, Avustralya
Tamamlanma Tarihi
2019
Toplam İnşaat Alanı
680 m²
Fotoğraflar
Ben Hosking, Tom Ross
Edition Office tasarımı Hawthorn Evi, ana taşıyıcı elemanı olan beton örtülerle mekansal mahremiyet hiyerarşisi kurarken aynı zamanda bağlam ile iç içe geçmiş bir zemin kat kurgulamayı başarıyor.
Hawthorn Evi, her biri kendi oranlarına ve karakterine sahip bir çift büyük ve yoğun dokulu beton örtü ile tanımlanıyor. Beton örtüler yapının ana taşıyıcı elemanı olma özelliği gösteriyor olsa da yalnızca destek sağlamanın ötesine geçerek aynı zamanda koruyucu bir pelerin görevi görüyor. Örtüler, evin içerisindeki mekanların birbirbirleriyle ve dış mekanla kurduğu ilişkinin nasıl sağlandığına dair bir anlatı oluşturuyor. Birinci katta yer alan yatak odaları ve banyo için kabuklar birbirine kavuşturulmuş eller gibi davranıyor, yükseltilmiş bir çift avuç gibi, yoğun bir mabed hissi veriliyor. Zemin katta bulunan yaşama, pişirme ve yeme alanlarını tanımlayan beton kabuklar, peyzajla iç mekan arasında okunur bir bağlantı sağlıyor. Böylece içeride beklenenden daha aydınlık bir mekan oluşuyor.
Edition Office tasarımı Hawthorn Evi, iki pavyonun küçük bir yürüme yolu ve avluyla birbirine bağlanmasıyla oluşuyor. Zemin kattaki yaşam alanı ve giriş bölümü her pavilyon için ayrıştırıcı özellik gösteriyor olsa da avlu ve bahçeye bakan kuzey cephe boyunca birbirleriyle iç içe geçiyorlar. Zeminde kurgulanmış hemhal ve açık mekanlara kontrast oluşturan daha özel yatak odalarıysa yükseltilmiş özel bahçeler ve ağaçların oluşturduğu üst örtüler ile çevrilmiş.
Mimarlardan beklenen tasarım, zarifçe yıllanacak, mahremiyet mekanları bulundururken aynı zamanda açık bir kurguya da sahip bir aile evi tasarlamakmış. Birçok yaşam alanı içeren ve ailedeki çocukların ve yetişkinlerin değişecek barınma ihtiyaçlarına cevap vermesi istenmiş. Çevre yeniden düzenlenerek büyük ve tekil bir teras, yaşam için bir dış mekan sahnesi olarak ele alınmış. Kabuklar açıklıksız yüzeyleri sayesinde adeta ilkel bir barınak, kutsal bir mekan hissi yaratırken, bahçeye doğru her yanından çözünen yaşam alanlarına da liman görevi görüyor.
Tekrar eden kemer motifler, yapıyı taşıyan strüktürel bir elemana dönüşürken, üst yarısı da penceresiz ve masif karaktere bürünerek birinci katta bulunan alanları örterek mahremiyet sağlıyor. Birinci kattan bakıldığında bağlam tamamen reddedilmiş gibi görünse de, tüm özel alanlar kat yüksekliği boyunca devam eden bir manzaraya sahip, her odada; bitkilerle dolu, ağaçlarla örtülü ve gökyüzünün keyfini çıkartacakları avlular mevcut.
Projenin tüm süreci boyunca malzeme kullanımı ve detay açısından kendilerini kısıtlayan mimarlar, bunun yapının sunduğu deneyimi bozmaktan çok güçlendirdiğine inanıyor. Korkuluklar ve kapı kulpları işlenmemiş ahşap, beton ve pirinç taşından yapılmış. Kullanılan doğal malzemeler oksitlenmeye ve zamanla aşınmaya müsait, böylece insan bedeni ve mimari arasında zamana dayalı olarak gelişecek dokunsal bir ilişki kurulabilecek.
Pasif ısınma ve soğuma sistemleri kullanılan projede, yapı elemanlarının arasındaki tektonik ilişki kuzey cephede saçak oluşumu sağlıyor. Böylece kış güneşi tamamen yapının içine alınabiliyorken yaz aylarındaki güçlü gün ışığından korunacak bir mekan oluşturuluyor. Hawthorn Evi, tasarımındaki masif yüzeyler ve yerden ısıtılan beton yüzeylerin ısı tutuculuğu sayesinde kış aylarında güneş ışıklarından tamamen faydalanarak sıcak bir iç mekan sağlıyor. Çapraz havalandırma stratejileri ile yaz mevsiminde doğal bir şekilde serinleme yağlanıyor. Yükseltilmiş çatı katında güneş ışığı kullanan havuz ısıtma sistemleri ve güneş panelleri kullanılmış.