T Evi
Künye
Mimari Tasarım
CM Mimarlık
Tasarım Ekibi
Cem Sorguç, Serra Ayhan, Deniz Gezgin, Aslı Felah
Statik Proje
Özcihan Engineering
Mekanik Proje
Enta Mühendislik
Elektrik Proje
Tasarım Proje
Peyzaj Projesi
Landworks
Tamamlanma Tarihi
2022
Toplam İnşaat Alanı
2360 m²
Fotoğraflar
Cemal Emden
CM Mimarlık tasarımı T Evi, devamlı Bodrum’da yaşayacak bir aile ve konukları için Akdeniz iklimindeki iç yaşam-dış yaşam dengesi ve hacimler arası ilişkiyi, ev sahiplerine gündelik konfor sunarak kurguluyor.
Ortakent veya bir önceki bilinen ismiyle Müsgebi, Bodrum yarımadasının güney batısında, deniz boyu kısıtlı, daha çok kara yerleşimi yoğunlaşmış bir bölge. T Evi’nin bulunduğu arsa da kıyıdan geride, zamanında yoğun narenciye bahçelerinin bulunduğu bir lokasyonda yer alıyor. Sezonluk değil, devamlı yaşayacak bir aile ve konukları için tasarlanan evin çıkış noktası olarak gerek arazinin bir bütünden parçalanması gerekse de kullanıcılarının sürekli ve aile fertlerinin müstakil ama bir arada olmalarına imkan tanıyacak bir mekansal organizasyon olmuş. Bodrum Ortakent’te yaklaşık 4.3 dönümlük bir arazi, proje aşamasında 2300m² ve 2000 m² olarak ifraz edilmiş. Her iki parsel iki ayrı işveren için bir bütün vaziyet planı dâhilinde tasarlanmış, projelendirilmiş.
Birkaç tipten oluşan karakteristik Bodrum evleri tanımlı bir geometri ve ebata sahip. Gerek çatıları oluşturan ahşap kirişler gerekse de kullanılan kagir malzeme kısıtları bu ölçüleri tarif ederken Bodrum’a özgü kütlesel ilişkileri oluşturur. Özellikle Ortakent / Müsgebi’nin yerleşim kurgusu ve geleneksel yapılarında bu özellik net olarak görülebilir. Her ne kadar bugünün şartlarında konusu geçen strüktürel ve malzemeye dair kısıtlar söz konusu değilse de mekanların bu dolaylı ebatlanması, gündelik yaşama dair asgari şartları, gündelik konforu oluşturur Akdeniz iklimindeki iç yaşam-dış yaşam dengesi hacimler arası ilişkiyi bugün de tarif eder. Coğrafyaya özgü, içerisi dışarısı arasındaki muğlak sınır, mekanların organizasyonunda bir girdi olarak kullanılmaya çalışılmış. Bu sınırsızlık/belirsizlik fiziki ve sirkülasyonla sınırlanmadan görsel olarak da olabildiğince geçirgen bir ilişkiler silsilesi ortaya çıkarmaya çalışılmış.
Tasarım sürecinde ilk olarak evi oluşturan mekanlar/odalar müstakil olarak ebatlandırılmış ve sonrasında ilişkilendirilmiş. Parçalama, ayrıştırmadan çok bir araya getirme gayesi haline gelmiş.Parçalama, yatay sirkülasyon tüm mekanları birbirine ilmeklerken dış mekan da ilişkilenmeye dahil olmuş.
Avlu, Akdeniz mimarisinin ana mekanlarından biri. Avlular girilip çıkılan olduğu kadar içinden de geçilendir. Mevcut doğa ve proje ile eklenen doğa avlular ile ilişkili. Güney tarafında, yapının 3 taraftan geçirgen olarak sardığı ana avlu dışında bu avlu ile görsel ilişki kuran, iç mekanı kat ederek diğerine açılan başka avlular da bulunuyor. İklime, günün saatine bağlı gölge ve/veya güneş talep eden avlular yapı kümelenmeleri ile oluşuyor.
Yapı malzemesi olarak çimento esaslı olmayan sıva ile kaplanan yapıda masif etki gayesiyle denizlik, harpuşta gibi yapı elemanları kullanılmamış. Yapının taş kısımları ikinci bir cidar olarak yörenin geçmiş uygarlıklarından Leleg’lere atfen tanımlanan Leleg örgü ile tamamlanmış.
Ev elektrik sarfiyatının %50’sini GES (Güneş Enerjisi Sistemi) ile sağlıyor. Güneş panellerinin kullanılmadığı çatılar dikime de müsait bir kesitte yeşil çatı olarak kullanılmaktadır. Doğal taş malzemeler, bitki toprağı ve bitkileri kendi bölgesinden. Mevcut ağaçlar kendi alanında taşınmış, projeye yön veren, tasarımda etken olan yaşlı meşe ağacı muhafaza edilmiş ve doğuda yer alan yatma mahallerinin pencere boşluklarını da organize etmiş.
Yapı kümesi içinde kısmi asma kat içeren ve ev ile ilişkisi dolaylı bir müzik stüdyosu bulunuyor. Diğer iki kata sahip kütle, konuk evi olarak tasarlanmış.
İç mekanlar kütlelere de yansıyan, kendi programına ait iç yüksekliklere sahip.