Kolektif Olarak Üretilen Oyun Parkı Kahramanmaraş’ta Çocuklarla Buluştu
Birbirinden farklı alanlardan gelen yirmi katılımcı dört gün süren bir çalışmanın sonucunda depremzede çocuklar için oyun birimleri tasarlayıp üretti. Kullanılmış kent mobilyaları ve oyun parkı parçalarının onarılıp tekrar işlevlendirildiği çalışmada katılımcılar depremden etkilenen çocuk ve yetişkinlerin hassasiyetlerini göz önünde bulundurdu. Kapsayıcı ve kolektif bir çalışma örneği olan atölyenin çıktıları dördüncü günün sonunda demonte edilerek Kahramanmaraş’a doğru yola çıktı. Sahada kurulumu gerçekleşen oyun alanı birimleri özellikle bölgedeki depremzede çocukların günlük yaşantılarının merkezine alacak bir alan yaratmayı amaçlıyor.
KAF Kolektif, Türkiye ve Kuzey Suriye’de meydana gelen depremlerin ardından Kahramanmaraş, Dulkadiroğlu, Sümer Mahallesi’nde bulunan Sümer Ortaokulu bahçesinde yerleşim ve yaşam alanı kurmaya başladı. İlk olarak, depo ve mutfak kurulumu ile başlayıp yemek servisi yaparken, ilerleyen haftalarda alandaki barınma birimlerini iyileştirerek, su arıtma sistemi kurarak, tuvaletler inşa ederek ve etkinlikler düzenleyerek en temel ihtiyaçları sağlamaya yönelik harekete geçti. Kolektif şimdilerde ise, çocuklar için oyun birimleri, ortak alanlar, ibadethaneler gibi depremden etkilenen topluluğun ihtiyaçlarına yönelik birimler oluşturmak için çalışmalarına işbirlikleri ile devam ediyor.
KAF Kolektif ile yollarımız üretimlerine başlayabilmek için işbirliği gerçekleştirebileceği kişi ve topluluklara yaptığı açık çağrı ile kesişti. Üretimine katkıda bulunabileceğimiz potansiyel ihtiyaç birimi, çocukların bir arada zaman geçirebileceği oyun parkı oldu. Talep, Herkes İçin Mimarlık Derneği (HiM) ekibinden Emre Gündoğdu’ya daha sonra bizlere iletildi. Kısa süre içerisinde adaptör projekt olarak kişisel Instagram hesaplarımızdan ve yüz yüze yaptığımız davetler ile bu projeye katkıda bulunmak isteyen ilgililere ulaştık.
Herkes için Mimarlık, adaptör projekt ve bağımsız katılımcılar ile afet sonrası barınma alanındaki iki yüz elliye yakın depremzede çocuk için, oyun birimleri inşa etmek üzere kolları sıvadık. Alternatif bir yol geliştirerek, mevcut malzemeleri onarıp, yeniden işlevlendirme yolunu izledik. Yöntem olarak Birlikte-Yap (Do-It- Together) Hareketi’nden beslendiğimiz oyun birimleri çalışması, kişinin malzemeyi kendi eline alması ve aynı zamanda bunu birlikte yapmanın sorumluluğunu üstlenmesi anlamına geliyor. Yöntem, üretim ile tüketim, yeni ile eski, birey ile kolektif, profesyonel ile amatör arasında keskin bir ayrıma gitmeden kişisel ya da kolektif çabalarla üretmeye, onarmaya, paylaşmaya ve üretimin ucunu açık bırakmaya dair bir düşünceyi benimsiyor. Temelde bu pratiği, bizleri yaratıcılığa götüren özgürleştirici bir yol haritası olarak gördük. Kullanılmış kent mobilyalarını ve çıkma oyun parkı parçalarını dönüştürerek dahil olmak istediğimiz süreç, şu an ki ekonomik düzenin bizi ittiği bir eylem pratiği gibi görünse de, aslında tasarımın her zaman baştan, yeni malzemeler ile ve tüketimi teşvik eden bir yerden olmadığını göstermeyi de amaçladık. Bu bağlamda, tasarım ve üretimin, mevcut ihtiyaçlardan organik olarak türeyen ve finansal değerden çok, sosyal değerlerin somutlaşmış bir hâli olarak, parkın zaman içinde gelişip değiştikçe kademeli olarak ortaya çıkacağını öngörerek ilerledik.
Yepyeni malzemeler ile her detayı gözetilerek tasarlanmış ve itinayla sergilenmiş tasarımlar görmeye çok alışığız. Tasarımcıları ikilemde bırakan kullanıcı, estetik, malzeme, maliyet gibi meseleleri, kısa bir süre içinde üreteceğimiz birimler söz konusu olduğunda çok daha temel bir soruya indirgedik; üç buçuk gün içinde mevcut malzemeleri onararak oyuna ve oyun birimlerine dair ne üretebiliriz?
Hem süreç öncesi hem de üretim aşamasında önemli gördüğümüz odaklar belirledik. Bunları bir pusula gibi kullandık ve kendimize hatırlatarak üretim sürecimizi güncel tuttuk. Odaklarımız ise şöyle idi:
- Onarım:
Kısıtlı süremiz ışığında kullanılmış malzemeleri olabildiğince bakımlı ve kullanışlı hale getirmeye gayret ettik. Atölyede geçirdiğimiz zamanın çoğunu elemanları onarmaya ve yenilemeye verdik. Alana giden oyun birimleri için önceliğimiz yeni görünmesi değildi, ancak sahaya gittiğinde eski ya da yıpranmış görünmesini de istemiyorduk. Mukavemetinden emin olduğumuz sürece, oyuncakların ‘yeni’ görünmesindense temiz, dayanıklı ve kullanışlı olmasını önceliklendirdik. - Güvenlik:
Çocukların oyun alanında yaralanmaması için tehlikeli alanları gözeterek korkulukları veya ağları ihmal etmedik. Fakat elbet yer yer kontrollü risk fikrini de unutmadan, elemanlarla kurulacak oyunların bir parçası olabilecek açıklıklara da yer verdik.
- Kurulum Kolaylığı:
Sahaya giden oyun birimlerinin kurulumunda kimin yer alacağı süreç başında belirsizdi. Bu nedenle bir Yönlendirme Dokümanı hazırladık. Elemanların, alanda iki ya da üç kişi tarafından çekiç, delici, kesici gibi temel aletleri kullanarak kolaylıkla kurulabilmesini ön gördük.
Üretim Günlüğü:
- Tasarım öncesi ve tasarım süreci denemeleri:
Herkes için Mimarlık ekibinden Emre, İdil ve adaptör projekt ekibinden Sıla ile ilk olarak Avrupa Yakası Küçükçekmece Park ve Bahçeler Müdürlüğü atölyesini ziyaret ettik. Onarıp tekrar işlevlendirebileceğimiz malzemeleri fotoğraflayıp ölçülerini not aldıktan sonra gözlemlerimizi tasarım fikri üretmek isteyen katılımcılar ile paylaştık. Birkaç gün içinde üretilen fikirleri, çevrim içi platformda tartıştık ve öneriler arasından oy birliği ile elemeler yapmayı denedik.
İlerleyen dört gün boyunca sabah 08:00 ile akşam 17:00 arasında, dönüşümlü olarak çalışmaları sürdürerek ilerledik.
- Birinci Gün:
İlk günün sabahı onarmayı düşündüğümüz malzemeleri seçip çalışma alanımıza taşıdık. Eleyerek ilerlediğimiz tasarımların yanı sıra alanda bir araya gelip yeni fikirler üretmemiz gerektiği konusunda hemfikir olduk. Dönüşüm atölyesine gittiğimizde, tespit ettiğimizden de çok onarılabilir malzeme olduğunu gördük, zaman geçtikçe bambaşka ölçüler ve ölçekler ile karşılaştık. Yine de bunu öngördüğümüz için sahada anlık kararlar almaya ve alternatif fikirler üretmeye hazırdık. Günün diğer yarısında ise vaktimizi malzemeleri onarmaya, metal ve ahşap parçaları zımparalamaya ve platformun ayaklarını hazırlamaya ayırdık. Parçaların bir çoğu demonte olacağı için parçaları olabildiğince cıvata ve vida kullanarak birleştirmeye gayret ettik. Gün sonunda, aldığımız kararların ve yapmayı denediğimiz birimlerin yavaş yavaş oyun birimlerine dönüşmeye başladığını hissettik.
- İkinci Gün:
Çalışmanın akışıyla beraber, ekip ikinci gün üç ana istasyona dağıldı. Bir ekip alanda bulduğumuz eski tahterevallilerin onarımına devam ederken bir ekip ise sadece ana platformla ilgili çalışmalara devam etti. Bir diğer ekip ise işlevlendirmeyi düşündüğümüz metal parçaları zımparalayarak antipas uyguladı. Yoğun ve tempolu bir çalışmanın sonunda ana platformun ayaklarını ve ara parçalarını monte ederek esas strüktürünü tamamladık. Bu üç akışı da belirleyen, buluntu malzemenin katmanlı doğası ve bu malzemelerin bize tanıdığı imkanlar olduğunu keşfettik.
- Üçüncü Gün:
Her katılımcının bu üç ana istasyonda da görevler aldığını, her bir parçada emeği geçtiğinin farkındaydık. Bu bizim için çok önemliydi. Kalabalık katılım içinde, farklı görevler üstlensek de hem dönüşümlü çalıştığımız hem de ortak kararlar aldığımız için herkesin sürece katkısı oldu. Üretim alanındaki yatay, geçici ve anlık toplanmalar, bize kolektif üretimin temsilini, bir aradalığı, üretim arzusunun açtığı kanalları yakından gösterdi. Tasarım haberlerinin sayfalarında, bahsi geçen projelerdeki güç dinamikleri fark etmiyoruz. Fark ettiğimizde ise, bu dinamikler yerini, üretme arzumuzu baskılayan ve bu sebeple zamanla uzaklaştığımız bir tür tükenmişliğe, yabancılaşmaya hatta yapmamaya/üretmemeye bile bırakabiliyor. Bu açıdan kolektif sivil katılım, birlikte tasarlama ve işbirliği ile üretme gibi meseleleri tekrar ele almayı hedefledik. Bunun üzerine ara ara tartıştığımız öte yandan da zımpara, vernik, boya gibi işlere devam ettiğimiz bir gündü. Platformun çatısı için hazır parçaları kullanarak üstündeki kaplamasını hazırlamaya başladık. Son günde her bir birimin ihtiyacı olabilecek parçaları en çalışır vaziyette hazır hale getirmek için çalıştık.
- Dördüncü Gün:
Hazırladığımız oyun birimlerini alana gönderebilmemiz için lojistik destek geldiğinde, demonte ettiğimiz sahada kurulumu yapılacak olan beş eleman hazırdı. Bunlar; iki adet tahterevalli, bir adet ana platform, bir adet basamaklı kaydırak, bir adet tırmanma birimi ve bir adet lastik parkuruydu. Daha sonra, üretimin devamlılığını sağlayabilmek için, sahada ihtiyaç olabileceğini düşündüğümüz parçaları, daha doğrusu, “Bu malzemelerden sahada bir şeyler üretilebilir.“, dediğimiz elemanları ekledik. Parçaları demonte ettik. Kenan Bey’e ve ustalara teşekkür ederek atölyeden ayrıldık.
Özetle, Avrupa Yakası Küçükçekmece, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Dönüşüm Atölyesi’nde yirmi katılımcı ve atölyedeki ustaların cömert desteği ile işte böyle bir yaratıcı ve kolektif üretim süreci deneyimledik. Bizler için, bu özgür üretim ve ortak kaygılarla inşaa etme pratiği, eğitimlerimizi, geçmişimizi ve ünvanlarımızı geride bıraktığımız bir kolektif üretim eylemiydi. Gönüllü katılımcılar olarak motivasyonumuzu birbirinden farklı alanlardan bir araya gelen, geçici, açık uçlu, çok aktörlü bağlantılar ve ilişkiselliklerden aldık. Bir arada üretmenin, halihazırda kurulu pratiklerini eleştirerek birlikte-yapmanın ve eklemlenmelerin yollarını aradık ve hala da arıyoruz. Çünkü, ancak böyle bir ilişkiselliğin ve bir aradalığın, parçalanabilir yeniden/ tekrar bir araya gelebilir ve alternatif ağlar geliştirebilir olduğunu düşünüyoruz.
Kapsayıcı bir kolektif çalışma örneği olması hedeflenen bu proje, aynı zamanda acil bir ihtiyaca cevap veren, yatay örgütlenerek üreten, var olanı yeniden işlevlendirme fikriyle yola çıkan bir çalışma olmasıyla gelecekte yararlanılması üzere tasarım literatürüne de bir katkı sunmayı amaçlıyor. Proje hakkında daha ayrıntılı bilgi için KAF Kolektif’in sosyal medya hesabını ziyaret edebilir, adaptör projekt ve Herkes İçin Mimarlık’ın web sayfalarını inceleyebilirsiniz.