Voyage Torba Oteli
Künye
Mimari Proje
Baraka Mimarlık
Tasarım Ekibi
Abdurrahman Çekim, Sevilay Uğur Çekim, Çağla Makara, İrem Cihanoğlu, Kübra Paksoy, Behlül Kıryolcu, Havva Nur Şen, Berkay Öztürk, Birce Tülbez
İşveren
Ersoy Otelcilik İnşaat Turizm İşletmeciliği
Yüklenici
Botam
Statik Projesi
Akın Akıncı Mühendislik
Mekanik Projesi
Melant Mühendislik
Elektrik Projesi
Aygün Özen Mühendislik
Peyzaj Tasarımı
DS Mimarlık
İç Mimari Tasarım (Odalar)
Baraka Mimarlık
İç Mimari Tasarım (Genel Mekanlar)
Geomim
Aydınlatma Tasarımı
NA Mimari Aydınlatma Tasarımı
Tamamlanma Tarihi
2020
Arsa Alanı
74.000 m²
Toplam İnşaat Alanı
60.000 m²
Fotoğraflar
Orhun Ülgen / Voyage
Baraka Mimarlık, Voyage Torba Oteli projesinde doku ve oluşmuş çevre ile asgari uzlaşı noktasında buluşmayı hedeflemiş ve bu uzlaşının ipuçlarını, kitlesel tüketim alışkanlıklarına göre şekillenmiş otel şemalarından uzak durarak “yer/yerellik”te aramış.
Proje, Bodrum’a bağlı Torba beldesinde yer alıyor. Torba, iki katlı, çoğunlukla ayrık nizam sayfiye yapıları, birkaç butik otelden ibaret olan, turizm, inşaat ve amansız rant baskısının şimdilik teğet geçtiği bir belde. Beldenin en büyük oteli Voyage Torba. Söz konusu proje alanı, iki büyük otelin birleşimi. Yeni program 345 odayı kapsıyor. Proje alanı 5 ayrı bölge ve her bölgenin kendi ihtiyaç ve bağlamlarında değerlendirildiği 5 ayrı yapı tipolojisinden oluşuyor. İnşaatı tamamlanan ise sadece birinci bölge.
Programın tamamı düşünüldüğünde belde için yüklü ve büyük bir ölçek. Geniş alana yayılan proje alanını tek seferde ele almanın ve tekil bir mimari karakter üzerinden değerlendirmenin belde için vahim sonuçlar doğurabileceği düşüncesiyle, doku ve oluşmuş çevre ile asgari uzlaşı noktasında buluşmak temel bir sorunsal olarak ele alınmış.
Kompartıman düzeninde, kitlesel tüketim alışkanlıklarına göre şekillenmiş, kendinden öncekileri kâle almayan, reddeden tipik otel şemalarından uzak durulmuş ve uzlaşının ipuçları “yer/yerellik”te aranmış. İklimle beraber gelen Ege ve Akdeniz’in açık, yarı açık, kapalı mekan kurgusu, aralıkları, dar sokakları, sokak nişleri, sokağa dayanan yapı kurgusu, sokak ile ev arasındaki ara bölgesi, taşlığı, rastlantısallıkları ve buradan türeyen eşikleri, gri alanlar serisi etüt edilmiş. Yerleşimlerin keskin kurallara dayalı olmayan, bazen rastgele, bazen sezgisel oluşları, mahalle ölçeğinde olduğu gibi küçük yapılardan oluşan, katışık ilişkilerin izleri, iç içeliği, aşina olunan yerel gündelikler/gündelik durumları ele alınmış.
Bahsi geçen yerele dair olan “şeylerin” ağına düşerek, onlara dayanarak, olmuş olanı anlayarak, yerele dair olanı olduğu gibi değil; çağrışımlarıyla, şu anki dünyanın kavrayışına / kullanışına uygun, kökünü oradan alan bir çeşit “yeni oralı”yı keşfederek projenin ana güzergahı belirlenmiş. Bununla beraber romantik vernaküler / aidiyet mitlerine teşne olmadan, güdümlü düşünme paketlerinin / repertuarlarının gölgesinde kalmadan, içgüdüsel ilişkiselliği zedelemeden yol alınmış.
Ufalama, ölçek küçültmek, yapı grupları oluşturmak, alt / mikro bölgeleri keşfetmek, küçük yapılara meyletmek beldenin dokusu ile uzlaşmak adına öncelikli bir yol olarak benimsenmiş. Bu yapı grupları, alanı dik ve boydan boya çapraz kesen iki ana arter ile denize dik kılcallarla kademe kademe bağlanmış.
Yapı grupları oluşurken bazı ana eksen çerçeveler tanımlansa da yerelde olduğu gibi, yerleşkenin ilk yapısının dışındaki tüm yapılar bir öncekinin pozisyonuna göre yerleştirilmiş. Dizgi ve hat üzerinde olmayan, sadece aralarında geçiş mesafesi için bırakılan minimumlar dışında bir kuralı olmayan rastlantısallık ve nişler dizisi oluşturulmuş. Proje oluşurken hazır öğretilerin konforuna düşmemek üzere maket ile sezgisel oluşlara yaslanılmış.
İklimin, coğrafyanın olanaklı kıldığı yerel mimarinin ara alanlarının/mekanlarının izi sürülmüş. Siyah ve beyaz kadar keskin, kristalize plan kurgusundan uzak, açık, yarı açık, kapalı alanlar iç içe geçirilmiş; bazen ters yüz edilmiş. İçerisi, dışarısı, arayüzler birbiriyle iletişim halinde, karşılıklı tanımlayıcı; eşikler ise arabulucu karaktere sahip. Ana arterden ara artere, sokaktan taşlığa, taşlıktan “oda-ev”e, “oda-ev”den banyoya, banyodan iç bahçeye, iç bahçeden tekrar gökyüzüne, bir çeşit gri alanlar dizisi tanımlanmış. Öyle ki dışarıdan başlayan materyal içeride de devam ediyor. İçerisi ve dışarısı bütünleşik.
Dünyayı anlamayı / kavramayı sadece görmeye indirgemek yerine duyuları hareket geçiren öğelere başvurarak, birçok duyusal deneyimi olanaklı kılmak hedeflenmiş. Bu deneyim; dokulu yüzeyler, lavantalar, turunçgiller, kokular, sesler, esintinin derinliklere kadar nüfuz etmesini sağlayan iç içe mekan kurgusu, ışık ve gölgeler ile yaratılmış.
Tasarım ekibi, seri tüketimin gerek duyduğu mekan kurgusuyla, teatralliğiyle, tuhaf tema / taklitleriyle, kompartıman düzenindeki dev cüsseli son dönem resort otellerinin tüm insan eylemlerini şablonlarla tanımladığını ve bu seri üretim/tüketim bandında duraksamaya / anlamaya, kendiyle olmaya, davranış kalıplarının dışına çıkmaya yer olmadığını öne sürüyor. Projede ise kişi kademe kademe insan eylemlerine katılıyor, gerektiğinde kendi aralığına/entim alanına, kendine dönüyor, boş zamanını kendi belirliyor. Mimari düzenleyici, olasılık artırıcı, çerçeve tanımlayıcı bir rol üstleniyor, hatta her tür teatralliğin, kurguların, paket programların alanın daraltılmasında ve dışında tutulmasında etkin kullanılıyor.