Grafton Architects ile edindikleri 40 yılı aşkın mesleki tecrübenin yanında birçok köklü kurumda eğitimcilik ve önemli organizasyonlarda küratörlük görevleri üstlenen Yvonne Farrell ve Shelley McNamara’nın Pritzker Ödülü’ne uzanan mimarlık yolculuğunda önemli yer tutan, farklı coğrafyalardan 9 yapı…
Derleyen: Baran Gülsün, Mimar
Dublin merkezli Grafton Architects’in kurucuları Yvonne Farrell ve Shelley McNamara, mimarlık camiasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Pritzker’i ortaklaşa kazanan ilk kadın mimarlar olarak tarihe geçti.
University College Dublin’deki mimarlık eğitimlerini 1974 yılında tamamlayan Farrell ve McNamara, 1978 yılında kurdukları Grafton Architects ile edindikleri 40 yılı aşkın mesleki tecrübenin yanında, University College Dublin, École Polytechnique Fédérale de Lausanne, Mendrisio Accademia di Archittettura gibi köklü eğitim kurumlarında öğretim görevlisi olarak hizmet verdi.
Çalışmalarıyla toplamda dört kez Venedik Mimarlık Bienali’ne katılan ikili, 2012’deki bienalde UTEC Kampüsü projelerine büyük bir ilham kaynağı olan Brezilyalı Mimar Mendes da Rocha’nın yapılarının modellerinden oluşan “Architecture as New Geography” adlı sergiyle dikkat çektikten sonra, “Freespace” başlıklı 2018 Venedik Mimarlık Bienali’nin küratörlüğünü üstlendi.
Tasarımlarında bölgenin coğrafi özelliklerini, iklimi, gün ışığını ve doğayı doğrudan bir tasarım girdisi olarak ele alan Grafton Architects, yere özgü mimari cevaplar üretebilmeyi hedefliyor. Özellikle birçok eğitim yapısına imza atan tasarım ekibi, kamusal yapılarda iç ve dış mekan arasındaki diyaloğu, sınırları muğlak alanlarla ve bir bütün teşkil eden malzeme seçimiyle gerçekleştiriyor. Etkileşim odaklı bir tasarım stratejisi benimseyen Grafton Architects, tasarladığı yapıların kullanıcılarına girift mekansal kompozisyonlar sunuyor.
Yvonne Farrell and Shelley McNamara’nın Pritzker Ödülü’ne uzanan mimarlık yolculuğunda önemli yer tutan farklı coğrafyalardan yapıları derledik.
UTEC Kampüsü
Lima, Peru
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: UTEC Universidad de Ingeniería & Tecnologia
Tamamlama Tarihi: 2015
Proje Alanı: 35.000 m²
Fotoğraflar: Iwan Baan
Peru’nun Lima kentinin Pasifik Okyanusu ile ilişkisi, şehir ve deniz arasındaki sınırı tanımlayan uçurumlar tasarımın çıkış noktasını oluşturmuş. “Yeni bir uçurum” olarak ele alınan yapının, arsanın yoğun bir ulaşım ağına sahip kuzey kenarına bakan cephesi ağırlıklı olarak etüt edilmiş. Bu cephe, yapının kentsel bellekteki ifadesi olarak tanımlanmış. Üniversitenin oditoryum,konferans salonları, tiyatro / sinema salonu gibi özel mekanları bu cehpede konumlandırılarak, halkla kültürel etkileşim teşvik edilmiş.
Yapının mekansal organizasyonu kurumsal ahlakı, kampüsün kolektif yaşamını, öğrenciler ve akademisyenler arasındaki etkileşimi ve kesişimleri teşvik ediyor. Kampüsün kuzey cephesi cephesi üniversite ile kent arasında bir arayüz tanımlarken, güney cephesindeki mekanlar teraslar halinde konumlandırılmış.
Daha büyük hacimler zemine yakın bölümlerde; öğrenim alanları, idare ve eğitimci ofisleri üst katlarda yer alıyor. Şehir ve deniz manzarasına sahip kütüphane çatı katında konumlanırken, sergi alanları kampüsün günlük yaşamının kalbinde bulunuyor.
Luigi Bocconi Üniversitesi
Milano, İtalya
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Universita Luigi Bocconi, Nicolo Di Blasi
Tamamlama Tarihi: 2008
Proje Alanı: 65.000 m²
Fotoğraflar: Federico Brunetti
Grafton Architects, Luigi Bocconi Üniversitesi binasını tasarımın ilk aşamalarından itibaren üst ölçekte ele alarak, yapının günlük hayata entegre olabilmesini ve kentin bir parçasını oluşturmasını hedeflemiş. Yapıyı bir “pazar alanı” veya “değişim mekanı” olarak ele alan tasarım ekibinin amacı, üniversite binasının şehir ve üniversite arasında arasında bir eşik tanımlaması olmuş.
Yapının kuzeyinde yer alan ve Viale Bligny arteriyle birleşen caddenin yoğun araç ve yaya trafiğine sahip olması, üniversite binasının kent hayatına önemli bir kültürel katkı sunmasına ve şehre açılan bir “pencere” tanımlamasına imkan tanımış. Bu bölümde yapı geri çekilerek 18×90 metrelik bir kamusal alan oluşturuyor. Bu alanın taş zemini, yapının içine kadar girerek binaya yüklenen kamusal karakteri vurguluyor.
Üst katta yer alan araştırma ofisleri, binanın önündeki kamusal alan için bir saçak oluşturuyor. Bu mekan, şehir hayatı ile üniversite hayatının girift hal aldığı bir alan tanımlıyor ve cam cephesi ile bodrum katlarla yoğun görsel etkileşim kurarak aynı zamanda gün ışığının da yapının bu bölümlerine ulaşmasını sağlıyor.
Limerick Üniversitesi Tıp Okulu
Limerick, İrlanda
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Plassey Campus Developments
Tamamlama Tarihi: 2013
Fotoğraflar: Dennis Gilbert
Limerick Üniversitesi, İrlanda’nın en uzun ve en büyük nehri olan Shannon Nehri’nin alt kısımlarında yer alan Demesne bölgesinde konumlanıyor.
Mevcut kampüsten yaya köprüsü ile erişilebilen yeni kampüs, öğrenciler için yeni bir tıp okulu binasını ve konaklama yapılarını içeriyor. Bu yeni binaların ayrıca kampüsün kuzeye doğru genişlemesiyle odak noktası haline geleceği tahmin edilen geniş bir kamusal açık alana hitap etmesi amaçlanıyor. Yeni kampüs, yeni bir kamusal alan yaratmak için mevcut üç komşu kurum olan Spor Köşkü, İrlanda Dünya Müzik ve Dans Akademisi ve Sağlık Bilimleri Binası ile bir bütün oluşturuyor.
Tasarım ekibi, hem kampüsün yakınında yer alan Clare Kontluğu’ndaki kireçtaşı bölgesine atıfta bulunmak, hem de güneş, rüzgar ve yağmura cevap vermek için tıp okulu binasında kireçtaşı kullanmış. Yapının daha çok kullanılan güney ve batı cephesindeki sütunlu alan, toplanma ve giriş alanı olarak işlev görüyor.
Yapının derin planına önlem olarak, tüm ana alanları birbirine bağlayan açık bir merkezi merdiven ve etrafındaki mekanlar, çatı açıklıkları tarafından aydınlatılıyor. Konutların cephesinde ise malzeme olarak tuğla tercih edilmiş. Cephelerde yer alan derin oyuklar, iç mekanlar ile kamusal alan arasında bir eşik işlevi görüyor. Tüm yaşam alanları güneydoğudaki kamusal alana yönelirken, daha mahrem çalışma ve yatak odaları kuzeydoğu ve kuzeybatıya bakıyor.
Maliye Bakanlığı Ofisleri
Dublin, İrlanda
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: The Commissioners of Public Works
Tamamlama Tarihi: 2009
Fotoğraflar: Dennis Gilbert
Maliye Bakanlığı’nın bünyesindeki ofis yapısı, korunarak tasarıma dahil edilen, 100 yılı aşkın bir tarihe sahip olan iki katlı “The Billets” ve mevcut mekansal karakterine uygun bir ek yapıdan oluşuyor.
Yapı, büyük ölçekli bir kentsel alan St.Stephen’in Green ile “gizli bahçe” olarak tariflenen Huguenot Mezarlığı arasındaki bir alanda bulunuyor. Bu durum, yeni binanın hem yeşil alanlarla hem de 18. yüzyıldan kalma sokak manzarasıyla bağlantı kurmasını sağlıyor.
El işi bir bronz korkuluk ve kapı ile sokak kotunun altında yer alan büyük merdiven, yapının üst bölümünün oluşturduğu üç metrelik konsolla korunuyor. Bu alan, gün ışığını yapının alt katlarına ulaştırmayı sağladığı gibi giriş için bir eşik tanımlıyor ve şehir trafiği ile yapı arasında akustik bir tampon bölge görevi görüyor. Yapının cephesinde 10 cm’lik zımparalanmış kireçtaşı plakaları kullanılmış.
Alışılmışın aksine, sirkülasyon hacimleri yapının çeperlerinde, ofisler ise cephelerden uzakta konumlanmış. Dört cepheden de ışık alabilen yapı, güneşin farklı mevsimsel yörüngelerinden faydalanmayı sağlıyor.
Town House
Londra, İngiltere
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Kingston University
Tamamlama Tarihi: 2019
Proje Alanı: 10.450 m²
Fotoğraflar: Ed Reeves, Dennis Gilbert
Londra’daki Kingston Üniversitesi bünyesinde yer alan, geçirgen ve davetkar cephelere sahip olan “Town House”, kamusal yaşam sahnesi olarak tasarlanmış. Zemin kattaki kolonad, kamu yaşamını yapının içine davet ederken, üç kademeden oluşan teraslı cephe, zeminin çatıya kadar bağlandığı hissini yaratıyor.
Yapıda mekanlar iç içe geçiyor, üst üste biniyor ve girift bir kompozisyon tanımlıyor. Grafton Architects’in kamusal yapılarda sıkça uyguladığı bu tasarım stratejisi, kullanıcılar arasındaki etkileşimi artıran bir rol oynuyor.
Büyük bir merdiven, iç içe geçmiş hacimler arasında bir bağlantı oluştururken, bazı mekanlarda yer alan harici sirkülasyon, bina boyunca açıklık hissi vermek ve hareket seçimi tanımak için ana sirkülasyon ile birleşiyor.
Dublin Kent Enstitüsü
Dublin, İrlanda
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: University College Dublin
Tamamlama Tarihi: 2002
Proje Alanı: 850 m²
Fotoğraflar: Ros Kavanagh
Tasarım ekibi, üniversitenin farklı binalarının kullanımına uygun olarak mütevazi yollarla ve kısa bir süre içinde disiplinlerarası bir etkileşim mekanı oluşturmayı hedeflemiş. Yapı, arkeoloji, mimarlık, ekonomi, mühendislik, çevre çalışmaları, coğrafya, kentsel planlama ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerden kullanıcılara yönelik tasarlanmış.
Dublin Kent Enstitüsü, dikdörtgen bir yeşil alanın etrafında dağınık halde yer alan ve üniversiteye hizmet eden 19. yüzyıl yapı koleksiyonunun bir bölümünde bulunuyor. Bina, Richview Kampüsü’ne yeni, bağımsız bir giriş tanımlıyor ve kırmızı tuğla cepheli Richview Kütüphanesi ile gerekli bağlantıyı oluşturuyor. Gölgelikler ve alçak duvarlar, peyzajın bir uzantısı olarak yönlendirmeyi sağlayacak şekilde konumlandırılmış.
Yapı iki farklı tasarım stratejisiyle kurgulanmış. Alt katlarda yer alan mekanlar, Çevre Laboratuvarı ve Özel Araştırma Alanları arasında, mahremiyet gözetilerek, doğu – batı yönünde kademeli olarak konumlanırken üst katlarda yer alanlar ise, görsel ve volümetrik olarak birbiriyle etkileşimli ve kuzey – güney doğrultusunda tasarlanmış. Yapıyı oluşturan iki katman arasındaki bu gerilim kompleks bir mekan kompozisyonu sunuyor.
Cephede kullanılan terracotta, etrafındaki tarihi binaların tuğla cephelerine atıfta bulunuyor.
Loreto Okulu
Donegal, İrlanda
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Eğitim ve Bilim Bakanlığı
Tamamlama Tarihi: 2006
Proje Alanı: 5.400 m²
Fotoğraflar: Ros Kavanagh
İrlanda, Donegal’in kuzeyinde, Milford Kasabası’nda yer alan Loreto Okulu tek katlı teknoloji kanadı, iki katlı sınıf bloğu, okulun merkezinde yer alan yemek/toplantı salonu ve spor salonu olmak üzere dört ana hacimden oluşuyor. Farklı bir yönelime ve karaktere sahip bu öğelerin her biri yemek salonu etrafında sıralanıyor.
Inishowen Yarımadası’nın çeşitli yerlerinden otobüsle gelen öğlenciler yapıya ana avludan ulaşıyor. Kendine ait bir yola sahip personel park alanı, alt bölümde yer alan oyun alanlarına bağlanıyor. Spor salonuna gerektiğinde dışarıdan bağımsız olarak ulaşılabiliyor. Sınıf bloğu, yemek salonu üzerinde asılı bir köprü ile spor salonuna bağlanıyor.
Mulroy Körfezi’ne yakın olan ve Kuzey Atlantik Okyanusu’nun etkilerine maruz kalan dalgalı çinko çatı, yer yer yükselip düşerek yapının içindeki ışık ve hava optimizasyonunu sağlıyor.
Toulouse Ekonomi Okulu
Toulouse, Fransa
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Université Toulouse 1 Capitole
Tamamlama Tarihi: 2019
Proje Alanı: 18.000 m²
Fotoğraflar: Dennis Gilbert
Grafton Architects, Toulouse Ekonomi Okulu’nun tasarımında, şehri kesen dolambaçlı Garonne Nehri’nin oluşturduğu çerçeveli, eksenel ve doğrusal boşluklar ile Toulouse’un tarihsel ve entelektüel yaşamında önemli yer tutan üniversiteleri yeniden yorumlamış.
Tuğla cepheli Pierre des Cuisine Kilisesi’nin hemen yanında yer alan Ekonomi Okulu binası, Garonne Nehri’nin etkileyici manzaralarını sunuyor. Yapının bünyesinde yer alan her birim, doğal ışık ve havalandırma sağlayan cephe dikmelerine sahip. Her dikme, bulunduğu birimin aldığı gün ışığı, rüzgar gibi koşullara uygun tasarlanmış ve her birine içindeki mekanı koruması için belirli bir yükseklik verilmiş. Bu metodoloji, aynı zamanda seminer odaları ve teraslar gibi özelleşmiş, geniş mekanlarda da kullanılarak, yapının uzun cephelerini küçük pencere düzeni ile tasarlamaya, böylelikle ışık ve gölge kontrolü sağlamaya olanak tanımış.
Mines-Télécom Enstitüsü
Paris, Fransa
Mimari Tasarım: Grafton Architects
İşveren: Institut Mines-Télécom, Télécom ParisTech, Télécom Sud Paris
Tamamlama Tarihi: 2019
Proje Alanı: 46.200 m²
Fotoğraflar: Alexandre Soria, Grafton Architects
Grafton Architects, Oxford, Cambridge, Harvard gibi köklü üniversitelerde görülen digdörtgen form, yeşil doku, revaklı avlular gibi geleneksel ve karakteristik öğeleri yeniden yorumlayarak, bu öğelere Mines-Télécom Enstitüsü için tasarladığı yapıda yer vermiş.
Place de Metro’yu ön plana çıkarmak, binaya bu yeni kamusal alanda güçlü bir karakter kazandırmak ve kareye yakın bir kamusal yapı oluşturmak için, temel işlevler kompakt bir forma sıkıştırılmış.
Yapı, zemin katın büyük bölümünde ayaklar üstüne alınarak kullanıcı hareketlerinin yapının içi ve dışı arasında daha akıcı bir hal alması sağlanmış ve Oxford, Cambridge ve Harvard Üniversiteleri’nde olduğu gibi dikdörtgen bir “yeşil oda” tanımlanmış.
Enstitü, 6 ana mekan etrafında kurgulanmış. Biri yarı açık avlu, biri iç avlu olmak üzere, bu mekanlardan 5 tanesini avlular oluşturuyor. Kullanıcılar, birbiriyle iç içe geçmiş bu zengin mekanlarda etkileşim halinde günlük rutinlerini yerine getiriyor.