Newcastle’ın Mavi Halısı
Dr. Öğr. Üyesi Dilek Hocaoğlu
300 metre genişliğindeki alana serilmiş, köşeleri kıvrılmış bir halı görünümündeki “Blue Carpet” projesi; Merkez Kütüphanesi ve Laing Sanat Galerisi arasındaki yaya geçişlerini sağlamak ve mekana bir tanınırlık kazandırmak için tasarlanmış.
Sanayi Devrimi ile meydana gelen endüstrileşmenin gözlemlendiği İngiltere, maalesef sonraki dönemlerde de endüstrisizleşmenin yaşandığı ülkelerin başında gelmiştir (Ward; 2005, Hall; 1998) (1). Endüstrisizleşmenin etkisiyle ekonomik anlamda yaşanan olumsuz etki kentlerin imajını fazlasıyla sarsmış, oluşan kötü imajın etkilerinden kurtulmak için de çeşitli bölgelerde kentsel dönüşüm projeleri uygulanmaya başlanmıştır. 1977 yılında İşçi Partisi hükümetinin yayımladığı “White Paper: Policy for the Inner Cities” (Beyaz Sayfa: Kentin İç Kesimi için Politikalar) İngiltere’de kentsel dönüşüm adına atılan ilk büyük adım olmuştur. Bu rapor Kentsel Program’da revizyon yapılmasını ve şehir merkezlerinin yenilenmesinde strateji olarak Partnerlik Programı’nın başlatılmasını sağlamıştır. 1978’de çıkartılan yasayla da düşüşten etkilenmiş 7 bölge (London Docklands, Hackney-Islington, Lambeth, Newcastle – Gateshead, Manchester-Salford, Liverpool, Birmingham) seçilerek Partnerlik Programı yürütülmeye başlamıştır (Beswick&Tsenkova; 2002). Bu programlar ve yapılan uygulamalara bakıldığında kentsel düzenlemelerin çıkış noktasının endüstriyel ve ekonomik düşüş olduğu söylenebilmektedir. Ekonomik anlamdaki bu düşüş, kentlerin ekonomileri kadar profillerini, nüfusunu, sosyo-ekonomik yapısını, çehresini de değiştirmiştir. Bunun sonucunda da; kentler durumu tersine döndürmek amacıyla endüstrilerini farklı alanlara kaydırmışlar, üretimle değil insanları kentlerine çekerek ekonomik gelir elde etme yöntemini benimsemişlerdir. Çekim noktası olmak için yarışan kentlerin en önemli çalışmalarından biri de akılda kalan, bellek oluşturan, simge niteliğinde yapılar, mekanlar ve kent düzenlemeleri olmuştur.
Kamusal Alan ve Kent Mobilyaları
Kent kavramı “sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun yerleşme, barınma, gidiş geliş, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşılarda bulunduğu, köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan yerleşme birimi” olarak tanımlanmaktadır (Keleş; 1980). Buradan yola çıkarak kentin; insanların belli gereksinimlerini karşılaması ve bireysel gereksinimleri dışındaki çeşitli etkinlikleri gerçekleştirmeleri için belli mekan ve donatıları kullanıma sunması gerektiğini söylemek olanaklıdır. Bu alanlar ve donatılar literatürde kamusal alanlar ve kent mobilyaları olarak nitelendirilmektedir.
Kamusal alanlar; insanların birbirleriyle iletişim kurup, bilgi alışverişi yapabileceği ve bunların yansıması sonucunda kent kültürünün de geliştiği açık alanlardır. Bu doğrultuda kamusal alanların önemli işlevlerinden biri de binaların arasında insanların sosyalleşmesine olanak sağlayıp sosyal bir yaşam yaratmasıdır (Erdönmez; 2005: 72). Bu mekanlar; insanlara dinlenme, durağan kalma, kutlama yapma, buluşma gibi serbestiler sağlamaktadır. Kamusal alanlar toplumun bir araya gelebildiği mekanlar olduğu gibi, buralarda bulunan öğeler itibariyle kentin kimliğini de yansıtan bir yapıya sahiptir. Bu nedenle de; çoğu zaman kamusal alanlarda, meydanlarda, parklarda simge niteliği taşıyan anıtlar, heykeller, yapılar kullanılmaktadır. Londra’daki saat kulesi Big Ben, Ankara’daki Hitit Güneşi heykeli, Paris’teki Eyfel Kulesi, Newcastle’daki The Angel of the North heykeli hem simge hem de bellek oluşturan, farkındalık yaratan kent kimliği unsurları olmaktadırlar. İnsanların bir araya gelip sosyalleşmesine olanak sağlayan bu mekanlarda kullanılacak kent mobilyalarının da mekanla ve kimlikle uyum sağlaması, bunlara ek olarak mekanın kullanıcılarının istek ve gereksinimlerini de karşılayacak nitelikte olması gerekmektedir.
Kent mobilyaları, kamusal mekanda kullanıcıların rahatlık, ulaşım, dinlenme, eğlenme, korunma gibi gereksinimlerine yanıt vermek için yerleştirilmiş çevresel düzenleme elemanlarıdır. Kent mobilyalarının çıkış noktasına bakıldığında tarihte ilk olarak İngiltere’de uygulanmaya başlandığı, sonrasında bulvar olgusunun Fransa’da ortaya çıkmasıyla Fransa’ya ve oradan da Avrupa’daki öteki ülkelere geçtiği görülmektedir (Yıldırım; 2004: 136). Bu elemanların farklı işlevlerinin bulunması nedeniyle 1980’den günümüze bu konuda çalışanlar da farklı disiplinlerden gelen profesyoneller (endüstri ürünleri tasarımcıları, peyzaj mimarları, çevre bilimciler ve mimarlar) olmuştur (Topçu ve İstel; 2005). İşlevleri bakımından bir sınıflandırma yapıldığında kent mobilyaları terimi farklı şekillerde nitelendirilmiştir; kent donatı elemanları denildiğinde altyapı ile ilişkili öğeler, çevre düzenleme öğeleri denildiğinde peyzaj ağırlıklı donanımlar, kent aksesuarları denildiğinde ise dekoratif elemanlar kastedilmiştir (Seyrek; 1992). Altyapıya bağlı kent mobilyaları; alan aydınlatıcıları, telefon kabinleri, meydan saatleri, gişeler, otobüs durakları, çeşmelerdir. Altyapıya bağlı olmayan kent mobilyaları ise döşeme elemanları, caydırıcı ve sınırlayıcılar, yönlendiriciler ve yer belirleyiciler, bilgi iletişim panoları, gölgelikler ve tenteler, oyun alanı elemanları, bisiklet parkı elemanları, bayrak flama direkleri, oturma elemanları, çiçek kasaları ve çöp kutularıdır (Bayrakçı; 1991).
Kent mobilyalarının kullanımı birçok ülkede yalnızca bir donatı elemanı olarak kalmamış, İngiltere’nin telefon kulübeleri ya da posta kutularının İngiltere ile özdeşleşmesi gibi kullanılan elemanlar zaman içinde; o kentin simgesi haline gelmiş, kentler bu simgesel kent donatılarıyla anılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, kent mobilyalarını yalnızca işlevsel açıdan değerlendirmek üstlendikleri rolle kıyaslandığında yetersiz kalmaktadır. Kent mobilyaları, toplumun sosyo-kültürel yapısı, kullanıcıların estetik değerlere olan bakış açısı, üründen beklentiler, ürünün kullanıldığı çevre içindeki işlevi gibi ölçütler göz önünde tutularak oluşturulmaktadır.
Newcastle “Blue Carpet” Örneği
Kent kimliği zamanla oluşmuş dinamik bir yapıdır. Kentlerin coğrafyası, kültürleri, barındırdıkları toplumlar, gelenekleri, mimarisi, doğal kaynakları kimliklerini oluşturmaktadır. Kimlik olgusu tanımlanırken bireylerin belli bir sosyal olgu içerisine dahil olduğunu göstermek için kullanılan işaretlerden, simgelerden söz edilmektedir. Bu aidiyet duygusuna yönelik ilk kimlik oluşturma çalışmaları da soyluların, kralların ve şehirlerin kullandıkları armalar, orduların üniformaları ve ulusların bayrakları üzerinde uygulanmıştır (Olins; 1989). Son yıllarda rekabetçi bir statüye yükselen kentlerin de kimliklerini yansıtacak logo ve meydan düzenleme yarışmaları ile imajlarını sergilemeye çalıştıkları görülmektedir. Bunun en iyi örneklerinden biri İngiltere’nin Newcastle şehrindeki “Blue Carpet” (mavi halı) projesidir. 2002 yılında yapımı tamamlanan “Blue Carpet”, Central Library (Merkez Kütüphanesi) ve Laing Art Gallery (Laing Sanat Galerisi) arasındaki yaya geçişlerini sağlamak ve mekana bir tanınırlık kazandırmak için tasarlanmıştır. Newcastle şehir merkezindeki sınırlı kamusal alanlara nazaran, konumu itibariyle mekan, yoğun ticari faaliyetin olması ve özellikle alışveriş yapanlar ve işçiler için öğle yemeği saatlerinde yemek yeme ve dinlenme yeri olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.
Projenin uygulanmasından önce, Newcastle’ın önemli kültürel merkezlerinden olan Central Library (Merkez Kütüphanesi) ve Laing Art Gallery (Laing Sanat Galerisi), Northumberland Caddesi’nin altında bulunmasına ve bu cadde ile arasında 200 metreden az bir uzaklık olmasına karşın hem bu caddeyle hem de John Dobson Caddesi ile bağlantısız gibi görünmektedir. Bağlantısızlığın nedeniyse her iki mekana doğru olan zor yaya yollarıdır. Elverişsiz otobüs durakları, John Dobson Caddesi’nin yapısal ayrımı ve bunlara ek olarak dar kaldırımlar her iki binanın da ana girişine erişimi zorlaştırmaktadır.
1986’daki Cityscape 1, Laing Art Gallery önüne yeni bir mekan ve ek galeri alanı sağlamak için kuzeye uzantı önermiştir (Architecture; 2013). Bu öneriden yola çıkarak, alan, Newcastle Kent Konseyi’nin Planlama ve Ulaştırma Departmanı tarafından fikir yarışması olarak ilan edilmiştir. Proje ilk evrede kamusal sanat olarak düşünülmemiş, Newcastle Kent Konseyi’nin geniş bir yol olan alanı 1990’larda yenileme düşüncesi olarak ortaya çıkmıştır. Newcastle Kent Konseyi (NCC) sanatsal işleri teşvik etmek, desteklemek için harekete geçmiş ve 1994 yılında başlatılan, kent merkezinde geniş çaplı yenilenme girişimi, John Dobson Caddesi geçidi iyileştirmelerinin bir parçası olarak bölgenin geliştirilmesi olarak tanımlanmıştır (Paterson; 2012). 1996 yılında, Newcastle Kent Konseyi, yeni mekanın yaratılmasında bir sanatçının görev almasını amaçlayarak, mekanların tasarımla buluşturulması konusunda deneyim sahibi sanatçıların tasarım fikirlerini sunması için uluslararası bir fikir yarışması ilan etmiştir. İki aşamalı bir seçim süreci sonrasında, yaratıcı ve radikal bir yaklaşımı olan sanatçı Thomas Heatherwick’ın projesi ödüllendirilmiştir. Heatherwick, mekan için heykelden bir yapıt önermek yerine bütün mekan için yaratıcı bir konsept tasarlamıştır (The National Archives; 2011).
“Blue Carpet” olarak anılan proje; 300 metre genişliğindeki alana serilmiş, köşeleri kıvrılmış bir halı görünümündeki yapıdan oluşmaktadır. Yedi adet ağacın bulunduğu mekanın yüzeyinde kullanılmak üzere Sheffield Hallam Üniversitesi Tasarım Araştırma Merkezi’nden mavi atık camlar alınmış, bu camlar pirinçle birlikte reçineye katılarak bir yüzey oluşturulmuştur. Mekanın halı formundaki yüzeyinden kıvrılarak yükselen oturma elemanlarının altına floresan yerleştirilerek gece aydınlatması da sağlanmış, yerel halkın ve ziyaretçilerin dinlenebileceği, zaman geçirebileceği bir alan yaratılmıştır. Mekanın yapımı için £1,64 milyon harcanmış, bu bütçe Art Lottery Fund (Sanat Piyango Fonu), European Improvement Fund (Avrupa İyileştirme Fonu) ve Newcaste Kent Konseyi tarafından sağlanmıştır.
Kent mobilyaları, dünyada toplumsal şiddete en çok malzeme olan elemanlardır. Kent mobilyalarına karşı düzenlenen hücum ve tahribatlara ise “Vandalizm” denir. Sanat yapıtlarının yıkılması olarak ifade edilen terimin kaynağı Roma’yı yakıp yıkan Vandallara dayanmaktadır (Büyük Türkçe Sözlük, 2016). Bütün kent mobilyalarında görüldüğü gibi “Blue Carpet” da Vandalizm’e uğramış, mekanın bronz parçaları hırsızlar tarafından satılmak üzere sökülmüş ve bu sanat eserine malzemenin parasal değerinden daha fazla zarar verilmiştir (Sykes; 2011). Bu tahribatın dışında mekanın zeminindeki mavi renk solmuş ve zamanla griye dönmüştür, ancak yine de alan “Blue Carpet” (mavi halı) olarak anılmaya devam etmektedir (Pickford; 2004).
Sonuç
Dünyada farklı bölgelerdeki kentsel düzenleme çalışmalarına bakıldığında; amacın yeni küresel düzende farklı olmak, özgün olmak insanların dikkatini çekerek onların kentlerle bağ kurmasını sağlamak olduğu görülmektedir. Kent-simge-kimlik üçlemesinin doğru oluşturulması için kentlerin öncelikle kendilerine özgü değerleri bulması ve bu değerleri yansıtmak için bunları kamusal alan ve kent mobilyaları tasarımı çalışmalarına etkin bir şekilde aktarmaları gerekmektedir. Ancak, her kentin DNA yapısı farklı olduğu için bir kentle örtüşen tasarımı başka bir kente uygulamak taklitten öteye geçemeyecektir. Kamusal alanlar ve kent mobilyaları kentlerin çehreleridir. Bu çehreyi oluşturan genetik yapı; kentlerin kültürü, sosyo-ekonomik yapısı, mirası gibi içinde var olan dinamiklerden oluşmaktadır. Kentler, bu genetik yapının, kendi imajlarını, kimliklerini belirleyecek unsurlar olduğu bilinciyle hareket etmeli ve bu bilinçle kamusal alan ve kent mobilyası tasarımı konularında özgün çalışmalar yürütmelidirler.
Not 1: Fabrikaların kapanması, savaş sonrası dönemde Birleşik Krallık’ta geniş endüstriyel bölgelerde sıklıkla rastlanan bir olaydır. Bundan en çok etkilenen şehirler de Glasgow, Newcastle, Liverpool, Manchester, Sheffield, Birmingham ve Londra olmuştur. Bu şehirlerde, şehir merkezinde bulunan endüstriyel kapasitenin kaybı 1940’ların sonlarına, endüstriyel anlamda “yerinden yönetim”in (decentralisation) başladığı döneme denk gelmektedir. Bu süreç gittikçe derinleşmiş ve 1960 sonrasında firmaların iflasına neden olmuştur (Hall, 1998). 1974 sonrasında ise; çok ciddi bir hal almış, 20 yıl sonra 1994’te ise %45’lik bir düşüşle üretim 3.6 milyon olmuştur. Şehirlerdeki bu şaşırtıcı endüstrisizleşmenin nedeni hem yapısal hem de mekansal olarak ifade edilmiştir. Şehirler, düşüş gösteren endüstrilerin eski fabrikalarını da barındırmak zorunda kalırken, üretim zamanla banliyö ve küçük şehirlere doğru kaymış, bu da şehirleri büyük zarara uğratmıştır (Ward; 2005).
Kaynaklar
1. Angel of the North; “Pictures of The Angel of the North”, 2016. Erişim: http://www.angelofthenorth.org.uk/
2. Architecture; 2013, “Love Architecture Festival; 2013”. Erişim https://www.architecture.com/Files/RIBAProfessionalServices/Regions/NorthEast/Events/2013/LoveArchitecture2013Exhibition.pdf
3. Bayrakçı, O.; “Kent Mobilyaları Tasarımında Kimlik Sorunu ve Kent Kimliği İçindeki Yeri”, Kamu Mekanları Tasarımı ve Kent Mobilyaları Sempozyumu, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, ss. 775-779, 1991.
4. Beswick, C. A.; Tsenkova, S.; “Overview of Urban Regeneration Policies”, Urban Regeneration: Learning from the British Experience, (ed.) Sasha Tsenkova, University of Calgary, Faculty of Environmental Design, Calgary, ss. 9-17, 2002.
5. Büyük Türkçe Sözlük; “Vandallık”, 2016. Erişim: http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.56aa31cea6e6e9.25966800
6. Erdönmez, E.; Akı, A.; “Açık Kamusal Kent Mekanlarının Toplum İlişkilerindeki Etkileri”, Megaron Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi e-dergisi, 1 (1), ss. 67-87, 2005.
7. Hall, T.; Urban Geography, Routledge, Londra, 1998.
8. Keleş, R.; “Kent”, Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1980.
9. Olins, W.; “Corporate Identity”, Boston: Harvard Business School Press, 1989.
10. Paterson, E.; “Briefing: Blue Carpet, Newcastle, UK: Public Realm Design Decision Making From A User Perspective”, Proceedings of the ICE – Urban Design and Planning, 166 (4), ss. 203-205, 2012.
11. Pickford, J.; “Blue Carpet Archive”, NCC, Newcastle Upon Tyne, 2004.
12. Sykes, A.; “Thieves Loot Brass From City Centre Artwork”, Guardian, Ekim, 20, 2011. Erişim: http://www.theguardian.com/uk/the-northerner/2011/oct/20/thomas-heatherwick-blue-carpet.
13. The National Archieves; “Blue Carpet”, 2011. Erişim: http://webarchive.nationalarchives.gov.uk/20110118095356/http://www.cabe.org.uk/case-studies/blue-carpet
14. Topçu, İ. B.; İstel, Ç.; “Kent Mobilyaları Betonlarının Özellikleri”, 4. Kentsel Altyapı Ulusal Sempozyumu, Aralık, 15-16, Eskişehir, ss. 457-464, 2005.
15. Ward, S.; Selling Places: The Marketing and Promotion of Towns and Cities, 1850-2000, Spon, Londra, 2005.
16. Yıldırım, E.; “İstanbul’da Kent Mobilyalarının Değerlendirilmesi, Sultanahmet Meydanı Örneği”, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2004.