Nilüfer Yıldırım Contemporary İstanbul 2019’a Galeri Diani ile Katılıyor!
Sanatseverlerin ve koleksiyonerlerin son yıllarda özellikle yakından takip ettiği genç sanatçı Nilüfer Yıldırım birbirini tamamlayan “Night for Day” ve “We Should Meet in Water, You and I” serilerini 12-15 Eylül tarihleri arasında Contemporary İstanbul 2019’da sergileyecek.
Contemporary İstanbul 2019’da (12-15 Eylül) sanatçı Nilüfer Yıldırım sanatseverleri kendi iç dünyalarına yolculuğa çıkartmaya hazırlanıyor. İtalya Marangoni’de eğitimini tamamlayıp bir süre İstanbul’da çalışmalarına devam ettikten sonra A.B.D Brooklyn’de yaşamaya ve üretmeye başlayan Nilüfer Yıldırım, kendisini cezbeden renk, fon ve dokuları keşfederek çıktığı çağdaş sanat yolculuğunda figüratif ile soyut arasında yumuşak bir geçişle ilerliyor…
Nilüfer Yıldırım; söylenemeyenleri, ifade edilemeyenleri renkler, dokular ve kompozisyon ile ifade edebildiğini ve bunu deneyimleyerek zamanla öğrendiğini aktarıyor bizlere. Hem figür hem de soyutlama unsurlarıyla, günlük gerçeklikler ile icat edilmiş dünyalar arasında geçiş yapıyor.
Nilüfer Yıldırım çalışma tekniğini sınırlandırmadan, akrilikten pastele ve mürekkebe birçok değişik malzemeyi ve dokuyu renkle harmanlayarak kullandığını söylüyor. Sanatçı Türkiye ve A.B.D.’de katıdığı ve açtığı sergileri hem konsept hem de teknik olarak birbirini tamamlayarak geliştirerek aralarında bağlamlar oluşturarak sürekliliğini devam ettiriyor. Yapıtlarındaki referansları bazen ince ve belirsiz bazen de daha belirgin olmasına rağmen, yapıtları sürekli olarak doğayı anımsatıyor gerçekte.
Galeri Diani sanatçısı olarak Contemporary İstanbul’a katılacak olan Nilüfer Yıldırım, sergisini “Night for Day” ve “We Should Meet in Water, You and I” serileri ile oluşturuyor. Her iki seri sanatçının son sergisinde verilerini izleyiciye sunduğu konu ve tekniklerden kaynağını alıyor
“Night for Day ” serisinde hayatta belli doygunluklara kavuşmak için belki birkaç kez dibe vurmak gerekliliğini ve buna dayalı olarak bazı güzellikleri ancak ‘Gecenin karanlığında’ idrak edilebileceğini siyah fon üzerinde oluşturduğu kompozisyonlarında ifadelendirmiş.
“We Should Meet in Water, You and I” serisi ise konseptini suyun iletkenliğinden, saflığından ve temizliğinden alıyor. Bu alıntıyı bir metafor olarak kullanıp ilişkilerin saf, temiz, direkt ve her şeyin açıkça konuşulabildiği bir platform olması gerekliliğine işaret ediyor. Bu konsepti çok daha akışkan bir doku ile yeşil ve mavinin tonlarının ağırlıkta olduğu kompozisyonlarla sanatseverlere sunuyor.