“Bu Mekan Artık Bu Yer Değil” Yeni Basımıyla Raflarda
Aykut Köksal’ın kuramsal metinlerini içeren “Bu Mekan Artık Bu Yer Değil” başlıklı kitabı ikinci basımıyla raflardaki yerini aldı.
Bu Mekan Artık Bu Yer Değil başlıklı kitapta mimarlıktan kente, çağdaş sanat değerlendirmelerinden tarihyazımına ulaşan yazılar, belirli bir izlek içinde buluşuyor.
Kitaba yazdığı önsözde Rifat Gökhan Koçyiğit şöyle diyor: “Aykut Köksal’ın, kuramsal çalışmalar yoluyla sanata ama özellikle de mimarlığa katkısında zaman ve mekan yoluyla yapmış olduğu çözümlemeler önemli bir yer tutuyor. Bu yönüyle Kantçı bakışı çağdaş mimarlık ve sanat gerekleri doğrultusunda yeniden yorumlayan Köksal, görsel sanatların yalnız kendi içinde değil, aynı zamanda bu sanatların müzik, edebiyat gibi sıralı düzene dayalı sanatlarla ilişkisini ‘a priori’ koşullar bağlamında güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.
Kant’ın duyarlığın ön koşulu olarak ortaya koyduğu zaman ve mekan, sanatsal varoluşun da ön koşulu olarak halihazırda, ‘a priori’ olarak verilidir. Kant’ta ‘a priori’, nesneye ait bir şart değil, bilen öznenin bilinen nesneye kattıklarının bilgisidir. Bu yalnızca deneyimden bağımsız ve deneyimi önceleyen değil, aynı zamanda evrensel ve zorunludur. Kant zaman ve mekanı öznenin içine almakla birlikte öznenin aktif etkilerinin ulaşamayacağı bir yere koyar. Buna göre mekan nesnelere, zaman da olaylara göre belirlenmez, tam tersine mekanın sunduğu ‘a priori’ şartlar nesnelerin, zaman da olayların belirleyici formudur.
Köksal, sanatın kurgusallığından ve temsil gücünden yararlanarak bu ‘a priori’ şartların doğasını, insan duyarlığındaki sınırlarını, çerçevesini kuramsal alanda farklı perspektiflerden ortaya çıkarıyor. Sanatın temsil gücünü, dönüşlü düşünceyi harekete geçiren bir manivela gibi kullanıyor. Mekanın mekanda temsili, zamanın zamanda temsili gibi ikinci düzey temsil etkinliklerinde, öznenin ‘a priori’ koşulları nasıl değiştirip dönüştürerek sanatsal üretimin kurucu koşullarını belirleyebildiğini gösteriyor. Köksal bu yolla, Kant’ın izleğini takip etmesine rağmen Kant’tan farklı olarak zaman ve mekanı öznenin aktif etkilerinin ulaşamayacağı yerden çıkarıyor. Daha da ileri giderek sanatsal etkinliklerde zamanın mekanda temsil edilerek mekansallaşması, mekanın da zamanda temsil edilerek zamansallaşması yönünde yaratıcı öznenin nasıl aktif bir konum üstlenebildiğini göstererek izleyiciyi sanatın beliriş koşulları konusunda uyarıyor.”



