Ismail Solehudin Architecture tarafından tasarlanan Jami At-Taqwa Camii, “kainatın genişliğini katlama” metaforundan yola çıkarak mimari biçim üzerinden ibadetin içsel anlamını mekansal bir deneyime dönüştürüyor.

Ismail Solehudin Architecture imzalı Jami At-Taqwa Camii, soyut anlamlar taşıyan ve kullanıcılarına umut ile sevinç aktaran bir mekan olmayı hedefliyor. Görsel olarak etkileyici bir biçim kurgusu içinde, yerel topluluğun ruhunu ve gönüllü katkılarıyla oluşan kolektif ibadet anlayışını yansıtan bir mimari öneri geliştirilmiş.

Tasarım fikri, “secde edilen yer” anlamına gelen mescid kavramıyla başlamış. Ancak yalnızca kelimenin tanımıyla yetinilmemiş; secdenin özüne yönelerek İmam Gazali’nin şu benzetmesinden ilham alınmış: “Secde eden, secdenin lezzetine eriştiğinde Allah’a yakınlık hisseder. Secdesiyle kainatın genişliğini katlar; böylece İlahi Azamet’in bir köşesine kapanarak yakınlaşır.” Bu “katlama” düşüncesi, tasarımın merkezinde yer alan bir metafora dönüşmüş: Tanrı’ya yakınlık hissini ve O’nunla birlikte olma bilincini, özellikle bu camiyi kullanacak topluluk için somutlaştıran bir anlam katmanı oluşturulmuş.

Yapının biçimsel dili bu düşünceyi yansıtır biçimde kurgulanmış. Katlanmış çatı yüzeyleri ile kıvrımlı ve kırışık duvarlar, hem dramatik bir ışık-gölge etkisi hem de sıcak bir mekansal atmosfer yaratıyor. Görünüşte soyut bir form olsa da, dua ve umudun enerjisini taşıyan bir kimlik ortaya çıkıyor.

Cami, yoğun bir cadde üzerinde yer aldığı için gürültü ve tozdan arındırılmış bir iç dünya oluşturmak amacıyla bitkisel tampon alanlar ve kemerli bir revak tasarlandı. Bu revak, abdest alanlarına giden yolu oluştururken, erkek ve kadın kullanıcıların dolaşımı mekansal olarak ayrıştırılmış. Erkeklerin ibadet alanı zemin katta, kadınlara ayrılan kısım ise üst katta konumlanıyor. Minare, kıble eksenine yerleştirilerek hem yön belirleyici hem de dikey bir simge olarak öne çıkarılmış. Katlanmış cephe dili, minareye doğru devam ederek yapının yukarıya doğru yönelen ifadesini güçlendiriyor.

Malzeme seçiminde delikli tuğla yüzeylerle doğal havalandırma sağlanırken, açıkta bırakılmış beton çatı elemanlarıyla sade ve samimi bir atmosfer oluşturulmuş. Bu yaklaşım, çevredeki yoğun ve çok katmanlı yerleşim dokusuyla uyumlu, davetkar bir görünüm kazandırıyor. Jami At-Taqwa Camii, mimari biçim aracılığıyla ibadetin maneviyatını hissettiren, toplulukla bütünleşen ve yerle anlam kuran bir yapı olarak şekilleniyor.