Concrete Amsterdam ve Moos tarafından geliştirilen Moos Euterpe konut kompleksinde iki karşılıklı blok ve ortadaki bahçe düzeniyle kamusal ve özel yaşam arasında geçirgen bir mekansal kurgu sunuluyor.

Moos ve Concrete herkes için yüksek kaliteli konutlar üretmeyi hedefliyor. Moos Euterpe, bu iş birliğinin tamamlanan ilk projesi olarak öne çıkıyor. “Moos” adı, ikonik “In the Middle of Our Street” şarkısından esinlenilmiş olup herkesin kendini evinde hissedeceği canlı bir topluluk yaratma hedefini temsil ediyor. Moos’un misyonu, Hollanda’daki konut krizine sosyal ve sürdürülebilir bir çözüm sunarak kaliteli konutlar inşa etmek. Moos’un prefabrik evleri dairesel ve modüler; gerektiğinde tamamen sökülüp yeniden kullanılabilir. Concrete, 2020 yılındaki kuruluşundan bu yana Moos’un konsept, mimari ve marka kimliği geliştirme süreçlerine katkıda bulunmuş. Bugün yaklaşık 500 konutluk yeni projeler yürütlüyor.

Rotterdam yakınlarındaki küçük bir köy olan Maasland’da yer alan Moos Euterpe, tamamlanan ilk Moos projesini oluşturuyor. Proje, farklı kullanıcı gruplarına; öğrenciler, Ukraynalı mülteciler ve yerel konut arayışındakilere yönelik 30 birimden oluşuyor. Kompleks, karşılıklı konumlandırılmış iki yapıdan meydana geliyor. Bu iki yapı arasında yer alan bahçe, yapının sosyal ve mekansal kalbini oluşturuyor.

Mimari, sakinlerin aidiyet duygusu geliştirmesini ve toplulukla bağ kurmasını hedefliyor. Geri çekilerek oluşturulan cephe galerileri verandalara dönüşmüş, böylece hem kişisel alan hem de kamusal etkileşim için geçirgen bir mekan kurgusu oluşturulmuş. Bu yaklaşım, kamusal ve özel alanlar arasındaki geçişi vurgulayarak komşular arasında bağlantı kuruyor.

Moos’un modüler tasarımı, farklı konut tipleri ve boyutlarının oluşturulmasına olanak tanıyor. Modüller stüdyo dairelerden dört odalı evlere kadar çeşitleniyor. Konutlar, bir “temel modül” (uyuma, pişirme ve yıkanma işlevleri) ve bir “kişisel modül”den (kullanıcının ihtiyaçlarına göre düzenlenebilen alan) oluşuyor. Kişisel modül, verandaya açılan aydınlık bir yaşam alanı sunuyor ve iç-dış mekan ilişkisini güçlendiriyor.

Moos’un vizyonu, sadece uygun fiyatlı konutlar üretmek değil, aynı zamanda topluluk yaşamını desteklemek. Ortak alanlar, sosyal etkileşimi teşvik edecek biçimde tasarlanmış. “Moos Plein” adlı giriş alanı, sakinlerin bir araya gelmesini sağlıyor; yeşil alanlar ve galeriler etkileşimli yaşam mekanlarına dönüştürülmüş.

Moos projeleri, modüler üretim yaklaşımıyla inşa ediliyor. Prefabrik üniteler fabrika koşullarında üretiliyor, tüm tesisatlarıyla birlikte sahaya taşınıyor ve “plug-and-play” prensibiyle monte ediliyor. Bu yöntem, inşaat süresini ve maliyeti azaltırken kaliteyi koruyor, atık üretimini düşürüyor ve geri dönüşümü kolaylaştırıyor.  Kalıcı konutlar olarak tasarlanan Moos projeleri tamamen sökülebilir yapıları sayesinde geçici yerleşimler için de uygun. Bu geçici yapılar, kalıcı inşaat izinleriyle üretildiği için farklı bölgelerde yeniden kullanılabiliyor. Bu özellik, Moos’un çevresel etkiyi azaltan döngüsel yapı felsefesini destekliyor. Moos projelerinde geleneksel malzemelerin yerini geri dönüştürülmüş ve biyolojik bazlı malzemeler alıyor. Örneğin, zeminler geri dönüştürülmüş betondan, taşıyıcı duvarlar ise çapraz lamine ahşaptan (CLT) üretilmiş. Pencerelerde üç camlı ahşap doğramalar tercih edilmiş.