Snøhetta tasarımı Andørja Yönetim ve İnovasyon Merkezi, kuzeye bakan dar ve eğimli bir arazide kurgulanan siyah cam cepheleriyle ışık, mevsim ve peyzajın değişkenliği üzerinden endüstriyel mimariyi doğal çevreyle ilişkilendiriyor.

Kuzey Norveç’te dar, dik ve kuzeye bakan bir arsada konumlanan bu yeni merkez binası, balıkçılık ve su ürünleri işletmesine ofisler, depo alanı ve su ürünleri eğitiminin paylaşımına adanmış bir öğrenim merkezi sunuyor. Aile şirketi Magne Arvesen & Sønner için inşa edilen merkez, çevresindeki tepenin silüetini takip ederek arazinin üst kotuna bağlanıyor ve ince bir beton temelle desteklenen korten kaplı kütlesiyle iskele üzerine doğru taşarak manzaraya açılıyor.

Denize bakan dışbükey cephesi siyah cam paneller ve paslanmaz çelik dikey lamellerle kaplanmış. Bu lameller, cephenin yansıtıcılığını artırıyor, çevredeki manzarayı yansıtarak ışık, hava koşulları ve mevsimlerle değişen renk oyunları yaratıyor.

İç mekanda uzun ve dar kütle doğrusal biçimde ofislere ve odalara ayrılmış. Çoğu mekan geniş deniz manzarasına açılıyor. Cam bölmeler ve yapının hafif eğriliği mahremiyet sağlarken görsel bağlantıyı güçlendiriyor. Çalışanların tamamı özel ofislerde çalışıyor; bu düzen, odaklanmayı ve sessizliği desteklerken geniş koridorlar ve gün ışığı alan köşe kantini sosyal alanlar olarak işlev görüyor.

Kontrol odası işletmenin kalbi niteliğinde; balık havuzlarındaki yaşamı gözetlemek için ışık ve görüş düzeni özenle kurgulanmış. Binanın çatısı, arkasındaki yol kotuyla hizalanıyor; yaklaşırken yapının üst yüzeyi görünür hale geliyor. Arka kısımda yer alan dış galeri, her kata doğrudan erişim sağlarken yapıyı dağın eteğine görsel olarak sabitliyor. Bu cephe antrasit tonlu fiber çimento ile kaplanmış, pencere çerçeveleri kırmızı renkle vurgulanmış.

İç mekanda merdiven çekirdeği yüzeyi işlenmemiş betonla oluşturulmuş; endüstriyel bir karakter sunarken yerleştirilen ışık enstalasyonu mekana heykelsi bir etki kazandırıyor. Zeminlerde geri dönüştürülmüş balık ağlarından üretilmiş halı kaplama tercih edilmiş; bu seçim hem denizcilik mirasına gönderme yapıyor hem de sürdürülebilirliği destekliyor.

Bina iki farklı seviyeden erişime açık: Üst kot ofis alanlarına, deniz seviyesi ise Arctic Aqua öğrenim merkezine giriş sağlıyor. Ana yapının çelik strüktürü, cepheye entegre diyagonal kirişleriyle açıkça sergileniyor. Bu elemanlar yapının endüstriyel kimliğini güçlendirirken görsel bir ritim oluşturuyor.

Ana bina yanında yer alan bağımsız depo ve ofis yapısı iskele üzerinde bulunuyor. Ağır kütlesine rağmen hafif malzeme kullanımıyla yumuşatılmış; fiber çimento panellerle kaplanan yapının içinde balık ağlarını andıran dokuda geri dönüştürülmüş plastik halılar kullanılmış. Endüstriyel salonların çelik strüktürü yangın dayanımı için derin kırmızıya boyanmış; ofis alanlarında kullanılan delikli metal tavanlar akustik katkı sağlarken okyanus tonlarını çağrıştıran mavi-yeşil bir renk verilmiş. Dış kapılar korten çeliğin sıcak kırmızı-turuncu tonlarıyla bütünleşiyor. Yapı, hem malzeme kullanımı hem de mekansal kurgusuyla endüstriyel mimariyi çevresindeki deniz ve dağ peyzajıyla bir araya getiriyor.