Kuluçka | Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Kuluçka içeriği kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrenci projelerinden bir seçki sunuyoruz.

©Mehtap Karataş

©Mehtap Karataş

©Mehtap Karataş

©Mehtap Karataş

Stüdyo Bilgileri: Kent-Bellek, Ortahisar/Trabzon. 2023-2024 Bahar Dönemi, Mimari Proje VI
Yürütücüler: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu
Proje Adı: Trabzon Kent Bilgi Merkezi
Öğrenci: Mehtap Karataş

“Konum: Çalışma alanı; Trabzon-Belediye Meydanı’ndaki Suluhan’dır. Kamu, dini, ticari ve sosyal işlevli binalarla çevrelenen Belediye Meydanı; kentin Uzun Sokak, Maraş Caddesi, Kunduracılar Caddesi, Gazipaşa Caddesi, Taksim Yokuşu ve Tanjant Yolu’nu buluşturan bir noktadadır. Kent içi dolmuş trafiğinin başlangıç noktalarından birisidir. Kentin Uzun Sokak, Maraş Caddesi ve Kunduracılar Caddesi’nin doğu yönündeki başlangıç noktasıdır. Kentin en eski iki meydanından biri olup günümüzde meydan özelliğini devam ettiren tek meydanıdır.

Hedef: Kentlinin ve kente ilk defa gelen kullanıcıların bilgilenmesi amacıyla Trabzon’un kalbi olarak da bilinen meydanda bilgilenme, sergi, dinlenme yeme-içme, alışveriş gibi ihtiyaçlara cevap verebilecek bir merkez tasarımına gidildi. Turizm ofislerinin yanı sıra sosyal bir merkez oluşturma amacı ile ortak kullanım alanlarına, peyzaj ögelerine, kent kimliğini yansıtan sergi mekanlarına, atölyelere ve satış birimlerine yer verildi.

Projenin ana kurgusu bir ‘zaman tüneli’ fikri ile oluşturuldu. Kullanıcıyı en yoğun çeper olan meydan çeperinden yarı açık saçaklı bir giriş ile yapıya dahil ettikten sonra bu zaman tünelinde yolculuğa çıkarıp son noktaya yani panoramik seyir terasına ve kent balkonuna ulaştırarak kenti seyretme fırsatı sunuldu.”


©Abdülbaki Akgün

©Abdülbaki Akgün

Stüdyo Bilgileri: Kent Bilgi Merkezi, Trabzon/Ortahisar. 2023/2024 Bahar Dönemi, Mimari Proje VI.
Yürütücü: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu
Proje Adı: Zaman Tüneli
Öğrenci: Abdulbaki Akgün

“Trabzon Kent Bilgi Merkezi, hem kent sakinleri hem de ziyaretçiler için bilgiye erişimi kolaylaştıran, kentsel hafızayı görünür kılan, kültürel ve doğal değerleri bütüncül bir yaklaşımla tanıtan çok işlevli bir kamusal yapıdır. Merkez, Trabzon’un geçmişiyle bugününü birleştiren; tarihi, kültürel, sosyal ve mekânsal katmanlarını açık ve anlaşılır biçimde sunan bir rehber işlevi üstlenmektedir.

Kentteki bilgi eksikliğini gidermek, dağınık haldeki veri ve belgeleri bir araya getirerek kolektif bir bellek oluşturmak merkezin temel hedeflerindendir. Bununla birlikte, Trabzon’un kültürel çeşitliliğini, coğrafi özgünlüğünü ve sosyal dinamizmini yansıtan bu yapı, kentlilerin aidiyet duygusunu pekiştiren ve şehre gelen ziyaretçilerle bu değerleri paylaşan bir buluşma noktası olmayı amaçlamaktadır.

Merkez aynı zamanda Trabzon’a gelen turistler için de bir karşılama ve yönlendirme merkezi olarak konumlanır. Ziyaretçilerin şehri yalnızca yüzeysel değil, derinlemesine tanımalarına olanak sağlayan tematik içerikler, çok dilli dijital sistemler ve önerilen gezi rotaları ile aktif bir rehberlik rolü üstlenir. Doğal ve kültürel mirasın sürdürülebilir şekilde tanıtılması, turizmde nitelikli deneyimin teşvik edilmesi bu bağlamda büyük önem taşır.

Eğitim ve katılım da merkezin temel vizyon başlıklarındandır. Okullar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle iş birliği içinde, sürekli güncellenen sergiler, atölyeler ve etkinliklerle kentin yaşayan bir anlatısı oluşturulacaktır. Merkez, yalnızca izlenen değil; katılınan, deneyimlenen, sorgulanan ve üretilen bir alan olarak tasarlanmıştır.

Sonuç olarak Trabzon Kent Bilgi Merkezi, hem kentin geçmişine ışık tutan bir arşiv, hem bugünü anlamaya yardımcı olan bir rehber, hem de geleceğe dair vizyon geliştiren bir ortak akıl mekânı olma hedefiyle hayata geçirilmektedir. Bu yapı, Trabzon’un çok katmanlı kimliğini yansıtan çağdaş bir kent belleği olarak, yerel ile evrensel arasında köprü kuracaktır.”


©Aslı Tekin

©Aslı Tekin

©Aslı Tekin

©Aslı Tekin

Stüdyo Bilgileri: 2023/2024 Güz Dönemi, Mimari Proje II

Yürütücü: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu

Öğrenci: Aslı Tekin

Proje Adı: Studio Ghibli Konsept Otel

“Mitaka, Japonya’nın Tokyo metropolünde bulunan banliyö bir şehirdir. Şehir Tokyo metropolünün ortasında yer almaktadır. Şehrin Inokashira Parkı’nda yer alan Ghibli Müzesi (Ünlü animasyon stüdyosunun müzesi) 2001 yılında açılmış olup önemli bir turistik mekandır. Mitaka’da konsept otel yapma fikri bu bilgiden yola çıkarak geliştirilmiştir. Yapının amacı hem geleneksel Japon mimarisini modern bir yaklaşımla kullanıcılara deneyimletmek hem de Ghibli Stüdyosu’nun animasyon filmlerinin ruhunu yansıtmaktır. Eylemsiz ve olaysız mimarlık olmayacağı düşüncesi ile bu çalışmada çeşitli film imajları oluşturuldu. Otelin konum olarak yakınında Ghibli Müzesi olmasından dolayı çevredeki oluşumlardan ve animasyon filmlerinden ilham alarak genel bir konsept belirlendi. Odaların iç dizaynı buna göre şekillendi. Tatami geleneksel Japon tarzı odalarda zemin malzemesi olarak kullanılan bir minder türüdür. Tatami döşenmiş yer üzerinde hem yatılır hem yemek yenilir. Tatami ölçülerini modül olarak belirleyip odaların metrekareleri oluşturuldu. Fusuma ise kayarak açılan sürgülü, saydam olmayan kapılardır. Üzerine doğadan biçimler, bitkisel ögeler, hayvan tasvirleri gibi çeşitli resimler işlenmektedir. Bu yarı saydam ahşap panellerle hem doğal ışığı Japon minimalizmine göre şekillenmiş odalarda olabildiğince almak hem de doğayla iç içe olmak amaçlanmıştır.”


©Sude Yılmaz

©Sude Yılmaz

©Sude Yılmaz

©Sude Yılmaz

Proje Bilgileri: 2024/2025 Bahar Yarıyılı, Mimari Proje VII.
Proje Konusu: Kentsel Kampüs / Duyular Vadisi
Proje Yürütücüleri: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu, Elif Salantur (Yüksek Lisans Öğrencisi)
Öğrenci: Sude Yılmaz

“Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, tarihi surların hemen yanı başında konumlanan Tabakhane Vadisi, kentin kültürel katmanlarını barındıran önemli bir boşluk olarak Duyular Vadisi projesine ev sahipliği yapıyor. Proje, bölgenin özgün karakterinden yola çıkarak vadinin duyular yoluyla deneyimlenmesini esas alan yeni bir kentsel kampüs öneriyor. Duyular Vadisi, geçmişin izlerini taşıyan kokularla başlayan bir keşif yolculuğuna çağrı niteliğinde. Alan analizinde, yöresel ürünlerin satıldığı Kadınlar Hali ve çevresindeki koku izlerinin takibiyle oluşturulan ‘koku haritası,’ projenin temel fikrini şekillendirmiştir. Bu yaklaşım, vadinin içerisine doğru ilerledikçe kokuların azalması sonucunda ‘Alan kokusuyla var olmuş bir alansa, kokusuyla var olan bir müze neden olmasın?’ sorusuyla birleşerek, tüm duyulara hitap eden bütüncül bir tasarım fikrine dönüşmüştür. Proje, Tabakhane Vadisi boyunca uzanan ve vadiyi bağlarken aynı zamanda ayıran tarihi köprülerden ilham alarak, farklı duyulara odaklanan müze yapılarının köprü formunda tasarlanmasıyla mekansal bütünlüğünü kazanır. Duyular birbirini desteklerler ve birbirinden ayrılamazlar. Kentliyi birbirine ve yere bağlayan, aynı zamanda ayrıştıran şey duyulardır. Alandaki Kuzgundere’nin üzerinde yer alan köprüler de vadiyi birbirine bağlarken aynı zamanda ayırır. Vadi boyunca sıralanan bu köprü benzeri yapılar, topoğrafya ile bütünleşerek zaman zaman yere dokunur, zaman zaman peyzajla birleşir. Alanda bulunan, tam olarak gün yüzüne çıkamamış dehlizler de form oluşumunda etkili olmuştur. Yapıların dağılımında senaryo oluşturma ve atmosfer tasarımı etkili olmuştur. Öncelikle alanda bulunan kazı alanı dolaşılarak ilk müzeye doğru geçiş yapılır. İlk müze olan Koku Müzesi’nden başlayan bu duyusal yolculuk, ziyaretçileri hafızayı tetikleyen koku enstalasyonlarıyla karşılar. Çeşitli sergilerle üst kattan gezinmeye başlanır. En son ortak duyular kulesi ile peyzajla birleşir. Alanı ikiye ayıran Tabakhane köprüsünün altından peyzajın yönlendiriciliği ile geçerek Tat Müzesi’ne varılır. Tatlı-tuzlu-umami-ekşi-acı tatlarının deneyimlenebilecek alanlardan geçerek topoğrafyanın imkan vermesi ile oluşturulan mağaraya girilir. Burada heykelsi ışık bacalarının oluşturduğu ışık gölge oyunları ile farklı bir atmosfer deneyimlenir. Umami bilinmeyen bir tattır bu nedenle bir kuledir. Ses müzesine bir rampa ile girilir. Burada vadinin rüzgarını sese dönüştüren ögelerle farklı bir atmosfer ve yerin sesi yaratılır. Devamında ışık bacalarının olduğu mağaraya geçiş yapılır burada ziyaretçiler mağara akustiğini deneyimler. Mağaradan aydınlığa çıkarken görme müzesine geçilmiştir. Devamında farklı açılar kulesiyle şehre bakış sağlanır. Kentin, doğanın renklerini görüp gezinti sonucunda dokunma müzesine varılır. Burada mekanın yönlendirici olduğu ve farklı dokularda mekanlarla dokunma duyusu deneyimlenir. Projede amaç sadece müze kompleksi yaratmak değil aynı zamanda yeryüzüne neredeyse hiç dokunmadan, insan ölçeğinde kentsel bir boşluk yaratarak, kesintisiz bir peyzaj ile vadiyi, kurumuş dere boyunca gezerek, insanların günlük hayatında kullanabileceği alan yaratmaktır. Sadece rekreatif alanları gezerek gününü burada geçirmek isteyen kullanıcılara da hitap etmek istenmiştir.”


©Yaren Ece Çakmak

©Yaren Ece Çakmak

Proje Bilgileri: 2021-2022 Güz Yarıyılı, Mimari Proje III
Proje Konusu: Sergi Merkezi
Proje Adı: Suda Dünya
Proje Yürütücüleri: Doç. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu, Arş. Gör. Gizem Seymen
Öğrenci: Yaren Ece Çakmak

“‘Suda Dünya’ projesi, bir gezginin yaşam öyküsünden yola çıkarak kurgulanan, deneyim odaklı bir mekansal kurgu önerisidir. Genç yaşlarında yurdunu terk edip dünyayı gezen bir gezginin, yıllar sonra döndüğünde çocukluğundan kalan tek değişmemiş yer olan gölü fark etmesiyle başlayan bu kurgu, doğal hafızayla bireysel hafızanın buluştuğu noktada yer alır. Değişen dünyaya karşılık, değişmeden kalan bir su kütlesi olan Hıdırnebi Gölü, bu bağlamda yalnızca bir coğrafi mekan değil; aynı zamanda aidiyet, hatıra ve sükunetin taşıyıcısı olarak seçilmiştir. Bu nedenle gezginin tüm dünyadan topladığı nesne, görüntü ve izlenimlerini sergilemek istediği yer de burası olur. Bu karar doğrultusunda göl üzerine yapay bir ada inşa edilmesi önerilmiştir.
Yapay ada, hem sergi işlevini üstlenecek yapıları barındırmakta hem de gölün bir kıyısından diğerine geçiş sağlayan bir köprü görevi görmektedir. Ziyaretçilerin hem dünyayı sembolik olarak keşfetmelerine olanak sağlayan hem de doğayla iç içe vakit geçirebilecekleri bir kamusal alan yaratılması hedeflenmiştir. Proje kapsamında üç temel yapı önerilmiştir. Bunlardan ilki, gezginin seyahatlerinden getirdiği koleksiyonları sergileyen ve aynı zamanda yönetim birimini de içinde barındıran ana sergi yapısıdır. İkinci yapı, farklı coğrafyalardan toplanan su örneklerinin deneyimsel ve eğitici biçimde sunulduğu su koleksiyonu binasıdır. Üçüncü yapı ise göl manzarasına karşı konumlanan, ziyaretçilerin dinlenip sosyalleşebileceği bir kafe birimidir.
Tasarım sürecinde doğayla bütünleşik, topoğrafyaya ve çevresel öğelere duyarlı bir yaklaşım benimsenmiştir. Proje alanı, yoğun çam ormanlarıyla çevrili olması sebebiyle organik formlar ve yükselen dal siluetlerinden esinlenilmiştir. Bu esin, yalnızca yapı formasyonlarında değil, yürüyüş yollarının kurgusunda da kendini göstermektedir. Göle temas etmeyen ama göl üzerinde yükselen bu yürüyüş yolları, adaya ulaşımı sağlarken, çeşitli noktalarda yerleştirilen file germe yüzeylerle ziyaretçilere suya daha yakın ve dinlenmeye açık alanlar sunmaktadır.

Yapıların mimari kurgusu, doğadaki organik yapılar gibi geçirgen, serbest ve akışkan formlar üzerine kurulmuştur. Katı geometrilerden uzak durularak doğa ile uyumlu hacimler elde edilmiştir. İç mekan organizasyonunda geçirgenlik ve hareket ön planda tutulmuş, fonksiyonlar arasında doğal geçişler sağlanmıştır. Yapıların çatılarında ise yarı saydam cam yüzeylerin üzerine gerilen file dokusu sayesinde gün ışığının mekana filtrelenerek girmesi sağlanmış, aynı zamanda dış cephede estetik bir bütünlük elde edilmiştir.

‘Suda Dünya’, yalnızca bir sergi alanı değil, aynı zamanda bireysel belleğin kolektif bir anlatıya dönüştüğü, ziyaretçileri doğal ve kültürel bir yolculuğa davet eden çok katmanlı bir deneyim alanı olarak kurgulanmıştır. Doğa ile kurulan bu hassas ilişki, mimari dilin biçimsel sadeliğiyle desteklenmiş; hem çevresine saygılı hem de bulunduğu yere anlam yükleyen bir tasarım ortaya konmuştur.”


©Tuba Erden

©Tuba Erden

Proje Bilgileri: 2023/2024 Güz Dönemi, Mimari Proje II
Proje Konusu: Side Antik Kenti Ziyaretçi Merkezi
Proje Yürütücüleri: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu, Elif Salantur (Yüksek Lisans Öğrencisi)
Öğrenci: Tuba Erden

“Restitüsyon, tarihi bir yapıyı eldeki bilgilere göre aslına uygun olarak çizimidir. Eldeki bilgiler; tarihi resimler, gravürler, fotoğraflar olabildiği gibi yazılı anlatımlar da olabilir. Restitüsyonun yapı olarak inşa edilmesi olayına ise rekonstrüksiyon denir.

Side Antik Kenti için tasarlanan ziyaretçi merkezinde, restitüsyon kavramı temel alınmıştır. Antik döneme ait görselde tiyatroya ait iki aks yapıda oluşturulmuştur. Birinci aks batı cephesinde ahşap strüktürlerle oluşturulurken ikinci aks doğu cephesinde ağaçlarla oluşturulmuştur. Ahşap strüktürlerle o zamanlara ait var olan mekanlar yeniden kurgulanarak o dönemin tarihi dokusu yeniden ele alınmıştır. Ahşap strüktürler içine kırmızı renkli cam kütlelerle mekanlar oluşturulmuştur. Kırmızı cam kütleler, “narlı kent” olarak da anılan Side’nin mitolojik hikayesinden esinlenilerek seçilmiştir. Cam kütleler arası geçiş, yine kırmızı tonlardaki sirkülasyon alanlarıyla sağlanmıştır. Bu tasarım dili, tarihi ve kültürel bir anlatıyı mekansal olarak desteklemektedir.

Ziyaretçi merkezi, girişte misafirleri karşılayan bir karşılama alanı ve dinlenme imkanı sunan oturma bölümleriyle başlar. Ardından yönlendirme ve geçiş alanlarından geçilerek sergi alanlarına ulaşılır. Bu sergi alanlarının ardından, Side Antik Kenti’ni ve tarihi dokuyu yansıtan görsellerin yer aldığı bir resim sergisi alanı ziyaretçilerin karşısına çıkar. Sonraki bölümde, antik kente ait yapıların ve tarihi eserlerin küçük ölçekli modellerinin sergilendiği minyatür sergi alanı yer alır. Bu mekanda ziyaretçiler, minyatürler aracılığıyla dönemin atmosferini daha yakından hisseder. Minyatür sergi alanının ardından, kazı tanıtım ve hediyelik eşya bölümleri gelir. Tanıtım odalarında, Side Antik Kenti’nin tarihçesi, arkeolojik kazı süreçleri ve elde edilen buluntular hakkında videolu bilgilendirmeler sunulur. Hediyelik eşya bölümünde ise ziyaretçilerin anı olarak satın alabilecekleri ürünler yer alır. Ziyaretçi merkezinin son bölümünü oluşturan kafeterya ise ziyaretçilerin dinlenerek deneyimlerini pekiştirebilecekleri bir sosyal alan olarak tasarlanmıştır.

Ziyaretçi merkezi; toplumun tarihsel ve kültürel mirasına olan farkındalığını artırmak, Side Antik Kenti’ni daha iyi tanıtmak, kültürel değerleri korumak ve bölge turizmine katkı sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Bu yapı, geçmişle bugün arasında köprü kurarak tarih bilincinin gelişmesine katkı sunmayı hedeflemektedir.”


Proje Bilgileri: 2021-2022 Bahar Yarıyılı, Mimari Proje II

Proje Konusu: Üret(k)en Konut Tasarımı

Proje Yürütücüleri: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu, Arş. Gör. Ece Varol

Öğrenci: Didem Akyol

“Bu çalışma, içerisinde resim atölyesi barındıran ve “üret(k)en konut” kategorisinde değerlendirilen iki kişilik bir yaşam biriminin tasarımını kapsamaktadır. Konut, bireyin gündelik yaşantısı ile sanatsal üretim sürecini bir araya getiren bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır. Yapı, iki temel kütleden oluşmaktadır: Yaşam birimi ve atölye. Bu iki ana fonksiyon hem mekansal hem de kavramsal olarak birbirini tamamlamakta, ortak bir üretim ve sergileme potansiyeli sunmaktadır.

Tasarımın çıkış noktasını, Mondrian’ın sanatsal yaklaşımı ve kompozisyonları oluşturmuştur. Mondrian’ın kullandığı ana renkler (kırmızı, sarı, mavi) ve yalın dikdörtgen formlar hem mimari kütle organizasyonuna hem de renk-mekan ilişkisine yön vermiştir. Bu yaklaşımla oluşturulan konut, doğayla bütünleşen bir bağlam içerisinde, ışık, renk ve açıklık kavramları etrafında kurgulanmıştır.

Atölye bölümü şeffaf yüzeylerle çevrelenmiş, doğayla güçlü bir görsel ilişki kurulmuştur. İç mekanda yer alan mavi duvarlar, hem işlevsel hacimleri (wc, hazırlık nişi) barındırmakta hem de sergi yüzeyi olarak kullanılmaktadır. Atölyenin üst kotunda konumlanan kırmızı kütle, eserlerin sergisi için kullanılmakta ve hem iç mekan organizasyonunda hem de cephe kurgusunda vurgulayıcı bir rol oynamaktadır. Galeri boşluğu sayesinde atölye ile sergi alanı arasında hem görsel hem de mekansal bir süreklilik sağlanmıştır.

Konut birimine sarı renkle tanımlanmış bir giriş nişi aracılığıyla ulaşılmaktadır. Alt katta yaşam alanları, üst katta ise yatak odaları yer almaktadır. Teraslar aracılığıyla ise üst kot ile çevreyle süreklilik kurulmaktadır.

Atölye ile konut arasındaki yarı açık geçiş alanı, çizgisel mimari elemanlarla tanımlanarak geçirgen bir eşik mekan oluşturulmuştur. Bu alan, açık hava çalışma mekanı olarak da kullanılabilmekte ve iç-dış ilişkisini güçlendirmektedir. Gün ışığı kullanımı, görsel süreklilik ve renklerle sağlanan işlevsel ayrım, mekânda hem kullanıcı deneyimini hem de sanatsal üretimi destekleyen bir atmosfer oluşturmuştur.

Sonuç olarak, bu proje; bireysel yaşam ile yaratıcı üretimi bir araya getiren, doğayla ilişkili, ışıkla beslenen ve Mondrian estetiğiyle biçimlenen çağdaş bir konut-atölye kurgusu sunmaktadır.”


©Ezgi Girgin

©Ezgi Girgin

Stüdyo Bilgileri: Kent Bilgi Merkezi, Trabzon/Ortahisar. 2023/2024 Bahar Dönemi, Mimari Proje VI.
Yürütücüler: Prof. .Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu
Proje Adı: Kentin Tüm Renkleri
Öğrenci: Ezgi Girgin

“Kent bilgi merkezi, Trabzon’un kültürel zenginliğini ve dinamik yapısını yansıtan çağdaş bir müze olarak tasarlanmıştır. Yapının ana bileşeni, tüm mekanı dolaşan kesintisiz bir sirkülasyon aksıdır. Bu aks, ziyaretçilere doğal bir akış içinde sergileri deneyimleme imkanı sunar. Dijital ekranlar ile sergilere etkileşimli multimedya içerikler entegre edilerek anlatım güçlendirilmiştir. Renkli cam kullanımı ise doğadan ve Trabzon’un kent kimliğinden ilham alır: yeşil (doğa), mavi (deniz), sarı (güneş), kırmızı (geleneksel mimari). Mekanda, galeri boşlukları ve kent maketleri ile şehrin fiziksel ve kültürel yapısı vurgulanır. Suluhan’a atıfta bulunan avlu, dinlenme ve sosyalleşme alanı işlevi görür. Müze çevresinde oluşturulan lezzet sokağı, yerel gastronomiyi ziyaretçilere sunar. Ziyaretçilerin geleneksel el sanatlarını deneyimleyebileceği atölyeler de müze içinde yer alır. Tüm tasarım, yüksek yoğunluklu, dinamik ve çok katmanlı bir mekan anlayışıyla planlanmıştır. Rampalar, yarı açık alanlar ve renk kullanımı, yapıya akışkanlık ve şehirle bütünleşen bir atmosfer kazandırır. Bu merkez, sadece bilgi sunmakla kalmaz; aynı zamanda şehrin ritmini, enerjisini ve kimliğini mekansal olarak hissettiren deneyimsel bir yapıdır.”


©Sinan Uğural

©Sinan Uğural

©Sinan Uğural

©Sinan Uğural

Proje Bilgileri: 2024/2025 Bahar Yarıyılı, Mimari Proje VII.
Proje Konusu: Kentsel Kampüs / Hafıza Kutuları
Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. Nihan Canbakal Ataoğlu, Elif Salantur (Yüksek Lisans Öğrencisi)
Öğrenci: Sinan Uğural

Zamanın Hafızasında Yürümek

“Trabzon’un çok katmanlı tarihsel belleğine ev sahipliği yapan Tabakhane Vadisi, bu proje kapsamında bir zaman koridoruna dönüştürülmüştür. ‘Zamanın Hafızasında Yürümek’ fikriyle şekillenen tasarım; geçmişle bugünü buluşturan bir rota, bir deneyim mekanı olarak kurgulanmıştır. Proje, her biri bir ‘hafıza kutusu’ olan kübik müze yapılarıyla farklı tarihsel katmanları görünür kılar. Bu kutular; etnografya, endüstri mirası, çocuklar için tarih, dijital deneyim gibi tematik içeriklere ev sahipliği yapar. Yaya rotası, üst kotta kentin bugünkü yaşamına bakan bir giriş yapısından başlar; cam ve çelikten oluşan geçirgen örtü altında, kronolojik bir rota boyunca vadinin derinliklerine doğru ilerler. Vadi boyunca uzanan karolaj sistemi; hem yönlendirici bir zemin, hem gölgelik bir örtü, hem de doğayla yapay olanı birbirine bağlayan geçirgen bir ara yüz olarak çalışır. Bu peyzaj-mekan ilişkisi, ziyaretçiye yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir yolculuk da sunar. Kütlelerin bazısı topoğrafyaya gömülerek içe kapanır (anımsama), bazıları ise şeffaflaşarak kamusallaşır (paylaşım). Rota, sonunda spiral rampayla çıkılan bir kulede son bulur: ‘Sessizlik Terası’nda kentin bugünkü manzarasıyla karşılaşan ziyaretçi, zamanın belleğinde yukarıdan bir bakış kazanır. Bu teras aynı zamanda kamusal bir platformdur; hem vadinin panoramik okumasını sunar hem de mimari olarak projeyi tamamlar. Cam, şeffaflığı sayesinde geçmişin önüne geçmeden onunla eş zamanlı var olmayı sağlarken; çelik, tarihi taş dokularla kontrast kurarak çağdaşlığın sürekliliğini temsil eder. Proje, kentsel belleği fiziksel bir mekana dönüştürerek ziyaretçiyi yalnızca bir izleyici değil, tarihle etkileşime giren aktif bir özne haline getirir.”