HENN tarafından tasarlanan Huawei Ar-Ge Parkı, mühendislik hassasiyeti ile doğal peyzajın uyumunu yansıtarak, ileriye dönük araştırma ve inovasyon için ilham verici bir ortam oluşturuyor.

Çin’in doğusundaki Hangzhou’da yer alan Ar-Ge Parkı, dünyanın önde gelen mobil iletişim cihazı üreticilerinden Huawei’ye geniş bir araştırma ve geliştirme alanı sağlıyor. Yeşillikler içinde bir su manzarasına entegre edilen 251.000 metrekarelik alan, şehrin kuzeybatısında konumlanıyor; ofisler, idari binalar ve 8.000 çalışan kapasiteli bir yemekhane içeriyor. Bilgi Parkı ile Peyzaj Parkı birleşerek uyumlu bir bütün oluşturuyor.

Yoğun yapılaşmış bir mahallede konumlanan kurumsal kampüs, geniş bir park olarak tasarlanıyor ve alçak katlı binalarla şekilleniyor; mimari ve peyzaj birbirine sıkı sıkıya entegre ediliyor. İnşaat aşamasında kazılan toprak, yüksekliği yedi metreye kadar ulaşan tepeler oluşturmak için kullanılıyor. Bu tepeler, geniş peyzajı vurgulayarak ziyaretçileri parkı keşfetmeye ve deneyimlemeye davet ediyor.

Peyzaj tasarımının merkezinde yer alan göl, duyuları harekete geçiriyor, ziyaretçileri yürüyüşe teşvik ediyor ve hoş bir mikro iklim yaratıyor. Aynı zamanda su yönetimi açısından da önemli bir rol oynuyor. Araç trafiğine kapalı olan bu alan, çevresinde uzanan bir ring yolu ile trafik bölgelerinden net bir şekilde ayrılıyor ve parkın huzurlu atmosferini koruyor.
Toplamda altı modüler yapı, araştırma tesisleri ve ofisleri barındıracak şekilde uzunlamasına uzanan göl kıyısına yerleştiriliyor. Dikdörtgen formlu binalar, organik topoğrafya ve yemyeşil doğal çevreyle kontrast oluşturuyor. Beş katlı yapılar, konumlandırılma biçimiyle sonsuzluk sembolü olan lemniskatı andırıyor: Her biri merkezi bir avluya sahip iki kare hacim, köşelerinden birleşerek bütünleşiyor.

Zemin kat, park ile avluları birbirine bağlayan geçiş yollarına açılıyor, böylece doğal bir peyzaj sürekliliği sağlanıyor. Avlular aynı zamanda bireysel departman girişlerine ev sahipliği yapıyor, kullanıcı deneyimini kolaylaştırıyor. Bu kompleks, iki daha küçük modül ile tamamlanıyor. İdari ve hizmet birimleri, güvenlik noktası ve kampüsün tam ortasında, göl kıyısında yer alan merkezi yemekhane bu modüller içinde yer alıyor. İki katlı yemekhaneye eklenen dar teraslar, alanı dış mekana genişleterek doğrudan göle erişim sağlıyor ve kesintisiz bir park manzarası sunuyor.

Bina modüllerinin cepheleri, işlevsel bir estetik anlayışı ve net bir yapı sergiliyor. Üç ana kat ve geri çekilmiş bir üst kat, açık zemin kat düzenini tamamlıyor. Ana katlarda, geniş pencereler ve anodize alüminyumdan yapılmış kapalı yüzeyler bulunuyor. Binayı çevreleyen, dışa doğru açılan güneş kırıcılar, hem estetik hem de işlevsel bir tasarım unsuru olarak cepheye entegre ediliyor.

Üst kat, güneş panelleriyle donatılmış bir çatı fotovoltaik sistemi içeriyor ve geri çekilmiş yapısı sayesinde yeşil çatı alanları için ekstra alan yaratıyor, böylece ek bir topoğrafya sağlıyor.