Gelecek Burada Başlıyor…

Yasemin Şener, Mimar

DNA Kod Animasyonu, Drew Berry, The Walter and Eliza Hall Institute of Medical Research. Fotoğraf: E.O.Wilson Biodiversity Foundation

Londra’daki Victoria & Albert Tasarım Müzesi bu baharda geleceği biçimlendirecek tasarımları mercek altına almayı planlıyor. 12 Mayıs’ta müze kapsamındaki The Sainsbury Gallery’de açılacak olan “The Future Starts Here” sergisi, teknolojinin ve tasarımın uç noktasındaki gelişmeleri bedenlerimiz, evlerimiz, kentlerimiz ve gezegenimiz üzerindeki bütün etkileriyle birlikte keşfe davet ediyor.

Victoria & Albert Tasarım Müzesi bu baharda ziyaretçilerini geleceğin günümüzdeki izlerini keşfe çağıracak. 12 Mayıs’ta müze bünyesindeki The Sainsbury Gallery’de açılacak olan “The Future Starts Here” (Gelecek Burada Başlıyor) sergisi, Chelsea Manning’in kendi DNA’sıyla yaptığı portrelerden akıllı telefonları çalıştırabilen şarj edilebilir tişörtlere, dünyanın ilk yerçekimsiz yazıcısı tarafından print edilen objelerden  bir kriz durumunda bitki türlerinin kaybolmasını önlemek için oluşturulan küresel tohum bankasına, bugüne kadar kamuoyu ile paylaşılmamış 100’den fazla obje aracılığıyla geleceğin bugünkü yansımalarını en güncel resmiyle ortaya koymayı ve bir dizi etik ve spekülatif soruyla karşıladığı ziyaretçileri kendi gündelik yaşamlarından seçimlerle yüzleştirmeyi planlıyor.

Rotterdam’da kamu inisiyatifiyle inşa edilen Luchtsingel yaya köprüsü. Fotoğraf: Ossip van Duivenbode.

Uluslararası araştırmaların desteği ve çeşitli kurumların, üniversitelerin ve danışmanların işbirliği ile hazırlanan sergi, yalnız Google ve Apple gibi büyük şirketlerin akıllı cihazlardan uydulara, yapay zekadan internet kültürüne çok çeşitli projelerini görmek için değil, çok daha küçük kuruluşlar ve bağımsız tasarımcılar tarafından ortaya konulan ürünleri ve alternatif gelecek senaryolarını gözlemleyerek bütünü daha iyi anlamak için de bir fırsat niteliğini taşıyacak.

Serginin en ilgi çekici ürünlerinden biri de Facebook’un dünyanın farklı yerlerindeki bağlantısız bölgeler arasında ekonomik ve sürdürülebilir bağlar kurma çabalarının bir parçası olarak halen geliştirmekte olduğu ve ilk kez kamuoyu ile bu sergide paylaşacağı güneş enerjisi ile çalışan yüksek irtifalı platform istasyonu (HAPS) projesi kapsamındaki Aquila uçağı olacak.

Jalila Essaidi’nin internetin geleceğini dünya çapında ağ ağaçları olarak hayal ettiği, uzak mesafelerle iletişim sağlayan “Yaşayan Ağ” projesinin de yer alacağı sergide ayrıca Miranda July, Stamen, Tellart, Marco Ferrari ve Kei Kreutler’in özel olarak hazırladıkları eserler de izlenebilecek.

Foster + Partners tasarımı Abu Dabi’deki 6 milyon m2’lik Masdar Kenti. Fotoğraf: Etienne Malapert.

İnsanlık ve Teknoloji Arasındaki Giderek Bulanıklaşan Çizgi

“The Future Starts Here” sergisi yaşamlarımızı çok farklı ölçeklerdeki değişimlerle etkileyen teknolojik gelişmeleri “Ev”, “Kamusal”, “Gezegen” ve “Yaşam Ötesi” olmak üzere dört ana tema çevresinde ele alıyor.

“Biz insan mıyız?” ve “Hepimiz birbirimize bağlıyız ama yalnız mı hissediyoruz?” sorularına odaklanan ilk bölüm, akıllı cihazların mahremiyet kavramlarını değiştirdiği ve sosyal medya yoluyla içinde yaşayanların hayatlarını paylaştığı birer yayın istasyonuna dönüştürdüğü domestik alanlara, yani evlere odaklanacak. Serginin ilk galerisindeki insanlık ve teknoloji arasındaki çizginin giderek bulanıklaşmasını sorgulayan projelerden biri de, güçlendirilmiş giysiler üreten Superflex’in tekstil sektöründeki yenilikleri robotik ve biyomekanik teknolojileriyle birleştirerek geliştirdiği “süper kostüm” projesi… Ünlü tasarımcı Yves Béhar işbirliği ile tasarlanan “süper kostüm” kullanıcılarının bir dizi ekstra kas setini her gün giyinip soyunabilmelerini sağlıyor.

Serginin “Kamusal” bölümünde ziyaretçiler, kolektif seçimler için geliştirilen yeni stratejilerin ve kamu servislerini iyileştirmek için ortaya atılan alternatif fikirlerin dünyasında demokrasinin hâlâ işler olup olamayacağını sorgulayacak. Rotterdam’da kamu inisiyatifiyle inşa edilen yaya köprüsü Luchtsingel’in ölçekli bir modelinin yerleştirileceği bu bölümde, Kolombiya’nın Bogota kenti eski belediye başkanı Antanas Mockus’a ait “Süper Vatandaş” elbisesi de yer alacak. Kentleri değiştirmek için vatandaşın gücüne inanan Mockus, vatandaşları kentin sorumluluğunu almaya teşvik eden politikalarıyla suç oranlarını ve trafik kazalarını %40 oranında düşürmeyi başarmıştı.

İklim değişikliği, dini hoşgörüsüzlük ve konut krizleri de dahil olmak üzere, kentsel alanların günümüzde karşılaştığı en büyük zorluklardan bazılarını önlemek için geliştirilmiş yöntemlere de eğilen sergide Foster + Partners’ın “dünyanın ilk sıfır karbon ve sıfır atık üreten kenti” olarak tasarladığı Abu Dabi’deki 6 milyon metrekarelik Masdar Kenti’nin modelinin yanısıra, kamusal alan ve sergiler üzerine odaklı çalışmaları ile tanınan Alman mimarlık ofisi Kuehn Malvezzi’nin Berlin’de tasarladığı, farklı inançlara sahip insanlar için hoşgörülü bir diyalog platformu olarak hayata geçirilen “House for One”ın maketleri bulunuyor.

Cesar Jung Harada’nın petrol sızıntılarını tespit eden ve temizleyen, insan sağlığına zararlı olmayan ve doğayı kirletmeyen tekne tasarımı “Protei”

Yaşam ve Ötesi

“The Future Starts Here” sergisinin “Gezegen” bölümü ise yeryüzündeki doğal kaynakların üzerinde artan yüke tepki olarak çözümler geliştiren tasarımcılara odaklanıyor. Tomás Saraceno’nun güneş enerjisiyle çalışan ve atmosferik verileri toplamak için açık kaynak teknikleri kullanan balon benzeri heykel projesi “Aerocene Explorer” gezegene verilen hasarın tasarım yoluyla geri alınıp alınamayacağını gözler önüne seriyor. Cesar Jung Harada’nın petrol sızıntılarını tespit eden ve temizleyen, insan sağlığına zararlı olmayan ve doğayı kirletmeyen tekne tasarımı “Protei” ise gemi işçilerinin sağlığını tehlikeye atan, çevre kirliliğine katkıda bulunan ve yakıtı çok pahalı olan güncel denizcilik yöntemlerine alternatif teşkil ediyor.

Serginin son bölümü olan “Yaşam Ötesi” ise doğal hayata ve medeniyete yönelik artan tehditlere karşı önlem niteliğindeki girişimleri konu alıyor. Bu bölümde, doğal ya da insan kaynaklı felaketlere karşı yeryüzündeki yaşamın devamlılığını sağlamak ve genetik çeşitliliği gelecek nesillere aktarmak için Norveç’in kuzeyindeki Spitsbergen Adası’nda inşa edilen Svalbard Küresel Tohum Deposu’nun mimari bir maketi de yer alıyor. Southampton Üniversitesi’nde geliştirilen harici 5D veri deposu da serginin “Yaşam Ötesi” bölümünde yer alacak çalışmalardan biri. İnsan türünün belki de yok olacağı milyarlarca yıl sonrasında okunabilir olması için tasarlanan küçük cam diskler, içlerinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Magna Carta gibi insanlık tarihinin en önemli belgelerini depoluyor.

“Radikal Aşk”, Chelsea Manning’in DNA portresi, Heather Dewey-Hagborg. Fotoğraf: Heather Dewey-Hagborg ve Fridman Gallery.

Dünya çapında yaklaşık 2.000 kişinin, gelecekte hayata yeniden döndürülmek üzere öldükten sonra sıvı azot içinde saklanmak için bir yaşam uzatma hizmeti satın aldığını düşününce, “Future Starts Here” sergisinin gelecekte bilim adamlarının geliştirebileceği yöntemlerle ölümsüzlüğün mümkün olması olasılığına karşı bugünden alınan önlemlere yer vermiş olması hiç de şaşırtıcı değil. Alcor Yaşam Uzatma Vakfı’na kaydolan kişilere verilen Cryonics Uyarı Bileziği ve Taryn Simon’un Michigan’daki Cryonics Enstitüsü’nde çektiği çarpıcı fotoğrafların da yer alacağı sergi, ziyaretçilere insanoğlunun ölümsüzlük arayışlarının geleceği nasıl biçimlendireceğini sorgulatmayı hedefliyor.

12 Mayıs’ta kapılarını açacak olan “Future Starts Here” sergisi V&A Müzesi bünyesindeki The Sainsbury Gallery’de 4 Kasım 2018’e kadar izlenebilir.

Tomás Saraceno’nun güneş enerjisiyle çalışan ve atmosferik verileri toplamak için açık kaynak teknikleri kullanan balon benzeri heykel projesi “Aerocene Explorer”