1930-1945 Yılları Arasında İstanbul’da İnşa Edilen Bazı Kira Evleri
Oya Şenyurt, Prof. Dr.
Bilindiği gibi apartman çok sayıda daireyi içeren, birden fazla aile için yapılmış, çok katlı konutlardır. 1930-1945 yılları arasında Türkiye’de “apartman” terimi sıkça “kira evi” olarak kullanılmıştır. Bu dönemdeki yaygın düşünceye göre kira evi her katın bir apartman olarak adlandırıldığı bölümlerden oluşan ve kiraya verilen bir yapıdır. Söz konusu bakış açısına paralel olarak aynı dönemlerdeki meslek yayınlarında, gelir getirme işlevi ön planda tutulan apartmanların “kira evi” olarak tanımlandığı görülür. Söz konusu tarih aralığında apartman teriminin 1965 yılında yürürlüğe giren kat mülkiyeti kanunundan sonraki anlamından çok farklı bir anlam taşıdığı düşünülmektedir. 1965 yılında çıkartılan kat mülkiyeti kanunundan önce kent içinde herhangi bir arsa üzerine inşa edilen kira evlerinin mülkiyeti tek kişiye aittir. Dolayısıyla mülkiyet birkaç kişi arasında bölüşülememektedir. Bu sebeple “kira evi” terimi, tek bir sahibi olan ve onun da gelir elde etmek için çeşitli ünitelerini kiraya verdiği çok üniteli bir binaya karşılık gelmektedir (Bozdoğan, 2020: 266).
Bu çalışma, 1930-1945 yılları arasında Arkitekt dergisinde yer alan ve İstanbul’da inşa edilen 16 kira evini mekan organizasyonu ve tasarım sorunları bağlamında ele almayı hedeflemiştir. Çalışmada kira evlerinde yer alan mekanların tasarımlarına ilişkin analiz ve kira evlerinin tasarımını yapan mimarların dile getirdiği tasarım sorunları genel hatlarıyla değerlendirilmiştir.
İstanbul’daki Kira Evlerinde Mekan Organizasyonu
Bina çekirdeğinin düzenlenişi
İstanbul’da kira evlerinde katlar arası sirkülasyonu sağlayan merdivenler elips, daire veya dikdörtgen biçimdeki geometrik formlara sahiptir. Asım Mutlu’nun tasarladığı Göksun Kira Evi’nde (Mutlu, 1940) ise merdiven açılı bir merdiven evi içinde yer almaktadır. Merdivenlerin bir kısmı dikdörtgen formdaki kat planlarının uzun kenarına bitişik (Sayar, 1936; Denktaş 1936; Abidin ve Salâh, 1934; Sayar, 1940; Sayar, 1940; Mutlu, 1940) bir kısmı ise ortada (Lügal, 1937; Arkan, 1939; Asal, 1940; Sayar, 1941; Uzman, 1943; Sayar, 1936; Mortaş, 1935; Hakkı, 1934) çözümlenmiştir. Gerek ortada gerekse bir kenara bitişik olarak tasarlansın her iki türdeki plan çözümlemelerinde merdivenlerin aydınlıktan ışık alması sağlanmıştır. Kimi zaman kira evlerinde biri servis merdiveni olmak üzere iki merdiven bulunmaktadır ve tüm merdivenler aydınlıktan faydalanmaktadır (Asal,1940).
Aydınlık tasarımları kira evleri projelerinde mimarların özellikle dikkat çektiği konulardan biridir. Şinasi Lügal, Binbirdirek’te inşa edilen Fırat Kira Evi için projenin düzenlenmesi sırasında servis ve apartman aydınlıklarının ayrılmasına önem verildiğini vurgulamıştır. Bu sebeple Binbirdirek’te inşa edilen Fırat Kira Evi’nde üç aydınlık yapılarak yandakilerin servis kısımlarına, ortadakinin ise dairelere ışık sağlaması amaçlanmıştır (Lügal, 1937).
İncelemesi yapılan 16 kira evi planından sadece üçünde merdiven sahanlığına açılan asansör bulunmaktadır. Nazif Asal’ın 1940 yılında inşa ettiği Teşvikiye’deki kira evi, Zeki Sayar’ın inşa ettiği Demirağ Kira Evi (Sayar, 1940) ve Adil Denktaş’ın Ayazpaşa’da inşa ettiği kira evi (Denktaş, 1936), asansörü olan kira evleri içinde sayılabilmektedir.
Salon ve Odalar
Kira evlerinde salonlar iki ana biçimde tasarlanmıştır. Bunlardan biri “L” biçiminde iç içe açılan odalardan oluşmaktadır (Mutlu, 1940; Arkan, 1939; Denktaş, 1936; Sayar, 1936; Hakkı, 1934) (Şekil 1). Emin Necip Uzman’ın Şişli’de inşa ettiği kira evinde ön cepheye bakan salon ve yemek odası “L” formundadır (Uzman, 1943). Teşvikiye’de yeni açılmakta olduğu belirtilen Emlâk Caddesi üzerinde Sayar tarafından tasarlanan kira evinde de salonun bütünü birbirine açılan odalardan oluşmakta ve “L” biçimindedir. Sokak cephesinin yeşil saha olarak tanzim edilecek olan Dolmabahçe vadisine baktığı öne sürülerek çalışma odası, salon ve yemek odası ile geniş holün bu cepheye yerleştirildiği belirtilmektedir (Sayar, 1940).
Mimar Abidin tarafından inşa edilen Maçka’daki İskeçe Apartmanı’nda salonun içinde diğer tasarımlardan farklı olarak “fümuar” adı verilen bir mekan tasarlanmıştır. “L” biçiminde bir salona sahip olan dairelerde salonun bir kısmı oturma odası, bir kısmı yemek odası bir kısmı da “fümuar” olarak kullanılmaktadır (Şekil 2) (Mimar Abidin, 1934). Avrupai yaşam tarzının simgesi olan odalara geçiş, kuşkusuz “fumoir” ve “budvar” gibi ara mekanları ortaya çıkarmıştır. Fumoir, alafranga sofra adabının bir devamı olarak, sofradan kalktıktan sonra erkeklerin sigara içmek için çekildikleri oda olarak tanımlanır (Şenyurt, 2018: 231).
Kira evlerinde yer alan salon biçimlenmesine diğer örnek ise birbirine açılan odalardan oluşan dikdörtgen plandır (Lügal, 1937; Mortaş, 1935; Abidin ve Salâh, 1934). Kadıköy Bahariye Caddesi’ndeki kira evinde salon dikdörtgendir. Salonun bir bölümünün cepheden geri çekilmesi ile bir küçük balkon oluşturulmuştur. Bu yapıda Osmanlı dönemindeki konut geleneğinin yaşatıldığı ve “sandık odası” olarak anılan bir odanın tasarlandığı görülmektedir (Sayar, 1941).
Kadıköy’de Mühürdar ve Moda Caddelerini bağlayan köşe başında inşa edilen kira evinde birbirine geçen odalardan oluşan salon dikdörtgendir. Bu dairede de salondan bir bölümün cephede geri çekilmesi ile çıkmanın yanında balkon oluşturulmuştur. Dairede yatak odaları dışında kiler bulunmaktadır (Sayar, 1940). Nazif Asal’ın inşa ettiği Teşvikiye’den Maçka’ya giden cadde üzerinde bulunan kira evinde de salon dikdörtgendir. Diğer kira evleri örneklerinde de görüldüğü gibi salondaki küçük bir geri çekilme balkonun oluşmasına olanak sağlamıştır (Asal, 1940).
Diğer taraftan sıra dışı olarak gösterilebilecek bir örnek Zeki Sayar’ın tasarladığı Kadıköy Bahariye Caddesi üzerindeki İkbal Kira Evi’nin salonudur. Bu örnekte salon arsanın biçimine bağlı olarak birbirine açılan iki odadan oluşan yamuk biçimindedir (Sayar, 1936).
Mutfak-Ofis
Kira evlerinin planlarında yemek odasının mutfakla doğrudan bağlantı kurduğu örnekler bulunmaktadır (Uzman, 1943). Mutfak kimi zaman yemek odası ile koridor ve hol bağlantısıyla ilişkilendirilmiştir (Mutlu, 1940). Bunun dışında çoğu örnekte mutfak, ofis ve yemek odası yan yana tasarlanarak mutfak ile yemek odasının bağlantısı ofis aracılığıyla çözümlenmiştir (Sayar, 1941; Sayar, 1940; Lügal, 1937; Sayar, 1936; Denktaş, 1936). Kimi örneklerde de ofis yemek odası ile bir hol ya da antre aracılığı ile bağlantılıdır (Sayar, 1940; Arkan, 1939). Ofis yemeğin servise hazırlandığı ara birim olarak hizmet etmiş olmalıdır. Zeki Sayar’ın Taksim’deki Cilli Kira Evi ve Şinasi Lügal’in Fırat Kira Evi’nde gelen yiyeceklerin mutfağa ulaştırılması için daire kapısının dışında ayrı bir servis kapısı düşünülmüştür (Sayar, 1936; Lügal, 1937). Kadıköy’deki Avniye Hf. Kira Evi ve Mimar Abidin’in Maçka’daki İskeçe Apartmanı gibi bazı örneklerde bu servis kapısı doğrudan mutfağa açılmaktadır (Abidin ve Salah, 1934; Mimar Abidin, 1934). Sedat Hakkı’nın Maçka’daki Bayan Firdevs Evi’nin planında yan yana tasarlanan mutfak, ofis ikilisinin yanına kiler de eklenmiştir (Hakkı, 1934) (Şekil 3).
Teşvikiye’deki kira evi örneğinde olduğu gibi bazı yapılarda mutfak ile ilişkili bir servis merdiveni bulunmaktadır (Asal, 1940). Adil Denktaş’ın tasarladığı Ayazpaşa’daki kira evinde de apartmanın servis merdiveni mutfakla ilişkilidir (Denktaş, 1936).
Diğer hizmet birimleri
Varlıklı ailelerin kalabileceği bazı kira evlerinde hizmetçi odası tasarlanmıştır (Sayar, 1941; Mutlu, 1940; Hakkı, 1934; Mimar Abidin, 1934). Zeki Sayar’ın Maçka’daki Demir ağ Kira Evi’nde hizmetçi odası ve ayrıca hizmetçiye ait bir tuvalet düzenlenmiştir (Sayar, 1940). Adil Denktaş’ın Ayazpaşa’da tasarladığı kira evinde bodrumda çamaşırlık ve çatı katında hizmetçi odaları bulunmaktadır. Ayrıca dairelerde ütü odası da yer almaktadır (Denktaş, 1936). Abidin Mortaş’ın tasarladığı Fatih’teki kira evinde çamaşırlık ve kurutma için çatı katında kapalı bir teras düzenlenmiştir (Mortaş, 1935).
Cepheler
İstanbul’daki kira evlerinde ön cephedeki geniş veya dar çıkmaların karakteristik bir özellik sergilediği söylenebilir. Ön cephenin önemli bir kısmında çıkmaların hakim olduğu örneklerde (Asal 1940; Sayar, 1940; Lügal, 1937; Mortaş, 1935; Hakkı 1934) cephede yer alan düşey (Asal 1940) ya da yatay bantlar (Arkan, 1939) söz konusu çıkmaların etkisini güçlendirmiştir. Cephe boyunca dar çıkmalarla aynı hizada yer alan ve bazen çıkmanın iki yanında bazen de tek tarafında bulunan balkonlar tasarlanmıştır (Resim 1) (Sayar, 1941; Abidin ve Salah, 1934; Mimar Abidin, 1934). Çıkmalar dışında cephe tasarımına hâkim olan diğer unsur kimi zaman cephe boyunca kimi zaman da yapıyı “L” biçiminde saran geniş balkonlardır (Resim 2) (Sayar, 1940).
Apartman kapılarının üstündeki daire biçimindeki pencereler (Lügal, 1937; Mimar Abidin, 1934) dönemin özellikleri arasında sayılabilir. Adil Denktaş’ın Ayazpaşa’daki kira evinde ise bu motif, katlar boyunca tekrar etmektedir. Bu yapının köşesi ve pencere köşeleri de eğrisel biçimde dönmektedir (Denktaş, 1936 ve Hakkı, 1934). Cepheden dairesel çıkma yapan örnekler de yer almaktadır (Mortaş, 1936). Söz konusu apartmanlar yuvarlak köşeleri, balkonları ve dairesel pencereleri ile modern mimarinin önemli özelliklerini sergiler (Resim 3).
“Kira Evleri” Tasarımında Mimarlar Tarafından Dile Getirilen Sorunlar
Erken Cumhuriyet döneminde apartmanlara ilişkin egemen anlayış, gerek kamuoyunda, gerekse meslek çevrelerinde olumsuzdur. İstanbul’da apartman inşaatına yol açan etkenlerin tamahkârlık, kar güdüsü ve arazi spekülasyonu olduğu düşünülmektedir (Bozdoğan, 2020: 272). Apartmanların egemen konut türünü oluşturması, toplumda yerleşik bir konut yaşam biçimi tercihi nedeni ile değil, nesnel koşulların (sermaye azlığı, altyapıya sahip arsa yoklukları vb.) zorlaması sonucudur. Öyle ki, 1930’lu ve 1940’1ı yıllarda toplumsal değer yargıları yanı sıra, mesleki ideoloji ve resmi söylem de bu yapı türünün karşısındadır (Balamir, 1994: 29). Emin Necip Uzman, apartman inşasının mimar için endişe ile karşılanan bir konu olduğunu ifade eder. E. N. Uzman, bir yandan belediye nizamlarının arsa boyutları ve ifrazları ile olan aykırılıklarını, diğer yandan binanın gelir kabiliyetinin korunması ve arttırılması sorumluluğunu üstlenen mimarın içinde bulunduğu güç durumu dile getirmiştir. Şu veya bu stilde çalışmanın kimi zaman mimarın övülmesine kim zaman da yerilmesine neden olduğunu anlatan Emin Necip Uzman’ın ifadelerinden, kira evlerinin nasıl bir mimari tarzda inşa edileceğine ilişkin mimarların kafa karışıklığı içinde olduğu anlaşılmaktadır (Uzman, 1943). Sedat Hakkı, Bayan Firdevs Evi’nin dış görünüşünde “Türk sivil mimarî tesiri temin edildiğini” (Hakkı, 1934) ifade eder, ancak sonuç cephelerinde bant pencerelerin ve yuvarlak köşelerin olduğu kübik tasarımda bir yapıdır (Resim 4).
Zeki Sayar, Maçka’daki Demir Ağ Kira Evi’ni (Resim 5) anlatırken ülkedeki arsa ifrazlarının çağdaş şehircilik kurallarına uygun olmayan biçimde bitişik olduğundan şikayet etmiştir. Yapıların sokağa bakan cephelerinin dar olmasının mal sahiplerinin bina hakkındaki taleplerini sağlamak isteyen mimarı zor duruma soktuğunu vurgular. Demir Ağ Kira Evi gibi 70 – 80 bin liralık bir binanın kurulacağı arsanın vaziyetinin iki tarafının sağır ve derinliğine olmaması gerektiğini belirten Sayar, söz konusu maliyetle dört tarafı açık bir alanda böyle bir yapının inşa edilmesi gerektiğini öne sürmüştür (Sayar, 1940).
Mimarların dile getirdiği diğer sorun planların arsa ifrazlarının doğurduğu zorunluluklara bağlı olarak yapılmasıdır. İstanbul’da sokakları çevreleyen arsaların uzun yıllardan beri dar cepheli ve gereğinden fazla derin olduğundan şikâyet edilmiştir. Zeki Sayar, Bahariye Caddesi’nde inşa ettiği kira evi için binanın derinliğinin çok fazla olduğunu dile getirmiştir. Güneş ışığını kaybetmesi endişesi ile kira evinin daha önce yanında inşa edilen aynı derinlikteki diğer apartmandan geride yapılmadığı anlaşılmaktadır. Sokakların genişliğine bağlı olarak kat adetlerini ve yüksekliklerini belirleyen İstanbul Belediyesi’nin bina bloklarının azami derinliklerini sınırlamamış olması nedeniyle binaların arka cephelerinin girintili, çıkıntılı bir hal alması ve kimi zaman yanındaki binaya uymak zorunluluğundan alan kaybedilmesi mimarların şikâyet ettiği konular arasındadır (Sayar, 1941).
Kira evlerinin ev sahipleri için inşa ediliyor olması nedeniyle oldukça büyük ve çok odalı daireler ortaya çıkmıştır. Zeki Sayar, Kadıköy’de Mühürdar ile Moda Caddesi’ni bağlayan köşe başındaki kira evi için dairelerin sahası geniş, oda adedi fazla bulunduğundan binanın maliyetine göre rantabilitesinin düşük olduğundan söz etmiştir. Sayar’a göre, aynı saha üzerine her katta çift daire olmak üzere sekiz daire inşa edilmiş olsaydı gelirin arttırılması mümkün olabilirdi (Sayar, 1940). Sayar’ın ifadelerinden kira evlerindeki katların lüks konut sınıfına dahil edilen kirası yüksek dairelerden oluştuğu düşünülebilir. Söz gelimi, Demir Ağ Kira Evi aynı zamanda mal sahibinin ikameti için yapıldığından her daire yaklaşık 310 metrekaredir. Ancak İstanbul’da bazı semtlerde büyük daireli apartmanlara ihtiyaç olduğu da vurgulanmıştır. Zeki Sayar, Maçka’daki Demir Ağ Kira Evi’ni anlatırken Maçka civarında büyük daireli apartmanlara gereksinim duyulduğunu dile getirmiştir (Sayar, 1940) (Resim 5).
Arkitekt dergisindeki kira evlerine ilişkin yazılmış makalelerde söz konusu kira evlerinin kullanıcıları hakkında da fikir sahibi olmak mümkündür. Seyfi Arkan Ayazpaşa’daki kira evi için genel olarak bu kira evinin zengin ve konfor arayan aileler için düşünüldüğünü içeride ve dışarıda rahatlığın olduğunu ifade etmiştir (Arkan, 1939). Abidin Mortaş ise Fatih’te inşa ettiği kira evinin en ekonomik şartlar altında orta halli aileler için yapıldığını belirtir (Mortaş, 1935). Mühendis Ekrem Hakkı, Fındıklı’daki kira evi için üç oda, bir mutfak ve bir banyodan ibaret olan kira evinin arka cephelerinde birer balkonu olduğundan söz ederek, geniş antre ve deniz manzarası ile bulunduğu semtte iyi kira getirecek özelliklere sahip olduğunu belirtir (Hakkı, 1934). Yapıyı ekonomik biçimde ortaya çıkarmak (Mimar Abidin, 1934) ancak iyi kira getirisi sağlamak mimarın göz önünde bulundurması gereken noktalardır. Kuşkusuz tüm şartlara haiz iyi bir tasarımın ortaya çıkması için mimarın mal sahibi ile iyi bir diyalog kurması önemlidir. Adil Denktaş, Ayazpaşa’daki kira evi inşaatı sırasında mal sahibinin binanın en ufak detayına kadar mimarın fikrini almadan hareket etmediğini dile getirir (Denktaş, 1936) (Resim 6).
Cephelerin dar olması plan çözümlerinde karşılaşılan zorluklardan biridir. Odalara ve salonlara verilecek yeterli boyut için cephe dar olduğunda mimarların planı hazırlarken bazı çözümler bulmağa gayret ettiği anlaşılmaktadır. Kira evinin antresinin çift yapılması ve asansör yuvasının ortaya sıkıştırılması bu çözümlerden bazılarıdır. Nazif Asal, Teşvikiye’de inşa ettiği bir kira evinin plan düzeninin İstanbul’da inşa edilen diğer kira evleri gibi olduğundan söz eder. Mimarın sözlerinden kira evleri planları hakkında genelleme yapılacak kadar benzerliklerin olduğu sonucu çıkarsanabilir (Asal, 1940). Nazif Asal, bu yapının cephesini düşey hatlarla (plastır) bölerek mimari etki vermeyi amaçlamıştır (Resim 7) (Asal, 1940). Mimar binanın cephesinde diğer kira evlerinden ayrı karakter yaratıldığına dikkat çekerken kira evlerinin planları gibi cephelerde de ortak yönlerin olduğu düşüncesine işaret etmiştir.
Zeki Sayar, “Cili” Kira Evi (Taksim) için binanın tali bir sokak üzerinde, manzara ve vaziyet bakımından da uygun bir yerde oluşu nedeniyle planın “basma kalıp apartıman tiplerinden” farklı olabilmesine olanak verdiğinden söz etmiştir (Sayar, 1936). Sayar’ın “basma kalıp apartıman” ifadesine dikkat edilecek olursa apartman cephelerinin birbirlerine benzediği sonucuna varılabilir. Mimarlar bu benzerliklerden kaçınabilmek için çeşitli yollar aramıştır (Sayar, 1940).
Kira evlerinin cephelerinin birbirine benzemesinde mimar olmayanların da sektörün içinde faaliyet göstermesinin rolü olmalıdır. Kira evlerini inşa eden dönemin ünlü mimarlarının yanı sıra mimar olmayan kişiler tarafından da kira evlerinin inşa edildiği anlaşılmaktadır (Arkan, 1939). Mimar olmayanların yapı inşa etmesi, imar kanunları, kira evlerinin plan ve cephelerinin birbirlerine benzerliği temel şikayet sebeplerini oluşturmaktadır.
Sonuçlar
Kira evlerinin salon ve yemek odaları ön cephede, yatak odaları arka cephede tasarlanmıştır. Planlarda salon ve yemek odası “L” veya dikdörtgen formda oluşturulurken, mutfak-ofis ve yemek odası ilişkisi her planda dikkat çekmektedir. Cephelerde çıkmalar, balkonlar ve eğrisel köşe bitişler karakteristiktir. Kira evleri dönemin modern mimarlık ürünleri içinde değerlendirilmektedir. Bununla birlikte mimarlar arasında kira evlerinin hangi üslupta inşa edileceğine ilişkin bir arayış olduğu görülmektedir. Mimar olmayanların da kira evleri inşa ettiği ve birbirine benzeyen plan ve cephe düzenlerinin, mimarların farklı tasarım yaklaşımları geliştirmesinde rol oynadığı söylenebilir.
Mal sahipleri ile işbirliği içinde yapılan kira evlerinin istenen sonucu ortaya çıkardığı dikkat çeken bir noktadır. Arsa ifrazları, dar cepheler ve bina derinliklerinin mimarlar tarafından tasarım sorunlarına yol açtığı dile getirilmiştir. Hem zengin sınıfa hem de dar gelirlilere hitap eden kira evleri inşa edilmiştir. Yapıyı ekonomik biçimde inşa etmek ve mal sahibine iyi bir kira geliri sağlamak mimardan beklentilerdir.
Kaynaklar
- Abidin ve Salâh, Zeki; “Avniye Hf. Kira Evi”, Arkitekt, 1934: 229-230.
- Arkan, Seyfi; Kira Evi (Ayazpaşa), Arkitekt, 1939: 129-140.
- Arkan, Seyfi; Taksimde Bir Kira Evi, Arkitekt, 1939: 101-103.
- Asal, Nazif; “Bir Kira Evi” (Teşvikiye), Arkitekt, 1940: 245-246.
- Balamir, Murat; “Kira Evi’nden ‘Kat Evlerine Apartmanlaşma: Bir Zihniyet Dönüşümü Tarihçesinden Kesitler”, Mimarlık Dergisi 1994/11, S. 260, Ankara: 29-33.
- Bozdoğan, Sibel; Modernizm ve Ulusun İnşaası: Erken Cumhuriyet Türkiyesi’nde Mimari Kültür, 5. B., Metis, İstanbul 2020.
- Denktaş, Adil; Kira Evi (Ayazpaşa), Arkitekt, 1936: 133-138.
- Hakkı, Sedat; Bayan Firdevs Evi (Maçka), Arkitekt, 1934: 331-334.
- Hakkı, Ekrem; Bir Kira Evi (Fındıklı), Arkitekt, 1934: 303-304.
- Lügal, Şinasi; Fırat Kira Evi, Arkitekt, 1937: 177-179.
- Mimar Abidin; İskeçe Apartmanı (Maçka), Arkitekt, 1934: 1-5.
- Mortaş, Abidin; Kira Evi (Fatih), Arkitekt, 1935: 141-144.
- Mutlu, Asım; “Göksun Kira Evi”, Arkitekt, 1940: 6-7.
- Sayar, Zeki; “Cili” Kira Evi (Taksim), Arkitekt, 1936: 1-8.
- Sayar, Zeki, Demir Ağ Kira Evi (Maçka), Arkitekt, 1940: 1-5.
- Sayar, Zeki; “Bir Kira Evi”, Arkitekt, 1940: 241-244.
- Sayar, Zeki; “Bir Kira Evi”, Arkitekt, 1941:57-58.
- Sayar, Zeki; İkbal Kira Evi (Kadıköy), Arkitekt, 1936: 297-300.
- Şenyurt, Oya; Osmanlı’da Mimari Mekân ve Yaşam: Zamanın Mekânları Mekânın Zamanları, Doğu Kitabevi, İstanbul 2018.
- Uzman, Emin Necip; “Şişli’de Bir Kira Evi”, Arkitekt, 1943: 99-102.