Toprak Malzemenin Bugünü

Toprak esaslı yapı malzemelerinin, mimarlığın tarihinde olduğu gibi geleceğinde de önemli rol oynayacağı inancıyla, toprak esaslı malzemeler kullanılarak üretilen ve farklı bölgelerde yer alan 7 modern mimari tasarımı mercek altına aldık.

Derleyen: Baran Gülsün, Mimar

İklim krizinin yıkıcı sonuçlarına paralel olarak, sürdürülebilir bir dünyanın önemi her geçen gün daha net anlaşılırken mevcut tablonun büyük bir paydaşı olan yapı sektörü alternatif çözümler aramaya devam ediyor. Bu doğrultudaki çalışmaların önemli bir bölümü, karbon emisyonu düşük geleneksel yapı malzemelerini günümüz şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek hale getirmeyi kapsıyor.

Bu bağlamda pek çok araştırmanın konusu olan kerpiç, insanlık tarihinin en eski yapı malzemelerinden biri. Basitçe toprak, saman ve suyun karıştırılması ve oluşan karışımın güneşte kurutulmasıyla elde edilen malzeme; gözenekli yapısı sayesinde nefes alma, yüksek ısı yalıtım performansı, yaşam döngüsü boyunca doğal çevreye uyum, düşük maliyet ve kolay üretim gibi pek çok avantaja sahip olsa da malzemenin basınç dayanımının düşük, neme duyarlılığının yüksek olması ve sık bakım gerektirmesi kullanımını kısıtlıyor.

Tüm bu kısıtlara rağmen, dar sokaklarıyla “çöl incisi” Gadames’in çamur, kireç ve palmiye gövdelerinden oluşan evleri tarihe meydan okurken, 200 yıl önceye tarihlenen konik kubbeli Harran evleri önemli bir turistik destinasyon olarak ilgi çekiyor. 1982’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Şibam’ın 5-11 katlı kerpiç binaları 7.000 kişiye yuva olmaya devam ederken, Djenne halkı tarihi kerpiç camide ibadet etmeyi, gölgesinde dinlenmeyi ve pazar kurmayı sürdürüyor. 

Kerpiç, günümüzde modern teknikler ve malzemeler karşısında geri planda kalmış olsa da, bu ikonik örneklerin yanı sıra, önemli bir yapı stokunu da temsil ediyor. Dünya nüfusunun azımsanamayacak bir kısmı kerpiç evlerde yaşamaya devam ediyor ve her yıl farklı coğrafyalarda binlerce kerpiç yapı üretiliyor.

İki yıl önce kaybettiğimiz ve kerpiç üzerine yoğun bir mesai harcamış olan yüksek mimar, mühendis, ozan ve yazar Cengiz Bektaş ise mimarların kerpiç malzemeyi tanımalarının önemini şu sözlerle vurguluyordu: “Türkiyeli mimarın kerpiç üzerine bilgi, beceri edinmiş olması öyle “merak”tan, “araştırma isteğinden” falan değil; insanlarımızın en az yüzde 25’ine yardım edebilmek için bir sorumluluk. Daha da açıkçası zorunluluk” (1).

Öte yandan, kerpiç uygulamalarında kalifiye iş gücüne bağımlılığının diğer yapı malzemelerine kıyasla daha az olması, son dönemde mimarlık gündeminde sağlam bir yer edinen katılımcı mimarlık pratikleri açısından önemli bir potansiyel teşkil ediyor.

Toprak esaslı yapı malzemelerinin, mimarlığın tarihinde olduğu gibi geleceğinde de önemli rol oynayacağı inancıyla, bu ayki Dosya sayfalarında, toprak esaslı malzemeler kullanılarak üretilen ve farklı bölgelerde yer alan 7 modern yapı tasarımına yer verdik.

Not
1. http://www.yapi.com.tr/haberler/kerpicle-cagdas-mimarlik_61066.html

The Great Wall of WA
Perth, Avustralya

Mimari Tasarım: Luigi Rosselli Architects
Tamamlanma Tarihi: 2016
Fotoğraflar: Edward Birch

Batı Avustralya eyaletinin başkenti Perth yakınlarında yer alan ve Luigi Rosselli Architects tarafından tasarlanan The Great Wall of WA, Avustralya’nın ve Güney Yarımküre’nin en uzun (230 metre) sıkıştırılmış toprak duvarına sahip. Mevsimlik işçiler için kısa süreli konaklama sağlayan on iki birimden oluşan yapının 45 cm kalınlığındaki duvarı, bir kumulun kenarı boyunca kıvrılıyor. Bu cephe ve çatıyı oluşturan kum tepesi, subtropikal iklime sahip bölgede konaklayan kullanıcılar için yüksek bir termal konfor sağlıyor. 

Sıkıştırılmış toprak duvar, bölgede yer alan demir açısından zengin, kumlu kil, yakındaki nehirden elde edilen çakıl ve alandaki sondaj kuyusundan elde edilen su ile üretilmiş. 

Double House
Yunnan, Çin

Mimari Tasarım: TAG Architects Group
Tamamlanma Tarihi: 2019
Fotoğraflar: TAG Architects Group

TAG Architects Group tasarımı Double House, Çin’in Yunnan eyaletinde, geleneksel konutların turizm faaliyetleri sebebiyle yerini beton binalara bıraktığı Puzhehei Köyü’nde yer alıyor. 

Bina, farklı gereksinim ve kullanımlara göre iki farklı bölüm olarak kurgulanmış. Yerel malzemeler kullanılarak inşa edilen ve göl manzarası sunan 14 odalı konaklama bölümü, geleneksel bir mimari deneyim sunarken resepsiyon, mutfak, rekreasyon ve servis mekanları gibi ortak kullanım alanları modern stile sahip. Böylelikle, tasarım ekibi, modern ve geleneksel arasında dengeli ve yaratıcı bir ilişki kurmayı hedeflemiş. 

Kerpiç tuğlalar yerel ustalar tarafından geleneksel yöntemlerle üretilmiş ve çelik köşebentlerle birlikte cephede kullanılmış. Güneş ışığı altında çarpıcı görsel etki yaratan, kerpiç tuğlaya benzer renkte bir sıvaya da tasarımda yer verilmiş. İç mekan ve doğa arasındaki sınırı bulanıklaştırmak hedefiyle, lobi ve restoran arasında iki avlu konumlandırılmış.

Majara Konutları
Hürmüz,  İran

Mimari Tasarım: ZAV Architects
Tamamlanma Tarihi: 2020
Fotoğraflar: Tahmineh Monzavi, Soroush Majidi, Payman Barkhordari

İran’ın güneyinde, Basra Körfezi’nde yer alan Hürmüz Adası, olağanüstü renkli ve sıra dışı manzaralara sahip tarihi bir bölge olmasına rağmen, turistik ve önemli jeopolitik konuma sahip adanın yerli halkı, birtakım sosyal ve ekonomik sorunlarla yüzleşiyor.

Adadaki toplumsal yaşamı güçlendirmek hedefiyle hayata geçirilen “Presence in Hormuz” projesi kapsamında görev alan ZAV Architects, yerel halk ile ziyaretçileri hem kültürel hem de ekonomik anlamda birbirine bağlayan Majara (Macera) isimli, çok amaçlı, kültürel bir konut projesi üretmiş.

“Presence in Hormuz” projesi ile yerel halkın adada bir girişime katılımını teşvik etmek ve bir mimari nesneden ziyade güven inşa etmek hedeflenmiş.

Hürmüz adasının farklı renkteki toprak, kum, çakıl ve taşlardan oluşan topoğrafyasına referans veren yerleşim, Nader Khalili’nin yenilikçi ve basit tekniği superadobe ile sıkıştırılmış toprak ve kum kullanılarak inşa edilmiş çok sayıda küçük ölçekli kubbeden oluşuyor. 

Sanbaopeng Sanat Müzesi
Sanbao, Çin


Mimari Tasarım: DL Atelier
Tamamlanma Tarihi: 2017
Fotoğraflar: Sun Haiting

DL Atelier tasarımı Sanbaopeng Sanat Müzesi, pitoresk manzaralar sunan Sanbao köyünde, Çin’in porselen başkenti Jingdezhen’in merkezine yakın bir konumda yer alıyor.  Porselen sanatı geleneğini miras kabul eden bu bölgede porselen odaklı dinamik bir merkez geliştiriliyor ve porselen sanatçılarının eserlerini sergileyebileceği özel mekanlar hayat buluyor.

Sergi alanını ve atmosferi şekillendirmede önemli bir unsur olarak ele alınan duvarlarda, şiirsel bir his vermek hedefiyle, Sanbao köyünün hafif kırmızı renkteki benzersiz toprağı kullanılmış. Ana galeri, sıkıştırılmış topraktan üretilmiş 4 metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili şeffaf bir alan. Bu kesintisiz duvarlar, aynı zamanda çevredeki yapılara referans veriyor. 

Müze farklı mekansal deneyimlere olanak tanıyor. Farklı seçenekler, porselen tasarımcılarıyla eserleri arasındaki ilişkiyi açığa çıkaran çeşitli atmosferler sunuyor. 

Morelia Kültür Merkezi
Morelia, Meksika

Mimari Tasarım: Iván Marín ve Doho constructivo
Tamamlanma Tarihi: 2018
Fotoğraflar: Jose Carlos Macouzet / Eduardo Armenta

Iván Marín ve Doho constructivo iş birliğiyle tasarlanan Morelia Kültür Merkezi, eski kütüphane binasının malzemelerinin geri dönüştürülmesiyle üretilmiş. Eski yapının malzeme analizi sonucunda kültür merkezi binasında sadece, bölgede sık kullanılan kerpiç tercih edilmiş.

Çevre yapılar ve yollar tarafından sınırlanan bir arsada yer alan yapıya doğal ışık almak, tasarımın öncelikli hedeflerinden biri olmuş. Bunun için, kerpiç tuğlalar aralarında boşluk oluşturacak şekilde dizilerek doğal bir güneş filtresi haline getirilmiş.

Morelia Kültür Merkezi’nde okuma, yoga ve müzik etkinlikleri için çok amaçlı bir salona ek olarak iki adet plastik sanatlar odası yer alıyor.

Temel didaktik unsur rolündeki, sade bir form ve sınırlı bir malzeme paletiyle yaratılan mimari, bu eğitim kompleksinin tetikleyici unsuru olarak hizmet ediyor.

Yves Saint Laurent Müzesi
Marakeş, Fas

Mimari Tasarım: Studio KO
Tamamlanma Tarihi: 2017
Fotoğraflar: Dan Glasser

Fas’ın Marakeş şehrinde bulunan ve Studio KO imzası taşıyan Yves Saint Laurent Müzesi, Fransız moda tasarımcısı Yves Saint Laurent’in 5.000 parçadan oluşan koleksiyonundan, çeşitli aksesuar, eskiz ve objelerden oluşan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor.

4.000 metrekarelik bir alana yayılan bina; 400 metrekarelik kalıcı, 150 metrekarelik geçici sergi alanlarına ek olarak 130 kişilik oditoryum, kitapçı, teraslı bir kafe-restoran ve 5.000 kitaplık bir kütüphaneyi içeriyor.

Studio KO, tasarımcının Paris’teki arşivlerini araştırırken, eğriler ve düz çizgileri bir araya getiren formlar ve desenlerden etkilenmiş. Bu sebeple müze binası, kumaş ipliklerini andıran bir desen yaratan tuğlalarla süslenmiş kübik formlardan oluşuyor. 

Bina; pişmiş toprak, beton ve yerel taş parçaları ile toprak renkli bir terrazzodan üretilmiş. Cepheyi süsleyen pişmiş toprak tuğlalar bölgenin toprağından elde edilmiş.

Léo Doktor Konutları  
Léo, Burkina Faso

Mimari Tasarım: Kéré Architecture
Tamamlanma Tarihi: 2018
Fotoğraflar: Jaime Herraiz, Andrea Maretto, Kéré Architecture

Léo Doktor Konutları, 2014’te açılan ve yine Kéré Architecture tarafından tasarlanan Léo Cerrahi Kliniği ve Sağlık Merkezi’nin gönüllü personeli için barınma sağlıyor. Tesis, ortak bir avlu etrafında düzenlenmiş beş ayrı daireden oluşuyor. Dairelerin her biri kendi özel oturma odası, bahçe ve açık terası ile donatılmış.

Tasarım modüler bir sisteme sahip. Yapılar, çift katmanlı bir beton duvar ve sıkıştırılmış toprak bloklardan oluşuyor. Çift katman yapısal bütünlük sağlarken, termal kütleyi artırarak iç mekanların serin kalmasına yardımcı oluyor. Tavanlar, havalandırmaya ve gün ışığının dağılımına destek olmak hedefiyle uçları açık bırakılan ve sıkıştırılmış toprak bloklardan üretilen bir tonoz olarak tasarlanmış. Çatıların eğimi, yağışı bir su deposuna yönlendiriyor.