Mimarın İmarı

Prof. Dr. İhsan Bilgin

Mimarsız Mimarlık

İstanbul, Türkiye’nin tamamıyla birlikte hızlı kentleşmesinin ilk dalgası olan 20. yüzyılın üçüncü çeyreğindeki hızlı nüfus artışından kaynaklanan yeni iskân alanları üretimini küçük müteahhit ve gecekondulu inisiyatifiyle ve mimarsız olarak yaşamıştı (1).

Mimar Sahaya İniyor/Sahneye Çıkıyor

90’lar ertesinde hüküm süren global gayrimenkul kapitalizminin yeryüzünde bıraktığı kalıcı hasarlar malum. İstanbul da bu dalgadan payına düşeni almaya devam ediyor. Ama inşaat ve emlak sektörüne küresel finans sermayesini de dahil edip kapasitesini artıran bu süreç, tarihsel olarak artık yeniden-üreme zeminini tüketmiş İstanbul’un 50 yıllık enformel yapı üretimi süreçlerini de değişime uğratınca, başta mimarlar inşaat sektörünün sürece dahil olamamış profesyonellerine de formelleşme sürecinin araladığı geçitten sızıp, sürece dahil olma fırsatı doğdu. Yeni çevreyolları kıyısında kümelenmiş iskân bölgeleri, mimar masasında şekillenmiş çeşitli büyüklük ve yoğunlukta üst-orta tabaka iskân bölgeleriyle yayılmaya başladı. Kuzey bandı otoyolunun tetiklediği yerleşme örüntüsü, zaten Zekeriyaköy’de başlamış olan yapı adası desenli mimar tasarımı üst-orta tabaka kapalı sitelerini Karadeniz’e yaslamıştı bile.

Küratör Olarak Mimar          

Bu mimar tasarımı iskân bölgeleri içinde bir tanesi, yeri ve ölçüleri yanı sıra o büyüklüğe yayılmış mimari çözümlerinin bütünlüğüyle de diğerlerinden ayrılıyor: Nevzat Sayın (nsmh) tasarımı Narcity. Bir kere, 90’larda başlayıp iri dilimler halinde yayıldığı için çok büyük: Geniş Maltepe peyzajında ciddi yer kaplıyor. Boğaz yamacı ardalanında yeşile gömülmüş şekilde ayıldıkça yayılan Beykoz konaklarından farkı sadece Los Angeles standardı üst-orta tabaka ölçülü tek tip yapı ve evlerin çoğalmasıyla oluşmaması değil. Benimsediği blok bina karakteri, hiç değilse alt-orta tabaka standardı daireleri de barındırmaya elverişli. Ama çeşitliliği ev standartları ile sınırlanmamış. Blok ve kent morfolojisi karakteri de her etapta yenilenmiş. Lineer omurgalı sokak-cadde örüntüsüne yatkın yatay blok karakteriyle başlayan ilk etap, kent-dışının ‘dna’sı yüksek nokta-blok tipiyle sonlanıyor. Blokların her durumda hareketli topoğrafyayla alışverişi, ortaya modern yerleşmelerde pek alışılmamış istikrarlı bir örüntü deseni bütünlüğü çıkarıyor.

Yer seçiminin yerindeliği mevcut yeşili tahdit etmemekle sınırlı değil. Yanı sıra yap-sat apartmandan gecekonduya 1950 ertesi yapı üretimi pratiğinin küçük üretimin mimari disiplinsizliğiyle türemiş morfolojik dokulardan iri inşaat şirketi ve TOKİ bloklarına modern imar tarihimizin imari disiplin kaçkını yapılaşma örüntülerinin tamamı sergilendiğinden onlara meydan okuyabileceği bir peyzajın da orta yerinde konumlandığı bir ortamda, neyin alternatifi olduğunu da ele güne karşı açıkça o Türkiye modernleşmesine has iskân alanları biraradalığının sergi temasına dönüştürüyor. Evet Nevzat Sayın ve bürosu işin sonunda Narcity’nin mimarı olarak başladıkları işten adeta İstanbul’un modern imar tarihinin Maltepe sergisi küratörü olarak çıkmışlar. Kısacası kendinden ziyade çevresini görünür kılan, gösteren bir yerleşme olup çıkmış sonunda Narcity. Sadece yakın çevresi Maltepe peyzajına da değil, Marmara’ya yayılmış bölge-kentin tamamına işaret edip tırnak içine aldıracak bir kapasite olup çıkmış…

Notlar

  1. Türkiye’deki kırılgan imar prosedürleri işleyişini futbolcu Arda’nın çöken istinat duvarı felaketi sırasında şu kısa yazıyla kestirmeden anlatmıştım: http://serbestiyet.com/yazarlar/ihsan-bilgin/stinat-duvari-847163