Mekan ve Özdeşleyim

Şengül Öymen Gür, Prof. Dr.
Beykent öğretim üyesi ve CICA üyesi

“Modern ve Sonrası Tarih Boyunca Mekan Örgütlenmesinin Evrimi” konulu kitabım Aralık 2023 tarihinde yayınlanınca bir görevi yerine getirmiş insanların erincini yaşadım. Ama farkına vardım ki çok atipik bir durumu atlamışım. Amaç (işlev), biçim/biçimlendirme, mimar (özne ve nesne) ilişkilerinin çok ender olarak karmaşık etkileşimleri olabiliyor! Bu durumu işlev/amaç/nesne bütünlüğünün sinerjistik etkileşimleri ve mimar/tema etkileşiminin çok özel bir durumu şeklinde betimlemek olanaklıdır. Dediğim gibi, ender bir durum mimarın edilgen olması. Ama Teatre-Museu Dalí’de mimarın edilgen bir teknik eleman olma durumuna tanıklık ediyoruz.

Dalí Tiyatrosu ve Müzesi, İspanya’nın Katalonya bölgesine bağlı Figueres kentinde bulunan bir sanat müzesidir. Turizmle ilgili yayınlarda: “Kendinizi 20. yüzyılın en etkili ve ünlü Sürrealist sanatçılarından biri olan Salvador Dalí’nin büyüleyici evrenine bırakın. İspanya’nın Figueres kentindeki Dalí Tiyatro-Müzesi’ne adım attığınızda, Dalí’nin hayatını ve çalışmalarını tanımlayan canlı yaratıcılık ve eksantrik dehasına doğru büyüleyici bir yolculuğa çıkacaksınız. Olağanüstü mimarisi, sanatçının başyapıtlarından oluşan geniş koleksiyonu ve çok sayıda interaktif deneyimi ile bu müze sizi büyüleyecek,” deniyor (2).

Tarihçesine kısaca değinecek olursak; Dali Müzesi, İspanya İç Savaşı sırasında yanmış ve harabe haline gelmiş olan Figueres Tiyatrosu’nun yerine inşa edilir. 1960 yılında Dalí ve Figueres Belediye Başkanı, burayı şehrin “en ünlü oğluna” adanmış bir müze olarak yeniden inşa etmeye karar verirler. 1968’de belediye meclisi planı onaylar ve inşaat ertesi yıl başlar. Geniş bir mimar ve sinerji uzmanları kadrosu eşliğinde sorumlu mimarlar Joaquim de Ros i de Ramis ve Alexandre Bonaterra’dır. Müze 28 Eylül 1974’te açılır. 1980’lerin ortalarına kadar genişlemesi sürer. Müze şimdi eski tiyatronun bitişiğindeki binaları ve avluları içermektedir (Resim 1).

Resim 1. Planlar, vb.

Resim 1. Planlar, vb.

Dali’nin sanat dünyasında bu kadar önemli olmasının bir nedeni geleneksel gerçeklik algısına meydan okuyabilmesidir. Kışkırtıcı sanat tarzı sizi etrafınızdaki dünyaya dair kendi anlayışınızı sorgulamaya davet eder, tanıdık nesneleri ve manzaraları yeni bir mercekten görmeye zorlar. Örneğin, ünlü eseri “Belleğin Kalıcılığı,” çorak bir manzaraya yayılmış eriyen saatleri resmederek geleneksel zaman kavramına meydan okur. Birçok erimiş kıvamda oradan buradan sarkan saatler resmeder Dali. Eserlerin ardındaki anlamı düşünürken kendi hayal gücünüzün sınırlarını zorlar ve hayran kalırsınız. Dali’yi tanımadan, öylesine gezilmez Dali müzeleri… Çok eskiden Dali’yi Barselona kentinde Antoni Gaudi tarafından tasarlanmış Casa Milà’da izlemiştim. Onun da öyküsü ilginçtir: Binayı devren alan banka firması, Gaudi’nin vasiyetine uyarak koca bir zemin katı Dali’ye ayırmıştır. Dali’ye ve onun zaman kavramına öyle dalıp gitmiştim ki Casa Milà’nın çatısına, ki müthiştir, saatler sonra çıktım. Ama sonuç olarak orası her meraklısının tahmin edebileceği gibi bir sergi salonuydu. Oysa Dali Tiyatro ve Müzesi’ni gezmek bile bir sanatsal serüven… Kavramlara sığınarak biraz irdeleme cesareti göstereyim.

İşlev/Amaç/Nesne Bütünselliği
Bu binanın en büyük paradoksu mimarlık tarihinin başlangıcından bu yana iyice tanımlanmış müze tipolojilerinin ustaca reddedilmesidir. Tipolojilere direnmenin en önemli nedeni devrimci bir sanatçının eserlerini tanıtarak onu geleceğe taşımaktır: İzleyiciyi yönlendirmek gibi geleneksel işlevden öte, bu tasarımın amacı izleyenin nesne ile deneyimsel temas kurmasını sağlamak, etki alanı yaratmak gibi giden bir dizi amacı yerine getirmek, bir tür meydan okumaktır. Bu koşullarda tasarım ekibinin karşısına çıkan “amaç” ciddi zorluklar ve bilinmezlikler barındırır.
Tüm geleneksel evlerin taştan yapıldığı Girona az ötedeydi aslında. O da masallar kadar güzeldi ve en güzel dizilerden biri olan Game of Thrones’a set görevi üstlenmişti. Ama Girona Katedrali’nin amacı düz okumayla deşifre edilebilecek kadar açıktı (Resim 2).

Resim 2. Girona Katedrali, Game of Thrones Seti.

Resim 2. Girona Katedrali, Game of Thrones Seti.

Otonomi/Vakfediş 
Mimar her zaman, o hiçbir zaman tam da bulamadığı özgür alanın ardında koşar. Oysa burada kartlar peşinen hileli dağıtılmıştı. Resim ve heykelden, film ve fotoğrafçılığa kadar çeşitli ortamları yaratıcılıkla birleştirip sanatsal evrenini/evrenimizi genişletmiş bir deha vardı karşılarında. Bunu başaran Dalí, bir sanatçının potansiyelinin tek bir biçim ya da üslupla sınırlı olmadığını, aksine duygu ve düşüncelerin dışavurumunda karmaşık yollar ve yaratıcı çözümler bulunabileceğini dünyaya çoktan göstermişti. Gösterişli bir görünüşe sahip olan ve tuhaf, ilgi çekici tavırları olan Dali, halkın ilgisini çekmiş ve beğenisini toplamıştı. Dalí’nin başyapıtlarından oluşan benzersiz koleksiyonu, sürükleyici enstalasyonları, insan yaratıcılığının sınırsız gücü konusunda fazlasıyla ikna ediciydi. Bu durumda mimarlardan ve tüm diğer teknik elemanlardan beklenen, bu işe kendilerini vakfetmeleriydi. Sürrealizmin öncüsü ve dehası bir insanın müzesinin tasarımında edilgen olmayı peşinen kabullenip otonomiden özveride bulunmalıydılar. Onlar sadece Dali’nin sanat dünyasına yaptığı dönüştürücü katkıları sergilemekle kalmayacak, aynı zamanda müzelerinde kendi yaratıcı ifadelerini, çözümlerini ve çözümün gerektirdiği teknolojiyi de keşfetmek ve uygulamak zorunda kalacaklardı. Bu müze ortaklaşılan bir gösterinin sahnelenmesidir.

Biçimlendirme
Böyle buyurdu Zerdüşt: “Müzemin tek bir blok, bir labirent, büyük bir sürrealist obje olmasını istiyorum. Tamamen tiyatro müzesi olacak. Onu görmeye gelen insanlar, tiyatral bir rüya görmüş duyumuyla ayrılacaklar.” (3).iii Öyle de oldu. Eski bir tiyatronun kalıntıları üzerine inşa edilen müzenin çarpıcı tasarımı, ikonik jeodezik cam kubbesiyle, Dalí’nin dramatik yeteneğine saygı duruşunda bulunuyor (Resim 3, 4). Bizim de serüvenimiz başlıyor (Resim 4, 5). Fiestalonia Festivali Bale Yarışması’na katılan kızlarımızı ve velilerini dış görünüşüyle şaşırtan müze, avluda büyülüyor!

Resim 3. Dali Tiyatro ve Müzesi, Figueres (Anayoldan).

Resim 3. Dali Tiyatro ve Müzesi, Figueres (Anayoldan).

Resim 4. Fiestalonia Festivali Bale Yarışması’na katılan kızlarımızı ve velilerini dış görünüşüyle şaşırtan müze.

Resim 4. Fiestalonia Festivali Bale Yarışması’na katılan kızlarımızı ve velilerini dış görünüşüyle şaşırtan müze.

Resim 5. Avlu da büyülüyor!

Resim 5. Avlu da büyülüyor!

İçeri adım attığınızda ressamın sizi beklediğini göreceksiniz (Resim 6). Ve avlunun her nişinde tarih boyunca gelmiş geçmiş ama sonunda bronzdan ibaret kalakalmış bir dizi otokrat göreceksiniz. Orada bulanık bir resim var: “Akdeniz’i düşünen Gala”. 18 metre civarında yaklaşınca bu resim Abraham Lincoln’ün portresine dönüşüyor.” (Letonya asıllı Amerikalı Ressam Mark Rothko’nun açıklaması), (4).

Resim 6. Alçakgönüllü ve yerlerde, bütün muzipliğiyle Dali sizi selamlamaktadır.

Resim 6. Alçakgönüllü ve yerlerde, bütün muzipliğiyle Dali sizi selamlamaktadır.

Resim 7. Nişlerdeki heykeller bize tarihin tekrardan oluştuğunu anımsatır ve sonunda tüm otokratların taşa veya metale dönüştüğünü.

Resim 7. Nişlerdeki heykeller bize tarihin tekrardan oluştuğunu anımsatır ve sonunda tüm otokratların taşa veya metale dönüştüğünü. “Akdeniz’i düşünen Gala” tablosu ise 18 metrede Abraham Lincoln’ün portresine dönüşür (Letonya asıllı Amerikalı Ressam Mark Rothko’nun açıklaması), (4).

Tabloları her yerde! (Resim 8, 9, 10). Biblolar Dali…Yatak odaları Dali! (Resim 11, 12).

Resim 8.

Resim 8.

Resim 9.

Resim 9.

Resim 10.

Resim 10.

Resim 11. Bir biblo.

Resim 11. Bir biblo.

Resim 12. Yatak odası.

Resim 12. Yatak odası.

Bu müzede Dali’nin ilk empresyonist resimlerinden sonraki sürrealist başyapıtlarına kadar, sanatsal tarzının evrimini sergileyen 1.500’den fazla eser keşfedeceksiniz. “Belleğin Kalıcılığı”, “Kürelerin Galateası” ve “Leda Atomica” gibi, sanatçının eşsiz vizyonunu ve benzersiz teknik becerisini örnekleyen ünlü eserlere hayran kalacaksınız.
Heykelleri oldukça tuhaf yerlerde. Ben çıkamadım, Fiestalonia Festivali’nde düzenlenen bale yarışmasında, teklerde bir birincilik, düette ve grupta ayrı ayrı iki ikincilik alan kızlarımız tırmandılar (Resim 13); gördüklerini bana hayranlık ve şaşkınlık içinde anlattılar.

Resim 13. Yarışmacı balerin kızlarımız Dalí’yi yakından görmek istiyor.

Resim 13. Yarışmacı balerin kızlarımız Dalí’yi yakından görmek istiyor.

Doğal olarak müzenin üzeri cam ile örtülmüş iç avlusunda nişler içinde bronz heykellerini göreceksiziniz; nereye baksanız tablolarını göreceksiniz; ama üçüncü kattan aşağı iç mekana bakma şansı yakaladığınızda sakın şaşırmayın! Zemin kattaki kırmızıbiber gibi dudakların aslında Marilyn Monroe’ye ait olduğunu göreceksiniz. Dedim ya şaşırmayın!

Resim 14. Bir garip Marilyn…

Resim 14. Bir garip Marilyn…

Resim 15. Bir garip Marilyn…

Resim 15. Bir garip Marilyn…

Daha neler neler… 1500 eserin her birine değinmem olanaksızdı. Ama zaten amaç da o değildi. Vurgulamak istediğim nokta doğru yerde, doğru zamanda, mimar teslim olmayı da bilmelidir. Fakat sakın Neoliberal kurumlara teslim olmayın. Onların mimarisinin adı “corporate architecture”. Çirkin, adaletsiz, dönüp istismara uğramış topluma işaret eden binalar… İşte tam da buralarda otonomide ısrar etmeliyiz. Bu amaçla gelecek sayıda 21. yy parametrisizmine değineceğim. Fena değineceğim!

Notlar

  1. Beykent öğretim üyesi ve CICA üyesi
  2. (https://www.barcelona-tourist-guide.com/tr/gezilecek-yerler/figueres/salvador-dali-muzesi-figueres.html)
  3. (https://www.christies.com/en/stories/salvador-dali-theatre-museum-anniversary-68effffb5be0411ca245624cdd77fec6)
  4. (https://catalogues.salvador-dali.org/catalogues/en/heritageobject/533-2265/)
  5. Müzenin kalbi, Dalí’nin çocukken bildiği kasabanın tiyatrosudur. Genç Dalí’nin sanatının ilk halka açık sergilerinden birinin gösterildiği yerdir. Salvador Dalí, 1984’ten 1989’a kadar Figueres’de yaşadı ve tiyatro sahnesinin altındaki mahzene gömüldü (www.google.com).