Kentsel Mekan ve Kültür: 19. yy’da İzmir’in Sokak Dokusunun Grafik Kuramı ile İncelenmesi 

K. Mert Çubukçu, Prof. Dr

Ulaşım ve iletişim ağları, kentsel ve kırsal alanlarda bireylerin etkileşim düzeyi ile ilişkilidir (Borusso; 2003). Söz konusu ağların şekillenmesi ise kentsel alanlardaki fiziksel çevrenin yapılaşmasına bağlıdır. Kentsel alanın fiziksel olarak yapılaşması, biçimlendirilmesi ve var olan yapısının değiştirilme süreci bütünü ile insan eliyle gerçekleşir (Lynch; 1981). Kentsel alanlardaki sokak yapısı da ulaşım ve iletişim ağlarının mekânsal ifadeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda Pillsbury (1970), sokak yapısının kentsel alandaki kültürel yapının potansiyel bir yansıması olduğunu iddia etmiştir. Başka bir ifadeyle kentsel alanlardaki sokak yapısı, kültürel yapının fiziksel bir göstergesidir (Pillsbury; 1970). Bu çalışma da, kentteki sokak dokusunun kültürel coğrafyanın fiziksel bir ifadesi olup olmadığının test edilmesini amaçlamaktadır. Bu amaçla grafik kuramından yararlanılmıştır. Çalışma, anılan yönü ile tarihsel süreçleri salt sosyal ve ekonomik yönleri ile irdeleyen ve açıklamaya çalışan çalışmalar ile yalnızca mekân odaklı çalışmalar arasında bir bağ kurmayı hedeflemektedir. Sokak dokusunun kültürel coğrafyanın fiziksel bir ifadesi olduğunun kanıtlanması durumunda, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarına ilişkin kaynak ya da veri bulunmayan alanların, ki bu alanlara yazılı belgelerin son derece sınırlı olduğu antik kentler de dahildir, mekânsal dokular üzerinden incelenmesi olanaklı olacaktır.   

Grafik kuramı (graph theory), matematik biliminin bir alt dalı olarak gelişmiştir ve grafiklerin (şemaların) incelenmesine dayanır. Grafik kuramı çerçevesinde bir “grafik”, “düğüm” (node) ve “kenar” (edge) olarak adlandırılan bileşenlerden oluşur. Düğüm bileşeni nokta olarak, kenar bileşeni ise çizgi ya da bağlantı olarak da adlandırılmaktadır. Bu bileşenlerden kenarlar duruma göre yön belirtebilir. Örneğin Şekil 1’de beş düğüm ve altı (yön bilgisi olmayan) kenardan oluşan grafik örneği sunulmuştur.

Grafik kuramı, son yıllarda pek çok alana başarılı biçimde uygulanmıştır (Bin ve Zhongyi; 2010). Bu uygulamaların bir bölümü de kentsel alanlardaki fiziksel yapının incelenmesi ve açıklanması üzerinedir. Kentsel alanlardaki ulaşım ağının incelenmesi amacı ile çok sayıda endeks ortaya konmuş ve bu endeksler kentsel alanlardaki sokak yapısının incelenmesi ve karşılaştırılması amacı ile kullanılmıştır.  Örneğin, Borusso (2003), Trieste (İtalya) kentsel alanı için güzergâh yoğunluğu endeksini (route density index) ızgara yoğunluğu (grid density) ve kernel yoğunluk (kernel density) tahmin yöntemlerini kullanarak hesaplamıştır. Crucitti ve diğ. (2006) dört farklı merkezlik endeksini (centrality indices) 18 dünya kenti için bulmuştur. Bu amaçla, örneklem kapsamındaki kentlerden seçilen birer milkarelik alanlar için yakınlık (closeness), aradalılık (betweenness), düzgünlük (straightness) ve bilgi (information) endeks değerleri hesaplanmış ve 18 kent bu dört farklı endeks değerleri ile açıklanmaya çalışılmıştır (Crucitti ve diğ.; 2006). Buhl ve diğ. (2006) ise Afrika, Orta Amerika, Avrupa ve Hindistan’da bulunan 41 planlı olmadan gelişmiş yerleşim alanını grafik kuramı temelli endeks değerleri ile incelemiştir. Yasushi ve diğ. (2001; 2004) ise geleneksel Türk sokak yapısını karşılaştırmalı olarak grafik kuramı temelli endeksler ile açıklamaya çalışmıştır. 

Şekil1.Beş düğüm ve altı (yön bilgisi olmayan) kenardan olaşan grafik örneği.

Şekil1.Beş düğüm ve altı (yön bilgisi olmayan) kenardan dolaşan grafik örneği.

Kentsel sokak dokusu üzerine grafik kuramı çerçevesinde yapılan çalışmaların tümü bir ya da daha fazla kent için endeks değerlerinin sayısal olarak hesaplanması ve hesaplanan endeks değerlerinin niceliksel olarak karşılaştırılması ile sınırlı kalmıştır. Başka bir ifade ile kentin sokak yapısı ile kültürel yapı arasında bir ilişki olup olmadığı sorusuna geçmiş çalışmalarda yanıt aranmamıştır. Ancak hiç kuşkusuz, sokak yapısı ile ölçülebilen kentin fiziksel yapısı, aslında kentteki sosyal yapının ve etkileşimin bir sonucudur (Borruso; 2003) ve kentin kültürel coğrafyasının fiziksel bir yansımasıdır (Pillsbury; 1970). Bu çalışmada, grafik kuramı kullanılarak 19. yy’da İzmir’deki sokak yapısı ile kültürel yapı arasında bir ilişki olup olmadığı istatistiksel yöntemler kullanılarak bilimsel olarak incelenmiştir.

Çalışma Alanı ve Dönemi

19. yy İzmir Kenti

Çalışma için İzmir kentinin seçilmesinde en önemli etmen, kentin zengin ve çok kültürlü sosyal ve fiziksel yapısıdır. İzmir ya da “Smyrna”, Roma İmparatorluğu döneminde Efes ve Bergama ile birlikte Asya Minörü’nün en önemli üç kentinden biridir. 4. yy’ın sonunda Roma İmparatorluğu’nun Doğu Roma İmparatorluğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye bölünmesi ile Smyrna, Doğu Roma İmparatorluğu’nun en önemli kentlerinden birisi olmuştur. Smyrna’nın Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılması ise 1425’e tarihlenmektedir (Freely; 2004). 1686 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından, kent ciddi anlamda büyümüş, 18. yy’da Akdeniz’in en önemli limanı haline gelmiş (Wagstaff; 1985) ve bu konumunu uzun süre korumuştur (Freely; 2004).

Şekil 2. İlk olarak Joseph Meyer (1796-1856) tarafından Leipzig’de basılan ve daha sonra Smyrnelis (2013) tarafından yeniden yayımlanan “City Plan of Smyrna (İzmir Kent Planı)” adlı halihazır haritadan sayısallaştırılan sokakların mahallelere gore renklendirilmiş biçimi. Harita altlığı olarak ESRI firması tarafından geliştirilen ArcGIS® programı kullanımıştır. ArcGIS® ve ArcMap™ ESRI firmasının telif hakları kapsamındadır ve lisanslı olarak kullanılmıştır. (Copyright © Esri.ESRI, DeLorme, NAVTEQ, 2013.)

Şekil 2. İlk olarak Joseph Meyer (1796-1856) tarafından Leipzig’de basılan ve daha sonra Smyrnelis (2013) tarafından yeniden yayımlanan “City Plan of Smyrna (İzmir Kent Planı)” adlı halihazır haritadan sayısallaştırılan sokakların mahallelere gore renklendirilmiş biçimi. Harita altlığı olarak ESRI firması tarafından geliştirilen ArcGIS® programı kullanımıştır. ArcGIS® ve ArcMap™ ESRI firmasının telif hakları kapsamındadır ve lisanslı olarak kullanılmıştır. (Copyright © Esri.ESRI, DeLorme, NAVTEQ, 2013.)

İzmir kenti, 20. yy’da modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temel özelliklerini yansıtan homojen bir yapıya kavuşmuştur (Goffman; 1999). Ancak, kentin 18. ve 19. yy’lardaki sosyal, kültürel ve mekânsal yapısı, 20. yy’daki yapısından oldukça farklıdır. Bu dönemde kent, İmparatorluk yapısının bir parçasıdır ve önemli ölçüde heterojen bir yapıya sahiptir. Başka bir ifadeyle, 18. ve 19. yy’larda kent çok dilli ve çok dinli bir yapıya sahiptir (Kırlı; 2007). Bu döneme ilişkin, İzmir kentine yönelik olarak çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak, bu çalışmaların pek çoğunda kentin tarihsel mekânsal analizi ikinci planda tutulmuş, daha çok kentin sosyal ve kültürel yapısı üzerinde durulmuştur.

21. yy’ın sonlarında, İzmir kenti fiziksel olarak birbirinden kolaylıkla ayrışabilen mahallelere bölünmüştür. Bu mahalleler: (1) Ermeni Mahallesi, (2) Frenk (Fransız) mahallesi, (3) Rum Mahallesi, (4) Musevi Mahallesi ve (5) Türk Mahallesi olarak sıralanabilir. Kentte daha küçük ölçekli bir Arap Mahallesi de bulunmaktadır. Smyrnelis (2013) söz konusu mahallelerdeki günlük yaşamın ve kültürel yapının da oldukça farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu mahallelerdeki boş konutların da aynı etnik kökene ait kişi ve aileler için rezerv olarak saklandığı da bilinmektedir.

Ancak 19. yy’ın ikinci yarısından başlayarak kentin etnik kökene göre keskin hatlarla ayrılmış bu yapısı daha geçirgen bir yapıya dönüşmeye başlamıştır. Örneğin, bu dönemde dinden ve etnik kökenden bağımsız olarak kentin ekonomik açıdan varlıklı ailelerinin Frenk Mahallesi’ne taşınmış oldukları bilinmektedir. Frenk’ler ise bu dönemde Rum ve Ermeni Mahalleri’ne, Museviler Türk Mahallesi’ne, Ermeniler ise Musevi Mahallesi’ne taşınmaya başlamışlardır. Başka bir ifadeyle 19. yy’ın sonlarına doğru İzmir kentinin mekânsal yapısı, dinsel ve etnik gruplar açısından daha esnek ve daha heterojen bir yapıya dönüşmüştür (Smyrnelis; 2013).

Çalışmanın amacının İzmir’deki sokak yapısı ile kültürel yapı arasında bir ilişki olup olmadığının saptaması olması nedeni ile, kentin mekânsal anlamda daha keskin hatlarla ayrılmış olduğu 18. yy’ın ikinci yarısını ve 19. yy’ın ilk yarısını kapsayan dönem, çalışmanın zamansal kapsamı olarak belirlenmiştir. Bu amaçla, Alman endüstrici ve yayımcı olan Joseph Meyer (1796-1856) tarafından Almanya’nın Leipzig kentinde basılmış olan ve daha sonra Smyrnelis (2013) tarafından yeniden basılan “City Plan of Smyrna (İzmir Kent Planı)” bilgisayar ortamında sayısallaştırılmış ve coğrafi bilgi sistemlerine aktarılmıştır. Joseph Meyer tarafından basılmış olan özgün haritada mahallerin yaklaşık sınırları da belirtilmiştir. 

Tablo 3. Düğüm ve kenar ölçeğinde hesaplanan endeks değerlerine ilişkin betimleyici istatistikler.

Tablo 3. Düğüm ve kenar ölçeğinde hesaplanan endeks değerlerine ilişkin betimleyici istatistikler.

Şekil 2’de söz konusu haritadan elde edilen sokaklar mahallelerine göre renklendirilmiş olarak sunulmuştur. Grafik kuramı kapsamında sokak yapısında sokakların kesiştikleri ve sonlandıkları noktalar “düğüm” olarak, sokak kesişimleri ile sokak sonları arasında kalan sokak bölümleri de “kenar” olarak belirlenmiştir. Bu noktada, günümüzde söz konusu haritada belirtilen sokakların bütününe yakınının tümüyle değişmiş olmasının belirtilmesi yerinde olacaktır.

Tablo 1’de ise, Şekil 2’de gösterilen haritadaki sokaklara ilişkin toplam düğüm sayısı, toplam kenar sayısı, toplam kenar uzunluğu ve sokakların bulunduğu alanın toplam alan büyüklükleri mahalle bazında sunulmuştur. Tablo 1 incelendiğinde, çalışma alanındaki en geniş alanın, en fazla düğüm ve kenar sayısı ile en uzun toplam kenar uzunluğunun Rum Mahallesi’nde olduğu görülmektedir. Bunun yanında, en düşük toplam alan miktarı, en az düğüm ve en az kenar sayısı ile en kısa toplam kenar uzunluğu Ermeni Mahallesi’nde bulunmaktadır (Tablo 1).

Analiz ve Sonuçlar

Çalışma kapsamında, grafik kuramı temelli altı farklı endeks değeri, İzmir kentinde 19. yy’a ilişkin sokaklar için mahalle ölçeğinde hesaplanmıştır. Bu endeks değerleri: (1) kenar yoğunluğu (edge density), (2) kenar düzlüğü (edge sinuosity), (3) eta endeksi (eta index), (4) düğüm yoğunluğu (node density), (5) düğüm derecesi (order of a node) ve beta endeksi (beta index) şeklindedir. Bu endeks değerlerinin tümü öncelikle mahalle bütünü için hesaplanmış, daha sonra ise düğüm ya da kenar ölçeğinde hesaplanması olanaklı olan eta endeksi, düğüm derecesi ve kenar derecesi düğüm ya da kenar ölçeğinde hesaplanmıştır.

Bu endeks değerlerinden kenar yoğunluğu, mahalledeki toplam kenar uzunluğunun toplam alana bölünmesi ile bulunur. Kenar düzlüğü ise, kenarın düz çizgiye yakınlığını belirten bir endeks değeridir. Kenar düzlüğü, kenarı oluşturan iki düğüm arasındaki en kısa uzaklık olan düz çizginin uzunluğunun, kenarın ölçülen uzunluğuna bölünmesi ile elde edilir. İncelemeye konu kenar düz çizgi olduğunda, kenar düzlüğü değeri de 1’e eşittir. İncelenen kenarın güzergâhı ne kadar “dolambaçlı” ise, kenar düzlüğü değeri de bu çerçevede düşmektedir. Düğüm yoğunluğu ise, mahalledeki toplam düğüm sayısının toplam alana bölünmesi ile hesaplanır (Hammond ve McCullagh; 1978). Düğüm derecesi, incelemeye konu düğüm noktasına bağlı kenar sayısını belirtmektedir. Eta endeksi, kenar bazında ortalama uzunluk değeridir ve mahalledeki toplam kenar uzunluğunun toplam kenar sayısına bölünmesi ile elde edilir. Son olarak, beta endeksi ise düğüm başına düşen kenar sayısını ifade etmektedir ve mahalledeki kenar sayısının mahalledeki düğüm sayısına bölünmesi ile elde edilir (Kansky ve Danscoine; 1989). Tablo 2’de mahalle ölçeğinde hesaplanan endeks değerleri sunulmuştur.

Tablo 2 incelendiğinde, kenar yoğunluğu ve düğüm yoğunluğunun en yüksek olduğu mahallenin Musevi Mahallesi olduğu görülmektedir. Ortalama kenar uzunluğu şeklinde açıklanabilen eta endeks değeri ile düğüm başına düşen kenar sayısı olarak açıklanabilen beta endeks değerinin en düşük olduğu mahalle de yine Musevi Mahallesi’dir. Musevi Mahallesi’ni kenar yoğunluğu açısından Rum Mahallesi, düğüm yoğunluğu açısından ise Türk Mahallesi takip etmektedir. Bağlantıların ne derece doğrusal olduğunu ölçen kenar düzlüğü endeksi açısından en yüksek değere ise Ermeni Mahallesi sahiptir. Bu değer açısından Ermeni Mahallesi’ni Frenk ve Rum Mahalleri izlemektedir (Tablo 2).

Tablo 2’de çalışma kapsamındaki altı endekse ait değerler mahalle ölçeğinde sunulmuştur. Endeks değerleri incelendiğinde, İzmir’de 19. yy’daki sokak yapısı dikkate alındığında, en gelişmiş ulaşım ağı yapısının Musevi Mahallesi’nde bulunduğu söylenebilir. Burada gelişmişlik, alternatif güzergâhlar sunabilme ve mahalle içinde herhangi iki nokta arasındaki ulaşım mesafesinin kısa olduğu şeklinde tarif edilebilir. Bu saptama, Musevi Mahallesi’nde kentin ticaret merkezi sayılan “Kemeraltı”nın da bulunması ile açıklanmaktadır. Kemeraltı günümüzde de İzmir kentinin en önemli ticaret alanlarından birisidir.

Kenar düzlüğü ve düğüm derecesi en yüksek mahalleler Ermeni, Frenk ve Rum Mahalleleri’dir. Bu durum ise söz konusu üç mahallenin ızgara plana sahip olması ile açıklanabilir. Izgara plan biçimi sokakların belirli aralıklara birbirlerine dik olarak kesişimlerini öngörür. Sokakların bu şekilde birbirine dik kesişmesi durumunda oluşan dörtlü kesişimde, düğümlerde düğüm derecesi de dört değerini almaktadır. Bu fiziksel organizasyon da ızgara plana sahip alanlarda düğüm derecesini 4 değerine yaklaştırmaktadır. Nitekim Ermeni, Frenk ve Rum Mahalleleri’nde ortalama düğüm derecesi 3 değerinin üzerindedir.

 Tablo 2’de sunulmuş olan endeks değerleri mahalle ölçeğindedir. Bu değerlerden kenar yoğunluğu, düğüm yoğunluğu ve beta endeksi formülasyonuna bağlı olarak yalnızca mahalle bütününde hesaplanmıştır. Buna karşın kenar düzgünlüğü ve eta endeks değerleri çalışma kapsamındaki bütün kenarlar için, düğüm derecesi de çalışma kapsamındaki bütün düğümler için hesaplanmış ve öteki endeks değerleri ile birlikte mahalle düzeyinde ortalamaları alınarak Tablo 2’de sunulmuştur. 

Tablo 3’te ise her mahallede bulunan kenar ve düğümlere ilişkin olarak kenar düzgünlüğü, eta endeksi ve düğüm derecesi, düğüm ya da kenar ölçeğinde hesaplandığında elde edilen değerlere ait betimleyici istatistikler sunulmuştur. Bu üç endeks değerinin birer gözlem olması, bu gözlemlerin ortalama ve dağılımlarının istatistiksel olarak benzer ya da eş değer olup olmadıklarının sınanması için olanak sağlamaktadır. Bu amaçla, bu üç endeks mahalle düzeyinde değerinin ortalamalarının eşdeğer olup olmadıkları tek yönlü varyans analizi (oneway ANOVA) ile sınanmış ve kenar düzgünlüğü, eta endeksi ve düğüm derecesi için F-istatistiği değerleri sırası ile 11,385, 27,748 ve 54,800 olarak bulunmuştur. Bu değerler, %99,9 güven düzeyinde (α=0,001) sonuçların istatistiksel olarak anlamlı olduğu ve incelenen Ermeni, Frenk, Rum, Musevi ve Türk mahallelerinin incelenen endeks değerleri açısından aynı olmadıkları ortaya konmuştur.

Ancak bu sonuç, incelenen üç endeks değeri bazında bütün mahallelerin birbirlerinden farklı oldukları anlamına gelmemektedir. Başka bir ifadeyle, mahallelerin tümünün aynı olmaması, doğrudan hepsinin bu endeks değerleri açısından birbirlerinden farklı oldukları anlamına gelmez. Bu amaçla mahalleler arasında post-hoc ikili sınamalar gerçekleştirilmiş ve hangi mahallelerin benzer, hangilerinin ise ayrı oldukları istatistiksel olarak ortaya konmuştur. En az anlamlı fark (least significant difference, LSD) testi sonuçları, inceleme konusu üç endeks değeri (kenar düzgünlüğü, eta endeksi ve düğüm derecesi) açısından Ermeni, Frenk ve Rum mahallerinin birbirlerinden farklı olmadığını ortaya koymaktadır. Öte yandan Musevi ve Türk mahalleleri ise bu üç değer açısından hem birbirlerinden; hem de Ermeni, Frenk ve Rum mahallerinden farklıdır. Elde edilen sonuçlar istatistiksel açıdan %99,5 güven düzeyinde (α=0,05) anlamlı bulunmuştur.

Değerlendirme

Pillsbury’e (1970) göre, kentsel alanlardaki sokak yapısı, kültürel yapının fiziksel bir göstergesidir. Bu çalışmada, kentteki sokak dokusunun kültürel coğrafyanın fiziksel bir ifadesi olup olmadığı sorusuna yanıt aranmıştır. Bu amaçla, grafik kuramı temel alınarak geliştirilmiş olan altı farklı endeks değeri kullanılarak, İzmir’de 19 yy’da beş farklı mahalledeki, Ermeni, Frenk, Rum, Musevi ve Türk sokak dokularının birbirlerinden fiziksel olarak farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir.

Çalışma sonuçları, incelenen döneme ait beş farklı mahalledeki sokak dokusunun aynı olmadığını açık biçimde ortaya koymuştur. Bu sonuç, kentlerin fiziksel yapısının kentteki sosyal ve kültürel yaşamın fiziksel bir ifadesi olduğuna işaret etmektedir. Elde edilen bulgular, Pillsbury’nin (1970) kentsel alandaki sokak yapısının kentsel alandaki kültürel yapının bir yansıması olduğu hipotezini doğrular niteliktedir. Ancak, elde edilen bir başka sonuç, Ermeni, Rum ve Frenk Mahalleleri’nin birbirlerinden incelenen ölçütler açısından farklılaşmadığını ortaya koyarken, Musevi ve Türk Mahalleleri’nin birbirlerinden ve bu üç mahalleden sokak yapısı olarak önemli ölçüde ayrıştığıdır. Bu saptama incelenen dönemde din ve dine bağlı olarak oluşan kültürün, kentin fiziksel yapısını doğrudan etkileyebildiği şeklinde yorumlanabilir. Bu noktada, çalışma kapsamına alınan dönemde şehir planlama disiplininin kurumsallaşmamış olması ve planlamanın merkezi bir otorite tarafından uygulamaya konan bir eylem olmadığı konularının da vurgulanması yerinde olacaktır. Ancak hiç şüphesiz, elde edilen bütün bu sonuçların genellenebilmesi için daha farklı dönemsel süreçleri ve coğrafyaları kapsayan çalışmalara gereksinim vardır. Elde edilen sonuçların yalnızca incelenen coğrafya ve dönemsel sürece ilişkin olduğu da belirtilmelidir.

Not: Bu çalışmayla ilgili veriler İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 26-28 Aralık 2014 tarihlerinde düzenlenmiş olan “ABRA International Conference on Quality of Life” başlıklı uluslararası konferansta sunulmuştur.

Kaynaklar

  • Asami, Y.; Istek, C.; Kubat, A. S.; “Characterization of the street networks in the traditional Turkish urban form”, Environment and Planning B, 28(5), 777-796, 2001.
  • Asami, Y.; Kubat, A. S.; Istek, C.; “Application of GIS to network analysis: Characterization of traditional Turkish urban street networks”, Islamic Area Studies with Geographical Information Systems, (Derleyen: Atsuyuki Okabe), 187-206, London: Routledge, 2004.
  • Bin, X.; Zhongyi, Z.; “Graph Theory, Mathematical Olympiad Series Vol. 3”, London: World Scientific&Shanghai: East China University Press, 2010.
  • Borruso, G.; “Network density and the delimitation of urban areas”, Transactions in GIS, 7(2), 177-191, 2003.
  • Buhl, J.; Gautrais, J.; Reeves, N.; Solé, R. V.; Valverde, S.; Kuntz, P.; Theraulaz, G.; “Topological patterns in street networks of self-organized urban settlements”, The European Physical Journal B-Condensed Matter and Complex Systems, 49(4), 513-522, 2006.
  • Crucitti, P.; Latora, V.; Porta, S.; “Centrality measures in spatial networks of urban streets”, Physical Review E, 73(3), 036125, 2006.
  • Freely, J.; “Children of Achilles: the Greeks in Asia minor since the days of Troy”, New York: I. B. Touris & Co. Ltd., 2010.
  • Goffman, D.; “Izmir: from village to colonial port city”, In: E. Eldem, D. Goffman & B. A. Masters (Eds.), The Ottoman City Between East and West: Aleppo, Izmir, and Istanbul (pp. 79-134). Cambridge: Cambridge University Press, 1999.
  • Hammond, R.; McCullagh, P. S.; “Quantitative techniques in geography: An introduction (2nd ed.)”, Oxford: Oxford University Press, 1978.
  • Kansky K.; Danscoine, P.; “Measures of network structure”, Flux, 5(1), 89-121, 1989.
  • Kırlı, B. K.; “Cityscapes and modernity: Smyrna morphing into Izmir”, In: A. Frangoudaki & C. Keyder (Eds.), Ways to modernity in Greece and Turkey: Encounters with Europe, 1850-1950 (pp. 217-235). London: I.B. Tauris Publishers, 2007.
  • Lynch, K.; “Good City Form”, Cambridge: MIT Press, 1981.
  • Pillsbury, R.; “The urban street pattern as a culture indicator: Pennsylvania, 1682-1815”, Annals of the Association of American Geographers, 60(3), 428-446, 1970.
  • Smyrnelis, M.; “Urban space in Smyrna in the 18th and 19th centuries”, Smyrna in the 18th and 19th centuries: A Western perspective (Derleyen: J. L. Maeso & M. Lesvigne), 100-117, Izmir: Arkas Holding S.A., 2013.
  • Wagstaff, J. M.; “The Evolution of Middle Eastern Landscapes: An Outline to A.D. 1840”, Rowman&Littlefield, UK, 1985.