Geleneksel Siverek Evleri

Dr. Öğr. Üyesi Gülin Payaslı Oğuz 
Arş. Gör. Enes Arkan

Siverek’in Konumu ve Genel Özellikleri

Siverek, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Şanlıurfa iline bağlı bir ilçedir (Şekil 1). Siverek ilçesinde karasal iklim hakimdir. 1981 metre yükseltisiyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli yükseltisi konumunda olan Karacadağ, yıl boyunca çevresindeki alçak düzlük alanlara doğru doğu-kuzeydoğu yönlü hava akımlarının oluşmasını sağlar. Dolayısıyla Siverek’te hakim rüzgarların en fazla esme sayısına sahip olduğu yönler kuzeydoğu ve doğu yönleridir.

M.Ö. 5000’lere dayanan geçmişinde Siverek, sahip olduğu konumunun önemi dolayısıyla pek çok devlet ve milletin saldırılarına maruz kalmıştır. Farklı inanca sahip toplulukların tarih boyunca bir arada yaşadığı Siverek’in konumu ve jeolojik yapısı, ticari yapısını da etkilemiştir. Ticari faaliyetler kırsalda tarım ve küçükbaş hayvancılıktır. İlçenin doğusunda bulunan Karacadağ volkanizmasından kaynaklı taşlık arazi yapısından dolayı ekilebilir tarım alanları azdır. Karacadağ krateri ve çevresinde çeltik üretimi mevcuttur. Ekilebilir tarım arazilerinde tahıl ürünlerinden buğday başta olmak üzere arpa, mısır, mercimek; meyvelerden antep fıstığı, nar, üzüm sebzelerden kırmızı biber, domates, karpuz ekilmektedir. Ürünler ilçede bulunan buğday pazarı, sebze hali ve hayvan pazarında değerlendirilmektedir. Hayvansal gıdalar ev üretimi olup ilçe ekonomisi içinde tüketilmektedir.

Siverek Geleneksel Kent Dokusu

Ermenice “siyah harabeler” anlamına gelen Siverek; M.Ö. 5000 yılına dayanan bir geçmişe sahip olan eski bir yerleşim yeri olarak Karacadağ volkanı üzerinde kendine özgü kentsel yerleşim ve mimari yapılaşma geliştirmiştir.

Siverek Kenti, merkezindeki höyük (kale) dışında düz ve düze yakın bir alan üzerinde kurulmuş ve geçmişten bugüne gelişimi sırasında jeomorfolojik ve topoğrafik açıdan herhangi bir eşik ile karşılaşmadığı için kent ışınsal olarak tüm yönlere doğru büyümüştür. Kent Asur medeniyetinden kalan büyük kesme taşlarla 30-35 m yüksekliğindeki bir höyük üzerine inşa edilen kale etrafında gelişmiştir. 1954 tarihinde kent yaklaşık 700 m. yarıçapında merkezden (kaleden) çevreye doğru yıldız gibi ışınsal (radiocentric) olarak yayılan yol aksları ile gelişen ışınsal kent karakterindedir. 1984 yılında kuzey istikametinde 1994 yılında doğu istikametinde açılan ana yollar ile konsantrik kent formuna dönüşmeye başlamıştır (1) (Resim 1).

Kale ve sınırladığı alan, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 17.05.1991 tarih ve 739 sayılı kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak arkeolojik sit olarak ilan edilmiştir. Güncel tescil listesine göre tescilli taşınmaz kültür varlığı olarak Siverek ilçe merkezinde 1 adet kale,1 adet hükümet konağı, 1 adet okul, 2 adet han, 8 adet cami, 2 adet hamam, 2 adet çeşme ve 60 adet geleneksel ev mevcuttur (Şekil 2).

Geleneksel Siverek Evlerinin Genel Özellikleri

Karasal iklimin hakim olduğu Siverek ilçesinde geleneksel evler Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki diğer evler gibi iklime uygun tasarlanmıştır. Dıştan içe doğal dengeler içinde sıralanan hacimlerde yöre ikliminin tüm mevsimsel özelliklerini yaşamayı olanaklı hale getiren açık, yarı açık, kapalı hacimler sistemi-sırası mevcuttur (2).

Geleneksel Türk evini sofaya göre sınıflandıran Eldem (3), sofasız ev tipinde sofa görevini alt katlarda avlunun gördüğünü, üst katlarda da eve dıştan merdivenler ve balkon şeklinde galeriler (gezemek) ile avluya bağlandığını belirtmiştir. Anadolu’nun doğu ve güney bölgelerinde uygulanan, Irak ve Suriye ev tipleri ile yakınlığı olan bu ev tipinin merkezinde açık avlu bulunmaktadır. Geleneksel Siverek evleri de Güneydoğu Anadolu ev grubunda olup, sofasız ev tipine girer.

Geleneksel Siverek evlerinde, mekansal kurgu temel olarak avlu tarafından belirlenir. Avlu, mekansal kurgu içerisinde meydan görevini üstlenir ya da bir düğüm noktasıdır (4). Yapı kütlelerinin avlu etrafında diziliminden oluşan doluluk/boşluklar göz önünde bulundurularak karnıyarık, L, U, parçalı U, orta avlulu, F tipleri ile belli bir tipe dahil olmayan A tipik şeklinde yapı-avlu ilişkisi ortaya çıkmıştır (Şekil 3).

Avlu etrafında konumlanmış yapı kanatlarından oluşan geleneksel Siverek evleri; tek katlı, iki katlı (bodrum-zemin, zemin-birinci kat, zemin-asma kat) ve üç katlı (bodrum-zemin-birinci kat, zemin-birinci kat-asma kat) olarak düzenlenmiştir. Bazı evlerde yarı bodrumlar yapılsa da, kent zemininin sert volkanik kayaç oluşundan dolayı bodrum oluşumu çok az rastlanmaktadır. Asma kat kullanımı çok yaygın olmasa da, bir katın kanadına birkaç fonksiyon yüklemek isteyen ev sahipleri asma kat oluşumuna gitmişlerdir. Asma kat çıkılan mekanların tavan kotu yüksek olup düzenlenen asma katın döşemeleri ahşap olmaktadır. Zemin katta düzenlenecekse zemin kat yer kotunun altında başlatılmıştır.

Evleri oluşturan mekanları; açık mekan olarak avlu ve dam, yarı açık mekan olarak eyvan ve geçiş alanı giriş aralığı, kapalı mekanlar ise oda ve ıslak hacim-servis mekanları olarak mutfak, hela, kiler, odunluk, ahır, develik şeklinde gruplamak mümkündür. Sosyal yaşamın geçtiği açık alan olan avlunun etrafında yaşam alanları konumlanmıştır. Yarı açık alan olan eyvan yaşama alanı ve geçiş mekanı olarak görev yapmaktadır. Yaşama alanı olan odalar, servis mekanları, ıslak hacimler avlu etrafında konumlanmış durumdadır. Siverek’te her evin bir avlusu varken avlu sayısı bazen iki ya da üçe çıkabilmektedir. İki ve üç avlulu evler harem ve selamlık olarak kullanılan geleneksel evlere de rastlanmaktadır (Şekil 4-5-6).

Geleneksel Siverek evlerinde sokaktan avluya çoğunlukla geçiş alanı olarak kullanılan bölüm giriş aralığı olarak adlandırılmaktadır. Üstü kapalı olan giriş aralığında ahır, odunluk bazen mutfak bu mekanla beraber çözülmekte ve girişleri buraya açılmaktadır.  Kankal (5), 19. yüzyıl belgelerinde bu bölüme “dehliz” dendiğini, “edebhane” ya da “kademgah” denilen tuvaletin bu mekanda bulunduğunu ve kışlık yakacak odunların bazen bu mekanda istiflendiğini belirtmektedir. Giriş aralıklarının üstü ahşap kirişleme ile geçilirken avluya bakan cephe yüzeyleri basık, yuvarlak veya sivri kemerli olabilmektedir. Bazı evlerde aralık mekanının üzerinde köşk odası bulunabilmektedir.

Geleneksel Siverek evlerinde sıcak yaz günlerinde gündelik yaşamın geçtiği yarı açık mekan olan eyvanlar genelde güney kanatta yer alırlar. Çoğunlukla tek gözlü olan eyvanların iki gözlü ve üç gözlü olanları mevcutken eyvanı olmayan evler de bulunmaktadır (Resim 2). Eyvanın olduğu kanatın kat yüksekliği yüksek tutulurken, bazen aynı kanatta sadece eyvan bölümünün damı yüksek tutulabilmektedir.

Geleneksel Siverek evlerinde odalar avlu etrafında dizilmektedir. Geniş aile yapısından dolayı avlu etrafındaki dizgide oda sayıları süreç içerisinde artmaktadır. Bektaş’ın (6)  geleneksel evlerde “esneklik” ilkesi ile açıkladığı bu eklemlenmede her odaya ailenin evlenen bir ferdi yerleşmektedir. Odanın bu halini Halifeoğlu (7) “çekirdek aile evi” olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla Siverek evlerinde odalar, aynı avlu etrafında ortak servis alanlarına sahip evlerden ibarettir.

Kuban (8), geleneksel evlerdeki dörtgen oda mekanının iki işlevsel bölüme ayrıldığını belirtmiştir. Birinci bölüm düşük kotlu, hizmet bölümü olan seki altıdır. İkinci bölüm olan seki üstü oturma bölümüdür. Mekandaki yaşam da bu kot farkından kaynaklı yükseklikler hiyerarşisine uymaktadır. Daha yüksek seviyedeki oturma bölümü halılarla kaplıdır. Daha güzel halı ve kumaşlarla kaplı olan sedirler ise en üst seviyeyi oluştururlar. İşlevsel olan bu hiyerarşide aile reisi baba ve ailenin yaşlıları sedirde, daha gençler girişe yakın, çocuklar da yerlerde halı ve yastıkların üzerinde otururlar. Hizmet edenler girişte bulunurlar.

Geleneksel Siverek evlerinde odalara avludan, aralıktan, eyvandan ya da gezemekten girilebilmektedir. Dörtgen planlı odaların kısa kenarları 2.5-3.5 m, uzun kenarları 4-7 m arasındadır. Odaların uzun kenarları avluya paralel olup zemin katlarda pencereler avluya açılmaktadır. Odaların duvar yüzeylerinde gündelik kullanım eşyalarının yerleştirildiği yüklük ve nişler bulunmaktadır. Geleneksel Siverek evlerinde seki altı ve seki üstü olarak iki işlevsel bölüme ayrılan odaların seki altına “eşik denmektedir. Döşemesi taş olan ve avluya gideri bulunan eşik (seki altı) ile seki üstü arasında 20-30 cm kot farkı bulunmaktadır. Banyo ve kış aylarında bulaşık yıkama işlemleri eşik‘de yapılmaktadır. Günlük yaşamın geçtiği odaların sabit kap-kacağı bulunmakta, mutfakta pişirilen yemekler her odanın kendi tepsisi (sini) ve kaplarıyla servis edilmektedir. Odanın arkasında kiler var ise kilere geçişi sağlayan kapı eşik bölümünde yer almaktadır(Şekil 7). Birkaç ev dışında özel yıkanma mekanı bulunmamakta, yıkanma eylemi eşik bölümünde ya da mahalle hamamlarında gerçekleştirilmektedir.

Genellikle avluda yer alan bazalt taş merdivenlerle üst kattaki gezemeğe, oradan eyvan veya odalara geçilmektedir. Avlunun kuzeyinde yer alan ve yüzünü güneye (kıble) döndüğünden bu kanattaki odaya ise yöresel kullanımıyla “kıble odası” denmektedir.

Siverek evlerinde mutfak genelde girişe yakın, doğrudan avlu ile bağlantılı, bazen de giriş aralığında bulunmaktadır. Genelde basık kemerli bir girişi olan mutfağa kemerli girişinden dolayı “eyvan” da denmektedir. Yarı açık olarak da tasarlanabilen, duvar yüzeylerinde ocak ve nişlerin bulunduğu mutfaklar, çoğunlukla doğu kanadına yapılmıştır. Doğu kanadında olmayan mutfaklar genellikle kapalı mekan olup bunlara kapı ile girilmektedir.

Geleneksel Siverek evlerinde erzakların saklandığı “maskan” adı verilen kilerler yapılmıştır. Kayalık zemin nedeniyle kilerler bodrum kata yapılamadığından odaların arka kısımlarında veya kanatların birleşimindeki sağır duvarlı alanlara yapılmıştır. Sağır duvarlı olan maskanların havalanması için tavan kotunda aydınlatma ve havalandırma amaçlı baca (locın) yapılmıştır.

Bazalt zeminin çok derine inmeye izin vermemesinden ötürü bodrumlar avlu kotundan çok aşağılara inmemektedir. Yer kotunun altında yer alan ve yöresel olarak “zerzemin” adıyla anılan bodrumlara her evde rastlanmamaktadır. Bodrum girişi avludan olabildiği gibi yapının içinden de girilen örnekleri mevcuttur. Bodrum zemini sıkıştırılmış toprak veya taş olmaktadır. Toprağın içine muhafazası istenen yiyecekler saklanmaktadır. Üst örtüsü ahşap kirişleme üzeri saltaşı ya da sivri tonozdur.

Zemin kattaki odaların arkasında konumlanan sadece binek hayvanların bırakıldığı ve dışarıya ayrı bir kapısı bulunan “develik” mekanı yer almaktadır.

Tuvalet zemin katta avlu giriş kapısına yakın, çoğunlukla giriş aralığında, bazen avludaki merdivenin altında konumlanmıştır. Kötü kokunun mekanlardan uzak tutulması ve sokaktan geçen kanalizasyona yakınlığından dolayı böyle bir yer tercihine gidilmiştir.

Yapım Sistemi ve Malzeme

Bazalt taşın kullanıldığı yığma yapım sistemi ile inşa edilen geleneksel Siverek evlerinde düşey taşıyıcılar duvarlar, sütunlar ve payelerden oluşmaktadır. Açıklık geçmek ve oluşturmak için kemerler, tonozlar, ahşap kirişlemeler, sal taşları ve ahşap-taş lentolar yatay taşıyıcı elemanları oluşturmaktadır. Yığma duvarların yatay yüklere karşı dayanımını arttırmak için duvarlarda ahşap hatıllar kullanılmıştır.

Dış yüzeyler kaba/ince yonu taş ile örülen, iç kısmı moloz taş +harç karışımı ile doldurularak oluşturulan taşıyıcı duvarların kalınlığı; üzerine kat çıkılan zemin katlarda 75-100 cm arasında, üst katlarda 40-60 cm kalınlıklarında olmaktadır. Üzerine kat çıkılmayan zemin katlarda ise duvar kalınlığı 55-75 cm arasında değişmekle beraber ekseriyetle bu kalınlık 65 cm olmaktadır. Duvarların dış yüzeyi mekana göre kaba yonu veya ince yonu taş örgü olmaktadır. Avlu ve servis mekanlarının duvarlarının dış yüzeyleri genelde kaba yonu, oda duvarlarında ise ev sahibinin maddi durumuna göre ince yonu olabilmektedir. Tepe penceresi bulunan evlerde lentoların üst kısmı bazen moloz taş olup bu bölüm sıvanmaktadır.

Geleneksel Siverek evlerinde 20-25 cm çapında bazalt taş sütunlar, eyvan ve revak kemerlerini taşımaktadırlar. Sütunlar bazı evlerde kaidelere oturtulmuşken genelde kaidesiz olarak tasarlanmışlardır.

Geleneksel Siverek evlerinde üst örtü toprak damdır. Mekanın kısa kenarına paralel 15-20 cm çapında, 35-45 cm aralıklarla döşenmiş kavak ağacının kullanıldığı kirişlemelerin üstü ahşap kaplama tahtası ile kapatılmaktadır. Tuz, saman, yün içeren toprak harç ile damın üstü örtülmektedir (Resim 3). Kışın yağan yağışlardan yumuşayan toprak örtüyü sıkıştırmak için “log” denilen bazalt silindir taşları bulundurulmaktadır.  Serinliğinden dolayı yazları üzerine taht kurularak yatılan damlarda aynı zamanda kışlık hazırlıklar yapılmakta, sebzeler kurutulmaktadır.

Karacadağ’ın volkanik bazalt taşlarının bölgede yoğun olarak bulunması Siverek mimarisinde bu taşın ana malzeme olarak kullanılmasını sağlamıştır. Geleneksel Siverek evlerinde kalker taşının kullanımı çok azdır. Kitabe ve rozetlerde kalker taşı kullanılırken çok az sayıdaki evin avlu cephesinde almaşık düzende bazalt ile kullanımı tespit edilmiştir.

Geleneksel Siverek evlerinde taştan sonra sıklıkla kullanılan diğer yapı malzemesi ahşaptır. En çok kullanılan ağaç türü ise kavak ağacıdır. Ara kat döşeme ve üst örtü elemanlarında, tavan kaplamalarında, kapılar, pencereler, yüklük ve niş kapakları, duvarlarda kullanılan hatıllar, lentolar, bağdadi duvar çıtaları ve ayırıcı bölmelerde ahşap malzemeden faydalanılmaktadır.

Toprak malzeme ara kat ve üst örtülerin kapatılmasında; içine saman, tuz, yün vb. malzemenin katılmasıyla beraber kullanılmaktadır. Bu karışım, cumba ve ayırıcı duvarlarda ahşap bağdadi kuşaklamaların arasına dolgu malzemesi olarak da yer almaktadır. Kaba yonu örgülü servis mekanları ile tepe penceresinden sonra moloz taş  örgü kullanılan evlerde içine saman katılarak sıvada kullanılan harç malzemesi olarak da kullanılmaktadır.

Pencere, merdiven, gezemek korkuluklarında, kapı-pencere bileşenlerinde metal eleman kullanılmaktadır. Çok az da olsa niş, yüklük kenarlarında alçı işi süslemeler görülmektedir.

Sonuç

Dünyanın neresinde olursa olsun geleneksel mimarinin oluşumunu yöresel veriler şekillendirmiştir. Çünkü mimarlık, yerel kültürün aktarılmasındaki önemli araçlardan birisidir; yaşanılan dönemin sosyal ve kültürel zenginliklerini inşa edilecek yapı ile bütünleştirerek mimari eserlerin oluşumuna olanak vermektedir. Bu eserlerin sosyal ve kültürel zenginliğin aktarıcısı olması ve bunun devamlılığının sağlanması toplumların kültürel kimliğinin sürdürebilirliği açısından önemlidir.

Siverek ‘de geleneksel evlerinin mimari oluşumunda; yöresel malzeme, jeolojik yapı, iklim ve yaşayan toplumun sosyal, dini ve aile yapısı ile ailenin ekonomik durumu birincil derecede etkili olurken, kentin coğrafi konumu itibariyle çevresindeki yerleşimlerin mimari oluşumlardan ikincil derecede etkilendiği söylenebilir.

Geleneksel Siverek evlerinde açık, yarı açık mekanlar ve avlunun etrafına yerleştirilmiş kütlelerden oluşan plan sistemi iklimin etkisiyle oluşmuştur. Avlu çevresine yerleştirilmiş farklı yöndeki mekanlar bir yapı kanadını oluşturmaktadır. Yazlık kanat güneyde olup genelde iki katlı ve eyvanlıdır. Kuzeydeki kanat ise kışlık kanat, doğu-batı kanatları ise mevsimlik mekanlar olarak kullanılmaktadır.

Her evde iklime göre kanat kullanımı, evin konumlandığı parselin formu ve büyüklüğü nedeniyle değişebilmektedir. Evlerin yazlık-kışlık kullanımında mevsimsel yönde olmayan kanadın işlevi doğal olarak diğer yönlerdeki kanatlara verilmektedir. Yapılardaki kanat adedine göre işlevler diğer yönlerdeki kanatlara yüklenebilmektedir.

Mevsimsel değişmelerde yapı kanatları içerisinde göç olmaktadır. Bunun gerekçesini Küçükerman (9); yaylak ve kışlak yaşama kültürüne bağlarken, tek evde hem “açık-serin” hem de “kapalı-iyi korunmuş” odalar düzenine gidildiğini belirtmiştir. Yazlık ve kışlık odaların tasarımını yapı içindeki uygun yönü, durumu, kullanılan malzeme, uygun boyut, iç-dış ilişkilerindeki açıklık-kapalılık, iç düzenlemedeki özen ve yalınlık gibi ilkelere bağlamıştır.

Mutfaklar, hakim rüzgar olan doğu-kuzey doğu rüzgarından etkilenmemesi için çoğunlukla doğu kanadına yapılmıştır. Sıcak iklim koşullarından erzakların korunması için serin mekanlara ihtiyaç vardır. Bodrum yapımına imkan olmadığı ya da parsel büyüklüğünün olanak tanıdığı durumlarda avluya bakan odaların arka bölümünde yer alan, sağır duvarlı tepe ya da tavan penceresi olan kilerli (maskan) bir plan tipine gidilmiştir

Avludan odalara geçişleri sağlayan aralık mekanı, kışın soğuk havanın doğrudan odalara temasını engellemek için yapılmıştır.

Evlerde mevsimsel yerleşme, iklimin yanı sıra ekonomik durum, parsel yapısı vb. parametrelere bağlı olduğundan her evde bunu bu iki yönle gözlemlemek mümkün olamamaktadır.

Bitişik nizam ve içe dönük yapılaşma yazın serin ve gölgelik alanlar oluştururken kışın soğuk ve rüzgara karşı korunma imkanı sağlamaktadır. Evlerin dış kısmında kalan dar, organik formdaki sokaklar ve bu sokaklardaki kabaltılar, cumbalar, giriş kapıları üzerindeki saçaklar da bu duruma olanak tanımaktadır. Sokakların darlığı iklimin getirdiği bir sonuçtur. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki kentlerde görülen (Şanlıurfa, Diyarbakır); dar, dönemeçli ve gölgeye gerek duyulan sokaklarda, yaklaşık 1,5-2 kat yüksekliğinde, mahalledeki sokak yaşamının altında geçtiği kabaltılar bulunur.(10) Kabaltılar/kantarmalar mülkiyet hakkı hangi ailede ise onun adıyla anılmışlardır (Resim 4).

Sosyo-ekonomik durum, avlu sayısı ve kat adedini belirlemektedir. Gelir düzeyi yüksek ailelerde avlu sayısı ikiye (haremlik-selamlık), bazen de üçe (haremlik-selamlık-çalışanların evi) çıkabilmektedir. Güvenlik, mahremiyet ve iklimsel nedenlerden dolayı avlu duvarları yüksektir. Sokaktan yapıya girişin sağlandığı aralık bölümü, mahremiyet nedeniyle tasarlanmıştır.

Mahremiyet olgusu bazı evlerde haremlik-selamlık çözümüne gidilmesini sağlarken, haremlikten selamlığa yiyecek, içecek vb. servisini sağlamak için selamlığa açılan döner düzenekli ahşap servis dolabı ile bağlantı sağlanmaktadır.

Siverek evlerinde avlu ve ahır kapısı dışında sokağa açılan açıklıklar çok azdır. Mevcut açıklıklar mazgal pencere şeklinde dışa doğru daralan ahır ve kiler pencereleridir. Ya da kilerlerin üst örtü kotuna yakın küçük pencereleridir. Bu, güvenlik gerekçeli olmakla beraber, bunun oluşmasında mahremiyetin de rolü vardır. Mahremiyetten dolayı içe, avluya dönük konut planı zemin katlarda sokakları sağırlaştırmıştır. Birinci katlarda ise pencereler ve cumbalar olabilmektedir. Parseli yamuk olan evlerde üst kattaki odayı dörtgen formda yapabilmek için yapılan gönye çıkmalar da sokağa hareket katmaktadır.

Büyük aile kavramı göçebelikten yerleşmeye geçişte yapının kuruluşunda ve biçimlenmesinde önemli bir etken olmuştur. Anne, baba, çocuklar, gelinler, damatlar bu kez bir çatı altında ya da avlu çevresinde birleşmişlerdir (11). Siverek’te de aile yapısı geniş olduğundan, geleneksel Siverek evlerinde birkaç kuşak aynı avlu etrafındaki kurguya dahil olabilmektedir ve mekan-kanat ekleme ya da mevcut yapının üstüne kat çıkabilmeye olanak tanıyan esnek bir yapı tasarımı mevcuttur.

Geleneksel Siverek evlerinin büyüklüğünü, parseldeki konumlanışını, mekan kurgusunu etkileyen etmenlerden en önemlisi aile ve içinde bulunduğu toplumsal yapıdır. Ataerkil, geniş feodal ailelerin varlığı bu ailelerdeki bireyleri aynı sosyal çevre içinde konumlanmaya itmiştir. Dolayısıyla büyük aile ada bazında parsel bölünmeleri ile bir araya gelirken, çekirdek ailenin büyüklüğü ya da büyümesi bir parselde bulunan evde yatay ve düşeydeki mekan sayısını etkiler. Aile büyüdükçe, oda ve kat eklemlenmesine olanak tanıyan esnek yapılaşmada bazı evler de görülebilmektedir.

Siverek evlerinde ekonomik durum parsel büyüklüğünü, avlu etrafındaki kanat adedini, kat adedini, evin haremlik selamlık olarak tasarlanmasını etkileyen önemli bir unsurdur. Siverek’te nüfuslu ve kentte etkili ailelerin evleri diğerlerine göre daha gösterişli yapılmıştır. Genelde bu evler haremlik selamlık olarak yapılırken bir kısmında hizmetliler için ayrıca bir avlu eklenmiştir. Bu evlerin bitişik ve karşı parsellerinde de aynı aileye mensup kişilere ait evler bulunmaktadır.

Yerleşim bölgesinin dışındaki alanlarda bulunan bağlarda ekilen üzümlerden ev ekonomisine katkı amaçlı pekmez üretimi yapmak için avluda yer alan üzüm tekneleri kullanılmaktadır. Her evin avlusunda taş veya ahşap üzüm teknesi bulunmaktadır. Avluda yapılan üretimin kurutma işlemi ise damlarda yapılmaktadır.

Karacadağ’ın volkanik bazalt taşlarının bölgede yoğun olarak bulunması Diyarbakır mimarisinde olduğu gibi Siverek mimarisinde de bu taşın hakim malzeme olarak kullanılmasına neden olmuştur (12). Geleneksel Siverek evlerinin yığma yapım tekniği ile düz toprak damlı yapılması Güneydoğu Anadolu bölge mimarisinin genelinde kullanılan bir uygulamadır. Evlerin yapımında kullanılan malzemenin niteliği de ekonomik durumla ilişkilidir. Evin tamamen kesme taştan yapılması, süsleme elemanlarının mevcudiyeti varlıklı bir ev sahibinin göstergesi iken, kaba yonu taş ve süsleme bakımından sade bir ev dar gelirli ev sahibinin göstergesidir.

Siverek’in Diyarbakır’ın bir sancağı olması, Diyarbakır-Şanlıurfa kervan yolu üzerinde bulunması idari ve ticari anlamda bu kentle etkileşim içinde olmasını sağlamıştır. İdari ve ticari ilişkiler doğal olarak sosyal, kültürel ve mimari anlamda da etkileşimi sağlamıştır. Bu duruma bölgedeki geleneksel evlerde kullanılan avlulu plan tipinin geleneksel Siverek evlerinde de kullanımı örnek gösterilebilir.

Geleneksel Siverek evlerinde avlusuz ev yoktur. Avlu, çevresine yerleştirilmiş kütleler ve yüksek duvarla sınırlandırılarak dış mekandan ayrılmaktan ziyade bir iç mekan görevi görerek gündelik yaşam geçişlerinin kesiştiği ana mekandır. Sosyal olarak toplanma alanı olan avluda yemek yeme, bulaşık yıkama, kışlık yiyeceklerin (salça, dolmalık, pul biber, turşu, reçel) hazırlanması-kurutulması, çocuklar için uygun oyun alanı, yatma gibi gündelik yaşam aktiviteleri geçmektedir.

Geçmiş dönemlerde Siverek’te bağcılık revaçta bir geçim kaynağı olduğundan bağdan toplanarak evlere getirilen üzümleri ezmek için kullanılan tekneler avlunun bir köşesinde bulundurulmaktadır. Taş veya ahşap olabilen üzüm ezme teknesi, ezilmeden sonra çıkan posa ve artıklarının yaşama alanı olan avluyu fazla kirletmemesi için genelde girişe yakın yerleştirilmişlerdir.

Kaynaklar

1. Sınmaz, S., Özdemir, H., 2016, “Türkiye Şehir Planlama Pratiğinin Kentsel Morfoloji ve Tipoloji Üzerindeki Etkileri, Siverek Kenti İçin Bir Değerlendirme”, İdeal Kent Dergisi, Cilt:7, Ankara, ss.26.

2. Bektaş, C., 2013,”Türk Evi”, Yem Yayınevi, İstanbul, ss.168.

3. Eldem, S. H., 1954, “Türk Evi Plan Tipleri”, İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Baskı Atelyesi, İstanbul, ss.236.

4. Özyılmaz, H., Payaslı Oğuz, G., Hatipoğlu, H., 2018, “Toplumsal Yapının Mekân Üzerindeki Etkisinin Siverek Evlerinde İncelenmesi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, cilt 11/61, ss.522.

5. Kankal, A., 2001, “19.Yüzyılın Sonlarında Siverek’te Sosyal ve İktisadi Hayat”, Tarihte Siverek Sempozyumu, Şanlıurfa, ss.39-67.

6. Bektaş, C., 2013, “Türk Evi”, Yem Yayınevi, İstanbul, ss.168.

7. Halifeoğlu, F. M., 2005, “Geleneksel Konut-Aile İlişkisinin Sürdüğü Yerleşmeler İçin Bir Koruma Model-Önerisi:Mardin-Savur Örneği”, Gazi Ünv. FBE Doktora Tezi, Ankara, ss.117.

8. Kuban, D., 1995, “Türk Hayatlı Evi”, MTR Yayınları,  İstanbul, ss.279.

9. Küçükerman, Ö., 1996, “Kendi Mekanının Arayışı İçinde Türk Evi”, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları, İstanbul, ss.214.

10. Tuncer, O. C., 1998, “Diyarbakır Evleri”, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Yayınları, Diyarbakır, ss.574.

11. Küçükerman, Ö., 1996, ss.214.

12. Özgültekin, R., Akman, E., Sun, K., 2003, “Tarihi ve Kültürü ile Siverek”,  Siverek Kaymakamlığı Yayınları, Siverek.