Başbuğ Otomotiv Açık Ofis ve Yönetim Binası

Mimari Tasarım
YOO Mimarlık

İşveren
Başbuğ Group

Tasarım Ekibi
Seda Bilir Aksu, Gökhan Uzun, Güven Erman, Hande Gönüllü

Uygulama Ekibi
Tolga Albayrak, Bilal Carlıoğlu, Kerem Yanık, Tuğrul Yıldırım

Tamamlanma Tarihi
2021

Toplam İnşaat Alanı
3.650 m²

Fotoğraflar
Altkat Architectural Photography – Alp Eren

YOO Mimarlık, Başbuğ Otomotiv Açık Ofis ve Yönetim Binası projesinde; iyi detaylandırılmış, modern çizgilere sahip, gösterişten uzak ancak dikkat çekici, doğal malzemelerin olduğu, sanatla ilişkili ve konforlu mekanlar tasarlamış.

1974 yılından itibaren Otomotiv sektöründe hizmet veren İstanbul Başbuğ Otomotiv’in açık ofis ve yönetim binalarının tüm tasarım ve uygulama projeleri YOO Mimarlık tarafından özgün ve bölgeye uygun şekilde gerçekleştirilmiş. Toplam 3.650 metrekare alana yayılan projede; açık ofis, yönetim ofisi, sosyal ve ortak alanlar, kafeterya, farklı formlarda toplantı odaları ve konferans salonu YOO Mimarlık imzasıyla tasarlanmış.

Ofis projesinin tasarım yaklaşımında iki temel prensip benimsenmiş. Bunlardan ilki ofisleri iç mekan olarak ele almak ve kullanıcıların konforunu ön planda tutmak ikincisi ise tüm kullanım alanlarıyla beraber markanın kimliğini vurgulamak olmuş.   

Tasarım; modern dünyaya ayak uyduran, yenilikçi, huzurlu, renkli ve çalışanların keyif alabilecekleri bu sayede insanı merkezine alan bir çalışma ortamı ile çalışanların ihtiyaçlarını gözeten ve güncel iş yaşamının gereklilikleri yerine getiren bir merkez olarak konumlandırılmış.   

Daha önce depo olarak kullanılan, kat yüksekliği fazla olan ve mekanın ortasında oldukça büyük bir cam tavanı bulunan mekan “açık ofis alanı” olarak tasarlanmış. Proje öncesi ofis olarak kullanılan alanlar ise müşteriler geldiği zaman toplantı yapabilecekleri, yönetim kadrosunun konforlu bir şekilde çalışabilecekleri, yemekhanede ise keyifli bir ortamın yakalanacağı, eğitim ve etkinlikler düzenleyebilecekleri bir alana dönüştürülmüş.  

Proje, kendi içinde hem tasarım hem de uygulama olarak ikiye ayrılmış. İlk etapta, eski düzende depo olarak kullanılan yer ele alınmış. Açık ofis düzenine geçerken, YOO Mimarlık’ın önceki projelerindeki paylaşımlı ofislerden elde edilen sinerji bu projeye de hızlıca aktarılmış. Yaklaşık 100 m² olan ve mekanın ortasında yer alan ışıklık, her ne kadar mekan açısından bir zenginlik olsa da çalışma ortamı için ışık kontrolü sağlanamadığı için zorlukları olan bir alanmış. Sosyal alanlar ile çalışma alanlarını ikiye ayırmak yerine sosyal alanlar tam da bu mekana kaydırılarak, ışık kontrolü sağlanamayan bu alan verimli bir şekilde kullanılmış.

Toplantı odaları ve panelleri fiziksel ve görsel bir sınır olarak değil, ofisin alanlarını tanımlayan birer unsur olarak ele alınmış ve tüllerle birlikte bambaşka bir görünüme kavuşmuş. 

Açık ofis alanını maksimum verimlilikle sunabilmek için proje genelinde iki önemli teknik konu gündeme alınmış: Cam tavan için gerekli film kaplama işlemiyle güneşin daha kontrollü olarak içeri alınması ve akustik materyaller ile fazla kullanıcının aynı anda çalışması nedeniyle oluşabilecek ses/gürültü kirliliğinin önüne geçilmesi.

Açık ofisin sosyal alanın ortasına 200 yıllık zeytin ağacının getirilmesi ve o alana adapte olması projenin en zorlu süreçlerden birisi olmuş. Zeytin ağaçları mevcut yerinden taşındıktan sonra yeni yerine alışana kadar biraz sararıp yapraklarını döküyor. Bir canlıyı koruma hissinin yarattığı kaygı ile defalarca yapılan bakımlar sonrasında sosyal alanın tam ortasında bulunan zeytin ağacı eski haline kavuşmuş.

Ofis binası ile birbirine bağlantılı, iç içe bulunan yönetim binasında bambaşka bir tasarım dili benimsenmiş. Ofis binasında dinamik bir tasarım dili belirlenirken, yönetim ofisinde ise ferah ve dikkat çekici bir tasarım hedefi ile yola çıkılmış. 

Tüm dünyadan iş ortaklarının ağırlanacağı yönetim ofisinde doğal malzemelerin sıcaklığı kullanılarak konforlu, ferah ve sofistike bir mekan tasarım yaklaşımı benimsenmiş. Ofis binasında bulunan gösterişli cam tavan referans alınarak yeşili mümkün olduğunca içeri alan, renkli, dinamik ve konforlu bir alan tasarlanmış.

Farklı malzeme ve teknikler ile mekansal konfor sunulurken bu çeşitliliğin mekan organizasyonundan rahatça okunabilmesi sağlanmış.

Esneklik ve dönüşüm bu projenin temel anahtar kelimeleri olmuş. Yönetim ofisinde çalışan sayısı 10 iken çok sayıda toplantı odası ve yemekhanenin kullanımı ile bu sayı 200 kişiye kadar çıkarılmış. Mevcuttaki kat kullanımları farklılaştırarak, yönetim ofisi ortak alanlardan uzaklaştırılmış ve en üst kata alınmış; orta kat içinde ise yemekhane ve mutfak alanları çözümlenmiş.

Yönetim katında bulunan kitaplıklar, özel üretim masaları, özellikle görsel anlamda büyük titizlik gerektiren, mermerden bookmatch uygulaması yapılması ve mermer blokların seçilmesi, malzeme sürecinde öne çıkan süreçler olmuş. Tasarıma ek olarak tüm uygulama sürecinin de YOO Mimarlık tarafından yönetildiği projede; mobilyalar hareketli ve sabit olarak ikiye ayrılmış. Resepsiyon masası, yönetim kitaplıkları gibi sabit mobilya üretimleri, yerinde, YOO Mimarlık ekibi tarafından yapılmış.

İşverenin sahip olduğu akvaryumun özel sisteminin korunarak duvar ünitesinin bir parçası haline getirilmesi projenin en dikkat çekici çalışmaları arasında yerini almış.