Alternatif Konut Üretimi: Sosyal Konut

Sosyal konut; günümüzde bir tüketim nesnesi, yatırım aracı ve sosyo-ekonomik statü göstergesi haline gelmiş olan konut olgusunun piyasa üretimine alternatif olarak, orta- alt gelir grubuna yönelik, kar amacı güdülmeden, genellikle kamu eliyle hayata geçirilen örneklerini ifade ediyor. Sosyal konutun acil ihtiyaca yönelik, kısıtlı bütçe ve zamanla inşa ediliyor olması, niteliğinin önündeki engel olarak belirtilse de, dünya literatürden sayısız örnek gösteriyor ki bu kısıtlara rağmen alternatif, nitelikli konut üretimi mümkün. YAPI Dergisi’nin 463 Şubat sayısının Dosya sayfalarını, farklı coğrafyalarda ve ölçeklerde hayat bulan başarılı sosyal konut örneklerine ayırdık.

Derleyen: Baran Gülsün, Mimar

Dokunulmazlığı yasalarca korunan konut, “insanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgah” olarak tanımlansa da (1) şüphesiz ki bunun ötesinde bir anlama sahiptir. Temel fiziksel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını karşılamasının yanında, içinde geçirilen zaman ve sağladığı mahremiyet göz önünde bulundurulduğunda bireyin manevi yaşamının önemli bir parçasını oluşturur. Bunların dışında, konut bir tüketim nesnesi ve yatırım aracı olduğu gibi sosyo-ekonomik statü göstergesidir. Bu durum, metalaşan her kavrama olduğu gibi konuta da alt gelir grubunun erişimini kısıtlar. Sosyal adaletsizliğe çözüm üretmek hedefiyle bu noktada kamu kuruluşları ve sivil oluşumlar “sosyal konut” kavramı ile devreye girer.

Sosyal konut ve toplu konut, günlük hayatta iç içe geçmiş kavramlar olarak kullanılsa da aralarında önemli bir fark bulunur. Sosyal konut; orta-alt sınıfa yönelik, piyasa üretimine alternatif olarak, kar amacı güdülmeden üretilen konutları tanımlarken toplu konut, ticari bir kavrama karşılık gelir.

“Toplu konut öncelikle, kapitalist “konut pazarı” ya da “konut endüstrisi” tarafından üretilen konut yerleşmelerini ifade eden bir terimdir. Genel anlamda tek defada çok sayıda üretilen konutlar tanımlanmaktadır. Sosyal konut ise devlet, yerel yönetimler ya da sosyal kuruluşlar tarafından yapılan ve kısmen kapitalist pazarın dışında bir üretimi ifade eder. Özellikle toplumun dar ve orta gelir gruplarına yönelik kiralanmak ya da satılmak üzere üretimi kamu otoritesi tarafından sübvanse edilen konutları tanımlamaktadır” (2).

Toplu konut üretiminin başlangıcı Sanayi Devrimi’ne dayanır. Büyük kentlerde kurulan endüstriyel tesisler iş gücü açığını doğurmuş ve sonucunda gerçekleşen kırdan kente göç, kentlerin nüfus yoğunluğunu artırmıştır. Mevcut altyapı bu yoğunluğa cevap vermekte yetersiz kalmış ve yaşam koşulları ağırlaşan işçi sınıfına yönelik yeni konutlar üretilmiştir.

“Ortaçağın günlük üretim koşullarında, işçinin-köylünün konutu, hiç bir zaman bir mimarlık sorunu olarak ortaya çıkmamış. Kendi konutlarını kendileri yapmışlar veya yapamamışlar. Kuşkusuz bu iskanın koşulları, özündeki eşitsizliğin yansıması içinde ve en alt düzeyde olagelmiştir. Kısaca, “kent / kent emekçilerinin iskanı / konut” sorununun tarihi bir sürekliliği vardır. Ne var ki bu sorunun yine tarih boyunca sahip olmadığı boyutlarda ortaya çıkışı, kapitalizmin gelişmesi ve sanayileşme ile olmuştur. Savaşlarda yıkılsa da yeniden kuruluyor olsa da yapısı, zaman içinde durağan sayılabilecek bir hızla değişen kent, 18. yüzyıldan itibaren, yapısal bir dönüşümün etkilerini yaşamaya başlamıştır. Bütün dönemlerin en büyük konut sorunu da bu dönüşümün içinde oluşmuştur. Konut sorununun bu evrede sahip olduğu büyük niceliksel boyut ve niteliksel farklılık onu, daha önceki dönemlerinkinden ayırmaktadır” (3).

Türkiye’de ise cumhuriyetle beraber yeni bir kimlik kazanan başkent Ankara ile başlayan göç dalgası, sonraki on yıllarda endüstriyel faaliyetlerin yoğunlaştığı büyük şehirlere işçi göçüyle devam etmiştir. Konut arzı, talebi karşılayamayınca büyük şehirler gecekondulaşmayla ve kentleşme sorunlarıyla yüzleşmiş, bu sorunlar günümüze kadar süregelmiştir. Kamu eliyle üretilen konutlar arasında Ataköy 1. Etap (1961) ve Eryaman 4. Etap (1994) gibi literatürde önemli yer edinmiş, başarılı örnekler bulunsa da özellikle 2000’li yıllarda acil ihtiyaca cevap olarak üretilen sosyal konutlar, mimari açıdan tatmin edici olmaktan uzaktır. Bu acil ihtiyaç durumu, konut üretiminin ağırlıklı olarak sayısal veriler üzerinden tartışılmasına sebep olurken Türkiye’nin dört bir yanında, bağlam ve iklim gözetilmeden üretilen tip projeleri doğurmuştur. Ancak, dünya literatüründen sayısız örnek göstermiştir ki kısıtlı zaman ve bütçeye rağmen alternatif, nitelikli konut üretimi de mümkündür.

“Sosyal konut kavramını temsil eden çevrelere bakıldığında, özellikle Türkiye ortamında, bunların düşük bütçelerle, hızla, çevresel ve mimari değerleri öne almaksızın gerçekleştirilmiş yoğun yerleşim alanları olduğunu gözlüyoruz. Şüphesiz bu anlamda kısıtlı alım gücü olan gelir gruplarını hedef alan yatırımlardan bahsediyoruz. Öte yandan “Bu grupların alım gücü kısıtları bu konutların çevresel niteliklerinin meşrulaşması için bir haklı bir zemin oluşturmakta mıdır?” sorusunun yanıtı açık kalmaktadır. Bir başka deyişle “Benzer bütçe olanakları ile ya da işlevselleştirilecek başka mekanizmalarla fiziksel çevre kaliteleri daha yüksek, dolayısı ile barındırdıkları yaşam kaliteleri artırılmış çevreler elde etmek olası mıdır?” sorusu üzerinde düşünmek gerekir” (Celal Abdi Güzer) (4).

Kaynaklar

1. TDK Sözlüğü.
2. Bingöl, Ö., “Sosyal Konut Yerleşmelerinde Kentsel Mekan Üretimi: İstanbul Kayabaşı 24. Bölge Sosyal Konut Yerleşmesi” Megaron, Cilt: 14 Ek: Özel Sayı, 2019.
3. Batur, A., “Toplu Konutun Tarihsel Gelışımı ve İki Örnek”, Mimarlık Dergisi-156, 1978.
4. https://www.arkitera.com/haber/sosyal-konut-tanimi-dinamik-bir-tanimdir/

Şerifali Sosyal Konut Yerleşmesi
Ataşehir, İstanbul

Mimari Tasarım
Bingöl Barka Mimarlık & Danışmanlık (BBMD)
Tamamlanma Tarihi
2015
İşveren
T.C. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
Fotoğraflar
BBMD

Ataşehir Şerifali Sosyal Konut Yerleşmesi, kamuya ait konut uygulaması olması nedeniyle çok kısıtlı ekonomik ve zamansal ölçütlere bağlı olarak projelendirilmiş ve uygulanmış. Projede, kent içi parsel ölçeğindeki bitişik düzenli sıradan yapıların, neredeyse anonim bir karaktere sahip basitliğinin değeri ve gücü referans alınmış. Basit mekansal düzenlemeler ve alelade malzemeler ile üretilen, gücünü bir araya gelme yönteminden alan kentsel ve yapısal kurgular göz önünde bulundurulmuş. Yerleşmede 214 konut birimi bulunuyor.

Chipiona Mezarlığı’nın Yanındaki Konutlar
Cádiz, İspanya

Mimari Tasarım
Gabriel Verd, Simone Solinas
İşveren
Chipiona Belediyesi
Tamamlanma Tarihi
2016
Fotoğraflar
Jesús Granada

Cádiz sahilinin tipik tarihi yerleşimlerinden Chipiona, aynı zamanda Endülüs’ün en eski tatil beldelerinden biri.

Chipiona Mezarlığı’nın yanındaki, 1.500 metrekarelik eski bir mezbahada inşa edilen 22 konut, burayı önceden düzensiz bir şekilde mesken edinmiş düşük gelirli ailelere yönelik tasarlanmış.

Konutlarda, maksimum kullanım alanına sahip kullanışlı ve tanımlı iç mekanlar elde etmek hedefenmiş. Islak hacimler, bir standarda ulaşmak ve maliyetleri en aza indirmek için yapının merkez bandına yerleştirilmiş. Konut grubunun kalbindeki avlu, büyük bir aileyi andıran yerleşim sakinlerinin bir araya gelerek sosyalleşebileceği bir mekan olarak düşünülmüş.

Yerleşim, çevre koşullarına ve kasabanın yaşam biçimine adapte edilmiş. Yerel malzemeler tercih edilmiş ve bölgenin mimari kompozisyonlarına referans verilmiş.

Comfort Town
Kiev, Ukrayna

Mimari Tasarım
archimatika
Tamamlanma Tarihi
2020
İşveren
KAN Development
Fotoğraflar
Andrey Avdeenko, Alexander Angelovskiy

Comfort Town, 1950-60’lardan kalma sovyet yapılarının arasında tıpkı eski bir halı üzerinde duran legoları andırıyor. Mağazalardan restoranlara, okullardan spor salonlarına modern yaşamın tüm ihtiyaçlarına cevap veren 8.500 dairelik konut grubu, kentin içinde bir kent teşkil ediyor.

2 ile 16 kat arasında değişen, avlulu bloklardan oluşan yerleşimde, sınırlı bütçe gereği basit geometrik şekiller tercih edilmiş. Tasarımın cesur renk çözümleri, farklı eğimlere sahip beşik çatılarla birlikte monotonluğu kırıyor.

Yeşil rekreasyon alanları, çocuk parkları, çok yıllık ağaçlar, yaya yolları, heykeller ve çeşmeler ile yerleşimi sosyal yönden desteklenmiş. Eski, terk edilmiş ve modası geçmiş kentsel mekanlar rekreasyon amaçlı dönüştürülerek kentsel canlılık artırılmış ve daha yaşanabilir bir çevre elde edilmiş.

Dortheavej Konutları
Kopenhag, Danimarka

Mimari Tasarım
BIG
Tamamlanma Tarihi
2018
İşveren
Bo-Vita
Fotoğraflar
Rasmus Hjortshoj

BIG, kar amacı gütmeyen uygun fiyatlı konut derneği Lejerbo’nun “Homes for All” misyonuna, tasarladığı 6.800 metrekarelik sosyal konut projesi ile katkıda bulunmuş. Düşük gelirli vatandaşlara yönelik üretilen, büyüklükleri 60 ile 115 m2 arasında değişen, yüksek tavanlı ve teraslı 66 konut, oldukça kısıtlı bir bütçeyle inşa edilmiş.

Konut grubu, Kopenhag’ın kuzeybatısında, 1930-50’lerden kalma tamir atölyeleri, depolar ve endüstriyel yapılar ile karakterize edilen bir bölgede yer alıyor. Dortheavej Konutları’nın karakteristik damalı desenini prefabrik üniteler oluşturuyor. Gözenekli bir duvar olarak tasarlanan bina, merkezde hafifçe kıvrılarak güneye bakan bir meydancık tanımlarken etrafındaki yapılarla birlikte kuzeyde bir yeşil avlu yaratıyor. Bina, sokak kotunda avluya erişimi sağlayan boşlukları barındırıyor.

Eğri boyunca tekrar eden konut modülleri, komşu binaların yüksekliğine kadar istiflenmiş. İstifleme, her daireye küçük bir balkon sağlayacak şekilde gerçekleşmiş. Güney cephesine balkonlar sayesinde derinlik kazandırılmış. Uzun ahşap plakalar cepheyi her yönden kaplayarak modülleri vurgulamak hedefiyle, farklı doğrultularda konumlandırılmış. Tasarımda ahşap ve beton gibi basit malzemeler, açık renkli halleriyle kullanılmış.

Leaf Street Konutları
Manchester, İngiltere

Mimari Tasarım
Mecanoo
Tamamlanma Tarihi
2018
İşveren
One Manchester
Fotoğraflar
Greg Holmes Photography

Leaf Street Konutları, Manchester şehir merkezinin dışındaki Hulme bölgesinde, kentsel dönüşüm geçmişine sahip bir alanda bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Viktorya döneminin tipik evleriyle dolu bölge, savaşın ardından, ciddi inşaat ve tasarım hatalarıyla gölgelenen, 13.000’den fazla nüfusuyla dönemin Avrupa’sının en büyük konut yerleşimi olan Hulme Crescents’i barındırmış. Leaf Street Konutları ise 85 apartmanı ve 20 müstakil evi aynı arsada birleştiren, dördüncü nesil kentsel dönüşüm projesi.

Yerleşim, arsanın güneydeki ana cadde ve çok katlı yapıların olduğu bölümünde beş kat yüksekliğe ulaşırken diğer müstakil konutlara komşu olunan kuzeyinde ise üç kata düşüyor. Dolayısıyla Leaf Street Konutları, kentin farklı karaktere sahip bölümleri arasında tampon bölge rolünde.

Kütleler arsaya iki kamusal yeşil avlu tanımlayacak şekilde dağıtılmış. Bu iki avlu, apartman girişlerini içeren bir sokak ile bağlanmış. Mevcut ağaçlar korunarak eklenen çeşitli bitki örtüsüyle yerleşim sakinlerinin farklı mevsimleri deneyimleyebilmesi hedeflenmiş. Bisiklet ve yaya yolları ise çevredeki mevcut yollara entegre edilmiş.

Maréchal Fayolle Caddesi’ndeki Konutlar
Paris, Fransa

Mimari Tasarım
Kazuyo Sejima + Ryue Nishizawa / SANAA
Tamamlanma Tarihi
2018
İşveren
Paris Habitat
Fotoğraflar
SANAA

Maréchal Fayolle Caddesi’ndeki Konutlar, Haussman şehirciliği örneği bir bölge ile Boulogne Ormanı arasında bulunuyor.
Tasarım, organik formlar ile karakterize edilmiş ve kavisli cepheler, doğal ışık, havalandırma ve manzara için birden fazla yöne sahip daireleri mümkün kılmış. Binalar zemin katta ayaklar üzerinde yükselen 4 kattan oluşuyor. Bu sayede, yaya kotunda süreklilik sağlandığı gibi park ile görsel ilişki kuruluyor. Kolonlar arasında kalan bu alan bina girişlerini, karşılama alanlarını ve bisiklet depolama bölümlerini barındırıyor.

Her hacmin farklı bir forma sahip olması, farklı plan çözümlerini mümkün kılmış. Eğrilerin çeşitliliği aynı zamanda binaların sokağın farklı noktalarından farklı algılanmasını sağlıyor. Konut grubu, bazı cepheleriyle kesintisiz dalgalı yüzey olarak görünürken, bazı cepheleriyle yerleşimi yararak arkadaki parkla diyalog kuran perspektifler sunuyor. Kütlelerin arsaya dağılımı ise yaya kotunda yer yer açılıp kapanan avlular arasında bir dinamizm yaratmış.

Krem rengi alçı sıva cepheler ve alüminyum panjurlar kıvrımların ifadesini pekiştirerek yapıları mevsimlere ve günün farklı saatlerine göre yumuşak bir renk yelpazesiyle süslüyor.

Zellige Sosyal Konutları
Nantes, Fransa

Mimari Tasarım
tectone architectes urbanistes + tact architectes
Tamamlanma Tarihi
2020
İşveren
Maison Familiale de Loire-Atlantique, CDC habitat, Les Ruches
Fotoğraflar
Cyrille Lallement, Franck Badaire

100 dairelik sosyal konut kompleksi Zellige, Nantes Adası’nda yer alıyor. Proje, 90’larda bir endüstri bölgesi konumundaki adanın 2000’li yıllarda başlayan yeniden yapılandırma planının bir parçasını oluşturuyor.

En basit çözüme odaklanan Zellige projesi, yüksek yoğunluk ihtiyacına yanıt veren, birbiriyle etkileşim halinde olan dört, altı ve on iki katlı üç kompakt hacimden oluşuyor. Ortak kullanım alanları, tasarımda önemli bir yere sahip. Ortak bir atölye, üç ortak yaşam alanı, iki ortak teras, bir ortak bahçe, bir çamaşırhane ve hatta paylaşımlı bir daireye yer verilmiş.

Zellige Sosyal Konutları, kullanıcılar da dahil olmak üzere tüm proje aktörleri arasında bir iş birliği ile hayata geçirilmiş.